Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/222 E. 2022/172 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/222
KARAR NO : 2022/172

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2018
NUMARASI : 2017/556 Esas, 2018/969 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/02/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkil firmanın gübre üretim işiyle iştigal ettiğini, bakanlık izni için gereken analizleri 4-5 yıldır Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yetkili analiz laboratuvarı olan davalı … AŞ ye yaptırdığını, 2016 yılı Aralık ayına kadar davalı şirketten alınan gübre analiz raporlarında hiçbir eksiklik olmamasına rağmen 20/12/2016 tarihli 2095 numaralı ve 20/12/2016 tarihli 2096 numaralı davalı firma tarafından düzenlenen “gübre analiz raporu”nda numunede bulunan çinko miktarının analiz edilemediğini, 2 adet tescil belgesi talebinin “her iki ürüne ait analiz raporunda ağır metal parametrelerinden Çinko(Zn) bulunmadığından müracaatın değerlendirilemediği, bahsi geçen eksikliğin tamamlanması ve 2017 yılı tescil belgesi ücretinden eksik kalan miktarın yatırıldığına dair makbuzun ibrazıyla müracaatın yeniden değerlendirileceği” gerekçesi ile ret edildiğini, müvekkil firmanın tescil belgesi alabilmesi için, 2016 aralık ayında 405,00-TL olan tescil belgesi ücretinin 2017 yılında 3.000,00-TL ye yükseldiğinden iki tescil belgesi için fazladan (2.595,00-TL x 2) 5.190,00-TL fark ödemesi yapılması gerektiğini, ayrıca müvekkilin distribütörü … Ltd. Şti’nin 2 tonluk gübre siparişinin de tescil belgesi alınamaması sebebiyle yaşanan gecikmeden dolayı teslim edilemediğini ve müvekkilin bu satış iptalinden de 10.000,00-TL zararı doğduğunu, 5.190,00-TL tescil belgesi ücreti ve 10.000,00-TL olmak üzere toplam 15.190,00-TL nin ödenmesinin ihtar edildiğini, alacağını tahsil için davalı borçlu hakkında İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3480 Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan takibin itiraz ile durduğunu belirterek, takibe itirazın iptaline ve takibin devamını talep ve dava etmiştir.(15.110TL.,asıl alacaktan az?)
Davalı vekili; davacının müvekkili şirketten hak ve alacağı olmadığını, müvekkilinin toprak, gübre, su ve bitki analizleri yapan ve laboratuvar hizmetleri sunan bir firma olduğunu, kendisine getirilen numunenin istenilen değerlerini analiz ettiğini, davacı firmanın dava konusu analiz isteği üzerine, getirdiği gübre numunelerine daha önce de 30/05/2016 tarihli 2020 ve 2021 rapor numaralı analiz raporlarında olduğu üzere aynı değerlerin analizinin yapılmasının istenmesi üzerine, istenen değerlerin analizi yapılarak 20/12/2016 tarihli 2095 ve 2096 rapor numaralı gübre analiz raporları düzenlendiğini ve davacı firmaya teslim edildiğini, çinkonun analizinin ayrıca ve özellikle istenmediğini, davacının ilgili bakanlıktan tescil belgesi almak için yılın son günlerine kalmasının kendi tercihi olduğunu, yine davacının müracaat ettiğini ifade ettiği tescil belgesini henüz almadan onaylanmadan, kesinleşmeden mal siparişini almasının kendi hatası olduğunu, bu durumun mevzuata aykırılık teşkil ettiğini ve suç olduğunu, davacının kendi distribütöründen aldığını beyan ettiği sipariş belgesinin her zaman düzenlenebileceğini, ayrıca 2 ton gübre satışından 10.000,00-TL kârın oldukça yüksek bir meblağ olduğunu belirterek, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, davanın, ticari hizmet sözleşmesinin ayıplı ifasından kaynaklı alacağa ilişkin olduğu, gübre üreticisi olan davacı şirketin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan gübre üretim izni ve denetimi için gereken analizlerin yapılması işini, analiz laboratuvar hizmeti sunmakta olan davalı şirkete yaptırılması hususunda taraflar arasında 4-5 yıllık süreyi kapsayan ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı şirketin ürettiği gübreleri piyasaya sürmek, satmak için süresi 31/12/2016 tarihinde dolacak olan tescil belgesi süresini yenilemek ve onaylatmak için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 