Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2049 E. 2023/610 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2049
KARAR NO : 2023/610
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2018
NUMARASI : 2016/828 Esas 2018/422 Karar

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan yargılama açık yargılama sonucunda ” Davacı … vekilinin Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açmış olduğu davada 01.04.2016 harç tarihli dava dilekçesiyle; davalı … Şti ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davalıya satılan mallar karşılığında 52.553,66 TL’lik fatura düzenlendiği, faturaların 50.099,38 TL’lik kısmının ödenmediği, müvekkilinin davalıya faturaya konu malları tam ve zamanında teslim ettiğini, davalı hakkında Torbalı 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2410 E. sayılı dosyasıyla yapılan takibe haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, TTK m. 21/2 gereğince faturayı alan davalının 8 gün içerisinde fatura içeriğine itiraz etmediği takdirde içeriği kabul etmiş sayılacağını, 21.01.2015 tarihinden bu yana davalının fatura içeriğine herhangi bir itirazının bulunmadığını belirterek itirazın iptali, takibin devamı, %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/64 Esas 2016/59 Karar sayılı kararla 06.04.2016 tarihinde davanın HSYK’nın 24.03.2015 tarihli ve 188 sayılı ilke kararı gereğince Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan merkez ilçe ve diğer ilçelerin müstakil Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bu davaya müstakil Ticaret Mahkemesi’nin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bakılması gerekeceğinden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine görevsizlik kararı verildiği, bu kararın tarafların temyiz etmemesi üzerine 08.06.2016 tarihinde kesinleştiği, davacının 13.06.2016 tarihli tahrik dilekçesiyle dosyanın Mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin 2016/828 Esasına kayıtlandığı belirlenmiştir.
Davalı … Şti. vekilinin 11.07.2016 tarihli cevap dilekçesinde; davacının davasının haksız olduğunu, TTK m.21/2’ye göre faturayı alan tarafın 8 gün içerisinde fatura içeriğine itirazda bulunmamışsa içeriği kabul etmiş sayılacağını belirttiğini ancak malın teslim edildiği anlamına gelmediğini, bu içeriğin sadece malın miktarı ve fiyatını ispatlayacağını, malların müvekkiline teslim edilmediğini ve gönderilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; Fatura alacağına dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Tarafların delilleri toplanılmış ve değerlendirilmiştir.
Torbalı 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2410 Esas sayılı dosyası, tarafların defter ve kayıtları, faturalar incelenmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Torbalı 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2410 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; Takip alacaklısı … Şti, takip borçlusu … Şti aleyhine Bursa 19. İcra Müdürlüğü’nün 2015/6447 Esas sayılı dosyasıyla 09.06.2015 tarihinde 50.099,38 TL üzerinden ilamsız icra takibine geçtiği, takip dayanağının 24.09.2014, 06.12.2014, 25.12.2014, 27.12.2014 ve 21.01.2015 tarihli 7 adet faturaya dayandığı, borçluya çıkarılan ödeme emrinin 30.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 01.07.2015 tarihinde yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, yetki itirazında takibin borçlunun adresi Torbalı olduğundan takibin Torbalı İcra Müdürlüğü’nde yapılması gerektiği, ayrıca borcun aslı ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, davacı alacaklı vekilinin talebiyle takip dosyasının 21.08.2015 tarihli dilekçeye istinaden Torbalı İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği, Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2015/2410 Esas sırasına kayıtlanan takipte 25.08.2015 ve 10.09.2015 tarihlerinde çıkarılan 2. ödeme emrinin borçluya 11.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bu ödeme emrini de 15.09.2015 tarihinde borcun aslı ve ferilerine itiraz ederek takibin 16.09.2015 tarihinde durdurduğu belirlenmiştir.
Tarafların defter ve kayıtları incelenmiş, dava konusu malların teslim edilip edilmediği araştırılmıştır.
Davacı ve davalı tarafın defter ve kayıtları üzerinde mahkememizce inceleme yapılmasına karar verilmiş, öncelikle davacı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesi için Bursa Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat ile 08.06.2017 tarihli raporda; davacının 2014 ve 2015 yılı defter ve kayıtlarının incelendiği, açılış ve kapanış kayıtlarının süresinde yapıldığı, davacının davalıdan 50.099,38-TL alacaklı olduğu, ancak bu alacak tutarında 23.608,38-TL’lik kısma ilişkin malların davalıya teslim edildiğine ilişkin bir kaydın bulunmadığı belirtilmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekilinin 04.08.2017 tarihli beyan dilekçesi ile; müvekkilinin davacı şirkete karşı borçlu olmadığını, düzenlenen 7 adet faturanın müvekkiline teslim edilmediğini belirtmiştir.
