Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2316 E. 2023/316 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2316
KARAR NO : 2023/316
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2019 ( Ara Karar)
NUMARASI : 2019/606 Esas
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı … A.Ş vekili tarafından yukarıda belirtilen ara karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: İhtiyati tedbir kararını kaldırılmasına talep eden … A.Ş vekili mahkememize verdiği 24/04/2019 tarihli davaya cevap ve 05/04/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep eden dilekçesinde özetle: çekin temlik cirosuyla devredildiğini, Yargıtay içtihatlarıyla desteklendiği üzere davacının dava konusu çeklerin diğer davalı tarafından tahsil cirosuyla cirolanarak müvekkili bankaya devredildiğine yönelik iddiasının mesnetsiz olduğunu, müvekkili bankasının söz konusu çekleri temlik cirosuyla kredi borcuna mahsuben temlik cirosuyla devraldığını, senedin illetten mücerret olduğunu, bu noktada somut olayın koşulları dikkate alındığında dava konusu çekin düzenlenmesine dayanak teşkil eden alt ilişkinin geçersizliğini, söz konusu hukuki işlemin taraf konumunda olmayan müvekkili bankaya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğinin belirlenmesinin gerektiğini, emre yazılı senetlerde şahsi def’ilerin senedi lehdardan devralan kimselere karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğini belirleyen soyutluk ilkesi kapsamında aranması gerektiğini, soyutluk ilkesinin en önemli sonucunun alt ilişkideki bozuklukların kambiyo ilişkisini etkilememesi olduğunu, dolayısıyla alt ilişkiden doğan def’ilerin senedi devralan sonraki mükteseplere karşı ileri sürülemeyeceğini, senedin devri için diğer davalı tarafından müvekkili bankaya yapılan ciroda tahsil içindir, kabz içindir, vekaleten ya da benzeri bir kayıt bulunmadığını, davaya konu çeklerin iyi niyetli hamil müvekkili bankaya kredi kullandırımı nedeniyle temlik cirosuyla tevdi edildiğini, müvekkili bankanın davalı sıfatı bulunmadığın, husumet itirazlarının mevcut olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında ticari ilişki bulunduğu davacı tarafından ikrar edildiğini, çek bedellerinin ödenmemesi durumunda diğer davalının kredi ödemlerinin aksayacağını ve temerrüde düşme tehlikesi doğacağını, diğer davalının ticari hayatını tehlikeye soktuğunu ve müvekkili bankanın alacağına kavuşmasını geciktirdiğini bildirerek, 05/04/2019 tarihli ihtiyati tedbir ara kararından dönülmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 25/05/2019 tarihli dilekçesinde davalı bankanın ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulünün mümkün olmadığını hali hazırda davalı bankanın dava konusu çekleri elinde ne tür ciro ile tuttuğunu, belirlenmemiş olup yargılama konusu olduğunu, davalı bankanın çekleri teminat ya da tahsil cirosuyla tutmasının daha büyük ihtimal olduğundan çeklerin ödenmesine dair tedbir kararı verilmesi halinde davalı bankanın zararı doğmayacağı gibi etkilenmesinin de mümkün olmayacağını, davalı bankanın TTK 687/1 maddesinde belirtilen müvekkilinin zararını hareket etmiş olduğunu, ispat edilmesi halinde de dava konusu çeklerin lehdarı olan … şirketine karşı ileri sürebilecekleri sözleşme gereği malların teslim edilmediği ve çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasını bankaya da ileri sürebileceklerini, tedbir kararını davaya konu çeklerin sorulduğunu ve bedellerini bankaya bloke edildiği, davalı bankanın haklı çıkması halinde çeklerin bedelini almasının mutlak olduğunu, ortaya çıkacak zararına karşı da banka teminat mektubu sunulduğunu, tedbirin kaldırılması halinde telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkacağını bildirerek davalı bankanın ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili dosyaya verdiği cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki bayilik sözleşmesine dayanan ticari ilişkinin uzun yıllar devam ettiğini, davacı şirketin müvekkili şirkete ileri vadeli çekler vererek avans ödemesi gerçekleştirdiğini, çekin taraflar arsındaki asıl borçtan mücerret tahsil ve ciro kabiliyeti olan bir kıymetli evrak olduğunu, davaya konu edilen çeklerin müvekkili şirketin kendi ticari ilişkileri kapsamında teminat ya da ödeme olarak ciro edildiği için davacı tarafa iadesinin mümkün olmadığını, davaya konu çek bedelleri ile müvekkili şirketçe ham madde alımının gerçekleştiğini, kısmi ödeme ve teslimatın da gerçekleştiğini, taraflar arasındaki cari hesabın halen açık olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 18/07/2019 tarihli ara kararı ile;