29/03/2014 tarihinde 28956 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelikte belirtilen belgelerin temini kapsamında gübre analiz işinin davalı şirkete verildiği, davalı şirketçe düzenlenen analiz raporunda yönetmelikte yer alan ağır metaller listesinde yer almasına rağmen “Çinko” analizin yapılmadığı, bu nedenle davacının müracaatının kabul edilmediğini, 2016 yılında davacının 2 gübre için 810,00-TL ödeyerek 2 tescil belgesi alamadığı, tescil belgelerini 2017 yılında 6.000,00-TL ödenerek fazladan 5.190,00-TL ödendiğini, ayrıca davacı tarafça 2 tonluk gübre siparişinin süresinde tescil belgesi alınmaması sebebi ile iptal edildiği ve 10.000,00-TL zararının doğduğu iddiasının, davacı tarafın iptal ettiği bu siparişin 15/12/2016 tarihinde alındığı, dava konusu gübrelerin analiz için davalı laboratuvarına 13/12/2016 tarihinde siparişten 2 gün önce bırakıldığı, analiz sonuçlarının alınma süreci ve tescil belgesi için gerekli diğer belgelerin temini ile genel müdürlüğe müracaat ile buradan tescil belgesi alınmasına ilişkin geçmesi muhtemel süre de dikkate alındığında, siparişin salt analiz sonuçlarının yetersiz olmasından dolayı iptali ve zararın oluştuğuna dair yeterli nitelikte kanıt sunulamadığı gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile, İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3480 sayılı takip dosyasına konu alacağın 5.190,00-TL lik kısmına yaptığı itirazın iptaline, kabul edilen alacak üzerinden1.038,00-TL icra inkar tazminatı ve reddedilen alacak üzerinden 1.984,00-TL kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; müvekkili firmanın gübre üretimi yapmakta olup, bakanlık tescil belgesi alınabilmesi için analizleri davalı firmanın laboratuvarında yaptırdığını, firma analiz raporunda numunede bulunan çinko analizinin yapılmadığını, bu nedenle tescil belgesi alınmasında gecikme ve zarar doğduğunu, bu zararın davalının kusurundan kaynaklandığını, dosyada bulunan iki faturadaki ürünlerin dava dışı şirketlere teslim edilemediğini, bu nedenle davanın tamamının kabulü gerekirken kısmen kabul edilmesinin yerinde olmadığı gibi müvekkil aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ve kararın bu nedenlerle kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin eksik ifa edilmesi ile doğan zararın tazmini iddiasına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereği istinaf incelemesi, davacı istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, gübre analiz raporunun eksik düzenlenmesi nedeni ile, fazladan ödenen 5.190,00-TL ile, 15/12/2016 tarihli siparişin karşılanamamasından doğan 10.000TL kaybının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Davacı taraf; 20/12/2016 tarihli 2095 sayılı gübre analiz raporu, 20/12/2016 tarihli 2096 sayılı gübre analiz raporu, takip dosyası, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nün 11/01/2017 tarihli cevabı, tanık, bilirkişi incelemesi, karşı tarafın delillerine karşı delil sunma hakkı saklı kalmak kaydı ile ikamesi mümkün her türlü yasal delillere, davalı vekili ise; davacını talebi ile yapılan 30/05/2016 tarihli 2020 ve 2021 rapor numaralı 2 adet gübre analiz raporu, dava konusu olup çinko analizi yapılamadığı için zarara uğranıldığı iddia edilen 20/12/2016 tarihli 2095 ve 2096 rapor numaralı 2 adet gübre analiz raporu, tanık beyanı, takip dosyası, 4 adet gübre analiz ücreti olarak 20/12/2016 tarihli 8816 numaralı 1.190,62-TL bedelli faturaya delil olarak dayanmıştır.
İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3480 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısı … vekilince 14/03/2017 tarihinde takip borçlusu … A .Ş. aleyhine 15.190,00-TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, takip borçlusu vekilinin 28/03/2017 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, süresinde yapılan itiraza binaen takibin 28/03/2017 tarihinde durdurulmasına karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. İcra takip dosyası, dosya arasında bulunmamakta ise de, gerekçeli kararda incelemesi yapılmıştır.
