Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2344 E. 2023/456 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2344
KARAR NO : 2023/456
KARAR TARİHİ: 09/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI : 2018/44 Esas 2019/789 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 09/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2023
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle ; davalı idarenin hizmet alımı yolu ile yapılan sayaç okuma ihalesini alan yüklenici firma olduğunu, davalı firmada işçi olarak sayaç okuma işinde çalışan dava dışı …’ın idarenin ve davalı şirketin aleyhine İzmir 11. İş Mahkemesinin 2015/685 esas sayılı dosyası ile açtığı davada toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark kıdem tazminatı alacağının ödenmesini talep ettiğini, mahkemenin 2017/76 karar sayılı ilamı ile 2.796,74 .TL brüt kıdem tazminatı alacağını 09/08/2015 tarihinden itibaren işleyen en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedildiğini, karar miktar itibariyle nitelikte olduğundan istinaf edildiğini, bu aşamada dava dışı … 11. İş Mahkemesinin 2015/685 esas, 2017/76 karar sayılı ilamını İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/5116 sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, idarece İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/5116 sayılı dosyasına 06/06/2017 tarihinde 6.667,43 TL ödemede bulunulduğunu, ayrıca 26,14 TL Damga vergisi ödendiğini, dava dışı işçi …’ın fark kıdem tazminatı alacağından davalı şirket sorumlu olduğunu, her ne kadar işçi karşısındaki müteselsil sorumluluk ilkesi gereği 11. İş Mahkemesince ilama bağlanan alacak müvekkil idare tarafından ödenmiş olsa da bu alacaktan esas sorumlu olanın davalı olduğunu, dava dışı işçinin idare bünyesinde çalıştığı süreye ilişkin hak etmiş olduğunu, kıdem tazminatının kendisine ödendiğini, İzmir 11. İş Mahkemesinin 2015/685 esas sayılı dosyası ile dava edilen toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark kıdem tazminatı alacağından toplu sözleşmeyi yapan davalı şirketin yasal düzenlemeler gereği sorumlu olduğunu, huzurdaki dava ile idarece ödenen toplamda 6.693,57 TL bedelin ödenme tarihleri itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte rücuen tahsilini talep ettikleri, idare tarafından İzmir 21 icra Müdürlüğünün 2017/5116 sayılı dosyasına 06/06/2017 tarihinde ödenen 6.6647,43 TL ile 05/06/2017 tarihinde ödenen 26,14 TL damga vergisinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı …, … Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bur kuruluş olup kamu kurumu niteliğine haiz olduğunu, bu kapsamda 11/09/2014 tarihinde 29116 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6552 sayılı kanun 8 maddesi gereğince İş Kanunun da yapılan yeni kanuni düzenleme ile kamu ihale kanunu uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatı hususu düzenlendiğini, buna göre alt işverende çalıştırılan işçiler alt işverenin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşa ait iş yerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışma sürelerine ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait iş yerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit edileceği ve ilgili kamu kurumu tarafından ödeneceği açıkça yer aldığını, bu nedenle son düzenleme ile kıdem tazminatında müvekkil şirketin sorumluluğu kalmadığını, buna bağlı olarak da kıdem tazminatının taleplerinin müvekkil şirket açısından hiçbir geçerliliği kalmadığını, ihale sonucu davalı şirketin akdettiği hizmet alımı sözleşmeleri hukuken geçerli sözleşmeler olduğunu, bunun yasal dayanağının 4857 İş Kanunun 2 maddesi ve 5393 sayılı Kanunun 67. Maddesi olduğunu, bu maddelerde de belediyelerin 5393 sayılı kanunun 67. Maddesi ve 4857 sayılı kanunun 2 maddesi hükümlerine göre hizmet alanımı yolu ile personel çalıştırılmasının mümkün kılındığını, müvekkilinin … A.