Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2071 E. 2023/518 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2071
KARAR NO : 2023/518
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2019
NUMARASI : 2016/779 Esas 2019/464 Karar

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 22/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket ve kefil olarak şirket yetkilisi diğer davalı … arasında davalı şirketin işletme hakkında sahip olduğu … Tatil Köyü ile ilgili olarak turizm acentalarına pazarlanması, işletme ile ilgili her türlü işlemlerin yürütülmesi, kapıdan satış işlemlerinin yapılması, tatil köyü içindeki ünitelerdeki hizmetlerin verilmesi, mal ve hizmet pazarlaması işinin gerçekleştirilmesi konusunda 30/01/2015 tarihli hizmet sözleşmesi ve bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan tam yetkili pazarlama sözleşmesinin akdedildiğini, buna göre davalı şirketin söz konusu tesise kendi başına hiçbir müşteri kabul edemeyeceğini, müvekkili şirketin sözleşmenin kurulduğu 30/01/2015 tarihi itibariyle yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşmede belirlenen ödemelerini yaptığını, davalı ile olan çalışmasının 2015 yılı için sorunsuz olarak geçtiğini, 2016 yılı için ise müvekkilinin davalıya 09/11/2015 tarihinde ciro ederek … Bankası AŞ’nin 3085479 nolu 10/06/2016 tarihli keşidecesi … Şti olan 125.000,00-TL bedelli çeki, … Bankası AŞ’nin 3085480 nolu 08/07/2016 tarihli keşidecesi … Şti olan 125.000,00-TL bedelli çeki, … Bankası AŞ’nin 3085482 nolu 08/09/2016 tarihli keşidecesi … Şti olan 125.000,00-TL bedelli çeki, … Bankası AŞ’nin 3085483 nolu 03/10/2016 tarihli keşidecesi … Şti olan 100.000,00-TL bedelli çeki,… Bankası AŞ’nin 3085484 nolu 30/10/2016 tarihli keşidecesi … Şti olan 100.000,00-TL bedelli çeki teslim ettiğini, tatil köyüyle ilgili 2016 yılı Ocak ayı başlarında yeni turizm sezonu hazırlıklarına devam ederken bahse konu tesisde bir kısım yerler hakkında Seferihisar ASHM’nin 2010/26 esas 2011/109 karar sayılı ilamıyla yıkım kararı bulunduğunun tesadüfen öğrenildiğini, davalı şirket yetkilileriyle görüşülmesi üzerine sorunun çözümleneceğini, yıkım yapılmayacağının ifade edildiği ancak tesiste bulunan restoran, havuz bölümleri, disko, anfi tiyatro, tenis kortları, voleybol-basketbol sahaları, snack bar ve beach barın söz konusu karar gereği yıkıldığını, yıkım konusu henüz çözümlenmeden bu defa davalıya karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açılan haksız işgal davasında 19/01/2016 tarihinde tahliye kararı verildiğini,bu durumun çeşitli tur opetatörleri tarafından öğrenildiğini, müvekkilinin zor durumda kaldığını, mevcut haliyle tesisin çalıştırılmasının mümkün olmadığını, davalıların davranışlarının sözleşmeye aykırılık oluşturduğunu, ayrıca davalılar tarafından müvekkili şirket personelinin tesise sokulmadığını, 2016 yılı turizm sezonu için verilen söz konusu çeklerin istenmesine rağmen iade edilmediğini ileri sürerek, dava konusu söz konusu çekler nedeniyle davalılara borçlu bulunmadıklarının tespitine, dava konusu çeklerin davalılardan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 30/01/2015 tarihli … Tatil Köyünün turizm acentelerine pazarlaması konusunda sözleşme imzalandığını, söz konusu otelin müvekkilince kiralanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davacı ile hizmet sözleşmesi yapılarak sözleşmenin asıl amacı olarak otel odalarının davacı tarafa kiralandığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkili ile davacı arasında sıkıntısız bir sene geçirildiğini, ikinci yıl hizmet bedeli olarak davacı tarafın ilgili çekleri teslim ettiğini ancak peşin ödeme gereken miktarın 15 Haziran’a kadar beklenilmesine rağmen ödenmediğini, ödemenin yapılmaması üzerine 15 Haziran’da dava konusu otele gidildiğini, davacı tarafın sözleşmeye aykırı olarak otel içindeki bilgisayarlar ve birçok ekipmanla birlikte oteli boşalttığının görüldüğünü, bunun üzerine davacı tarafça verilen çekler incelendiğinde … Şirketine ait olduğu ve bu şirketin şu an batık durumda olduğu, çeklerin verildiği tarihte ise bu geleceğin kesinleşmiş olduğunu, davacı tarafça bilinmekte olduğunu, davacının sözleşme gereklerine uymayarak kötü niyetli davranışlarda bulunduğunu, verilen çeklerin değerinin 550.000,00-TL olup, … şirketinin müşterilerinin otelde konaklatılması üzerine bir sözleşme yapıldığını, sözleşme gereği ödemelerin yapılmaması üzerine müvekkilinin büyük zarara uğradığını, çeklerin tahsil edilemediğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … ‘na dava dilekçesi tebliğ olunmuş, süresinde davaya cevap vermemiş, 09/12/2016 tarihli duruşmaya katılarak beyanda bulunmuş, çek bedellerinin biri haricinde tahsil etmediğini, çeklerin kendisinde olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