Yargılama sırasında davacı tanıkları … ve … tanık olarak dinlenmiş, Kimya Mühendisi bilirkişisinden rapor aldırılmıştır. Raporda, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yetkili analiz laboratuvarı olan davalı şirket ile, bakanlıktan gübre üretim izni ve denetimi için gereken analizleri yaptırmak isteyen davacı şirket arasında, yazılı veya fiili uygulamadan kaynaklı anlaşma olmasa bile analiz için getirilen gübredeki çinko oranının tespitinin gerekli olduğunu, davacının süresi 31/12/2016 tarihinde dolacağı tescil belgesi süresini yenilemek/onaylatmak mecburiyetinde olduğunu, anılan onay için yönetmeliğin 10-4b maddesi gereğince ağır metalleri içerecek analiz raporunun istenmesine ve yönetmelikte ağır metalleri listesinde yer almasına rağmen çinko analizini yapılmadığını, bu eksikliğin tamamlanmadığından tescil belgesi talebinin değerlendirilmediği, tescil belgesi ücretinin bakanlık tarafından 2016 yılı her bir gübre için 405,00-TL, 2017 için 3.000,00-TL olarak belirlendiğini, 2 gübre için fazladan 5.190,00-TL ödendiği, davacı şirketin distribütörü olan ve bayilere satış yapan … Ltd. Şti nin 2 tonluk gübre siparişini tescil belgesinin alınamaması sebebi ile teslim edilemediğini ve 10.000,00-TL zararı doğduğu iddiasının, sipariş belgesinin 15/12/2016 tarihli olup, dava konusu gübrelerin analiz için davalı laboratuvarına 13/12/2016 tarihinde, siparişlerden 2 gün önce bırakıldığını, davacının sipariş verenden süre uzatımı isteyerek, zarara uğramayı önleyebileceği, davalının bu zarardan sorumlu olmadığı bildirilmiştir.
Somut olayda, davacının gübre üretim faaliyeti yürüttüğü, davalının ise analiz laboratuvar hizmeti verdiği hususları tarafların kabulündedir. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 4-5 yıldır sürdüğü, aralarında yazılı sözleşme bulunmadığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının aradığı yönetmelik şartlarına uygun analiz raporları için 13/12/2016 tarihinde numunelerin davalı firmaya verildiği, 20/12/2016 tarihli 2095-2096 sayılı gübre analiz raporlarının altında “29 Mart 2014 tarih…dair yönetmeliğe uygun olarak analiz edilmiştir” açıklamasının bulunduğu, analiz ücreti olarak 1190,62TL verildiğine dair aynı tarihli fatura düzenlendiği,15/12/2016 tarihli sipariş alınıdığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
O halde, davalı firmanın analiz raporlarını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının aradığı şartları ihtiva eden hususlarda yapması gerektiği, 29 Mart 2014 tarihli yönetmelikte sayılı ağır metal -çinko-analizlerinin yapılmadığı,davalı firmanın görevini eksik ifasının tescil belgesinin onaylanmasının gecikmesine ve değişen tescil belgesi ücretine neden olduğu, doğan zarardan davalı firmanın sorumlu olması gerektiği yönündeki mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Ancak davacı firmanın 13/12/2016 tarihinde aldığı numunenin analiz raporu 20/12/2016 tarihli olduğu, yapılan tescil belgesinin onaylanması başvurusunun 11/01/2017 tarihinde değerlendirilmediğinin davacı tarafça öğrenildiği, bu durumda tescil rapor ve değerlendirme sonucunun 30 günden kısa sürdüğü, davacı tarafça yeni tescil belgesinin onay tarihi dosya kapsamından anlaşılmamakta ise de, siparişin teslimi için süre öngörülmediği, ivedi teslim istendiği, gübre kullanımı için aralık ayının elzem tarih olduğu hususu iddia edilmemiştir.
Öte yandan, İİK.’nun 67. maddesinde düzenlenen kötüniyet tazminatı takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da kötü niyetli olduğunun kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İ.İ.K.nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığından, davanın red edilen kısmı üzerinden kötü niyet tazminat isteminin reddi gerektiği halde kabulü yerinde olmamıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin davanın red edilen 10.000TL zarar yönünden kararın kaldırılması yönündeki istinaf isteminin reddine, ancak, davalı yararına hükmedilen kötü niyet tazminat isteminin ise şartları oluşmadığından reddi gerektiği halde kabulü yerinde olmadığından HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2018 tarihli, 2017/556 esas ve 2018/969 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı tarafın yatırmış olduğu 35,90 TL istinaf karar harcının davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yolu harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 42,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;

1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile
Davalı borçlunun İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3480 Esas sayılı takip dosyasına konu alacağın 5.190,00-TL lik kısmına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz oranı uygulanmak sureti ile takibin devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Kabul edilen alacağın %20 si miktarındaki 1.038,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
2-Alınması gereken 354,52 TL ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 182,10-TL’nin mahsubu ile bakiye 172,42-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 182,10-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-A.A.Ü.T.’ne göre hesap edilerek asgari hadde çıkarılan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-A.A.Ü.T.’ne göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 163,00-TL tebligat ve posta gideri, 400,00 TL Bilirkişi ücreti dahil olmak üzere toplam 594,40-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 204,16-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davcı üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan gider avanslarının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/02/2022