Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2357 E. 2023/531 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2357
KARAR NO : 2023/531

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2019
NUMARASI : 2017/658 Esas – 2019/537 Karar

DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 22.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.03.2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, şirkete ait … model ekskavatörün arızalanması sebebiyle tamirinin yapılması için davalı tarafa verildiğini, davalı tarafça 246956 seri nolu 25.547,00 TL bedelli fatura tanzim edildiğini, müvekkili tarafından 15.000 TL fatura sebebiyle ödeme yapıldığını, aracın tamir edildiği bildirilmiş ise de iş gücü kapasitesi altında çalışmaya başladığını, istenilen verimin alınamadığını, İzmir 20. Noterliğinin 06/06/2016 tarih 08484 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bildirimde bulunulduğunu, 3 gün içerisinde sorunun giderilmesi aksi halde iade faturanın davalı tarafın defterlerine işlenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen sorunun giderilmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını, makinenin tamir edilmemesi nedeniyle müvekkil şirketçe 020470 seri nolu 10.750,00 TL bedelli iade faturasının davalı şirkete gönderildiğini ancak davalı tarafça Bornova Noterliğinin 30/05/2016 tarih 07843 yevmiyesiyle ihtarname ile faturanın iade edildiğini, davalı şirketçe davaya konu makinenin tamir edilmediğini, icra takibine konu edilen faturadan dolayı davalı şirketin hak ve alacağının bulunmadığını, davalı tarafça İzmir 14.İcra Müdürlüğünün 2016/16373 esas sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine 14.842,20 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, usulüne uygun yapılmayan tebligat nedeniyle takibin kesinleştiğini, takipte talep edilen faizin fahiş tutarda olduğunu, usul ve yasaya aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle İzmir 14.İcra Müdürlüğünün 2016/16373 sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; … model ekskavatörün müvekkil şirket tarafından bakıma alınarak servis hizmeti verildiğini, bakiye alacağın 25.547,00 TL’nin davacı tarafından tek taraflı olarak tayin edildiğini, davacı bununla birlikte servis bedeli bakiyesi 10.547,00 TL yi müvekkili şirkete ödemediğini, bakiye alacağın tahsili için takip başlatıldığını, haksız davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE: “…Dosyaya toplanan deliller alınan bilirkişi raporları, icra dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; dava konusu ekskavatörün tamirinden kaynaklı faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının ticari ilişki kapsamında 203,00 TL alacaklı göründüğü, davalının tamir ve bakımın gerektiği gibi yapıldığına dair herhangi bir delil sunulmamış olması, karşısında davanın kabulü ile davacının İzmir 14.İcra Dairesinin 2016/16373 takip sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine,
Dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur” gerekçesi ile;
“Davanın KABULÜ ile davacının İzmir 14.İcra Dairesinin 2016/16373 takip sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görülmekte olan menfi tespit davasında davacının hizmeti alan taraf, davalının ise hizmeti sunan alacaklı taraf olduğunu, takip alacaklısı davalı müvekkilinin bakım onarım hizmetini işin fen ve tekniğine uygun bir biçimde ifa ettiğini, davacı takip borçlusunun bakım ve tamiri yapılan ekskavatörünü çalışır vaziyette teslim aldığını, mutabık kalınan bakım ve tamir bedelinin 10.547,00 TL’lik kısmını herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödediğini, bakım ve onarıma ilişkin servis formlarının dosyaya ibraz edildiğini, yaptırılan bilirkişi incelemesinde de bu hususun sübuta erdiğini, hal böyle olmakla birlikte, konunun hatalı bir biçimde değerlendirilip, davacı – davalı taraf karıştırılmak sureti ile tesis olunan davanın kabulüne dair hükmün kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının İzmir 14. İcra Dairesi’nin 2016/16373 takip sayılı dosyasına konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf , davalının kendisine ayıplı hizmet verdiğini , takibe konu faturadan kaynaklı bakiye borcunun olmadığını iddia etmektedir.
Davalı taraf ise; davacıya ayıplı hizmet vermediğini, davacının takibe konu faturadan kaynaklı kendisine borçlu olduğunu, davacının, bakiye borcu ödemediğini savunmaktadır.
İlk derece mahkemesince; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda aldırılan denetime elverişli ve açık bilirkişi heyeti rapor ve ek raporlarına göre; dava konusu iş makinesinde bulunan performans düşüklüğü şikayetinin dava konusu tamirat işleminden bağımsız olarak başka nedenlerden de kaynaklanabileceği, şikayetin nedeninin dava konusu tamirattan kaynaklanması halinde ise; Davacı Şirkete ait … Model Ekskavatörün tamiri ile ilgili şikayetinin Davalı … Şti. tarafından 22.06.2016 tarihli servis formunda belirtildiği ve Davacı … Şti tarafından da onaylandığı şekilde giderildiğinin belirtildiği, yani davaya konu ekskavatördeki sorunun giderildiğinin davacı tarafça da 22.06.2016 tarihli servis formunun imzalanmak suretiyle kabul edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı, davacıya vermiş olduğu hizmet bedelinin istemekte haklıdır. Taraflar arasında hizmet bedeli hususunda bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Sunulan delillere göre davalı tarafça eksvaratörün tamiri ile ilgili şikayet giderildiğinden davacı davasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle takipteki asıl alacak yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı tarafça icra takibinde asıl alacağa %5 oranında faiz işletilerek işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de; davalı tarafça davacının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil sunulmadığından işlemiş faiz yönünden davacının davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Takipten sonra işleyecek faiz yönünden ise ; davalı tarafça asıl alacağa %5 oranında faiz işletilmesi talep edilmiş olup, bu talebin dayanağı da davalı tarafça 31.03.2016 tarihli 246956 seri nolu faturanın altında “zamanında ödenmeyen faturalara aylık %5 vade farkı uygulanır” ibaresi olduğu gösterilmiştir. Yargıtay 11. HD nin 2021/4558 esas, 2022/8653 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 27/06/2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K.sayılı kararında, “….Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK’nın 23/2. maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı tarafça kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceğine” yönünde içtihatları birleştirmiş olup, davalının salt faturadaki kayda dayalı olarak vade farkı talebinde bulunmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla somut olayımızda davalı taraf icra takibinde takipten sonra işleyecek faiz olarak sadece takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar işleyecek avans faizini talep edebilecektir.
Tüm bu bilgiler ışığında; HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür. Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1)6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/05/2019 tarih ve 2017/658 Esas 2019/537 Karar sayılı hükmün HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2)Davalıdan peşin alınan 255,00 TL nispi istinaf karar harcının, talebi halinde davalıya iadesine,
3)Davalı tarafın yapmış olduğu 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4)Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6)Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde ilgilisine iadesine,
KALDIRILAN İLK DERECE MAHKEMESİ HÜKMÜ YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
B-1)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davacının İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2016/16373 esas sayılı takip dosyasına konu 4.295,20 TL işlemiş faiz yönünden ve takip tarihinden itibaren, fiili ödeme tarihine kadar işleyecek avans faizi oranı üzerinde kalan işleyecek faiz yönünden davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2)Davacı tarafından yatırılan 253,47 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)Davacı tarafından peşin yatırılan 253,47 TL harcın alınması gerekli 293,40 TL nispi harçtan mahsubu ile eksik kalan 39,93 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir yazılmasına,
4)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.295,20 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6)Davacı tarafından yapılan 1.793,70 TL toplam yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak 519,08 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7)Kararın kesinleşmesinden sonra kalan avansın taraflara ödenmesine,
8)Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 bendi ile aynı Kanun’un 362/1-a maddesi uyarınca 22.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.