MAHKEMECE:
” …Toplanan tüm deliller karşısında;davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 30/01/2015 tarihli hizmet sözleşmesiyle davalı şirketin işletme hakkına sahip olduğu Seferihisar ilçesinde bulunan … Tatil Köyü isimli turistik tesisin işletme hakkını davacı şirkete devrettiği, 2015 yılı için sözleşme bedelinin 1.000.000,00-TL olarak ve bunun 200.000,00-TL’sinin peşin 800.000,00-TL’sinin vadeli çeklerle ödenmesinin kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki ilişkinin 2015 yılında sözleşmeye uygun ve sorunsuz geçirildiği, esasen sözleşme süresinin 3 yıl olduğu, her yıl süre bitiminden 3 ay önce ihbar edilmemesi üzerine 1 yıl süreyle sözleşmenin uzayacağının ve bir önceki yıl bedeline tüfe artış oranı uygulanarak yeni yıl sözleşme bedelinin belirleneceğinin kararlaştırıldığı, 2016 yılı için davacı tarafından feshi ihbarında bulunulmadığı, sözleşmenin 2016 yılı için yenilenmiş sayıldığı, … Şti tarafından davacı emrine … Bankası Ataköy İstanbul Şubesinden ödenmek üzere keşide edilen 3085479 nolu 125.000,00-TL bedelli, 3085480 nolu 125.000,00-TL bedelli, 3085482 nolu 125.000,00-TL bedelli, 3085483 nolu 100.000,00-TL bedelli, 3085484 nolu 100.000,00-TL bedelli çekleri davacının ciro ederek 2016 yılı sözleşme bedeline ilişkin olarak davalı şirkete verdiği anlaşılmıştır.
Seferihisar ASHM’nin 24/05/2011 tarihli 2010/26 esas 2011/109 karar sayılı kararıyla tesisin imar ve kıyı kanunu uyarınca kamuya terk edilmiş tescil harici alanda kalan bir kısım bölümlerinin yıkılmasına karar verilmiş, bu karar Seferihisar İcra Dairesinin 2015/2398 esas sayılı dosyasından uygulanarak 11/01/2016 ve 21/01/2016 tarihinde gerçekleştirilen yıkım sonrasında tesisin yüzme havuzunun, disko bar, disko, mendirek iskele, restoran, anfi tiyatro, tenis kortu, voleybol/basketbol sahalarının, snack bar ve satış büfesi, duş alanı, satranç oyun alanının yıkıldığı, böylelikle tesisin bütünlüğünün bozulduğu, 4 yıldızlı otel şartlarını kaybettiği ve davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 30/01/2015 tarihindeki şartlarını kaybettiği, davacının sözleşmeyi fesihte ve verdiği çekleri iadesini istemekte haklı olduğu, söz konusu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı … AŞ yönünden yapılan değerlendirmede; davacı ile bu şirket arasında imzalanan sözleşme gereği söz konusu çeklerin davacı şirket tarafından davalı bu şirkete verildiği, çeklerin bu şirket tarafından bankaya ibraz edildiği, şirket temsilcisi diğer davalının beyanına göre çeklerin halen bu davalı şirkette olduğu belirlenmekle, davalı … Şirketinin davacının tahsil edilen çek yönünden bedelinin ve diğer çekler yönünden ise çeklerin kendisinin iadesi talebinden sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Dava konusu çeklerden … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti tarafından keşide edilen 10/06/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085479 nolu çek bedeli 125.000,00-TL’nin 10/06/2016 tarihinde bankaya ibraz edilmekle davalı şirkete ödendiği anlaşılmakla ve davacı vekilinin bu çeke ilişkin davasını istirdat davasına dönüştürmüş olması karşısında çek bedeli olan 125.000,00-TL’nin 10/06/2016 ödeme tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalı … AŞ’den alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı belirtildiği üzere sözleşmeyi feshetmekte ve verdiği çekleri iadesini istemekte haklı olduğundan dava konusu … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 08/07/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085480 numaralı çek nedeniyle, … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 08/09/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085482 numaralı çek nedeniyle … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 03/10/2016 tarihli 100.000,00-TL bedelli 3085483 numaralı çek nedeniyle … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 30/10/2016 tarihli 100.000,00-TL bedelli 3085484 numaralı çek nedeniyle davacının davalı … AŞ’ne borçlu olmadığının tespitine, söz konusu çeklerin davalı bu şirketten istirdatı ile davacı şirkete verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede; tahsil edilen çekin davalı … Şirketi tarafından tahsil edildiği, diğer çeklerin yine bu şirket elinde olduğu da dikkate alındığında davalı … ‘na müteselsil kefil olarak istirdat ve çek iadesi talebi nedeniyle husumet yöneltilemeyeceği kanaatine varılmış, … aleyhindeki davanın husumet yönünden reddi yönünde,
