Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2067 E. 2023/269 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2067
KARAR NO : 2023/269

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI : 2018/797 Esas – 2019/561 Karar
DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 15.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.03.2023
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. AŞ isimli şirketin davalı bankanın Selçuk Şubesinden 31.03.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ile kredi aldığını, yapılan GK sözleşmesinin borçlusu …. AŞ’nin kefillerinin ise … ve … isimli kişiler olduğunu, müvekkili …’nın genel kredi sözleşmesinin borçlusu veya kefili olarak sözleşmede imzasının olmadığını, müvekkilinin ise dava dışı tarafların arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine ipotek belgesinde gösterilen limitler dahilinde (azami 750,00-TL sine kadar olman kısmına) 450,00-TL sine … ili … ilçesi … mahallesi … ada … parsel nolu taşınmazda bulunan … nolu bağımsız bölüm taşınmazını davalı bankaya ipotek tesis ettirmek suretiyle bu miktardan sınırlı olmak kaydıyla kefil olduğunu, müvekkilinin vermiş olduğu ipotek sebebiyle aleyhine Selçuk İcra Müdürlüğünün 2016/1292 esas sayılı icra takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla borç miktarı işlenmiş faizleri ile birlikte 247.917,40-TL gösterilerek takibe girişildiğini, takibin kesinleştiğini belirterek müvekkilinin Selçuk İcra Müdürlüğünün 2016/1293 esas sayılı icra takip dosyasından davalı bankaya borcunun olmadığının tespiti ile müvekkili hakkında yapılan takibin iptaline, davalı bankanın haksız ve yersiz takibi nedeniyle alacağın en az % 20 si oranında taraflarına (icra inkar) kötü niyet tazminatı ödenmesinin hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesine ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli özel mahkemenin icra hukuk mahkemeleri olduğunu, dosyanın görevli Selçuk İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, davacının ipotek borçlusu olup menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olmadığını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesince 2017/165 -2018/26 E K sayılı görevsizlik kararıyla görevsizlik kararı verilmiş, davacı vekilinin kararı istinafı üzerine, Dairemizin 03/05/2018 tarih 2018/735 esas, 2018/658 karar sayılı kararı ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün düzeltilerek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verildiği , dava dosyasının görevsizlik kararı üzerine İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/797 esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
MAHKEMECE:”…Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İİK’nun 72.maddesi uyarınca, borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.
Davacı eldeki davayı, Selçuk İcra Dairesi’nin 2016/1293 Esas sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan icra takibinden sonra açmıştır.
Eldeki davada, davalı … Selçuk/İzmir Şubesi tarafından dava dışı … A.Ş .ne 31.03.2015 düzenleme tarihli 2.000.000.00-TL limitli Kredi Çerçeve Sözleşmesi imzalatıldığı, sözleşmeyi dava dışı … ve …’nın müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, Kredi Çerçeve sözleşmesinde davacı …’nın müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunmadığı, sözleşmeye istinaden dava dışı şirkete krediler kullandırıldığı, kredilerin teminatı olarak davacının maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde 750.000,00-TL bedelle dava dışı asıl borçlu şirketin borçlarının teminatı olarak ikinci dereceden davalı banka lehine ipotek tesis edildiği, kredilerdeki ödeme aksaklıkları üzerine kredi hesapları kat edilerek ihtarname keşide edildiği, ihtar sonrası ipotekli taşınmazla ilgili olarak davacı aleyhine Selçuk İcra Dairesinin 2016/1292 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığı, yine aynı alacakla ilgili olarak dava dışı asıl borçlu şirket, müteselsil kefiller ve davacı aleyhine Selçuk İcra Dairesinin 2016/1293 esas sayılı dosyasında da ilamsız icra takibine başlandığı, davacının Selçuk İcra Dairesinin 2016/1293 esas sayılı dosyasında takibin dayanağı Kredi Çerçeve Sözleşmesinde kefalet imzasının bulunmadığını beyanla iş bu menfi tespit davasını açtığı, dava çerçevesinde yapılan inceleme ve tespitler sonucunda: Selçuk İcra Dairesinin 2016/1293 esas sayılı İlamsız takip dosyası 01.09.2016 takip tarihi itibariyle: 232.159,00-TL asıl alacak, 10.238,94-TL işlemiş temerrüt faizi, 511,95-TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 242.909,89-TL banka alacağından dava dışı …. A.Ş’ nin asıl borçlu sıfatıyla, dava dışı … ve …’nın müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları, davacı …’nın takibin dayanağı Kredi Çerçeve Sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunmaması nedeniyle müteselsil kefil sıfatıyla herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, ancak maliki bulunduğu ve dava dışı asıl borçlu …. AŞ’nin borçlarının teminatı olarak ipotek ettirdiği ve aynı alacakla ilgili olarak Selçuk İcra Müdürlüğünün 2016/1292 E.sayılı dosyasında başlatılan ipotek takibi nedeniyle ipotek borçlusu sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmıştır.
Yukarıda izah olunan nedenlerden ötürü, davacının dava konusu icra takibi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığı anlaşıldığından, yerinde görülen haklı davanın kabulüne dair aşağıdaki hükmün tesisi gerekmiş, davalı bankanın kötü niyeti sabit olmadığından davacı yararına kötü niyet tazminatı hükmedilmemiş, davacı tarafından iş bu dava sebebiyle yapılan yargılama giderleri davalı bankaya yükletilmiş, ayrıca hüküm altına alınan alacak tutarı bakımından davacı yararına nispi vekalet ücreti takdir olunmuştur” gerekçesi ile;
“Davanın kabulü ile davacının Selçuk İcra Dairesinin 2016/1293 Esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, takibin davacı yönünden iptaline,
Koşulları oluşmadığından davacı yararına kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle söz konusu davaya bakmakla görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın icra müdürlüğü tarafından sehven gönderilen ve borçlu olarak yer aldığı ödeme emrinin iptali için her zaman memur işlemini şikayet yoluna başvurabileceğini, davacı taraf aleyhine genel Kredi sözleşmesi kapsamında gösterilen limitler dahilinde Selçuk İcra Müdürlüğünün 2016/1292 E. Sayılı dosyasında ipotek veren olarak ipotekli takip yoluyla takip başlatıldığını, diğer borçlular aleyhine de tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Selçuk İcra Mdürlüğünün 2016/1293 E.sayılı dosyasında takip yapıldığını ve burada davacının sehven borçlu olarak gösterildiğini, davalı müvekkili bankaya ipotek veren olarak yapılan hatanın ödeme emrinin iptali olması gerekirken ,borçlunun menfi tespit davası açması ve verilen karar ile borçlu olmadığının tespitinin oldukça hatalı bir karar olduğunu, yapılacak işlemin gönderilen ödeme emrinin iptali olması gerektiğini bu nedenlerle kararın hatalı olduğunu ifade ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava: menfi tespit davasıdır.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmasına, davalının da davacının davaya konu icra takibinde davacının sehven borçlu olarak gösterildiğine yönelik beyanına, mahkemece denetime elverişli ve açık bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarih, 2018/797 Esas – 2019/561 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 16.935,24 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 4.233,75 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 12.701,49 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davalı tarafından yapılan istinaf masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5- İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/02/2023