Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2008 E. 2021/1748 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2008
KARAR NO : 2021/1748

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
NUMARASI : 2018/84 Esas, 2019/62 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
KARAR YZM TARİHİ: 02/12/2021

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı … Şti arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinde, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun ödenmemesi nedeniyle Noter ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini ve alacağın tahsili için, İzmir 26. İcra Müdürlüğünün 2017/5496 sayılı takip dosyası başlatılan icra takibinin itiraz ile durduğunu belirterek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili, davacı ve dava dışı … şirketi ile akdedilen Genel Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davacının, icra takibi ile talep etmiş olduğu nakdi ve gayrınakdi bedellerin neye dayandığını açıklattırılmasını, müvekkiline ihbarda bulunulmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın İİK 67.maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …Şti arasında 07.02.2014 tarihli 42.000,00 TL’lik ve 30.10.2015 tarihli 200.000,00 TL’lik Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin imzalandığı, davalının her iki sözleşmeyide müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, dava dışı asıl borçlu şirketin 29.06.2016 ve sonraki vadeli aylık taksitlerini ödemediği, davacı banka tarafından hesabın kat edildiğine dair ihtarnamenin dava dışı asıl borçluya 10.10.2016 tarihinde sözleşme adresinden başka adresine de gönderilen ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiği, dava dışı asıl borçlu şirketin ihtarnamede verilen 24 saatlik sürenin sonunda 12.10.2016 tarihinde temerrüdünün gerçekleştiği, alınan bilirkişi raporunda, davacı bankanın takip tarihi itibari ile; nakit alacak yönünden icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde davalı borçlu tarafından kabul edilen 10.600,00 TL’den 78,99 TL daha fazla olmak üzere 10.677,79 TL asıl alacak, 10,67 TL işlemiş faiz, 0,53 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 10.678,99 TL alacaklı olduğu, bu kapsamda nakit alacak yönünden davalının itirazının 67,79 TL asıl alacak, 10,67 TL işlemiş faiz, 0,53 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 78,99 TL açısından yerinde olmadığının tespit edildiğinin bildirildiği, talep edilen gayrinakdi alacak yönünden ise; alınan bilirkişi raporunda davacı banka tarafından kat ihtarnamesinde 21 adet çek karşılığının depo edilmesi talep edilmiş iken, takip talebinde 13 adet çek yaprağının yasal yükümlülük karşılığı olan 13*1,410= 18.310,00 TL çek garanti bedelini depo edilmesini talep ettiği, ihtarnamede depo talebine konu olan 21 adet çekten 4 adetinin 24.10.2016 tarihinde iade olduğu, yine 4 adet çekinde 22.11.2016, 28.11.2016, 23.01.2017 ve 24.04.2017 tarihinde olmak üzere tamamen ödenerek risk olmaktan çıktığı, böylelikle 13 adet çekten 10 adetinin 29.05.2017 tarihinde 3 adetinin de 22.10.2017 tarihinde iade edildiği, dolayısıyla dava tarihi itibari ile iade edimesi gereken çek kalmadığının tespit edildiğinin bildirildiği, bilirkişi raporunun benimsenip hükme esas alındığı gerekçesi ile, nakdi alacak yönünden davanın kısmen kabulü ile; borçlunun vaki itirazının kısmen iptali ile, ( asıl alacak yönünden borçlunun itiraz dilekçesindeki kabulü ile kesinleşen 10.600,00 TL hariç olmak üzere) 67.79 TL asıl alacak, 10,67 TL akdi faiz, 0,53 TL % 5 BSMV olmak üzere toplam 78,99 TL üzerinden, takip tarihinden itibaren 67,79 TL asıl alacağa % 27 oranında temerrüt faizi ve % 5 BSMV işletilerek takibin devamına, alacak likit olduğundan icra inkar tazminat talebinin kabulüne, davalının kötüniyet tazminat isteminin reddine, gayrinakdi alacak yönünden, davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığından davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili; mahkemenin 08/06/2018 tarihli raporu hükme esas aldığını, bilirkişi raporunda yer alan Akdi faiz ve Temerrüt faiz oranına ilişkin tespite ve Çek depo bedeli hususundaki tespitlerine bir itirazları bulunmadığını ancak takip tarihi itibariyle alacak hesabı hususunda yapılan tespitlerin taraflarınca kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişinin davalı borçlunun durumunu müteselsil kefil olarak değerlendirmesine rağmen borcun tahsili hususunda asıl borçlu ve kefil yönünden ayrıma giderek son derece karışık, anlaşılası güç bir rapor hazırladığını, raporda takipten önce ve sonra yapılan tahsilatların kefil ve asıl borçlu yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi ve bu konudaki tespitin açıklamasının son derece karışık olduğunu, bununla birlikte bilirkişi raporunda asıl alacağın tespitinde bileşik faiz uygulandığını ancak her faizin kat’ında asıl alacak miktarı değişmeden hesaplanan faiz eklenmeden hesaplama yapıldığını, bu hususun da uygulamaya aykırı olduğunu beyanla davanın takip taleplerindeki haliyle kabulüne karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, 07.02.2014 ve 30.10.2015 tarihli genel kredi sözleşmelerinden doğan nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının, davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefilden tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava değeri 29.667,32 TL olmasına rağmen harç nakdi kredi miktarı olan 11.337,32 TL üzerinden alınmış, eksik harç ikmal edilmemiş, sonuç itibariyle dava red edilmiş olduğundan, ikmali gereken harç bu aşamada bulunmamaktadır.
Davanın red edilen kısmı üzerinden hesaplanan vekalet ücreti hatalı (eksik) ise de, istinaf konusu yapılmadığından bu husus değerlendirilmemiştir.
Somut olayda; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … ŞTİ arasında 07/02/2014 tarihli 42.000,00 TL bedelli ve 30/10/2015 tarihli 200.000,00 TL bedelli genel kedi ve teminat sözleşmesinin akdedildiği, davalının ise her iki sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, kredi borcu geri ödemelerinde aksamaların bulunduğu, davacı banka tarafından hesap kat ihtarı ile borçluların temerrüde düşürüldüğü, ödeme yapılmadığından alacağın tahsili için takip başlatıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı bankanın nakit alacağı yönünden bilirkişi marifeti ile yapılan tespitlere göre, 67.079,00 TL asıl alacak ve buna işlemiş faiz ile BSMV nin hesaplandığı, yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, davacı bankanın gayri nakdi alacağı yönünden ise, depo talebine konu 21 adet çekten ise, 17 sinin iade edildiği, 4 ünün ise ödendiği, bu durumda iade edilmeyen çek kalmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan açıklamalara göre; davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesi ile, gayri nakdi alacak yönünden istinaf sebebi ileri sürmediği, nakdi alacak yönünden ise, kefil ve asıl borçlu yönünden ayrı ayrı hesaplamaların yapılmasının yerinde olmadığı bildirilmiş ise de; kefilin kendi temerrüdünden sorumlu olduğu, takip tarihi itibariyle de hesaplamaların yapılan hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğu ve istinaf istemlerinin yerinde bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/02/2019 tarih ve 2018/84 Esas, 2019/62 Karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 14,90 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, belirlenen bakiye miktar 20,00-TL altında kaldığından Harçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca tahsili için müzekkere yazılmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 02/12/2021