Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2358 E. 2023/368 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2358
KARAR NO : 2023/368

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI : 2015/25 Esas – 2019/433 Karar
DAVA KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
BAM KARAR TARİHİ : 01.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.03.2023

Davacı vekili ve davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl borçlu … AŞ ile … AŞ arasında yapılan genel kredi sözleşmesine istinaden adı geçen şirkete kredi kullandırıldığı, davalının bu sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaları bulunduğundan alacaklıya karşı sorumluluğu bulunduğu, kredi borçlarının ödenmemesi sebebiyle ihtarname gönderildiği yine borç ödenmediğinden davalının İzmir 12.İcra Müdürlüğü’nün 2013/7297 E. Sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin davalı yönünden 129.019,30TL üzerinden devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; icra müdürlüğünden taraflarına gönderilen ödeme emrinin tarihinin 19/06/2013 olduğu, hesabın kat edildiği 11/06/1996 ile icra takibinin başlatıldığı 19/06/2013 tarihleri arasında 17 yıl olduğu, genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarih ile hesabın kat edildiği tarihlerdeki yürürlükte olan zamanaşımı hükümleri dikkate alındığında sözleşme zamanaşımı olan 10 yıllık sürenin dolduğu, alacağın zamanaşımına uğradığı, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Davacı tarafça kredi borcuna dayalı borcun ödenmediğinden bahisle davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, dava ve takip konusu alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak her ne kadar bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere alacağın tahsili istense de dava sırasında davalının vefat ettiği, ölüm tarihinde terekenin borca batık olduğu, ödemeden aczi ve malvarlığına ilişkin olarak Kurumlara yazılan müzekkere cevaplarına göre davalının üzerine kayıtlı taşınmazı bulunmadığı, banka ve diğer kurumlarda hak ve alacağının olmadığı anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesinde yer alan ret hakkına göre, “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş yani hükmi ret sayılır. Bu durum kendiliğinden irade açıklaması ya da dava yoluna gidilmeksizin oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği varsayılır. Ayrıca mirasçılar da davalının ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu dile getirmişlerdir. Ancak; Davanın açıldığı tarihte, davalıların miras bırakanının terekesinin borca batık olduğu ve mirasın reddedilmiş sayılacağı henüz belli değildir ve davacıdan bu hususları bilmesi ve öngörmesi de beklenemeyeceğinden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek, Yukarıdaki sebeplerle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur” gerekçesi ile;
“1-Davanın REDDİNE ve neticelerine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta yatırılan 2.203,35TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.158,95-TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı vekili için vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmen red kararı verilebilmesi için murisin vefat ettiği tarih itibariyle mirasçıların da mal varlığının araştırılarak tespit edilen mal varlıklarının muristen intikal ile kazanılıp kazanılmadığının araştırılması, murisin ölüm tarihinden önce muris adına kayıtlı mal varlıklarından mirasçılara devredilen herhangi bir mal varlığının olup olmadığının, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapılan muvazaalı işlemlerin olma ihtimaline binaen araştırılması gerektiğini, bu hususların yeterince araştırılmayıp eksik inceleme ile karar verildiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davası olduğu, dolayısıyla konusunun para olduğu ve defi olarak ileri sürülen mirasın hükmen reddi nedeniyle davanın reddine karar verildiğinden yasa ve asgari ücret tarifesi gereğince davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava: Genel Kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeni ile yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 605.maddesinin 2.fıkrası hükmü uyarınca: “Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” Hükmi ret olarak nitelendirilen bu durumun tespiti dava yolu ile ileri sürülebileceği gibi açılmış bir davada def’i yoluyla da savunulabilir. Eldeki davada da bu husus def’i suretiyle ileri sürülmüştür.
İlk derece mahkemesince, murisin ölümü tarihinde terekesinin borca batık olup olmadığı hususunda bankalara, tapu müdürlüğüne, Vergi Dairesine, SGK ya müzekkereler yazılmış, muris adına kayıtlı araç olup olmadığı araştırılmış, yapılan araştırmalarda muris adına kayıtlı herhangi bir malvarlığı ve alacak tespit edilmemiştir.
Dosyaya sunulan denetime elverişli ve açık olan 06/01/2016 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının muristen toplam 146.756,71 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Dolayısıyla murisin ölüm tarihi itibariyle terekesi borca batık olduğundan dahili davalı mirasçılar tarafından miras hükmen reddedilmiş sayılmıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen red kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Her ne kadar dahili davalılarca, lehlerine vekalet ücretine hükmolunmaması nedeni ile kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; davalıların murisi dava devam ederken vefat etmiş olup, mirasın hükmen reddinin dahili davalılarca def’i olarak ileri sürüldüğü anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davalılar lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi doğru bulunmuştur.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; dahili davalıların murisinin terekesinin borca batık olmasına, davalılar lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinin hukuka uygun olmasına göre davacı ve davalılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 tarih ve 2015/25 Esas – 2019/433 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı ve davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılardan alınması gereken 8.813,30 TL nispi karar harcından peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.768,90 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı ve davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.