Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2293 E. 2023/314 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2293
KARAR NO : 2023/314
KARAR TARİHİ: 01/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI : 2018/307 Esas 2019/227 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2023
Davacı tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı şirket temsilcisi …., dava dilekçesinde; İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2011/429 Esas (Eski Esas 20018/470) dosyası ile işleme konulan senetlerin davacı firma tarafından imzalanarak diğer borçlu … firması ile şirketleri arasında yapılan elektrik işleri sözleşmesine istinaden verildiğini, sözleşme bedelinin 30.367,20-TL olduğunu, elektrik işlerinin yapımı sözleşmesine göre yüklenici firma olarak taşeron firmanın … Elektrik firmasına 4 adet 5.000,00-TL’lik toplam 20.000,00-TL bedelli senet verdiklerini, ancak … Elektrik firmasının sözleşmeye uymayarak işi yarım bırakarak şantiyeyi terk ettiğini, Bodrum 2. AHM’nin 20018/148 D.İş iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, sıva üstü elektrik işlerinin yapılmadığının tespit edildiği, sıva üstü ince işler bedelinin 5.766,00-TL olduğunu, İzmir 5. İcra Müdürlüğünden gelen tebligatla, … Elektrik firmasının çekleri davalı …’e verdiğini öğrendiklerini, İzmir 3. ATM’nin 2014/344 Esas sayılı menfi tespit davasının açıldığını, bu davada … Elektrik vekili Av. …’ın, mahkemeye sunduğu 24/01/2014 tarihli dilekçesinde davacı şirketin 11.911,00-TL nakit ve 20.000,00-TL senet olmak üzere toplam 31.911,00-TL ödeme yaptığını beyan ettiğini, ayrıca bu dosyada alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin banka hesabından … Elektrik firmasının sahibinin oğulu … ve ustabaşı …’e 8.500,00-TL daha elektrik işleri ödemesi yapıldığının tespit edildiğini, yapılan nakit ödemeler toplamının 11.911,00-TL +8.500,00-TL =20.411,00-TL olduğunu, ayrıca inşaat sırasında şantiyede ihtiyaçları karşılamak için elden 3.922,30-TL ödeme daha yapıldığını yapılan toplam nakit ödemelerin 20.411,00+3.922,30-TL=24.333,30-TL olduğunu, dava konusu senetler nedeniyle 11/01/2008 tarihinde İzmir 5. ATM’Nin 2008/69 D.iş dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı nedeniyle İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2008/470 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılmayan sıva üstü ince işler sözleşmeden düşüldüğünde yapılan toplam işin bedelinin 30.367,20-TL +(KDV) -24.333,30-TL =267,90-TL KDV olduğunu, yapılan iş bedeli olan 24.601,20-TL’nin KDV’sinin 4.428,21 -TL olduğunu, fatura kesildiğinde … Elektrik şirketinin davacı şirketten alacağı meblağın 267,90+4.428,21=4.696,11-TL olduğunu, bu nedenlerle davacı şirketin diğer dosya borçlusu … Elektrik firmasına senetlerden dolayı borcunun bulunmadığını, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2011/429 Esas sayılı dosyada senet borçlusunun … Elektrik şirketi olduğunu, bu nedenle dosya borçlusunun … Elektrik olduğu yönünde karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu davasını kabul etmediklerini, davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin dava konusu senetleri lehtar …’dan ciro yolu ile aldığını, müvekkilinin kıymetli evrak alacaklısı olduğunu, davacının menfi tespit davası ile alacağın tahsili sürecini uzatmak istediğini, bu nedenlerle davanın reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
” Dava, İİK’nun 72. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davası davasıdır.
