Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2064 E. 2023/232 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2064
KARAR NO : 2023/232
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI : 2016/40 Esas 2019/201 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
BAM KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” Davacı vekili İzmir 1.ATM’ nin 2010/272 E.sayılı dosyasına sunmuş olduğu 14.05.2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının gönderdiği ihtarname ile; davacının … firmasına olan kefaleti nedeni ile 250.000,00-TL ödemesini aksi halde davacının verdiği ipotek hakkında yasal işleme başlanacağının bildirildiğini, asıl borçlu …’un davalı bankadan rehin tesis ederek taşıt kredisi aldığını, rehin sözleşmesinin 9. maddesi hükmüne rağmen asıl borçlu hakkında rehinli araçla ilgili olarak yasal takip yapılmadığını, bunun aksine rehinli araç üzerindeki rehni kaldırdığını, bundan sonra davalının, davacı hakkında İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2008/248 sayılı dosyasında ipoteklerin paraya çevrilmesi için icra takibi başlattığını, takibin İcra Mahkemesi’nce iptal edildiğini, davalının takibinin kötüniyetli olduğunu, aradan geçen 3 yıllık süreye rağmen davalının asıl borçlu hakkında takip yapmadığını ve araç üzerindeki rehni kaldırdığını belirterek davacının davalı bankaya 250.000,00-TL borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili İzmir 1.ATM’ nin 2010/272 E.sayılı dosyasına sunmuş olduğu 16.07.2010 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu …’a Genel Kredi Sözleşmesi-Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine dayanılarak verilen krediler nedeni ile mülkiyeti …’a ait olan iki parça taşınmazın 250.000,00-TL bedelle ipotek edildiğini ve daha sonra bu taşınmazların davacı …’a satıldığını, satılan bu taşınmazlar için İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün 2008/248 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, ihtarın …’a usulüne uygun tebliğ edilmemiş olması nedeni ile takibin iptal edildiğini, davacıya yeniden ihtar gönderildiğini, ihtardan sonra bu davanın açıldığını, davacının taşınmazları ipotekli olarak satın aldığını, bu nedenle önceki malikin taşınmazların temin ettiği borcu nedeni ile bankaya karşı sorumluluğunun taşınmaz miktarı kadar olduğunu, davacının bankaya karşı kefaleti bulunmadığından kaldırılan araç rehnini sorgulama hakkının olmadığını, kaldı ki, araçtan rehnin kaldırılması ile aracın satıldığını ve taşıt kredisinin kapatıldığını, davacının İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/248 Esas sayılı dosyasında açtığı tasarrufun iptali davasında, davacının dava dışı …’dan olan alacağı nedeni ile tasarrufun iptali istemine dayandığını, eldeki dava ile ilgisi bulunmadığını, İİK. 45. madde gereği alacak ipotekle teminat altına alındığından, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorunda olduklarını, kendilerinin davacıdan değil, ipotekli taşınmazı ipotekli olarak devreden dava dışı …’dan alacaklı olduklarını, davacının sorumluluğun ipotekli taşınmazı satın almakla oluştuğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesine açılan davanın yargılaması sırasında dosyanın İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesine devredilerek yargılamaya 2012/212 Esas üzerinden devam olunduğu, İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonrasında Mahkemenin 11/06/2012 tarih 2012/212 E. 2012/111 K.sayılı kararı ile ” davalı banka taşınmazların davacıya 29/08/2007 tarihinde satıldığını öğrenmiş ve araç üzerindeki rehnin 05/09/2007 tarihinde kaldırılmış ise de aradaki bu kadar kısa süre göz önüne alındığında kredilerin çokluğu, yapılan işlemlerin karmaşıklığı nedeni ile, davalı bankanın rehnin kaldırılması işleminde sadece taşıt kredisi borcunun kapatılmasında kusurlu olduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığınını kabulü gerekmektedir. Bu nedenle dava tarihi itibarı ile dava dışı alacaklının davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeni ile 287.980,80-TL borcunun olduğu ve bu borçların teminatı olarak taşınmazların üzerine 250.000,00-TL’Lik ipotek konulduğu, ipotek akit tablosundan ve satış akit tablosundan açıkça anlaşıldığı üzere, davanının taşınmazları ipoteklerle yükümlü olarak satın alması nedeni ile ipoteklerin teminatını teşkil ettiği borçlardan sorumlu olacağı, bu nedenle de davalı bankanın ipotek miktarı ve taşınmazların değerini geçmeyecek şekilde davacı hakkında dava dışı asıl borçlunun bankaya olan borçları nedeni ile takip yapabileceği ve belirtilen miktarda davalı bankanın dava dışı …’dan 287.980,80-TL alacağı olduğu ve ipotekler nedeni ile ipotek limiti ile davacının da bu miktardan sorumlu olduğu, bu nedenle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine ilişkin taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine” gerekçesiyle davanın reddine dair karar verildiği, davacı vekilinin temyiz başvurusunda bulunması sonucu incelenen temyiz başvurusunun Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/06/2013 tarih 2012/14433 E. 2013/11416 K.sayılı ilamı ile reddine karar verilerek mahkeme kararının onandığı, davacı vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması sonucunda Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 11/11/ 2013 tarih 2013/13858 E. 2013/17724 K. Sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine dair karar verildiği, mahkeme kararının karar düzeltme sonrası 11/11/2013 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.

