Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1986 E. 2023/495 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1986
KARAR NO : 2023/495
KARAR TARİHİ: 15/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2018/1282 Esas 2019/592 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” DAVA: Davacı vekili aracılığı ile sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının 30/08/2016 tarihinde akıllı ev hizmetleri ürünleri için satış sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 6/b fıkrasına göre sözleşmenin imzalanmasından sonra davalının yazılı olarak bildireceği bir tarihten sonra işlerin yapılmasına başlanacağının belirlendiğini, aynı sözleşmenin cezai şartlar adı altında düzenlenen 9. maddesi (a) fıkrasında düzenlenen “işveren herhangi bir sebep ile siparişten önce kontratı feshetmek ister ise sözleşmenin keşif bedelinin %5’ini herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın firmaya ödeyecektir.” hükmünün bulunduğunu, davacı firmanın sözleşme imzalanmasından sonra sipariş için yazılı bildirim tarihini sözleşmenin ruhuna uygun olarak beklediğini ve bir türlü beklemeden sonuç çıkmayınca davalıya şifaen sorduğunu, biraz daha beklenilmesinin söylenildiğini ve daha sonra da iletişimin kesilip telefonların dahi açılmaz olduğunu, davacı yanın iki yıl boyunca beklemesine rağmen sonuç alınamayacağını kanaat getirip 28/09/2018 tarihinde İzmir 21. Noterliği’nin 37338 yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek sözleşmedeki cezai şartı hatırlattığını, ancak ihtara cevap verilmediğini, cezai şart ödenmeyeceğini ve sipariş verilemeyeceğini sözlü olarak bildirildiğini, İzmir 10. Noterliği’nin 10/10/2018 tarih 15558 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ihtaren cevap verildiğini bildirerek sözleşme nedeni ile 13.349,00 USD’nin fiili ödeme tarihindeki TL tutarının ihtarname tarihinden itibaren banka reeskont faizi ile hüküm altına alınması ve ihtar giderleri ile birlikte yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili aracılığı ile sunduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 30/08/2016 tarihinde birlik üyesi … Yapı Koop. tarafından inşa edilen evlere ilişkin akıllı ev sistemleri sözleşmesi imzalandığını, firma tarafından verilen teklifin sınırlı … Yapı Koop. yönetim kuruluna bildirildiğini, teklifin yüksek olduğunu, bildirilmesi ile indirim istendiğini, davalı firmanın bu konuda teklifte çalışma yapıp teklifte bulunulacağının bildirildiğini, bu teklif beklenmekte ile davalının ihtarnamesi ile karşılaşıldığını, cevabı ihtar ile davacının sözleşmeyi fesih iradesinin bulunmadığının bildirildiğini, davacının davalıyı sipariş verip iptal etmek şeklinde zor duruma düşürecek bir harekette bulunmadığını, ihtarname ile verilen 3 günlük sürenin ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda uygun bir süre olmadığını, kooperatiflerin genel kurulunda karar almadan üyeye artı bir maddi külfet getirecek bir davranışta bulunamayacağını, sözleşmenin feshedildiğinin bildirilmediğini, sözleşmedeki cezai şart hükmünün davalıyı zor duruma düşürdüğünü, cezai şart talebinin yerinde olmadığını, talebin reddini, aksi kanaat halinde cezai şarttan temkiz yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı talebine dayanak olarak taraflar arasındaki sözleşme, ihtarname ve yazışmaları sunmuş, davalı yanda sözleşmenin feshedilmediğini bildirerek aynı delilleri bildirmiştir.
Sunulan deliller talep ve cevap çerçevesinde birlikte değerlendirildiğinde, tarafların ticari şirket oluşu, sözleşme yapılırken basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü, sözleşmenin yapılış tarihi ile dava açılmasına kadar geçen zaman ve ihtarname ile verilen süre dikkate alındığında sözleşme içeriğine göre taraflarca kararlaştırılan cezai şart koşulunun gerçekleştiği, sözleşme bedelinin 266.986,80 USD + %1 KDV olduğu, sözleşmenin 9. maddesi gereğince fesih halinde %5 cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin yaklaşık iki yıldan beri işleme konulmamasının sözleşme iradesinin son bulduğu şeklinde yorumlamaya yeterli bir süre olduğu değerlendirilmiş ve sözleşme bedeli üzerinden %5 olarak talep edilen 13.349,00 USD’nin davalıdan fiili ödeme günündeki TL karşılığı olarak alınıp davacıya verilmesi yolundaki talebin kabulü uygun görülmüştür. “şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kar amacı gütmeyen bir kurum olduğunu davalı ile akıllı ev sistemleri sözleşmesi yapılmış ise de genel kurulda pahalı bulunması ve akıllı ev sistemleri için karar alınamaması nedeniyle firmadan teklifin makul boyutlara çekilmesinin talep edildiğini, firmanın zarara uğratılmadığını teklif verip sonradan teklifin çekilmediğini, kooperatifler birliğinin tacir olmadığını fahiş cezai şart ve buna uygulanan faizin kooperatifi ekonomik olarak zor duruma soktuğunu, cezai şarttan indirim taleplerinin dikkate alınmadığını beyanla kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Talep, sözleşmeye istinaden cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 30/08/2016 tarihli akıllı ev sistem parçalarının ve/veya interkom sistemlerinin firma tarafından satışı kurulumu ve devreye alınmasına ilişkin satış sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 6/b fıkrasına göre sözleşmenin imzalanmasından sonra davalının yazılı olarak bildireceği bir tarihten sonra işlerin yapılmasına başlanacağının belirlendiği, cezai şartlar başlıklı 9. maddesi (a) fıkrasında “işveren herhangi bir sebep ile siparişten önce kontratı feshetmek ister ise sözleşmenin keşif bedelinin %5’ini herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın firmaya ödeyecektir.” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya üç gün içinde sipariş vermesi aksi halde cezai şartı ödemesi ihtarını içerir ihtarnamenin 05/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İhtara rağmen siparişin verilmemesi, sözleşmenin yaklaşık iki yıldan beri işleme konulmaması sözleşme iradesinin son bulduğu şeklinde yorumlamaya yeterli bir süre olduğu, sözleşme gereğince cezai şart talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun cezai şartı düzenleyen 179/1 maddesi; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Aynı Kanunun 182/1. Maddesinde; ” Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler. ” denilmekte ise de bu serbestlik sınırsız değildir. Maddenin son fıkrasında yer alan; ” Hakim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir” hükmü gereğince, hakim taraflarca kararlaştırılan cezai şart miktarının fahiş olup olmadığını re’sen incelemek, fahiş ise ceza miktarını tenkis etmekle ( indirmekle) görevlidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 22. maddesi gereğince, tacir sıfatına haiz bir borçlu fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez. Ancak kararlaştırılan cezai şart miktarının, borçlunun ekonomik yönden mahvına sebebiyet verecek derecede yüksek olduğunun belirlenmesi halinde, cezai şarttan makul oranda indirim yapılabileceği Yargıtay uygulamalarında kabul edilmektedir.
Davalı kooperatifler birliğinin ekonomik durumu yönünden konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bir heyet marifetiyle davacının ticari defter ve kayıtları, güncel bilançoları, verilen vergi beyannameleri, şirket sicil dosyası vs. gibi kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılarak yukarıda belirtilen indirim koşullarının bulunup bulunmadığı konusunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih, 2018/1282 Esas ve 2019/592 Karar sayılı sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 1.381,50 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde İADESİNE,
İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
İstinaf yargılama giderlerinin esas kararla birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. 15/03/2023