Davacı; İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2011/429 Esas (Eski Esas 20018/470) dosyası ile işleme konulan senetlerin davacı firma tarafından imzalanarak diğer borçlu … Elektrik firması ile şirketleri arasında yapılan elektrik işleri sözleşmesine istinaden verildiğini, işin bitirilmemesi nedeni ile senetlerin bedelsiz kaldığını, davalı ile senet lehtarının senetlerin tahsili için birlikte hareket ettiklerini belirtmiştir. Davalı senedi takip dosyasındaki diğer borçlu …’dan ciro yolu ile aldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi bilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı keşideci, davalı ise hamildir. Kambiyo senetleri temel ilişkiden bağımsız borç taahhüdü içermektedir. Davacı senetleri aralarında temel ilişki olduğunu belirttiği …’a vermiş, …. da ciro yoluyla davalıya vermiştir. Davacı ile davalı arasında temel ilişki olmadığından davacının dava dışı …’a karşı ileri sürebileceği şahsi defileri davalıya karşı ileri sürme yetkisi yoktur. Davacı ancak davalının senedi bilerek kendi zararına iktisap ettiğini ispat edebilirse borçtan kurtulur. Davacı ise yargılama boyunca sadece dava dışı …’ın işi bitirmediğini ileri sürmüştür. Bu iddia eldeki davada dinlenemez. Davalı ile …’ın senedin tahsili için birlikte hareket ettikleri iddiası ise usulüne uygun delillerle ispat edilememiştir. Diğer yandan davacı şirket yetkili ise, talimat icra dairesi olan Milas İcra Dairesinin 2008/34 Tal. Dosyasında senet borcunu kabul ederek şirket yetkilisi … icra kefili olmuştur. İcra memuru huzurunda borcu kabul eden davacının aradan geçen süre sonunda eldeki davayı açarak borcu olmadığını iddia etmesi iyiniyetli değildir. Davacı senet borcunun ödendiğini de ispat edememiştir. Bu nedenlerle davanın reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; İzmir 5. İcra Dairesi’nin 2011/429 Esas sayılı dosyası ile işleme konan senetlerin davacı tarafından imzalanan diğer borçlu … Elektrik ile şirketi arasında yapılan elektrik işleri sözleşmesine istinaden verildiğini, … Elektrik’in yapılan sözleşmeye uymayarak işi yarım bıraktığını ve şantiyeyi terk ettiğini, Bodrum 2 AHM’nin 2008/148 D.iş sayılı dosyasında bilirkişi heyetinde yerinde yapılan incelemede sıva üstü elektrik işlerinin yapılmadığının açıkça görüldüğünü, İzmir 3 ATM ‘de menfi tespit davası açıldığını, 2014/344 Esas sayılı davasında bilirkişilerin 21/10/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı şirket ile diğer borçlu … Elektrik yetkilisi … ile 07/09/2006 tarihinde sözleşmede, bayındırlık birim fiyatlarına göre her daire için ayrı ayrı sıva altı ve sıva üstü elektrik işlerinin malzeme ve işçilik bedelinin tespit edildiğini, bu tespite göre yapılacak elektrik işlerinin toplam bedelinin KDV dahil 35.833,30-TL olarak belirlendiğini belirterek, davacı şirketin diğer dosya borçlusu … Elektrik’e senetten dolayı bir borcu bulunmadığından İzmir 5. İcra Müdürlüğü dosyasında senet borçlusunun … Elektrik olduğunu, tüzel kişilere tebligat kanununda İİK ‘nın 89/son maddesine göre tebligatın yapılmadığını ve İİK’nın 154/1.maddesine göre tüzel kişiliklerde yetkili icra dairesinin tüzel kişinin muamele merkezinin olduğunun açık ve net olduğundan davacının muamele merkezi olan Milas İcra Daireleri yetkili olduğundan, İzmir İcra Dairelerinin yetkisizliği nedeniyle aleyhine açılan icranın hukuki geçerliliği olmadığını, … Elektrik’in muamele merkezinin İzmir olduğunu, dosya borçlusunun … Elektrik olduğunu istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bonodan kaynaklı icra takibine karşı menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesinin 1. fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmış; 2. fıkrada ise, karinelerin varlığı hâlinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Buna göre
“(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
İspat yükü üzerine düşen taraf ancak ispata “elverişli” deliller ile iddiasının haklılığını kanıtlayabilir. Kanun koyucu HMK’nın 200. maddesinde belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-936 E., 2021/1090 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Menfi tespit davalarında ispat yükümlülüğü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak imzası ikrar edilmiş bono alacağın varlığını ispatlayan kesin delil niteliğinde olup bu kez borçlunun borcunun bulunmadığını, usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Bono, ödeme vaadi niteliğinde kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
Davacı vekili tarafından 07/11/2022 tarihli dilekçe ile icra dosyasındaki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi talebinde bulunulmuş ise de incelenen dosyanın içeriği ve verilen kararın niteliğine göre yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, elinde kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir bir bono bulunan davalının ayrıca alacağının nereden kaynaklandığını açıklama mecburiyeti bulunmadığı gibi bonoda yazılı miktarda alacaklı olduğunu kanıtlama yükümlülüğünün de bulunmamasına, ispat yükü üzerinde olan davacının davasının usulüne uygun deliller ile kanıtlayamadığının anlaşılmasına göre davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarih ve 2018/307 Esas 2019/227 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.