Davacı vekilinin İzmir (Kapatılan) 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/212 E. 2012/111 K. Sayılı kararının ortadan kaldırılarak yargılamanın yenilenmesi talepli 08/01/2016 havale tarihli dilekçesi üzerine İzmir (Kapatılan) 7.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyalarının mahkememize devredilmiş olması nedeni ile; dosya mahkememizin 2016/40 Esasına kaydedilerek yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Davacı vekilinin 08/01/2016 havale tarihli yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından daha önceden davalı … Bankası A.Ş. ile dava dışı … aleyhinde İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2008/633 esas dosyasında ikame edilen “muvazaa nedeniyle araç satışının iptali” konulu davanın yargılaması sırasında haksız ve usulsüz işlem sonucu yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunma zorunluluklarının doğduğunu, davalı bankanın kredili müşterisi … ile yapmış bulunduğu tüm kredi sözleşme ve buna ilişkin ipotek ve rehinli araç iş ve işlemlerinin mutlak butlanla batıl olduğunu, davalı banka, dava dışı … firması ile yaptığı 04/12/2006 tarihli Genel Nakdi ve Gayrınakdi Kefil Sözleşmesi ve ekleri ile birlikte bu sözleşmeye dayalı olarak, işbu sözleşmelerin teminatı kapsamında adı geçen müşterisinden aldığı gayrimenkul ve taşıt teminatlarına ilişkin iş ve işlemlerin tamamen geçersiz ve mutlak butlanla batıl olan muamelelerle gerçekleştirildiğini, davalı bankanın sözkonusu kredi sözleşmelerin teminatı olması amacıyla dava dışı …’dan , adı geçen adına kayıtlı … ili, … ilçesi, … Bucağı, … mahallesinde kain tapunun pafta …, Ada …, parsel … kayıtlı iki adet arsa nitelikli ancak, B blok 25-26 bağımsız bölümlerden oluşan taşınmazını 19/01/2007 gün ve 596 yevmiye sayılı “TC . İPOTEK BELGESİ” başlıklı belge ve ekindeki ” İPOTEK AKİT TABLOSU” ile alırken, bu iş ve işlemleri, dava dışı …’un … TC kimlik nosu ile gerçekleştirdiğini, dava dışı …’ un gerçek TC kimlik nosu … olduğunu, davalı banka tarafından dava dışı … firmasına verilen kredilerin teminatı olarak alınan ipotek işlemi ve düzenlenen ipotek akit tablosu işleminin tamamen batıl ve geçersiz olduğunu, davalı Bankanın sozkonusu genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı …’a sağladığı 60.000,00-TL bedelle 04/12/2006 tarihli “Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesi”nin teminatı olması amacıyla yapmış bulunduğu “Rehinli Araç ” iş vc işlemlerini de, yukarıda değinilen ve geçersiz olan … TC kimlik nosu ile gerçekleştirdiğini, aynı geçersiz ve mutlak butlanla batıl olan ikinci işleminde, dava dışı … ile dava dışı … arasında İzmir 9.Noterliği’ nde yapılan 05/09/2007 tarih vc 11538 yevmiye sayılı “Rehinli-Kesin Araç Satış Sözleşmesi” belgesinde de ortaya çıktığını, İzmir 17.İcra müdürlüğü’nün 2007/4197 esas sayılı icra takip dosyasından borçlu 1955 doğumlu … ve … kızı …’ların aynı kişiler olmadığının tespiti için yapilan incelemede, taşınmaz maliki ile izmir 17.icra müdürlüğünün 2007/4197 esas sayılı icra takip dosyasından borçlunun aynı kişiler olmadığına dair tespit mevcut olduğunu, ipotek akit tablosunda gösterilen … nolu TC kimlik nosu nun ilgili Nüfus İdaresinden sorgulanması durumundu, boş ve kullanılmayan bir numara olduğunun taraflarına bildirildiğini,
