Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2294 E. 2023/766 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2294
KARAR NO : 2023/766
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2019
NUMARASI : 2019/111 Esas 2019/437 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” İSTEK : Davacı vekili dava dilekçesi ile; mahkememizin 2017/599 E.sayılı dosyasında açılan davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, dava tarihi itibariyle davacının davalı şirketten kalan demir alacağının 5.209.500,00 kg olduğunu, bu amaçla dava şartı olan arabuluculuk için İzmir Adliyesi Arabuluculuk Bürosu nezdinde 2019/92 nolu başvuru yapıldığını, olumsuz sonuçlandığını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla,
Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2015/6834 sayılı dosyasından dolayı tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile dava tarihi itibariyle kalan 5.209.500,00 kg demir alacağının güncel parasal değerinin tespiti ile bu bedelden mahkememizin 2017/599 E, 2018/442 K sayılı dosyasında hüküm altına alınan 10.000,00 TL düşüldükten sonra kalan meblağın, Aliağa İcra Müdürlüğünün 2015/6834 sayılı dosyasındaki takibin açıldığı 03.09.2015 tarihinden (aksi halde İzmir 35.Noterliği’nin 02.08.2017 tarih, 21581 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı/borçluya verilen süreninin sonundan) itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı, davaya cevap vermemiştir. Bu celsede ise davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, mahkememizin 2017/599 E., 2018/442 K.sayılı kesinleşmiş dosyası celbedilmiştir.
Dava, menkul (demir) alım satımından kaynaklanan bakiye mal bedelinin tahsiline yönelik ek davadır.
Mahkememizin 2017/599 E., 2018/442 K.sayılı dosyanın taraflar arasında ve aynı maddi ve hukuki sebebe dayalı açılmış ve sonuçlanmış dava olduğu, kararın 06/12/2018 tarihinde kesinleştiği,
Eldeki davanın 10.000,00 TL ye ilişkin olduğu ve 10.000,00 TL nin dışında kalan 11.887.145,77 TL ye ilişkin peşin ilam harcının yatırılmadığı ve bu sebeple mahkememizce 10/05/2019 tarihinde bu tutara ilişkin olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve bu tutar yönünden dosyanın yenilenmediği,
Hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşulmayan noktalar ve çözülmesi gereken sorun, mahkememizin 2017/599 E., 2018/442 K.sayılı dosyasının eldeki dava yönünden kesin delil teşkil edip etmediği, böylece davanın haklı olup olmadığı noktasındadır.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle mahkememizin 2017/599 E., 2018/442 K.sayılı kesinleşmiş dosyasının değerlendirilmesi sonucunda;
Taraflar arasında gerçekleşen 2010-2017 yılları arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacı satıcının satıp teslim ettiği demirlerden 5.209.500 kg demir bedelinin davalı alıcı tarafından ödenmediği, bu ödenmeyen demirlerin bedelinin 11.907.145,77 TL olduğu hususunun mahkememizin kesinleşen 2017/599 E., 2018/442 K.sayılı kararı ile belirlendiği, anılan kararın taraflarının, dava sebebinin aynı, işbu davanın ek dava niteliğinde olması nedeniyle taraflar yönünden kesin hüküm ve kesin delil teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Bu bağlamda, kesinleşmiş kararla belirlenen 11.907.145,77 TL davacı alacağının 10.000,00 TL lik bölümü ile ilgili karar verilmiş olmasına göre, bakiye 11.897.145,77 TL davacı alacağının bulunduğu, dolayısıyla işbu davaya konu edilen 10.000,00 TL alacak talebinin haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Buna karşılık, davacı vekili, dava konusu 10.000,00 TL nin üzerindeki 11.887.145,77 TL tutara ilişkin peşin ilam harcını yatırmadığı ve karar tarihi itibariyle 3 aylık yenileme süresi sona ermediği için bu tutara yönelik olarak davanın yenilenmesi halinde tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.” şeklinde harçlandırılan 10.000,00 TL alacak talebine ilişkin olarak, Aliağa İcra Müdürlüğünün 2015/6834 E.sayılı dosyasında yapılacak tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydı ile, 10.000,00 TL nin temerrüt tarihi 27/10/2017 den itibaren işleyecek avans faizi davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11.887.145,77 TL tutara ilişkin davanın