Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2317 E. 2023/1279 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2317
KARAR NO : 2023/1279
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2017/1027 Esas 2019/589 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 06/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2023

Davacı vekili ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonunda;
” DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafından, borçlu-davalı şirket aleyhine Torbalı İcra Müdürlüğünün 2017/3327 Esas sayılı icra dosyası ile yapılan ilamsız icra takibi neticesinde, davalı-borçlu vekili aracılığıyla “müvekkilinin adresinin … Mah…. Cad. No:… …/… olduğunu ve yetkili ve görevli icra müdürlüğünün Küçükçekmece İcra Müdürlüğü olduğunu belirtip yetki itirazında bulunmuş, devamında alacaklı olduğunu iddia eden tarafa müvekkil şirketin işbu icra dosyasından dolayı hiçbir borcu yoktur diyerek, İcra takibine, borca, faize ve fertlerine açıkça itiraz ediyoruz” şeklinde itirazda bulunduğunu, İcra Müdürlüğü 22/08/2017 tarihli kararı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, kötü niyetli davalının aleyhine % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, davalı şirket adına kayıtlı taşınmaz ve araçlara, bu varlıkların iüçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Torbalı İcra Müdürlüğünün 2017/3327 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkil şirkete ödeme emri gönderildiğini ve müvekkil şirket adına”müvekkil şirketin adresi göz önünde bulundurulduğunda bağlı olduğu adli yargı çevresi Küçükçekmece (İstanbul) Mahkemeleri olduğundan yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkilinin şirket adresinin Avcılar adli yargı çevresi olarak Küçükçekmece Adliyesi Yargı Çevresinde olduğunu, müvekkil şirketi ile davacı şirket arasın da hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkil şirketin davacı şirketten hiçbir mal almadığını, davalı müvekkil şirket ham madde ihtiyaçlarını birçok firmadan karşıladığını, bu firmalardan birinin de … Ltd. Şti. olduğunu, mal taleplerinin bu firmaya yapıldığını, sevk irsaliyesi ve fatura düzenlenerek malların teslim edildiğini ve ödemesinin de tahsilat makbuzuyla yapıldığını, davacı tarafından düzenlenen E-Faturalar müvekkil şirket tarafından incelendiğinde … Şti sipariş edilen ve sevk irsaliyesi fatura ile teslim edilen akabinde ödemesi yapılan mallarla ilgili ikinci bir fatura düzenlenerek müvekkil firmayı zarara uğratmaya çalıştığından fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davacının tüm taleplerinin reddi ile iş bu haksız davanın usulden ve esasdan reddine, ilamsız icrada İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olduğundan açılan davanın yetki itirazı kapsamında reddine, haksız ve kötü niyetli davanın reddine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2017/3327 esas sayılı takip dosyası getirtilmiş olup, incelenmesinde; alacaklısının … A.Ş olduğu, 287.299,23TL asıl alacak, 208,46TL ihtar gideri, 6.912,17TL işlemiş faiz, 294.419,86TL toplam alacak üzerinden 10/08/2017 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun 15/08/2017 tarihli dilekçesi ile borca, faize, icra takibine ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 20/09/2017 tarihli ara kararı ve 26/06/2018 tarihli ara kararı ile, davanın icra takibine dayalı İtirazın iptali davası olması, tedbir istenilen Taşınır ve taşınmazların dava konusu olmaması ve tedbir talebinin soyut kalması sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın defterleri üzerinde uyuşmazlığın tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak 11/06/2018 havale tarihli rapor aldırılmış olup, raporda özetle, icra takibine konu 287.299,23TL bedelli 5 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturalar karşılığında davalıdan herhangi bir tahsilat kaydının bulunmadığı, 10/08/2017 icra takip tarihi ve 14/09/2017 dava tarihi itibariyle davacı defterlerinde davacının davalıdan 287.348,62TL cari hesap alacağının göründüğü, bu tutarın 287.299,23TL’lik kısmının icra takibine konu faturalardan kaynaklandığı, icra takibine konu faturaların üzerinde yazan 120 günlük vade icra takip tarihi itibariyle dolmadığı için takip öncesi temerrüt faizi hesaplanmadığı, 208,46TL ihtarname masrafı ödendiği, bu masraf tutarın icra takibinde talep edildiği, icra takibinde talep edilen asıl alacak tutarı 287.299,23TL, takip tarihi öncesi temerrüt faizi 6.912,17TL, ihtarname masrafının 208,46TL olduğunu bildirmiştir.
