Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2124 E. 2023/262 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2124
KARAR NO : 2023/262
KARAR TARİHİ: 15/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2019
NUMARASI : 2018/1346 Esas 2019/456 Karar
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
BAM KARAR TARİHİ : 15/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/41 Esas sayılı dosyasında 16/11/2017 tarihinde ifasına karar verildiğini ve iflas tasfiyesinin … tarafından belirlenen iflas idarecileri tarafından yürütüldüğünü, davalı şirketin 09/09/2013 tarihli … ile arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi sonrasında davalı … A.Ş’nin Garantörlük Beyanı sonrasında 120 ay vadeli 279.000,00.-TL kredi kullandırıldığını, kredi ödemesinin davalıya müvekkili tarafından yapıldığını, vadesinde ödenmeyen taksitler nedeniyle Kadıköy 26. Noterliği’nden davalıya ihtarname keşide edildiğini, ihtarname sonrasında ödenmemiş olan 280.370,85.-TL alacağın tahsili için İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2017/13720 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın Garantör sıfatına rağmen icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında davaya dayanak olan ve dava dilekçesinde de Garantörlük beyanına dayanarak dava açıldığı, taraflar arasında Garantörlük beyanına dayanak olan çerçeve sözleşmeye göre müvekkili Şirket ile davacı banka arasında imzalanmış olan Protokolde oluşabilecek her türlü uyuşmazlığa yetkili mahkeme olarak İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili kılındığını bu nedenlerle Yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili olan İstanbul Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
” Dosya kapsamı iddia, savunma dilekçe içerikleri ve taraflar arasındaki Garantörlük Protokolü birlikte değerlendirildiğinde davacı Bankanın davalıya garantörlük sıfatı nedeni ile takip yaptığı ve dava açtığının anlaşıldığı, tacir olan taraflar arasındaki Garantörlük sözleşmesine göre ise Garantörlük nedeni ile çıkabilecek uyuşmazlıklarda her iki tarafın imza altına aldığı Protokole göre, uyuşmazlığı çözmeye Yetkili Mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğu olduğu anlaşılmakla Mahkememizin Yetkisizliğine ve dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı yanın cevaplarının ve ilk itirazlarının yasal sürede sunulmadığını, 09/01/2019 cevap verme süresinin son tarihi olduğunu, dosyanın uyap kaydına göre davaya cevaplar 10/01/2019 tarihinde verildiğini, cevapların ve ilk itirazlar süresinde olmadığını, davalının İzmir 28. İcra Müdürlüğü’ nün 2017 / 13720 E sayılı takip dosyasına vaki haksız ve kötüniyetli itirazları arasında yetki itirazının bulunmadığını, icra takibinde, takibin yapıldığı yer bakımından yetkiye itiraz etmeyen davalının, itirazın iptali davasında yetki itirazında bulunamayacağını belirterek, yerel mahkemenin yetkisizlik kararının, istinaf incelemesi neticesinde yeniden yargılama yapılarak davacı müvekkili banka iflas idaresi lehine ortadan kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, garantörlük sözleşmesinden kaynaklı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Maddede yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Söz konusu düzenleme ile yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlaşılması gereken, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır.
Diğer taraftan yetkinin kesin olmadığı hallerde mahkemenin yetkisine itiraz HMK’nın 116/1-a maddesi uyarınca ilk itiraz niteliğinde olup aynı yasanın 117/1. ve HMK’nın 19. maddeleri hükmü gereği cevap süresi içinde ve usulüne uygun olarak ileri sürülmesi gerekmektedir
Somut olayda, takibe dayanak sözleşmenin 12. maddesinde protokol nedeniyle doğabilecek her türlü uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olarak belirlendiği, tacir olan taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, davalı tarafından yetki ilk itirazının süresinde olarak 09/01/2019 tarihinde UYAP sistemi üzerinden sunulduğunun, HMK’nın 17. maddesindeki düzenleme uyarınca taraflarca aksi kararlaştırılmadığının anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosyadaki belgelere, dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/04/2019 tarih ve 2018/1346 Esas 2019/456 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.