Davalı Bankanın, müvekkili … ve dava dışı … hakkında, İzmir 16.İcra Müdürluğü’ nün 2010/8254 esas sayılı dosyasında giriştiği “ipoteğin paraya çevrilmesi yolu” na ilişkin icra takibinin; işbu takibe dayanak ipotek belgesi ve ipotek akit tablosunun geçersiz ve mutlak butlanla batıl iş ve işlemler olması nedeniyle, icra takibininde yok hükmünde olduğunu, davalı bankanın kendilerine sunulan müşteri borçlusunun kimlik belgelerini teyit etmek sorumluluğundan kaçınmış olduğunu beyanla ,yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulü ile İzmir 7.(kapatılan) Asliye Ticaret 11/06/2012 gün ve 2012/212 esas, 2012/111 karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekilinin 08/02/2016 havale tarihli yargılamanın yenilenmesi talebine cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil banka kredi müşterisi dava dışı …’ un kredi başvurusu esnasında ibraz ettiği kimlikle kimlik veriliş tarihinin 16/02/2001 olduğunu, taraflarınca Nüfus Müdürlüğü ile yapılan görüşmede T.C. Vatandaşlarına T.C. Numarası verilmesi uygulamasına 2001 yılında geçildiğini, öncelikle girişlerin manuel olarak yapıldığını sonrasında sistemden otomatik olarak verilmeye başlandığını, otomatik numara atama döneminde ise daha önceden manuel olarak verilen numaraların çakışmaması için T.C. Kimlik numaralarının İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce iptal edildiğini, bu nedenle 16/02/2001 tarihinde Buca Nüfus Müdürlüğünden verilen …’ a ait kimlikte yer alan … T.C. numarasının iptal edildiğini, yerine … numarasının verildiğini, iptal edilmiş kimlikte yer alan tüm bilgilerin yeni numara ile verilen kimlikle aynı olduğunu, aynı kişi olduğu hususunda tereddütün olmadığını beyanla yargılamanın iadesi isteminin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER;
İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2010/8254 takip sayılı dosyasının incelemesinde; davalı bankanın davacı aleyhine, … ili … İlçesi … Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlı … Mah. … Ada,… Parsel B blok, 8. Kat 25 ve 26 nolu bağımsız bölümlerdeki 19/01/2007 tarihli 596 yevmiye nolu ipotek akit tablosuna dayanarak tahsilde tekerrür olmamak üzere 250.000,00-TL alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığı anlaşılmıştır.
Yine celp edilip incelenen İzmir 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/83-1096 Esas ve Karar sayılı dosyasında, dosyamızdaki davacının davalı banka aleyhine yaptığı şikayet ve itiraz nedeni ile İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2008/248 sayılı dosyasında takibe konu edilen ve dosyamızdaki davaya da konu olan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipten önce usulüne uygun ihtarnamelerin çekilmediği belirtilerek takibin iptal edildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/633 Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosyanın yapılan incelemesinde; davacının … , davalıların …, …, … Bankası Şirinyer Şubesi Müdürlüğü, olduğu , davanın davalı … tarafından diğer davalı …’ya yapılan araç satış işlemine ilişkin tasarrufun İİK nın 270. Mad. Gereğince iptali talebi olduğu görülmüştür.
Buca Nüfus Müdürlüğüne müzekkere yazılarak baba adı … , anne adı … 03/04/1955 doğum tarihli dava dışı … isimli, kişinin TC kimlik nosunun iptaline yönelik herhangi bir başvurunun ve işlemin bulunup bulunmadığı, buna ilişkin varsa başvuru ve işleme ilişkin belge örneklerinin mahkememize gönderilmesinin istenilmiş, müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce dava dışı … TC numaralı … adresine duruşma gününü bildirir ihtaratlı tebligat çıkartıldığı, ancak tebligatın bila ikmal iade edildiği, yine dava dışı …’ un adresinin tespiti için ilgili kolluğa yazılan müzekkereye bila ikmal cevap verildiği görülmüştür.