1-Davalı … AŞ hakkındaki davanın kabulüne,
Dava konusu … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti tarafından keşide edilen 10/06/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085479 nolu çek bedeli 125.000,00-TL’nin ödeme tarihi olan 10/06/2016 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalı … AŞ’den alınarak, davacıya verilmesine,
Dava konusu … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 08/07/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085480 numaralı çek nedeniyle, … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere çek nedeniyle, … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 08/09/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085482 numaralı çek nedeniyle …, Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 03/10/2016 tarihli 100.000,00-TL bedelli 3085483 numaralı çek nedeniyle … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 30/10/2016 tarihli 100.000,00-TL bedelli 3085484 numaralı çek nedeniyle davacının davalı … AŞ’ne borçlu olmadığının tespitine, söz konusu çeklerin davalı bu şirketten istirdatı ile davacı şirkete verilmesine,
2-Davalı … yönündeki davanın husumet yönünden reddine reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile,
1-Davalı … AŞ hakkındaki davanın kabulüne,
Dava konusu … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti tarafından keşide edilen 10/06/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085479 nolu çek bedeli 125.000,00-TL’nin ödeme tarihi olan 10/06/2016 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalı … AŞ’den alınarak, davacıya verilmesine,
Dava konusu … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 08/07/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085480 numaralı çek nedeniyle, … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 08/09/2016 tarihli 125.000,00-TL bedelli 3085482 numaralı çek nedeniyle … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 03/10/2016 tarihli 100.000,00-TL bedelli 3085483 numaralı çek nedeniyle … Bankası AŞ İstanbul Ataköy Şubesinden ödenmek üzere … Şti emrine … Şti tarafından keşide edilen 30/10/2016 tarihli 100.000,00-TL bedelli 3085484 numaralı çek nedeniyle davacının davalı … AŞ’ne borçlu olmadığının tespitine, söz konusu çeklerin davalı bu şirketten istirdatı ile davacı şirkete verilmesine,
2-Davalı … yönündeki davanın husumet yönünden reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usule ve yasaya aykırı bir bilirkişi raporuna istinaden olup yapılan itirazların dikkate alınmadığını, dava konusu olayda davacı şirket ve müvekkili şirket arasında bir hizmet sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili şirketin bu sözleşmede yer alan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı şirketin kötüniyetle hareket ettiğinin aşikar olduğunu, davacı şirketin taahhütlerini yerine getirmediği sebebiyle sözleşme konusu tesise gidildiğini ve müvekkili şirket yetkilisi tarafından hizmet konusu tesisin boş olduğunu, otel içindeki bilgisayarlar ve birçok ekipmanın da yerinde bulunmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine davacı şirket yetkililerine ulaşmaya çalışıldığını, ancak sonuç alınamadığını, söz konusu sezonda müvekkili şirketin gelirinin geçmiş yıllara oranla kat kat az olduğunu, olay bir bütün olarak ele alındığında asıl zarar görenin müvekkili şirketinin olduğunun anlaşılacağını, asıl borçlu olan tarafın uyuşmazlık konusu çekleri düzenleyen … şirketi olduğunu, … nın açmış olduğu davanın husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı hizmet sözleşmesi ve bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan tam yetkili pazarlama sözleşmesi kapsamında 30/01/2015 tarihi itibariyle yükümlülüklerini yerine getirerek sözleşmede belirlenen ödemelerini yaptığını, davalı ile olan çalışmasının 2015 yılı için sorunsuz olarak geçtiğini, 2016 