Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2068 E. 2023/648 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2068
KARAR NO : 2023/648
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI : 2018/345 Esas 2019/297 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: İzmir 27.İcra Müdürlüğünün 2016/1387 Esas sayılı dosyası ile davalı tarafın müvekili aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlattığını takibin kesinleştiğini, müvekkilinin davalı tarafa borcunun olmadığını, davalının müvekkilinin alacaklı olduğunu, senedi tahsil etmek için aldığını, bu senedi müvekkilin kiracısı …ndan kira borcuna mahsuben almış olduğunu davalıya senedi tahsil etmesi için verdiğini ancak bir gün sonra davalı yanında adamı olan … vasıtasıyla senedi zorla kendi adına ciro ettirdiğini, bu sırada davalı …’ın da bulunduğunu ve müvekkilinı davalının da tehtit ettiğini, müvekkilin kendisine ve ailesine zarar verilmesi korkusuyla bugüne kadar sessiz kaldığını ancak daha sonra 14/03/2018 tarihinde C.B. Na şikayette bulunduğunu, soruşturmanın halen devam ettiğini, davalının müvekkiline zorla senet imzalatmasının maddi bir vakıa olup her türlü delil ile ispatlanabileceğini, bu hususta tanık dinletmek istediklerini, müvekkilinin davalı ile hiçbir alacak verecek ilişkisinin olmadığını, bu nedenle ciro tarihinde yaşlı olan müvekkilinin işlem ehliyetinin de olmadığı için davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; TBK nın 39.maddesi gereğince davacının hata, hile ve tehdit iddiasına dayalı olarak davasının 1 yıl içerisinde açmış olmasının gerektiğini, bu sürenin geçtiğini, davacının beyan ettiği olayın üzerinden 5 yıl geçtiğini , icra takibinin üzerinden de 2,5 yıl geçmiş olduğunu, davacının iddialarının soyut olduğunu ispatlanması gerektiğini, ayrıca Karşıyaka C.B. Nın 2018/4607 soruşturma sayılı dosyasında takipsizlik kararı verildiğini, davacı senedi ciro ettiği tarihte akli melikelerinin yerinde olduğunu doktor raporuna gerek olmadığını, davacının 07/10/2015 tarihinde de müvekkilinin eşi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını ve müvekkiline vekaletname verdiğini, bu nedenlerle davacı tarafın savcılık aşamasında dinlenen tanıklarına muvafakat etmediklerini davanın reddine karar verilmesini, davacının yaşlı olması sebebi ile 07/10/2015 tarihinde imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden dolayı doktor raporunun alındığını ve sağlıklı olduğunun tespit edildiğini ve raporun evraka eklendiğini bu davayı açarken vermiş oldukları vekaletnamede de doktor raporunun alındığını ve vekaletname çıkarıldığını, ayrıca İzmir 4.ATM nin 2018/651 E. Sayılı dosyasında davacı taraf dava dilekçesinde bu davadan bahsederken kiracısından aldığı senedi tahsil edilmesi amacı ile kiracısından alıp müvekkiline verdiğini beyan ettiğini , o dosyanın celp edilmesini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İzmir 27. İcra dairesinin 2016/1387 esas sayılı dosyasının incelenmesinden; dosyamız davalısı … tarafından dosyamız davacısı … ve dava dışı …. aleyhine 15/04/2013 vade tarihli 30.110,00 TL bedelli senede dayanılarak toplamda 39.478,95 TL alacağın tahsili için başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibi olduğu, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/651 esas sayılı dosyasının incelendiği ve davacı … tarafından davalı … aleyhine İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2018/4894 esas sayılı dosyasından dolayı takibe dayanak 50 000,00 TL’lik senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile açılan davanın derdest olduğu, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/4607 soruşturma sayılı dosyasının gönderildiği, incelendiğinde müştekisinin … nin şüphelisinin … ve …’in olduğu, dolandırıcılık ve silahla yağma suçlarından dolayı başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiği, yapılan itiraz sonucu Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesi tarafından itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
Dosya içinde mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalı eşi arasında davacıya ait Karşıyaka ilçesinde bulunan gayrimenkulle ilgili kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunduğu davacının kendisinden gasp edildiğini belirttiği senedi 2013 yılında ciro edildiği ve aradan 5 yıl gibi bir sürenin geçtiği her ne kadar davacı kendisi üzerindeki cebir ve tehditin ortadan kalkmaması sebebiyle davalı hakkında şikayette bulunmadğını belirtmiş ise de davalının 2016 yılında davaya konu senedi icraya koyarak hukuk yoluyla alacağını almaya çalıştığı davacının iddia ettiği gibi cebir ve tehdit ile senetteki alacağını tahsil etmeye çalışan bir kişinin icra takibine başvurmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ayrıca kendisini tehdit ettiğini ileri sürdüğü davalı ile davacının hukuki münasebetinin devam ettiği ve 2015 yılında davalının eşi ile kendi arsası üzerine kat karşılığı inşaat yapılması için sözleşme yaptığı bu tarihte fiil ehliyetinin yerinde olduğu gibi doktor raporunun alındığı dolayısıyla fiil ehliyetinin yerinde olmadığı iddiasının dinlenemeyeceği, icra takibi tarihinden beri de TBK 39. Maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerek Cumhuriyet Savcılığının yapmış olduğu soruşturma sonucu vermiş olduğu takipsizlik kararı gerekse duruşmada beyanı alınan davacı asıilin beyanları karşısında davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davanın TBK 39. maddesi gereğince hak düşürücü süre geçtiğinden reddine, dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin baskı ve tehdit altına alındığı, durumu çocuklarına dahi anlatmaması konusunda korkutulduğunu, dosyada tanık olarak dinlenecek kişilerin bu duruma ilişkin beyanları alınmadan ve konu aydınlatılmadan davanın hak düşürücü süreden reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, tehdit nedenine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda reesen gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça, takibe konu senedin kendisine bıçak çekilmek suretiyle tehdit edilerek zorla ciro ettirildiği beyanıyla borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir.
İzmir 27. İcra dairesinin 2016/1387 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davalı alacaklı … tarafından davacı … ve dava dışı … aleyhine 15/04/2013 vade tarihli 30.110,00 TL bedelli senede dayanılarak toplamda 39.478,95 TL alacağın tahsili için başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/651 Esas sayılı dosyasının incelendiği ve davacı … tarafından davalı … aleyhine İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2018/4894 esas sayılı dosyasından dolayı takibe dayanak 50.000,00 TL’lik senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile açılan davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/4607 soruşturma sayılı dosyasının gönderildiği, incelendiğinde müştekisinin …’nin şüphelisinin … ve …’in olduğu, dolandırıcılık ve silahla yağma suçlarından dolayı başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiği, yapılan itiraz sonucu Karşıyaka Sulh Ceza Mahkemesi tarafından itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
Davacı ile davalının eşi arasında 07/10/2015 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacı sözleşmede arsa sahibi olarak yer almıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davacının kendisini tehdit ettiğini iddia ettiği davalı ile hukuki münasebetlerinin devam etmesine, davalının eşi ile aralarında 2015 yılında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına, bu sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık sürenin de geçtiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 tarih, 2018/345 Esas ve 2019/297 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 06/04/2023