Ş ile … Genel Müdürlüğü arasındaki sözleşmelerin hukuken geçerli olan bir hizmet alım sözleşmesine dayandığını, söz konusu hizmet alımı sözleşmelerinin 4734 sayılı Kamu ihale Kanununun 19 maddesine istinaden açık ihale usulü ile yapıldığını, bu ihalelerin herkese açık olup ilan edildiğini, en avantajlı teklifi ise … A.Ş ‘nin sunduğunu, … A.Ş ‘nin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olarak kurulan ayrı tüzel kişiliği kadrosu işleyişi ve hukuksal bağımsızlığı olan bir anonim şirket olduğunu, … Genel Müdürlüğü ile müvekkili … A.Ş arasında geçerli bir üst / alt işveren asıl ilişkisi bulunmadığını, müvekkil şirketin 6552 sayılı yasada yapılan yeni düzenleme gereği kıdem tazminatı ödemelerinden sorumluluğu kalmadığına dair itirazının baki kalmak kaydıyla müvekkil şirketin kıdem tazminatından sorumlu olacağı kanaatine varılsa dahi dava yönünden kıdem tazminatından sorumlu olduğu dönem 02/07/2012-09/08/2015 dönem olduğunu, davacının dayanaksız şekilde genel ifadelerle açmış olduğu işbu dava haksız olmakla reddini, haksız ve hukuki dayanaktan mesnetten yoksun davanın reddi ile tespit edilecek diğer alt işverenlere davanın ihbarı ile mahkeme masrafı ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık : Halef davacının, ilama dayalı olarak dava dışı işçiye kıdem tazminatı farkını ödeyip ödemediği, ödemiş ise ödediği miktarın davalıdan alınıp alınmayacağı olarak tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bildirmiş oldukları deliller : İzmir 11. İş Mahklemesi’nin 2015/685 E. 2017/76 K sayılı dosyası, İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5116 E sayılı icra takip dosyası, Taraflar arasındaki sözleşme ve ihale dökümanları, SGK kayıtları celp edilmiştir.
Taraflar arasında sözleşme akdedildiği, dava dışı üçüncü şahıs …’ın davalı çalışanı olduğu ve bunun tarafından İzmir 11. İş Mahkemesi’nin 2015/685 E. 2017/76 K. Sayılı ilamı gereğince İzmir 21. İcra Dairesi’nin 2017/5116 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ve Davacının icra takibine konu alacağı ödediği ve ödenen miktar hususunda taraflar arasında bir tartışma yoktur. Taraflar arasındaki tartışma İzmir 11. İş Mahkemesi’nin 2015/685 E. 2017/76 K. Sayılı ilamı ile hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağının tamamından davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi 04/12/2018 tarihli raporunda; davacının 6.693,57-TL ödediği, dava dışı işçinin tüm çalışma süresinin davalı işyerinde geçirdiği ve davalının sorumluluğunun 6.693,57-TL olduğu bildirilmekle söz konusu kıdem tazminatı alacağının yarısından davalının sorumlu olduğunun mahkememizce kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 3.316,78 TL talep edebileceği, davalının tamamından sorumlu olduğu kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 6.693,57 TL talep edebileceği görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
Taraf vekilleri bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunmuşlardır. Bilirkişi raporunda dava dışı 3. Şahıs işçinin çalışma döneminin tamamını davalı işyerinde geçirilmiş olduğuna dair tespiti ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davalının sorumluluğunun belirlenmesi hukuki değerlendirme niteliğinde olduğundan ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 29/11/2018 tarih 2016/2943 E. 2018/5569 K. Sayılı ilamında “… Davacı ile davalı arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesi uyarınca hizmet veren davalı (taşeron) kendi işçileri ile sözleşilen hizmeti eda edecektir. Sözleşme uyarınca işçilerin ücretlerinden hizmet veren davalı sorumludur. Bu husus sözleşmede açıkça belirtilmiş olmasa dahi bu husus işçilerin davalı tarafından çalıştırılıyor olmasının doğal sonucudur. Hal böyle olunca davacı tarafından ödenen işçilik alacaklarının %50 sinden davacının sorumlu olduğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir… ” açıklamasına yer verilmiştir.
