Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1982 E. 2022/24 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/1982
KARAR NO : 2022/24

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2019
NUMARASI : 2018/185 Esas, 2019/448 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 06/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2022

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki mevcut olup işbu ticari ilişki kapsamında davalının müvekkiline 29.023,00 EURO tutarında borçlu olduğunu, müvekkilinin alacağının tahsili için davalı hakkında Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2578 Esas sayılı dosyası ile yasal takibe geçildiğini, davalı tarafından başlatılan takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasını sağladığını, ancak davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olup zaman kazanma amaçlı olduğunu, zira davalı firmaya yapılan ödemelerin Euro olarak yapılacağı ve kalemlerde meydana gelen değişikliklerin fiyata yansıtılacağının açıkça belirtildiğini ve bu teklifin davalı tarafından kabul edilmesi üzerine taraflar arasında sözleşme kurulduğunu ve bu doğrultuda satım yapılarak fatura kesildiğini, bu doğrultuda davalı tarafından yapılan teklifin kabul edildiğini ve teklif formunun kaşelenip imzalanarak müvekkiline gönderildiğini, davalı tarafından ürünlerin euro anlaşma ile alınması sebebiyle faturaların da euro olarak düzenlendiğini, dolayısıyla bakiye alacağın da euro üzerinden hesaplandığını ve bu şekilde ödenmesinin talep edildiğini, açıkça görüleceği üzere davalı tarafından sözleşmeye uygun keşide edilmiş olan faturaya itiraz edildiğini ve bakiye fatura bedelinin ödenmediğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile davalının haksız ve dayanaksız itirazının iptaline ve bu itirazı sebebiyle duran takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemekle beraber davacı tarafça müvekkili ile davacının arasında bir ticari ilişki olduğunu ve bu ilişki nedeniyle müvekkilinin 29.023,00 Euro borcunun bulunduğunu, davacı ile müvekkili arasında davalı firmaya yapılacak ödemelerin euro olarak yapılacağını ve kalemlerde meydana gelen değişikliklerin fiyata yansıtılacağını ve kalemlerde meydana gelen değişikliklerin fiyata yansıtılacağının belirtildiğini ve müvekkilinin de bu hususu kabul ettiğini, bir sözleşmenin varlığından bahsedildiğini, dava dilekçesinde de söz konusu borcun muhteviyatı ve sebebine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığını, bu anlamda dava dilekçesinin anlaşılması güç beyanlardan oluştuğunu, müvekkilinin borcu bulunmamakla beraber iddia ve taleplerinin açık olmaması nedeniyle savunma haklarının da kısıtlandığını, dava dilekçesinin bu hali ile karar vermeye elverişli olmadığını, davacının iddia ettiği hususları ispatlamakla mükellef olduğu halde iddialarını ispata yarayacak herhangi bir delil ortaya koymadığını, davacı tarafça müvekkili şirkete karşı Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2578 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu takibin müvekkilinin borcu bulunmadığı halde haksız ve kötü niyetli olarak başlatılmış olduğundan yasal süresi dahilinde takibe itiraz edildiğini, davacı tarafça, icra takibi ile müvekkiline yöneltilen borcun ve dava dilekçesindeki iddiaların hiçbirinin kabulünün mümkün olmadığını, nitekim davacı tarafça, müvekkilinin kendilerine herhangi bir borcunun olmadığını gayet iyi bilindiğini, var olduğu iddia olunan borcun sebebinin neye ilişkin olduğu açık olmayıp açıklandığında daha detaylı savunma sunulacağını, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafça her ne kadar haklarında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmişse de; müvekkilinin böyle bir borcu bulunmamakla beraber icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber talep edilen alacak likit olmadığından işbu talebin de kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığı davacı tarafça bilinmesine rağmen haksız ve kötü niyetle müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve haciz tehdidi ile karşı karşıya bırakıldığını, açıklanan nedenlerle; davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise dava dilekçesinin ve iddialarının somutlaştırılması için davacı tarafa kesin süre verilmesine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının işbu davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olduğundan, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme aksi kanaatte olsa dahi alacak likit olmadığından müvekkili hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ”…Dava, İİK.nun 67.maddesinde açılmış olup, satım ilişkisi kapsamında faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
Harçlandırılan dava değeri; 29.023,00 EURO, takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı 137.986,95-TL’dir.
Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2578 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, takibin 29.023,00 EUR asıl alacak üzerinden yapılan ilamsız icra takibi olduğu, takibin dayanağının 14/03/2018 tarihli 1 adet faturaya bağlı cari hesap alacağı olarak gösterildiği, ödeme emrinin davalı-borçluya 15/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, takibe davalı-borçlu tarafından 20/03/2018 tarihinde borcu bulunmadığından ödeme emrine, yetkiye, takibe, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği, takibin durduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan bir kısım ödeme alıp almadığı, bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, davacının icra takibi başlatmakta haklı olup olmadığı, %20 tazminat isteminin yerinde olup olmadığı yönünde uyuşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
Davanın niteliği gereği davacı alacaklının, davanın ve takibin dayanağı olan alacağın varlığı ve miktarını ispatlamak durumundadır. Bu kapsamda davacı vekili delil olarak; Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2578 Esas sayılı dosyası ile ticari defter ve kayıtlara dayanmış ve dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili karşı delil olarak; Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2578 Esas sayılı dosyası, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları, keşif, tanık anlatımı ve bilirkişi incelemesine dayanmış ve dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Mahkememizin 07/12/2018 tarihli celsesinde verilen ara kararı gereğince; davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından talimat yolu ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Talimat yolu ile alınan ve 22/03/2019 tarihinde mahkememize gönderilen raporda; davacının e-defter kapsamında olduğu ve kayıtlarını elektronik ortamda tuttuğu, yevmiye defteri ve defter-i kebir, açılış ve kapanış anlamına gelen berat onaylarını 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine uygun olarak yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu,
Rapor eki teklif formuna göre, fiyatlarının Euro cinsinden belirlendiği ve davalı adına 02/11/2017 tarih ve B 081024 nolu satış faturasının KDV dahil 129.000 Euro olarak düzenlendiği, bu faturanın aşnı tarihte 21792 nolu yevmiye maddesi ile 575.351,48-TL olarak defterlerine kaydedildiği,
Davacı … Şti’nin defter kayıtlarına göre, davalıdan olan alacak tutarının şüpheli alacaklarda takip edildiği ve 137.986,95-TL olduğu, yabancı para cinsinden karşılığının 29.023,30 Euro olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizin 10/04/2019 tarihli ara kararı gereğince davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 07/05/2019 havale tarihli raporda; ilgili mevzuat gereği, davalı yan tarafından tutulan 2017 yılına ait yevmiye defteri, defter-i kebir ve envanter defterlerinin kanuni süresi içinde açılış ve yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin yapıldığı,
Taraflar arasında 2017 döneminde ticari bir ilişkinin var olduğu, davalı yana ait 2017 dönemi resmi defter kayıtları incelendiğinde; 02/11/2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan (-) 120.351,48-TL alacaklı olduğu,
Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2578 Esas sayılı dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibinde dayanak yaptığı cari hesap alacağından dolayı toplam 29.023,30-EUR tutarında alacaklı alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da belirtiği üzere, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin incelenmesinde davacının davalıdan 29.023,30-EUR alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davacının 29.023,300-EUR alacağını davalıdan isteyebileceği, davalının Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2578 Esas sayılı icra takip dosyasında bu miktara yapmış olduğu itirazın iptali gerektiği, iptal edilen miktar üzerinden alacak likit olduğundan İİK.nun 67.maddesi uyarınca takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak % 20 tazminat verilmesi gerektiği…” gerekçesi ile Davanın KABULÜNE, Davalının Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/2578 sayılı icra dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline, Takibin 29.023 EURO alacağına, 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca Merkez Bankası’nın yabancı para alacağına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına, Davacı yararına %20 (27.597,39-TL) tazminat verilmesine,
karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki teklif formunda fiyatların Euro cinsinden belirlendiği ve herhangi bir kur belirlenmediğinin belirtildiğini, teklif formunun sözleşme niteliğinin söz konusu olmadığını, TL cinsinden alınan vadeli çeklerin vade (ödeme) tarihindeki kurlar dikkate alınarak yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber 18.08.2017 tarih ve 11395140-105 (VUK-1-20626)-256502 sayılı Özelge’ de belirtildiği üzere döviz kurunun taraflarca belirlenmemesi halinde fatura mevcut ise faturanın düzenlendiği tarih bakımından döviz alış kurunun dikkate alınması gerektiğini, vadeli çeklerle yapılan ödemelerde de vade (ödeme) tarihindeki döviz kurunun değil çekin yazıldığı tarihteki döviz kurunun dikkate alınması gerektiğini, bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazlar değerlendirilmeksizin karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine kabul anlamına gelmemekle beraber davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında dahi alacağın 137.986.95.TL olduğunun tespit edildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, satım ilişkisi kapsamında faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle Euro cinsinden yapılan satış ve kesilen fatura ile ilgili olarak TL cinsinden yapılan ödemelerde vade (ödeme) tarihindeki kurun dikkate alınmasında isabetsizlik bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2019 tarih ve 2018/185 Esas – 2019/448 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 9.425,88.TL nispi harçtan peşin alınan 2.400,87.TL harcın mahsubu ile bakiye 7.025,01.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 06.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.