Bu rapordan sonra Mahkememizce davalının defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi … ‘dan 14.11.2017 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda; davalının 2014-2015 yılı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, dava konusu olan faturaların davalının defterlerinde 7 adedinin de kayıtlı olduğu, davacının Ocak 2014 tarihinden itibaren davalı ile birlikte çalıştığı, davalının ödemelerini çek ile yaptığı, davalının kayıtlarına girip ödenmeyen hesap bakiyesinin 50.099,38-TL olarak görüldüğü, ilk bilirkişi raporunda belirtilen 02.12.2014, 18.12.2014 ve 27.12.2014 tarihlerinde … Taşımacılık tarafından malların davalıya teslim edildiği, teslim alanın … olduğu, … ‘in davalı firmada çalıştığı, davalı firmanın gelen mallara ilişkin sevk ve irsaliyelerinde imzanın bulunmadığını, böylece 26.491,00-TL’lik mal karşılığı (02.12.2014-18.12.2014-27.12.2014 tarihli mal karşılığı ambar teslim fişlerinin) davalı tarafından teslim alındığı, ancak geri kalan 23.608,38-TL’lik malın teslim edildiğinin ise ispatlanamadığını belirtmiştir.
Bu rapora karşı davacı vekilinin 11.01.2018 tarihli beyan dilekçesinde; söz konusu faturaların davalı defterine kayıtlandığı ancak malların kendisine teslim edilmediği iddiasının dinlenemeyeceğini, malların teslim edildiğine ilişkin bir karinenin oluştuğunu belirtmiştir.
Bu rapora karşı davalı vekilinin 14.12.2017 tarihli beyan dilekçesinde; davacının malların teslim edildiğini ispatlaması gerektiğini, 26.491,00-TL tutarındaki malların tesellüm fişindeki imzaların müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, bu nedenle imzanın incelenmesini istediklerini belirtmiştir.
Davalının yanında çalıştığı belirtilen … ‘in davalı şirket çalışanı olup olmadığı konusunda 25.01.2018 tarihli celsede ara karar ile beyanda bulunması için süre verilmiş ve 05.02.2018 tarihli beyan dilekçesinde … ‘in müvekkili şirketin çalışanı olduğu ve imzanın bu çalışana ait olduğunu beyan etmiştir.
Bu imzaların davalı çalışana ait olduğunun ispat edilmesi ile davalının defter ve kayıtlarında, dava konusunda olan 7 faturayı kaydetmiş ve defterine geçirmiş olduğundan ayrıca TTK m. 21/2’ye göre aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde faturalara itiraz edilmediğinden, içeriklerinin kabul edilmiş sayılacağından bu faturalar istinaden davacının alacaklı olduğu kabul edilmiştir. Ancak teslim edildiği belirlenemeyen ve bilirkişi raporlarında ayrı ayrı belirtilen 24.09.2014 tarihli 3.363,00 TL bedelli, 06.12.2014 tarihli 17.035,66 TL bedelli ve 27.12.2014 tarihli 944,00 TL bedelli, 21.01.2015 tarihli 4.720,00 TL bedelli 4 adet faturanın ise davalı tarafa teslim edildiği ispatlanmış değildir. Her ne kadar bu mallara ilişkin faturalar davalının defter ve kayıtlarında yer alsa da bu kayıtların malların teslim edildiğini ispata yeterli olmadığını, ayrıca davacının mutlaka fatura konusu olan malları teslim ettiğini ve ispatlaması gerektiği belirlenmiştir. Ancak davacı taraf fatura konusu malları teslim ettiğini ispatlayamamıştır. Davacının fatura konusu malları teslim ettiğine ilişkin başkaca bir yazılı delil bulunmadığı gibi deliller listesinde ayrıca yemin deliline dayanmadığından, davalı tarafa yemin teklif edilmemiştir. Bu nedenle davacının teslim ettiğini ispat ettiği mallara ilişkin faturalar dışında kalan taleplerinin reddi gerekmiştir.” şeklinde davacının davasının kısmen kabulü ile, Davacı … Şti.’nin davalı borçlu … Şti. aleyhine Torbalı 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2410 Esas sayılı dosyası ile yapmış olduğu takibe itirazın iptali ile takibin 26.491,00 TL asıl alacak üzeriden takip tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle devamına, alacak likit itiraz haksız olmakla % 20 icra inkar tazminatı tutarı olan 5.298,20 TL nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, dair karar verilmiştir.

İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davaya konu faturalara davalı borçlu şirket tarafından itiraz edilmediği, davaya konu faturaların tamamının borçlunun ticari defterinde kayıtlı olduğunun da bilirkişi raporuyla anlaşıldığı halde yerel mahkemenin davacının fatura konusu olan malları teslim ettiğini ispatlaması gerektiğine ilişkin değerlendirmesinin yerinde olmadığını, faturaların davalı borçlunun ticari defterlerine kayıtlı olmasının, malların davalı borçluya teslim edildiğine karine teşkil ettiğini, bunun aksini iddia eden tarafın iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerektiğini, davalı tarafça reddedilen 23.603,38TL’lik kısıma ilişkin olarak fatura konusu malların teslim edilmediğine dair herhangi bir yazılı delil sunulmadığını, malların teslim edilmemesi hususunda ispat külfetinin davalı şirkette olmasına rağmen taraflarına yüklenmesinin hukuka uygun olmadığını beyanla kararın kaldırılarak davanın tam kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya satılan mallar karşılığında düzenlenen 52.553,66 TL’lik faturadan 50.099,38 TL’lik kısmının ödenmediği, faturaya konu malların davalıya teslim edildiği, davalının 8 gün içerisinde fatura içeriğine itirazı bulunmadığından fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağı beyanıyla itirazın iptali ile %20 inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça, TTK m.21/2’ye göre faturayı alan tarafın 8 gün içerisinde fatura içeriğine itirazda bulunmamışsa içeriği kabul etmiş sayılacağının belirttiği, bunun malın teslim edildiği anlamına gelmediği, bu içeriğin sadece malın miktarı ve fiyatını ispatlayacağı, malların müvekkiline teslim edilmediği beyanıyla davanın reddi talep edilmiştir.
Davaya dayanak icra dosyasında 09.06.2015 tarihinde 50.099,38 TL üzerinden ilamsız icra takibine geçtiği, takip dayanağı olarak 21/01/2015 tarihli seri sıra nolu fatura gereği olarak gösterildiği, borçlunun asıl borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 199. maddesinde yer alan “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir” şeklindeki tanımlama kapsamında ticari defterlerin de HMK anlamında ticari bir belge niteliğinde delil olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. HMK’nın 222. maddesinde münhasıran ticari defterlere ilişkin olarak, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için; Kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmaları, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamaları gerekmekte olup bu şartlara uygun biçimde tutulmuş defter kayıtlarının, sahiplerinin lehine delil olarak değerlendirilmesi ise diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi  yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması şartlarına bağlı bulunmaktadır. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları ise ancak sahibi aleyhine delil teşkil eder. Ayrıca söz konusu maddenin son fıkrası uyarınca, davadaki taraflardan birinin kendi defterlerine dayanmaksızın, münhasıran diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtmesine rağmen karşı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması halinde ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacaktır.
Tüm dosya kapsamına mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre, usülüne uygun tutulmuş taraf defterlerinin birbirini doğruladığı, faturaların her ikisinde de kayıtlı olduğu, faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, özellikle faturaların satın alanın ticari defterlerine kaydedilmiş olmasının, faturalar kapsamındaki malların teslim edildiğine karine teşkil ettiği, bunun aksini malın teslim edilmediğini iddia eden davalının yazılı delillerle kanıtlaması gerektiği, davalının malların teslim edilmediğini kanıtlayamadığı, buna göre davanın tam kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2018 tarih, 2016/828 Esas ve 2018/422 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davacı vekilinin yatırmış olduğu 452,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
Davacı vekilinin yatırdığı 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B- İlk Derece Mahkemesi Yerine Kurulan Hüküm :
Davacının davasının KABULÜNE,
Davacı … Şti.’nin davalı borçlu … Şti. aleyhine Torbalı 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2410 Esas sayılı dosyası ile yapmış olduğu takibe itirazın iptali ile takibin 50.099,38 TL asıl alacak üzeriden takip tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle devamına,
İptaline karar verilen alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatı tutarı olan 10.019,87 TL nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Ödemelerin icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.422,28-TL harcın dava açılışında alınan 855,58-TL harçtan mahsubu ile eksik 2.566,70-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvurma harcı 29,20-TL, peşin harç 855,58-TL, posta ve tebligat gideri 83,40-TL, talimat gideri 533,00-TL ve bilirkişi ücreti 500,00-TL olmak üzere toplam 2.001,18-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/03/2023