Gerek ihale şartnamesi gerekse taraflar arasındaki sözleşme içeriği dikkate alındığında davalı taşeron tarafından çalıştırılan işçilerin işçilik alacaklarından taşeronun sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu sorumluluğun tek tek ve ayrı ayrı belirtilmiş olup olmamasının önemi yoktur. Özellikle somut olaydaki kıdem tazminatı alacağının işçinin ücret alacağının ayrılmaz bir parçası olduğu muhakkaktır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporundaki hesaplamalar ile yukarıda bildirilen Yüksek Mahkeme kararı ve açıklamalar ışığında davacı tarafından davalı çalışanı 3. Şahıs işçinin açmış olduğu dava neticesinde ödenen kıdem tazminatı alacağının tamamından davalı taşeronun sorumlu olması nedeniyle davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde davanın kabulü ile 6.693,57 TL alacağın 06/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mevcut sözleşme ve genel şartnamenin ilgili maddesinde işçilik alacaklarına veyahut işçilik alacaklarının ödenmesi halinde alt işverene rücu edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmaksızın müvekkil şirkete sorumluluk yüklenemeyeceğini, dava dışı işçinin imzasını havi ibraname göz ardı edilerek yıllık izin ücretinden de müvekkil şirkete sorumluluk yüklendiğini, davacının ödediği kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve diğer bedellerden davalı yüklenicilerin kendi dönemleri ile sorumlu olduğunu, davalının son alt işveren olmasının bu durumu değiştirmeyeceğini, sadece ihbar tazminatı yönünden son alt işverenin sorumlu tutulabileceğini, … Belediyesi ile müvekkili … A.Ş. arasında geçerli bir üst/alt işveren-asıl ilişkisi bulunmadığını, müvekkil şirketin davacı yönünden kıdem tazminatından sorumlu olduğu dönem 02.07.2012 ila 10.08.2015 dönemi olduğunu ve işçiye işten ayrılırken ödendiğini, bu döneme ilişkin izinlerinin de kullandırıldığını,müvekkil şirketin, …’ın çalıştığı döneme ilişkin olarak kendisine dava konusu alacaklar yönünden herhangi bir borcu bulunmadığını, …’ın 02.07.2012 tarihinden önceki dönemki başka taşeronlara ilişkin çalışmalarını müvekkil davalı şirketten talep edemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, işçilik alacağına ilişkin ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporundan dava dışı işçinin tüm çalışma süresini davalı iş yerinde geçirdiği, davacı yanın 6.693,57 TL ödemede bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı işçi tarafından başlatılan takipte … Genel Müdürlüğü tarafından 6.667,43 TL ve 26,14 TL damga vergisi ödediği, dosyanın infazen kapandığı anlaşılmıştır.
6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 13. Maddesinde “Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanunun 2. maddesinin 7. fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin esas ve usuller, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir”
Maliye Bakanlığı tarafından 22/01/2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik’in Toplu İş Sözleşmesinin Kapsamı ve Yürütülmesi başlıklı 4. Maddesinde: (4) Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve 6356 sayılı kanun hükümlerine göre sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanunun 2.maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez…” hükmüne yer verilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; dava dışı işçinin talebinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklı kıdem tazminatı farkı alacağına ilişkin olmasına, iş mahkemesince hükmedilen tazminatın davacı tarafından ödenmiş olmasına, mevcut yasal düzenlemelere göre davacının, taraf olmadığı toplu iş sözleşmesi sebebiyle ödenen fark kıdem tazminatından sorumlu olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2019 tarih, 2018/44 Esas ve 2019/789 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 457,23 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 115,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 342,23 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 09/03/2023