Mahkememiz 02/11/2017 tarihli celsesi ara kararı uyarınca; … Bankası A.Ş. ne müzekkere yazılarak davaya konu kredi nedeniyle dönemin müdür ve yöneticileri hakkında herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığı, görevden alınıp alınmadıkları hususunda mahkememize bilgi verilmesinin istenilmiş, gelen yazı cevabında herhangi bir soruşturmanın ya da görevden almanın söz konusu olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce istinaf sonrası bozularak 2017/1153 E.numarasını alan İzmir 4. ATM nin 2017/1153 Esas sayılı dosyası yeniden celp edilmiş, dosyanın yapılan incelemesinde; davacının … davalıların …,… ve … Bankası Şirinyer Şubesi Müdürlüğü olduğu, davanın araç satış işlerine ilişkin yapıla tasarrufun İİK 270 maddesi gereğince iptali talebi olduğu, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, dosyanın temyiz edildiği, dosyada istinaf yoluna başvurulduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen kararın kaldırılmasına karar verildiği dosyanın halen derdest olduğu, duruşmasının 26/06/2018 tarihine bırakılmış olduğu, görülmüştür.
Mahkememiz 20/03/2018 tarihli celsesinde dinlenen davacı …; ” Önceki beyanlarımızı aynen tekrar ederim, sahte bir TC numarası ile …’a bankaca kredi verilmiştir bu işlem butlanla sakattır, benim …’dan 180.000,00.-TL alacağım vardı, bu alacağıma karşılık ben bu taşınmazı …’dan aldım, taşınmazı aldığımda ipotekli olduğunu biliyordum, ancak yine …’a ait olan bankaya rehin verilmiş bir araba vardı arabanın değerinin 120.000,00.-TL olduğunu ve bunun borcu karşıladığını bana söylediler, ben de buna güvenerek taşınmazı …dan aldım, … beni de dolandırmıştır, hatta bankayla birlikte hareket etmişlerdir, … hakkında ceza dosyaları da vardır, bu dosyaları mahkemenize bildirmiştik, şu anda nerede olduğu belli değildir, benim taşınmazı satın aldığım … ile bankadan kredi alan …’un aynı kişiler olup olmadığını dahi bilmiyorum, davanın kabulüne karar verilmesini talep ederim” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
… TC numaralı …’un adresinin tespiti için Buca Tapu Müdürlüğüne, Şirinyer Vergi Dairesine, Buca Belediyesine müzekkere yazıldığı, müzekkerelere cevap verildiği, mahkememiz 02/10/2018 tarihli celsesi ara kararı uyarınca …’un … …/… Dış kapı no :… İç kapı: … … Adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın bila ikmal iade edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz 07/03/2019 tarihli celsesinde davacı vekili” Gelen yazılara bir itirazımız yoktur. Gelen yazılarda da görüleceği üzere ipotek akit tablosunda işlem yapan sahte kimlikle işlem yapan kişi ile gelen kayıtlardaki …’ un imzaları arasında farklılık yoktur. İmzalar aynı kişiye aittir. Yani ipotek akit tablosunda imzası bulunan … T.C. Nolu ile …. T.C. Nolu … aynı kişilerdir ancak sahte kimlik kullanmıştır. Biz bu nedenle yargılamanın yenilenmesini istiyoruz. Ayrıca davalı tarafta duruşmalara hiç bir zamana katılmamıştır. Mazeretini kabul etmiyoruz davamızın kabulünü talep ederiz” beyanında bulunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, yargılamanın yenilenmesi davasıdır.
Davacı tarafça, kendisi ve dava dışı … hakkında, İzmir 16.İcra Müdürluğü’ nün 2010/8254 esas sayılı dosyasında giriştiği “ipoteğin paraya çevrilmesi yolu” na ilişkin icra takibinin; işbu takibe dayanak ipotek belgesi ve ipotek akit tablosunun geçersiz ve mutlak butlanla batıl iş ve işlemler olması nedeniyle, icra takibininde yok hükmünde olduğunu, davalı bankanın kendilerine sunulan müşteri borçlusunun kimlik belgelerini teyit etmek sorumluluğundan kaçınmış olduğunu, …’a ait olan … ili, … ilçesi,… Bucağı, … mahallesinde kain tapunun pafta …, Ada …, parsel … kayıtlı iki adet arsa nitelikli ancak, B blok 25-26 bağımsız bölümlerden oluşan taşınmazını 19/01/2007 gün ve 596 yevmiye sayılı “TC . İPOTEK BELGESİ” başlıklı belge ve ekindeki ” İPOTEK AKİT TABLOSU” ile alırken, bu iş ve işlemleri, dava dışı …’un … TC kimlik nosu ile gerçekleştirdiğini, dava dışı …’ un gerçek TC kimlik nosu … olduğunu bu nedenle yapılan işlemlerin mutlak butlanla batıl olduğunun iddia edildiği anlaşılmıştır.