Davalı defterleri üzerinde inceleme yapılması için talimat yazılarak Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/55 Talimat sayılı dosyası üzerinden bilirkişi raporu aldırılmış, bilirkişi 14/11/2018 tarihli raporunda özetle; davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan mali inceleme neticesinde davacı şirketin borç ya da alacak bakiyesi bulunmadığı, davacı şirketin “temel fatura” olarak düzenlediği faturaları davalı şirketin noter yoluyla iade etmediği, sistem üzerinden davacı şirkete “temel fatura” düzenlediği, davalı şirketin düzenlediği faturaların 164.972,95TL tutarındaki 3 adet faturanın TTK 21.maddesinde belirtilen süreden sonra düzenlendiği, bu nedenle davalı şirketin bu faturaların içeriğini kabul etmiş olduğu, davalı şirketin düzenlediği 122.326,28TL tutarındaki 2 adet faturaya davacı şirketin TTK 21.maddesinde belirtilen süre içinde itiraz ederek iade etmesi nedeniyle davalı şirketin bu faturalardan doğan borçtan sorumlu olduğu, davalı şirketin davacı şirketin düzenlediği 287.299,23TL tutarındaki 5 adet fatura nedeniyle davacı şirkete borçlu olduğunu bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Dava ve takip konusu alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı cari hesaba ilişkin olarak fatura kesilmesi söz konusudur ve (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).TTK’nın 222.madde gereği ise; ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için de kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. ( HMK.’nun 222/2 )
Mahkememizce davacı ve davalı defterleri incelenerek dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporlarının denetime açık, karar vermeye yeterli ve elverişli mahiyette olduğu görülmüş sunulan raporlara göre, davacının defter ve kayıtlarının e-defter olarak tutulduğu, yasal süresinde e-defter beratının alındığı, defterlerin birbirini doğruladığı ve usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında 2017 yılında başlayan mal alım satımından kaynaklı cari hesap ilişkisinin olduğu, fatura irsaliyelerinde belirtilen teslime ilişkin Torbalı CBS 2017/3809 sayılı dosyasındaki nakliyeci ifadelerine göre de davalı firma çalışanı …’ e malların teslim edildiği, ayrıca davalı vekilinin davadışı … firmasından talep ettiği, teslim alıp tahsilat makbuzu ile ödediğine ilişkin beyanını doğrular fatura, irsaliye, ödeme belgesi sunmadığı tespit edilmiş, Gelir Dairesi Başkanlığı Avcılar Vergi Dairesi Müdürlüğü Nisan ve Mayıs 2017 dönemlerine ait BA bildirim formlarında da davalı şirketin icra takibine konu 5 adet faturayı mal alımı olarak bildirdiği nazara alındığında davalı tarafın takip konusu faturadaki malların teslim edilmediğine yönelik savunmalarının sübut bulmadığı tespitleri hükme esas alınmış, davalının ticari defterlerinin de usulüne uygun olarak tutulduğu ve delil özelliğine sahip olduğu, davalı şirketin fatura içeriklerini kabul ettiği ve bu faturalardan sorumlu olduğu, 5 adet faturadan dolayı sorumlu olduğu belirlenmiştir.
İcra takibi öncesi işlemiş faiz talebine ilişkin olarak ise, takip konusu faturaların üzerinde vade tarihi olarak 120 gün belirtilmesi ve 10/08/2017 takip tarihi itibariyle vadelerinin dolmadığı anlaşılmış olup bu yöndeki talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Borçlu tek başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olduğunda, icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı davacı davasını kanıtladığı durumda asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmek gerekeceğinden icra inkar tazminatı talebi yerinde görülerek, tüm dosya kapsamı ile davanın kısmen kabulü, kısmen reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir. ” gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile Torbalı İcra Dairesinin 2017/3327 esas sayılı dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 287.299,23 TL asıl alacak üzerinden takip tarihi itibariyle avans faizi ile birlikte devamına, 208,46 TL ihtarname giderinin takip giderlerinde nazara alınmasına, fazla talebin reddine, Asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve neticelerine, ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafın alacağına dayanak gösterdiği faturalarda ödeme vadesinin fatura tarihinden itibaren “120” gün sonrası olarak gösterildiğini bu faturalardan kaynaklı bir alacak olsa bile bunun her bir fatura tarihinden itibaren 120 gün sonra talep edilebileceğini, takip tarihi itibariyle hiçbir fatura için 120 günlük sürenin dolmadığını muaccel olmayan bir alacak için başlatılan takibe istinaden açılan davanın reddi gerektiğini,
