Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2271 E. 2023/765 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2271
KARAR NO : 2023/765
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2019
NUMARASI : 2016/103 Esas 2019/452 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” Davacı vekili tarafından mahkememize verilen 27/01/2016 tarihli dilekçesinde; davalı borçlu aleyhine İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2015/17045 esas sayılı dosyası üzerinden cari hesap alacağından kaynaklanan borç sebebi ile 7 örnek ilamsız icra takibi başlatıldığı, anılı takip davalı-borçlunun 03/12/2015 tarihinde yaptığı itiraz ile durdurulduğunu, davalının itiraz dilekçesi incelendiğinde yetkiye borca ve faizine itiraz ettiğinin görüleceğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesinden doğan ilişki olduğunu, İcra takibininde cari hesaptan doğan para borcunun ödenmemesinden kaynaklandığını, davalı borçlunun takibe karşı itirazlarının iptali ile %20 den
aşağı almamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

Dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş, davalı şirket vekili tarafından mahkememize sunulan 03/03/2016 havale tarihli dilekçesinde; davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının konusu olan borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, davacıya iade faturası kestiklerini ve bu faturanın davacı şirket tarafından teslim alındığını, bu sebeple davacıya her hangi bir borçları bulunmadığını, bu nedenle takipteki borca ve ferilerine ayrıca yetkiye de itiraz ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan ettikleri görülmüştür.
İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2015/17045 esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, alacaklının dosyamız davacısı olduğu, borçlunun ise dosyamız davalısı olduğu, genel haciz yolu ile takip başlatıldığı, davalı borçlu vekilinin takibe itiraz dilekçesine istinaden, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça icra dosyasında ve dava dosyamızda her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de davanın niteliği dikkate alındığında para borçlarına ilişkin davanın alacaklının bulunduğu yer mahkemesinde görülebileceği davacı tarafın seçimlik hakkını kullanarak İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinde iş bu davayı açtığı görülmüş yetki itirazının kabulünü gerektirir bir husus tespit edilememiştir.
Taraflara davaya konu icra takibine dayanak alacağın bulunduğu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılması konusunda verilen ara kararı uyarınca davacı defterlerinin bulunduğu adresin bildirildiği görülmüş davacı defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi tarafından düzenlenen 24/03/2017 tarihli raporun dosyaya sunulduğu anlaşılmış, raporda yapılan incelemede davacıya ait defterlerde 2015 yılı içinde 4 adet satış faturasının düzenlendiği davalı tarafça davacıya 3 defada yapılan havale 1 adet çek ve 1 adet senet verildiği, davacının bakiye 57.315,79 TL alacaklı göründüğü, davacı tarafından düzenlenen 4 adet irsaliyeli faturalardan ikisinde alıcı imzasının olduğu, davalı tarafça 57.188,00 TL tutarında iade faturasının davacı adına düzelendiği ancak bu faturanın davacı defterlerinde yer almadığı, buna göre davalı tarafından düzenlenen iade faturasının davacıya teslim edildiğinin kabul edilmesi halinde davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 126,96 TL tutarında alacaklı olduğunun belirtildiği, iade faturasının teslim alınmadığının kabulü halinde davacının 57.315,79 TL alacaklı olduğunun kabulü yönünde kanaat bildirdiği görülmüştür. Davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere Urfa Asliye Hukuk mahkemesine yönerge yazılmış davalı tarafın ticari defter ve kayıtları dosyaya sunduğu görülmüş bunun üzerine dosya Urfa Asliye Hukuk Mahkemesinden geri istenerek davalı defterleri üzerinde de aynı bilirkişi tarafından inceleme yapmak üzere SMMM bilirkişisine tevdi edilmiş bilirkişi tarafından düzenlenene 25/06/2018 tarihli rapor dosyaya sunulmuş, raporun yapılan incelemesinde davalının eski ünvanın … Ltd. Şti. Olduğu 31/03/2015 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilan ile davalının şu anki ünvanını aldığı, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, 02/09/2015 tarihli iade faturasının davacı kayıtlarında görülmediği, davacı ve davalı tarafça imzalanan tutanağa göre 57.315,00 TL iade faturasının davacıya fatura edildiğinin belirtildiği, buna göre söz konusu iade faturasının davacı tarafından teslim alındığının kabulü halinde davacının 126,96 TL alacaklı olduğunun, davacı tarafından teslim alınmadığının kabulü halinde davalıdan 57.315,79 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasında imzalandığı beyan edilen ve dosyaya sunulan tutanak başlıklı belgede iade faturasının davacı tarafça alındığına dair husus yönünden hususun davacı tarafça kabul edilmemesi üzerine davacı vekili tarafından yemin deliline dayandıkları beyan edilmiş davalı şirket yetkilisinin yemin için davet edilmesi ve davalı tarafça beyan edilen iade faturasının teslimi konusunda ve malların davacıya iadesi konusunda yeminli beyanının alınması için Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesine yönerge yazılmış, davalı şirket yetkilisi … duruşmaya çağrılmış yönerge mahkemesi nezdinde yemin ettiği, iade faturasını davacıya teslim edildiği ve fatura içeriğindeki malların davacıya teslim ettiğini bu mallara ve faturaya ilişkin herhangi bir borcun olmadığı yönünde beyanda bulunduğu ve yemininde ısrar ettiği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre her ne kadar davacı tarafça düzenlenen faturaya istinaden alacaklı olduğu iddiası ile davacı aleyhine icra takibi başlatılmış ise de davalı tarafça icra takibine itiraz edildiği, davalı tarafından verilen beyanda davacı tarafın dayandığı mallar yönünden iade faturasının düzenlendiği ve davacıya iade edildiğinin beyan edildiği, bu konuda düzenlenen tutanağın dosyaya sunulduğu, davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı, bunun üzerine davalı şirket yetkilisinin davacı tarafından dayanılan alacağa konu mallara ilişkin iade faturasının düzenlenerek davacıya teslim edildiğinin ve malların davacıya teslim edildiği yönünde yemin ettiği, yemin delilinin HMK hükümlerine göre kesin delil niteliğinde olduğu, bu nevi bir delil karşısında aynı güçte bir delil ile aksinin ispatlanabileceği, davacı tarafından sunulan deliller içinde yemin edilen hususun aksini ispatlar nitelikte bir delilin bulunmadığı, bu hali ile davanın davacı tarafça ispatlanamadığının kabulü gerektiği ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur. “şeklinde davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu ile müvekkili şirketin söz konusu faturaya dayalı 57.315,79 TL alacaklı olduğunun davalının düzenlediği iade faturasının müvekkilinin defterlerinde kayıtlı olmadığının belirlendiğini, alacaklarının sabit olduğunu, yeminin malların müvekkile teslim edildiği hususunda tek başına delil sayılmaması gerektiğini, malların teslim edildiğinin iade faturası dışında yazılı bir teslim belgesi ile ispatlanması gerektiğini, davalı yanın malların iade edildiğine ilişkin yazılı bir evrak araştırması yapması ve de irsaliyeli teslim tesellüm belgesinin varlığını sorgulaması gerekirken davanın reddine karar vermesinin yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, cari hesap alacağına istinaden başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2015/17045 esas sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafından davlı borçlu aleyhine cari hesap alacağına istinaden 57.315,79 TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı borçlunun yetkiye borca itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava İİK 67. maddede düzenlenen bir yıllık hak düşürücü sürede açılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına, iade faturasının ve iade içeriği malların davacı tarafa teslim edildiğinin, davalının teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiğinin anlaşılmasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2019 tarih, 2016/103 Esas ve 2019/452 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 13/04/2023