HMK nın Madde 375 maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri sayılmıştır. Söz konusu maddedeki düzenleme şu şekildedir:” (1) Asagıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
    a) Mahkemenin kanuna uygun olarak tesekkül etmemis olması.
    b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermis veya karara katılmıs bulunması.
    c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüs ve karara baglanmıs olması.
    ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmis olması.
    d) Karara esas alınan senedin sahteligine karar verilmis veya senedin sahte oldugunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmis olması.
    e) Ifadesi karara esas alınan tanıgın, karardan sonra yalan tanıklık yaptıgının sabit olması.
    f) Bilirkisi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçege aykırı beyanda bulundugunun sabit olması.
    g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiginin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
    g) Karara esas alınan bir hükmün, kesinlesmis baska bir hükümle ortadan kalkmıs olması.
    h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranısta bulunmus olması.
    ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinlesmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmis ve bu hükmün de kesinlesmis olması.
    i) Kararın, Insan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözlesmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiginin, Avrupa Insan Hakları Mahkemesinin kesinlesmis kararıyla tespit edilmis olması.”
Somut olayımızda davacı taraf HMK nın 375/1-ç maddesine dayanarak yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
Her ne kadar davacı tarafın yargılamanın yenilenmesi talebine dayanak olarak ipotek belgesinde …’un TC numarasının yanlış yazılmış olması gösterilmiş ise de; mahkememizin 07/03/2019 tarihli celsesinde davacı vekilinin; ” Gelen yazılarda da görüleceği üzere ipotek akit tablosunda işlem yapan sahte kimlikle işlem yapan kişi ile gelen kayıtlardaki …’ un imzaları arasında farklılık yoktur. İmzalar aynı kişiye aittir. Yani ipotek akit tablosunda imzası bulunan … T.C. Nolu ile …. T.C. Nolu … aynı kişilerdir ancak sahte kimlik kullanmıştır. Biz bu nedenle yargılamanın yenilenmesini istiyoruz. ” şeklindeki beyanı karşısında davacının yargılanmanın yenilenmesi talebinin yerinde olmadığı, nitekim yanlış TC numaralı … ile … TC numaralı …’un aynı kişiler olduğunun davacı vekilince açıkça belirtildiği, başka bir kişinin … olarak ipotek belgesine imza atmadığı, bu kişilerin aynı kişiler olduğu, salt TC numarasının yanlış yazılmış olmasının ipotekli satış işlemini etkileyemeyeceği, dolayısıyla ortada yargılamanın yenilenmesini gerektirecek, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmakla yargılamanın yenilenmesi davasının reddine” dair karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; …’un ipotek akdinde TC kimlik numarasının farklı yazıldığını, bu nedenle ipotek resmi senedinin geçerli olmadığını, mutlak butlanla batıl olduğunu, davalı bankanın kendisinden beklenen özeni göstermeyip kötü niyetli davrandığını, dava dışı borçlu …’un kimlik belgesinin sahte olup olmadığının araştırılmaksızın kredi kullandırıldığını, iyi niyetli korunması gereken kişinin müvekkili olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davacının dava dışı …’dan aldığı ipotekli taşınmazın borcu nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takibe konulması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin davanın reddi kararına yönelik yargılamanın yenilenmesi talebidir.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiştir.
6100 Sayılı HMK.nun 374.ve devamı maddelerinde yargılamanın yenilenmesi sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir istisnai ve olağanüstü bir yoldur.
HMK’nun 375/1-ç bendine göre; ” yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması ” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde yargılanmanın yenilenmesine dair yasal mevzuat bir arada değerlendirildiğinde; yargılamanın yenilenmesi şartları oluşmayıp, davacının ipotek akit tablosunda imzası bulunan … ile taşınmazı satın aldığı …’un aynı kişiler olduğunu beyan etmesine göre davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarih, 2016/40 Esas ve 2019/201 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/02/2023