yılı için ise müvekkilinin davalıya 09/11/2015 tarihinde ciro ederek çekleri verdiğini, 2016 yılı Ocak ayı başlarında yeni turizm sezonu hazırlıklarına devam ederken bahse konu tesisde bir kısım yerler hakkında Seferihisar ASHM’nin 2010/26 esas 2011/109 karar sayılı ilamıyla yıkım kararı bulunduğunun öğrenildiğini, davalı şirket yetkilileriyle görüşülmesi üzerine sorunun çözümleneceğini, yıkım yapılmayacağının ifade edildiği ancak tesiste bulunan restoran, havuz bölümleri, disko, anfi tiyatro, tenis kortları, voleybol-basketbol sahaları, snack bar ve beach barın söz konusu karar gereği yıkıldığını, yıkım konusu henüz çözümlenmeden bu defa davalıya karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açılan haksız işgal davasında 19/01/2016 tarihinde tahliye kararı verildiğini, mevcut haliyle tesisin çalıştırılmasının mümkün olmadığını, davalıların davranışlarının sözleşmeye aykırılık oluşturduğunu, ayrıca davalılar tarafından müvekkili şirket personelinin tesise sokulmadığını, 2016 yılı turizm sezonu için verilen söz konusu çeklerin istenmesine rağmen iade edilmediğini ileri sürerek, dava konusu söz konusu çekler nedeniyle davalılara borçlu bulunmadıklarının tespitini talep etmiş, sonrasında 3085479 nolu çek bedeli ödendiğinden bu çek yönünden istirdat isteminde bulunmuştur.
Davalı şirket süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde sözleşmenin asıl amacının kendileri kiralama yapamadığından kiralama olduğunu, ilk yıl sorunsuz olduğunu, ikinci yıl hizmet bedeli olarak davacı tarafın ilgili çekleri teslim ettiğini, ancak peşin ödemesi gereken miktarı süresi çokça aşmış şekilde 15 Hazirana kadar beklendiği, ödeme yapılmadığını, davacının hizmet sözleşmesine aykırı olarak oteli boşalttığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalı da duruşmada çeklerin sözleşmenin 2. yılı için verildiğini beyan etmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 30/01/2015 tarihli hizmet sözleşmesiyle davalı şirketin işletme hakkına sahip olduğu Seferihisar ilçesinde bulunan … Tatil Köyü isimli turistik tesisin işletme hakkını davacı şirkete devredildiği, davaya konu 5 adet çekin bu sözleşme kapsamında 2. yıl için verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, sözleşme konusu işletme hakkında Seferihisar Asliye Hukuk mahkemesinin 2010/26 esas 2011/109 karar sayılı ilamıyla yıkım kararı bulunduğu ve Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2015/2398 sayılı icra dosyasında 21/01/2016 tarihli kal infaz tutanağı düzenlendiği görülmüştür.
Çek, bir ödeme aracı olup, çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolunda yasal karine mevcuttur. Bu durumda, davacının söz konusu çekleri mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verdiğinin kabulü gerekir. Yasal karinenin aksini yani çekin borç ödenmesinden başka bir amaçla verildiğini, bedelsiz kaldığını iddia eden davacı tarafın bunu kesin delillerle ispatlaması gerekir.
HMK’nın 188/1 maddesinde “tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez” hükmü bulunmakta olup, bu hükme göre bir beyan ikrar sayıldığı takdirde o konuda artık yeni veya başka bir delile ihtiyaç kalmadan o olay ispat edilmiş kabul edilmek zorundadır. Bir davada bir tarafın iddia ettiği husus, karşı tarafça ikrar edilirse artık o husus çekişmeli olmaktan çıkar ve bu konuda ispat aranmaz. Bu halde artık delile veya ispata ihtiyaç kalmaz. İkrar mahkeme içinde olabileceği gibi mahkeme dışı ikrar da mümkündür. Davalı şirket vekili ve temsilcisinin beyanlarına göre çeklerin sözleşmenin 2016 yılı kapsamında verildiği hususu çekişmeli olmaktan çıkmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, sözleşme konusu tesisle ilgili yıkım kararının uygulandığının, alınan denetime elverişli bilirkişi raporuna göre tesisin bu haliyle müşteri kabulüne açık olamayacağının belirlenmesine, davaya konu çeklerin sözleşmenin 2016 yılı kapsamındaki ödemeye ilişkin verildiğinin ve tesisin işletilemeyecek halde olduğundan bedelsiz kaldığının anlaşılmasına göre davalı şirket vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2019 tarih ve 2016/779 Esas 2019/464
Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 39.278,25.TL nispi harçtan peşin olarak alınan 9.819,56.TL harcın mahsubu ile bakiye 29.458,69.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 22/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.