Mahkemenin vadesi gelmemiş evraka müsteniden davayı kabul ederek ve diğer taraftan vadesi gelmediğinden, takip öncesi faiz talebini reddederek kendisiyle çeliştiğini,
Davacı tarafın dava dışı 3. Bir firmanın tedarikçisi olması, davacı ile müvekkil firma arasında dava dışı 3. firmanın varlığı, vade olgususun gerçekleşmemesi, iddia olunan ürünlerin dahi tamamının teslim edilmemesi, bedellerin dava dışı 3. firmaya (ki müvekkilimin asıl muhatabı) ödenmiş olması, davacı tarafın keşide ettiği faturaların müvekkilimce iadeye tabi tutulması, müvekkilimin kayıtlarında (iade sebepli (BS) formuyla iadenin tevsik edilmesi ve diğer unsurlar nazara alındığında taraflar arasındaki alacak iddiasının yargılamaya muhtaç olduğu hususları dikkate alındığında talep yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini,
Bildirdikleri deliller toplanmadan bilirkişilerden rapor alınmasının hatalı neticeler doğurduğunu,
Salt fatura mevcudiyeti alacağın varlığı anlamına gelmemesi, müvekkilimin faturaları iade etmesi gerçeğine rağmen aksi yönde karar verildiğini,
Davacı tarafın dayandığı yegane delil olan faturaların kesin delil olmadığını ayrıca bu faturaların iadeye tabi tutulduğunu, fizik fatura- e fatura uygulaması ve buna göre iade prosedürünün farklılaşmasının usuli bir boyut olduğunu, faturaların mevcudiyetinin ve bir kısım malın teslim edilmiş olmasının davacı tarafın alacağı olduğu anlamına gelmediğini,
Müvekkilinin bir kısım malı dava dışı … Şti’den istediğini, … şirketinin müvekkilinden sipariş alınca tedarikçisi ile temasa geçtiğini ve malın temini ile müvekkil firmaya teslimini talep ettiğini,
Davacı tarafın; … Şti’nin kötüye giden durumunu öğrenince müvekkiline fatura düzenllediğini dava konusu değer kadar ürün teslim edilmediği gibi teslim edilen ürünlerle alakalı hem … Şti, hem de davacı taraf fatura düzenlediğini,
Müvekkilinin kendisine teslim edilen ürünlerin faturası karşılığında … Şti’ye suretleri ve tahsilat makbuzları mahkemeye sunulan çeklerle ödemeyi gerçekleştirdiğini
Müvekkilinin, Davacı tarafın gönderdiği faturaları BA’da göstermekle beraber iadelerini de BS’de gösterdiğini,
Davacı tarafın sadece BS formuna işleme yapıp BA formuna işleme yapmaması onlar lehine bir hak kazandırmayacağını,
Davacı tarafın iddia ettiği kadar ürün gönderilmediğini, fatura ve teslimat bilgileri ve soruşturma dosyasındaki şahit beyanlarının bile bahse konu iddiayı doğrulamadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili katılma suretiyle istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin gönderdiği noter ihtarı tebliğ tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiğini, red edilen faiz istemi üzerinden de karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını beyanla davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturaya dayalı takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişkide kesilen fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle takip başlattıkları, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu beyanı ile itirazın iptali talep edilmiştir.
Davalı tarafça taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, dava konusu malların dava dışı … firmasından tedarik edildiği, bu firma tarafından kesilen fatura bedellerinin de ödendiği beyanı ile davanın reddi talep edilmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına aldırılan bilirkişi raporuna göre davalı vekilinin davadışı … firmasından talep ettiği, teslim alıp tahsilat makbuzu ile ödediğine ilişkin beyanını doğrular fatura, irsaliye, ödeme belgesi sunmadığı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Davaya konu faturaların, davalıya teslim edildiğinin tarafların ticari defterlerinden anlaşıldığı, buna göre TTK 1530/4.a maddesi uyarınca faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden 30 günlük sürenin sonunda temerrüt oluşacağı düzenlenmiş ise de; faturalardan vade tarihinin 120 gün olarak belirlendiği, faturaların davalı tarafça iade edilmiş olmasına göre 120 günlük süre beklenmeden takip başlatılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; davalı tarafça ürünlerin davadışı … firmasından gönderildiği ve bedellerinin ödendiğine ilişkin beyanını doğrular fatura, irsaliye, ödeme belgesi sunulmamasına, göre; davacı ve davalı vekillerinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih, 2017/1027 Esas ve 2019/589 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 19.625,41 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 4.955,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 14.670,41 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; miktar itibariyle davacı yönünden kesin, davalı yönünden HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/07/2023