yenilenmesi halinde tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davada dava tarihi itibariyle kalan demir alacağının güncel parasal değerinin tespiti ile tahsilini talep ettiklerini, mahkemece 25.03.2019 tarihli tensip 5.209.500,00 kg demir alacağının 27.10.2017 tarihi itibariyle karşılığı olan 11.887.145,77-TL için 203.002,73-TL peşin ilam harcını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiğini, borsada rayici olan ve günlük anlık fiyatı değişen demir alacağının güncel parasal değerinin tespiti gerektiğinden 22.03.2019 olan dava tarihi itibariyle güncel parasal değerinin tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini ara karardan rücu talep ettiklerini, mahkeme kararının somut olayın adaletine, usule ve yasaya aykırı olduğunu beyanla dava tarihi itibariyle kalan demir alacağının güncel parasal değerinin bilirkişi incelemesi marifetiyle tespiti, ardından harcın tamamlattırılması gerektiğinden bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, bakiye alacak bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça, TBK 122. maddesi çerçevesinde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla miktarı ilk dava ile belirlenen demirin güncel bedelinin tespiti ile ilk davada hüküm altına alınan 10.000 TL düşüldükten sonra, kalan miktarın takip tarihinden itibaren avans faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davasını 10.000 TL alacak için kısmi dava olarak açmıştır.
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/599 Esas 2018/442 Karar sayılı dosyasında; davacı tarafıdan eski demir verilip kalın yeni demir alındığı, davalının demir vermeyi bırakması nedeniyle demir borcu ve karşılığı meblağ konusunda mutakabata vardıkları, davacıya karşılığı 7 adet bono verildiği, bunların takibe konulduğu, davalı tarafından kayymın izni alınmadığı gerekçesi ile takibin iptali talep edildiği, icra hukuk mahkemesinin davayı kabul ettiği, mahkemece de davacının dava tarihi itibariyle davalıda kalan demir alacağının 5.209.500,00 kg olduğu bu miktarın dava tarihi itibariyle güncel parasal değerinin 11.907.145,77 TL olduğu anlaşılmakla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmiştir. İlgili karar 06/12/2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Munzam zarar, davanın dayanağı sözleşme ile davanın açıldığı tarihlerde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 122/1. maddesinde düzenlenmiştir. TBK’nın 122/1. maddesinde aşkın zarar adı altında ifade edilen düzenleme ile, “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa borçlu kendisinin hiçbir kusuru olmadığını ispat etmedikçe, bu zararı gidermekte yükümlüdür.”
Munzam zarar sorumluluğu kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucudur ve borçlunun zararının faizi aşan bölümüdür. Diğer bir anlatımla borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığınn kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır.
Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz. Sorumluluk için borçlunun temerrüde düşmekteki kusurunun varlığı asıldır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını ve bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür.
Mahkemece 2017/599 Esas sayılı dosyada yapılan yargılama neticesinde; davacının dava tarihi itibariyle davalıda kalan demir alacağının 5.209.500,00 kg olduğu bu miktarın dava tarihi itibariyle güncel parasal değerinin 11.907.145 ,77 TL olduğu anlaşılmakla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verildiği, bu dosya ile güncel parasal değerinin tahsiline karar verilmiş olmasına, eldeki davada da dava tarihi itibariyle demirlerin güncel değerlerinin tespiti talep edilmiş olmasına göre, eldeki dava tarihine göre güncel bedelin tespiti yaptırıldıktan sonra davacı tarafa harç eksikliğini tamamlaması için süre verilmesi gerekirken güncel bedel tespit edilmeden süre verilmesi yerinde olmamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK nun 353/1-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarih, 2019/111 Esas ve 2019/437 Karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 170,78 TL istinaf karar harcının istek halinde İADESİNE,
İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 13/04/2023