Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2062 E. 2022/1628 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2062
KARAR NO : 2022/1628
KARAR TARİHİ: 20/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2018/1045 Esas ve 2019/649 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
BAM KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine 28/11/2012 tarihinde düzenlenen 250.000,45 TL lik azami miktarlı kefalet sözleşmesine dayanarak İzmir 2.İcra müd. 2015/16037 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını takibin kesinleştiğini davalı banka tarafından müvekkilin yapmış olduğu bazı devir işlemlerinin iptali için İzmir 2. Asliye Hukuk Mah 2016/296 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 2012 tarihli kefalet sözleşmesinin TBK 583 ve devam maddelerinde ki şartları taşımadığını sözleşmede ki yazının müvekkilinin el yazısı olmadığını ancak imzanın müvekkile ait olduğunu bu nedenle müvekkili ile davalı banka arasındaki kefalet sözleşmesinin kanunda aranan şartları taşımaması nedeniyle baştan itibaren hükümsüz olduğunu ve davalı tarafça müvekkili aleyhine başlatılan İzmir 2. İcra müd. 2015/16037 esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…davacı taraf her ne kadar taraflar arasında daha önce imzalanan 28/11/2012 tarihli sözleşmenin devamı niteliğinde olan 14/05/2015 tarihli sözleşmeye dayanılamayacağını ana sözleşme olan 28/11/2012 tarihli kefaletin açıkça kanuna aykırı olduğunu bildirmiş ise de davalı tarafın takibe dayanak ettiği kredi sözleşmesinin 2015 tarihli kredi sözleşmesi oludğu ve bu kredi sözleşmesinin altında ki yazı ve imzanın davacının eli ürünü olduğu ve bu sözleşmenin önce ki sözleşmenin devamı niteliğinde değil ayrı bir sözleşme olarak düzenlendiği ve davacının bu sözleşmeyi kendi el yazısı ile doldurarak imzaladığı alınan bilirkişi raporundan da anlaşıldığından davanın reddi gerektiği…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olan 28/11/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin hükümlerinin TBK 583 maddesi kapsamında geçersiz olduğu ve 14/05/2015 tarihli sözleşmenin ise yapılandırma sonrası yapılması sebebi ile şekil şartlarını taşısa dahi ana sözleşmenin devamı niteliğinde olduğundan kefaletin geçersiz olduğundan mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; davacı ile davalı banka arasındaki imzalanan kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
Davacı … 27/09/2022 havale tarihli dilekçesi ile davadan vazgeçtiğini bildirdiği görülmüştür.
Davalı vekili de 27/09/2022 tarihli beyanı vazgeçme beyanını kabul ettiği ve davacı taraftan ücret ve masraf talep etmediklerini bildirdiği görülmüştür.
HMK 123. maddesi gereğince, davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. Davacı …’nin 27/09/2022 tarihli beyan dilekçesiyle; davadan vazgeçtiğini, vazgeçme nedeniyle dava dosyasının karara çıkarılmasına talep etmiştir. Davacı vekili davasından vazgeçtiğinden davanın takibinden vazgeçtiği kabul edilerek HMK 123. maddesi gereğince davanın vazgeçme nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli, 2018/1045 esas ve 2019/649 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı tarafın davadan vazgeçmesi nedeniyle davanın 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 123. maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
3-Alınması gereken maktu karar ve ilam harcı 80,70 TL’nin, önceden alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile 90,08 TL harcın davacı yana iadesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep olmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-a-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının alınması gerekli 80,70 TL harçtan mahsubu ile 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
b-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
8-Kararın dairemiz tarafından taraf vekillerine tebliğine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20/10/2022