“Davacı tarafça davalılar aleyhine açılan menfi tespit davasında, mahkememizce verilen 05/04/2019 tarihli ara kararı ile , dava konusu edilen çeklerin davalılar tarafından ibraz edilmesi halinde çeklerin bedelleri hesapte mevcut ise çek bedelleri bloke edilmek kaydıyla davalılara ödenmesinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına, ihtiyati tedbir kararının 3. Kişiler yönünden uygulanmamasına ve çek bedelleri üzerinden %20 oranında belirlenen teminat alınmasına karar verildiği. Davanın dava konusu çeklerin bedelsiz olduğundan bahisle menfi tespit talepli olarak açıldığı, dava konusu çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığı, davacı tarafın davalılara borçlu olup olmadığının yapılacak yargılama sonucu belirleneceği, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının İİK 72. Ve HMK 389. Madde kapsamında verilen ihtiyati tedbire ilişkin 05/04/2019 tarihli ara kararının kararından dönülmesini gerektirir bir hususun oluşmadığı sonucunaincelenen tüm dosya kapsamıyla ulaşılarak davalı … A.Ş vekilinin ihtiyati tedbire yönelik ara kararından dönülmesi talebinin reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı … A.Ş istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin temlik cirosu ile devredildiğinin sabit olup aksi yönde delil bulunmadığını, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/117 Esas sayılı dosyasından verilen tedbir kararının emsal olması gerektiğini ve ihtiyadi tedbir kararının banka yönünden kaldırılması gerektiğini, çekin temlik cirosu ile devredildiğini, dava konusu çeklerin diğer davalı tarafından tahsil cirosu ile cirolanarak müvekkili bankaya devredildiğine yönelik iddiasının mesnetsiz olduğunu, müvekkil bankanın, söz konusu çekleri kredi borcuna mahsuben temlik cirosu ile devraldığını, haklılığını yaklaşık olarak ispat edemeyen davacı lehine tesis edilen ihtiyadi tedbir kararının müvekkili banka açısından kaldırılması gerektiğini belirterek, İzmir 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.04.2019 tarihli ihtiyadi tedbir kararının kaldırılmasının reddine dair 18.07.2019 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyadi tedbir kararının müvekkili banka açısından kaldırılmasını istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, çekten kaynaklı menfi tespit konulu davada verilen tedbir ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyaya toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamından somut olayda, davacı tarafça davalılar aleyhine davalı … şirketinin bayilik sözleşmesi gereği davalı … şirketine verilen …bank İzmir Ticari Şubesine ait 15/02/2019 tarihli 300.000,00-TL bedelli ve … Bankası Karabağlar Şubesine ait 15/02/2019 tarihli 300.000,00-TL bedelli çekler karşılığında mal verilemeyeceği bildirilerek söz konusu çeklerin davalı …. şirketince iade edilerek yerine 15/05/2019 tarihli ..bank Halitziya Şubesine ait 9113026 çek no.lu 300.000,00-TL bedelli ve…. Bankası Ege Ticari Şubesine ait 6464478 çek no.lu 300.000,00-TL bedelli çeklerin verildiği, ancak çekler karşılığı malların verilmediği, çeklerin davalı … A.Ş de tahsil cirosu ile bulunduğundan bahisle dava konusu çekler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine yönelik İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesine davanın açıldığı, mahkemenin 05/04/2019 tarihli ara kararı ile , dava konusu edilen çeklerin davalılar tarafından ibraz edilmesi halinde çeklerin bedelleri hesapte mevcut ise çek bedelleri bloke edilmek kaydıyla davalılara ödenmesinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına karar verildiği, tedbir kararına karşı … A.Ş vekili tarafından itiraz edildiği, 18/07/2019 tarihli ara karar ile itirazın reddine istinaf yolu açık olarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
UYAP ortamında yapılan incelemede; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/606 esas 2021/380 karar sayılı dosyasının 02/07/2021 tarihinde karara çıktığı, kararda mahkemece verilen 05/04/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının davalı …. AŞ yönünden kaldırılmasına, bu hususta ilgili bankalara yazı yazılmasına da hükmedildiği görülmüştür.
Bu durumda tedbir kararına itirazın konusuz kaldığı anlaşılmakta olup ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına ve talep konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2019 tarihli, 2019/606 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı tarafın yatırmış olduğu 73,10 TL istinaf karar harcının kendisine iadesine,
3-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yolu harcının davacıdan alınarak ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalıya verilmesine,
4-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-Tedbir talebinin konusuz kalması nedeni talebin esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01.03.2023