Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2379 E. 2023/480 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2379
KARAR NO : 2023/480
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI : 2015/945 Esas 2019/635 Karar

ASIL DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 14/05/2019

BİRLEŞEN DAVA İZMİR 5. ATM 2018/1394 E-2018/1288 K
BİRLEŞEN DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023

Davalı … Şirketi vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkilinin hizmet alımı yolu ile yapılan sayaç okuma işinin ihalesini alan yüklenici firmalar ve … Belediyesine bağlı şirket olduğunu, davalı firmalar ile belediye şirketinde sayaç okuma işçisi olarak çalışan … ’in müvekkili idare aleyhine İzmir 1. İş Mahkemesinin 20011/459 E.sayalı dosya ile açtığı davada kıdem tazminatı. TİS’e bağlı ödenmeyen sosyal haklar,fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ücret tenzili nedeni ile uğradığı kayıplardan doğan alacaklarını müvekkili idareden talep ettiğini, mahkemenin 2012/903 K.sayılı ilamı ile hüküm altına alınan miktarların dava dışı işçi tarafından İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2013/1710 E.sayılı takip dosyası ile takibe konulduğunu, müvekkili idarenin 20.02.2013 tarihinde icra dosyasına 20.247,60 TL ödeme yaptığını,16.12.2013 tarihinde de 1.399,75 TL ödeme yapıldığını tüm bu nedenlerle davalıların müvekkilinin yaptığı ödemeden sorumlu olduklarından dolayı müvekkili idare tarafından İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2013/1710 E.sayılı dosyasına ödenen 20.247,60 TL nin ödeme tarihi olan 20.02.2013 tarihinden ,1.399,75 TL nin de 18.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıların sorumlu oldukları dönemler dikkate alınarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olmakla yapılan açık yargılama sonunda;
GEREKÇE: Dosya Asliye Hukuk Mahkemesinden Görevsizlik kararı ile mahkememize intikal etmiştir.
Davacı taraf davalılardan … A.Ş ye karşı aynı dava dilekçesi ile aynı davayı açtığı ve bu mükerer davanın da bizim davamız ile birleştirildiği görülmüştür.
Davalılardan … Şti sunduğu cevap dilekçesinde; davacının rücu isteminin zamanaşımına uğradığını, dava dışı işçinin 31.10.2007-30.01.2008 tarihleri arasında 3.5 ay çalıştığını, kıdem tazminatı hakkının bulunmadığını, diğer hak ve alacaklarını bilmediklerini, ancak davacının müvekkili firmadan belirtilen dönem içerisinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, davacı idare ile kurulan iş ilişkisinde kamu kurumunun asıl işveren, taşeron firmanın alt işveren olduğunu, iş sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerde asıl işverenin de alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunu, tüm çalışma koşullarının idare tarafından belirlendiğini, alt işverenin işçiler üzerinde yönetim hakkının bulunmadığını, işçinin özlük haklarından davacı kurumun sorumlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … A.Ş verdiği cevap dilekçesinde, … Belediyesi ile müvekkili firma arasında üst/alt işveren ilişkisi bulunmadığını, dava dışı … ’in müvekkili davalı şirkette 18.01.2011 ve 13.04.2011 tarihleri arasında çalıştığını,bu sebeple adı geçen işçinin 01.01.2011 tarihinden önce ihale kazanmış taşeron şirketlerde çalışmasından dolayı haklarının o şirketler ile onunu üst işvereninden talep edilmesi gerektiğini, zira müvekkili şirketin ihaleyi kazanıp hizmet alım sözleşmesi ile 01.01.2011 tarihinden itibaren hizmet vermeye başladığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: ” …Dava, asıl işveren olan davacının davalılar tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/3740 Esas ve 2018/8400 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, işçinin çalışmış olduğu her bir alt işveren dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenlerin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden rucüen tahsilini talep edebilir.Davamızda olduğu gibi İhbar tazminatı dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu dava dışı ve davalı alt işverenler, davacı üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere tamamından sorumludurlar. Alınan kök ve ek rapora göre davalıların sorumlu olduğu miktarlar da belirlenmiştir.Buna göre,davalı … Şti.nin sorumlu olduğu miktar 279,42.-TL olduğu, davalı … A.Ş nin sorumlu olduğu miktarın 9.965,86 TL olduğu, Davalı … Şti.nin sorumlu olduğu miktarın 4.483,97 TL olduğu, davalı …ın sorumlu olduğu miktarın 5.628,25 TL olduğu, davalı … A.Ş nin sorumlu olduğu miktarın 1.289,84 TL olduğu, toplam alacağın 21.647,35 TL olduğu … ” gerekçesi ile, asıl davanın KABULÜ ile, davalı … Şti yönünden 279,42.-TL’nin, davalı … AŞ (Eski ünvanı … AŞ) yönünden 9.965,86.-TL’nin, davalı … Şti yönünden 4.483,97.-TL’nin, davalı … AŞ yönünden 5.628,25.-TL’nin, davalı … AŞ yönünden 1.289,84.-TL olmak üzere toplam 21.647,35.-TL’nin 20.247,60.-TL’sinin 08/03/2013 tarihinden, 1.165,75.-TL’sinin 18/12/2013 tarihinden, kalan 234,00.-TL’lik kısmın ise dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalılardan ayrı ayrı alınarak davacıya verilmesine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı … Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanmış teknik şartnamede yer alan yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin hükmün kapsamı irdelenmeksizin dava dışı işçinin çalıştığı dönemlere göre davalıların sorumlu tutulması gerektiğine kanaat getirildiğini, ancak Sayın Yerel Mahkeme tarafından dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin teknik şartnamenin ilgili maddesi kapsamında kalıp kalmadığı hususunun irdelenmediğini, bilirkişi tarafından her ne kadar dava dışı işçiye yapılan kıdem tazminatı ödemesi müvekkili şirketin sorumlu tutulduğu kıdem tazminatı hesabından mahsup edilmişse de cevap dilekçesi ve işyeri şahsi dosyası içerisinde sunulan dava dışı işçinin imzasını havi ibranamenin göz ardı edilerek yıllık izin ücretinden de müvekkili şirkete sorumluluk atfedildiğini, müvekkili şirket tarafından dava dışı işçiye tüm ödemeler eksiksiz şekilde yaptığı halde son alt işveren sıfatı ile diğer alt işverenlerin borçları da dahil olmak üzere tüm borçtan sorumlu olduğunun tespitinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın esastan reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesine dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2019 tarihinden itibaren ise, bu sınır 4.400,00 Türk Lirasıdır. Davalı tarafın istinafa konu ettiği miktarın 1.289,84 TL olması nedeniyle 14/05/2019 tarihli gerekçeli karar bu hali ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2019/2829 esas ve 2019/4446 karar sayılı ilamı, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2021/10394 esas ve 2022/13053 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince davalı … Şirketi vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle peşin alınan harcın davalı … Şirketi’ne iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2023