Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2364 E. 2023/477 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2364
KARAR NO : 2023/477

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2018
NUMARASI : 2017/629 Esas – 2018/217 Karar

DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 09.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.03.2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesi ile, müvekkili şirketi tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalı şirkete ait muhtelif plakalı araçların ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla İzmir 20.İcra Müdürlüğü’nün 2017/5010 Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emrinin, davalı şirkete 29.03.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirket tarafından dosyaya 30.03.2017 tarihinde dosyanın tamamına itirazda bulunulduğunu, itiraz konusu dosya alacağı hakkında takibin devamı amacıyla bu davanın açıldığını, yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenlerle İzmir 20.İcra Müdürlüğünün 2017/5010 Esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesi ile, mahkemenin yetkisiz olduğunu, 6100 Sayılı HMK göre genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin adresinin Muğla olduğunu, bu nedenle Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesine dosyanın gönderilmesi gerektiğini, esas yönünden; müvekkili şirkete ait araçta … Bankasına ait OGS cihazı takılı olduğunu tüm gğeçiş ücretlerinin OGS cihazından tahsil edildiğini, bu bağlamda ihlalli geçiş olmadığından müvekkili şirketten ihlali geçiş nedeniyle ceza talep edilemeyeceğini, takibin bu yönden haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali talebinin reddine , davacı aleyhine kötü niyetli olarak icra takibi başlatması nedeniyle % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
Davanın, İİK.nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali istemine yönelik olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinde davalının süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı tüzel kişinin ikametgahının Bodrum olduğu, davalının süresinde mahkemenin yetkisine itirazda bulunduğu, davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak İzmir İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmediği, icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmadığı, HMK.nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, buna göre, davalı şirketin dava tarihi itibariyle şirket merkezi Bodrum’da bulunup, davalı tarafça süresi içinde yetki itirazında bulunulduğundan davalının yerleşim yerinin de Bodrum olması nazara alınarak davalı şirket aleyhine açılan bu davada yetkili mahkemenin Bodrum Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi olduğu dolayısıyla Bodrum Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’nin davaya bakmakla yetkili olduğundan mahkemenin yetkisizliğine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazının İİK m.50/2 gereğince esas hakkındaki itirazla birlikte yapılması gerekirken, davalı yanca yetki itirazının ileri sürülmediği, yetkisiz bir icra dairesinde başlatılmış bir takibe karşı, borçlunun süresi içerisinde yetki itirazını ileri sürmemesi halinde yetkisiz icra dairesinin yetkili kabul edileceği ve icra takibine ilişkin diğer işlemlerin de bu icra dairesi tarafından yerine getirileceği, davalı şirketin yetki itirazında bulunmadığı için İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisinin sabit olduğunu, itirazın iptali davasını görme yetkisinin takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğu ve itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yargı sınırları içerisinde başlatılmış bir icra takibinin bulunmasının zorunlu olduğu bu nedenlerle mahkemenin yetkisizlik sebebiyle usulden ret kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamında davalının süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, eldeki davada da davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak İzmir 20. İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Davada genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmeddiğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2018 tarih ve 2017/629 Esas 2018/217 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.