Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2361 E. 2023/369 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2361
KARAR NO : 2023/369

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI : 2018/801 Esas – 2019/521 Karar
DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 01.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.03.2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilin sahibi ve işleteni olduğu … mağazasından belli miktarda deri satın aldığı ancak satın aldığı derilerin ücretini ödemediğinden hakkında icra takibi açıldığı, öncelikle İstanbul 5.İcra Müdürlüğü’nün 2016/37873 Esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığı ve borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu, yetki itirazı da yapıldığından dosyanın Torbalı İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği, Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2018/1571 E. Sayılı dosyası ile icra takip dosyası açıldığı ve borçluya ödeme emri gönderildiği, ödeme emrine itiraz süresi içerisinde itiraz ederek takibin durdurduğu, davalının müvekkile karşı borcunu inkar ettiği ve dolandırıcılık yapmaya çalıştığı, davalının Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2018/1571 E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine yapılan takibin hukuken geçerli olmadığı, bu davada İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri değil icra takibinin yapıldığı Torbalı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, bahse konu faturalardan …’nın haberi olmadığı gibi imzasının da olmadığı, söz konusu faturaların herhangi bir imza ve yetki ve görevi olmayan … imzası ise de bu şahsa … adına herhangi bir mal teslim edilmediği ve bu şahıs tarafından herhangi bir mal alınmadığı, davacının davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Davacı tarafça faturalara dayalı borcun ödenmediğinden bahisle davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, dava ve takip konusu alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı defterlerinin sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak yapıldığı, defter kayıtlarının faturalarla uyumlu olduğu, dava konusu faturaların bedelinin davacı ticari defterlerine borç kaydedildiği tarihten itibaren 2016 yılı içinde söz konusu faturalara ilişkin tahsilat kaydı bulunmadığı, davacının 2016 takvim yılı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu davalıdan ticari defter kayıtlarına göre 251.016,06TL mal bedeli ve 20.081,29TL KDV alacağı olmak üzere toplam 271.097,35TL alacaklı olduğu tespitleri hükme esas alınarak, davanın kabulü ile, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur” gerekçesi ile;
“Davanın KABULÜ ile davalının Torbalı İcra Müdürlüğünün 2018/1571 Esas sayılı dosyasına yaptığı vaki itirazın iptaline,
Asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve neticelerine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu faturalardan müvekkilinin haberinin olmadığı gibi imzasının da bulunmadığını, faturaların nakliye ile gönderildiğini, TTK hükümlerince iadeli taahhütlü mektupla davalıya gönderilmesi gerektiğini, tebligatın kanuna uygun olmadığını, söz konusu faturaların yetkisi olmayan … imzasına teslim edildiğini, bu şahsa … adına herhangi bir mal teslim edilmediğini ve bu şahıs tarafından herhangi bir mal alınmadığını, iş yerinin …’ya ait olup … ile alakası olmadığını, davaya konu alacak fatura belgesinin …’nın yanında çalışan …’a WhatsApp vasıtası ile gönderildiğini, bu işi de …’nın haberi olmadan muhasebecisine göndererek işleme aldığını, ancak …’un imza yetkisi olmadığını, sundukları davalı delilleri ve icra dosyasının mahkemece araştırılmadığını, imza incelemelerinin yapılmadığını, delillerin değerlendirilmediğini, tanıklarının dinlenmediğini, mahkemece kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67. madde gereğince itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf davalıya mal sattığını davalının takibe konu 2 adet fatura borcunu ödemediğini iddia etmektedir.
Davalı taraf ise mal teslim almadığını borçlu olmadığını savunmaktadır.
İlk derece mahkemesince davacı defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmış, 31/01/2019 tarihli raporda; takibe konu 2 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalara ilişkin ödeme kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı istinaf dilekçesinde; faturaların çalışanı olan …’a gönderildiğini, onunda muhabesicisine verdiğini beyan etmiş, cevap dilekçesinde de …’a faturaların teslim edildiğini ikrar etmiştir.
Tüm bu bilgiler ışığında; faturaların davalının da ikrar ettiği gibi yanında çalışan …’a teslim edildiği, faturalara davalı tarafça süresinde itiraz edilmediği, fatura konusu malların teslim alınmadığı veya faturalara ilişkin borçlu olmadığı yönünde ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalının fatura bedellerini ödediğine dair bir ödeme belgesi de sunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince verilen davanın kabulü kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davacı defterlerinde davacının takibe konu faturalardan kaynaklı davalıdan alacaklı olmasına, davalının takibe konu faturalara ilişkin borcunu ödediğine ilişkin bir delil sunmamasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarihli ve 2018/801 Esas – 2019/521 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 18.518,65 TL nispi karar harcından peşin olarak alınan 4.630,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.888,65 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.