Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1929 E. 2023/97 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1929
KARAR NO : 2023/97
KARAR TARİHİ: 18/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI : 2015/1149 Esas 2019/434 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 18/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/01/2023
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin Almanya’nın Nürnberg şehrinde yapılan Stone-Tec Doğal Taş ve Teknolojileri fuarında sergilenmek ve alıcısının çıkması halinde ise 5.000,00 Euro’dan az olmamak şartıyla satılmak üzere 27.04.2015 tarihli 13551 kg, 8182 nolu konsinye fuar malzemelerini teslim ettiğini, davalı şirketin almış olduğu malzemeleri iade etmediği gibi satım bedelini de ödemediğini, davalı şirkete yapılan ihtarnamenin 26.06.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, buna rağmen davalı şirketin ödeme yapmadığı gibi malları da teslim etmeyerek 30.06.2015 tarihinde temerrüde düştüğünü, malların davalıca teslim alındığının 27.04.2005 tarihli ve 8182 numaralı irsaliye ile sabit olduğunu, davalıya verilen tasarım ürünlerinin senet eseri vasfında olduğunu ve davalı şirkete bila bedel “hediye” edilmesinin abesle iştigal olduğunu, 8182 nolu konsinye fuar malzemelerinin iade edilmemesi nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu 17.405,00-TL’nin ve İzmir 5. Noterliği’nin 25.06.2015 tarihli ve 07161 yevmiye nolu ihtarnamesinin masrafı olan 163,23-TL’nin temerrüt tarihi olan 30.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan alınarak taraflarına verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin katıldığı fuarlara teşhir amaçlı ürünler götürdüğünü, davacıdan aldığı ürünleri de bu kapsamda teslim aldığını, bunların bedelsiz tabir edilen ürünler olduğunu, kesinlikle bir ticari alış veriş olmadığını, asıl amacın müşteri çekmek olduğunu, sipariş almak ve teşhir ürünlerinin çok üzerindeki adetlerde bağlantı yapmak olduğunu, müvekkil şirketin zaten fuara katılmak için 70.000,00-TL civarında bir bedel ödediğini, ayrıca ürünlerini götürdüğü şirketten de ürünleri satın almasının mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği hususların sektörel olarak teamülen uygulanmasının mümkün olmadığını, ürünlerin Türkiye’ye geri dönüşü olmayacak şekilde ihraç edildiğini, Almanya’dan dönüşlerinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin ilgili standın dizaynı ve imalatını izmir’de kendi imkanları ile gerçekleştirdiğini, diğer üreticilerden teşhir için aldığı malları yine bedelsiz olarak aldığını, Gümrük çıkış beyannamesinde de mevcut mutabakat ve ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda fuara gönderilen malların geri getirilmeyeceğinin beyan edildiğini, haksız açılmış davanın reddi ile yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
” …Dosyaya toplanan deliller alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; Almanya’nın Nürnberg şehrinde yapılan Stone-Tec Doğal Taş ve Teknolojileri fuarında sergilenmek üzere davalıya teslim edilen taşların bedelinin ne kadar olduğu ve bu bedelin davacıya ödenip ödenmeyeceği noktasında konusunda uzman 1 Maden Mühendisi Profesörü ve 2 Maden Mühendisince talimat mahkemesince aldırılan son heyet raporunda da belirtildiği üzere; fuar için Almanya’ya gönderilen işlenmiş veya yarı işlenmiş mamüllerin ekonomik değeri olduğu, normalde hediye olarak verilen eşantiyon kapsamında değerlendirilemeyeceği, ürünlerin her zaman değeri ve pazarı olduğu, fuarda sergilenip daha sonra bir tarafa atılmasının düşünülemeyeceği, ürünlerin bedelsiz alınamayacağı, olağan durumun sergilendikten sonra geri verilmesi şeklinde olduğu, ayrıca dosyaya daha önce sunulan bilirkişi raporundaki hesaplanan ürün bedellerinin uygun ve rayiç değerlerinde olduğu, sektörel uygulamanın ya ürünleri iade etmek ya da bedellerini ödemek şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf ise, yargılama boyunca ürünlerin kendisinde olduğunu ikrar etmiş, davacının ürünler gümrükten geçirildikten ve Almanya’ya vardıktan sonra katılmayacağını bildirdiğini ileri sürmüş, cevap dilekçesinde tüm bunları beyan ettiği, sevk irsaliyesi ve teslime ilişkin bir ihtilaftan bahsetmediği halde, daha sonra savunmasını değiştirerek sevk irsaliyesindeki kişinin müvekkili çalışanı olmadığını, iddia edilen miktarda malın teslim alınmadığını ve istenen bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür. 27.04.2015 tarihli sevk irsaliyesinde görüleceği üzere, ürünlerin konsinye fuar malzemeleri olduğu, ürünlerin davalıda olduğu ortaya çıkmaktadır. Davalı tarafından teslim alındığı ihtilafsız olan malların sevk irsaliyesine göre konsinye olarak verildiği anlaşılmaktadır. Konsinye satış, malın mülkiyet devri yapılmaksızın, mal satış sorumluluğunu üstelenen bir kişiye (komisyoncuya) gönderilmesi ve ödemenin mal satışından sonra yapılmak şartıyla işleyen bir satış şekli olup BK 416-430 maddelerinde (TBK 532-546) düzenlenmiştir. Bu durumda davalının bu malları davacıya iade ettiğini yada bedelini ödediğini kanıtlanması gerekir. Gerek sergilenme aşamasında, gerek daha sonra bir şekilde kazanca dönüştürüldüğü, bu boyuttaki ürünlerden hiçbir şekilde kâr elde edilemeyeceğinin mümkün olmadığı, buna rağmen imalatçı, üretici vasfındaki davacıya herhangi bir bedel ödenmediği anlaşılmakla, sektörel teamül konusunda durum bildiren denetime açık, hüküm tesisine elverişli 14.09.2018 tarihli bilirkişi heyet raporu esas alınarak, 17.405,00 TL tazminatın ihtarname ile temerrüde düşüldüğü anlaşılan 30/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünden davanın kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sevk irsaliyesinin tarafına dava dilekçesi ile tebliğ edilmediğini, fuara götürülecek malzemenin, davacı tarafından kendisinin temin ettiği araç ile Kemalpaşa Gümrük Antreposuna teslim edildiğini, şirkete veya çalışanına bir teslimin olmadığını, bu nedenle davacının sunmuş olduğu sevk irsaliyesinde altında imzanın müvekkili şirket çalışanına ait olmadığını, doğal olarak antrepo çalışanına ait olduğunu, sevk irsaliyesinin aslının mevcut olmadığını, kamyon şoförü olan …’in dinlenilmesine karar verildiğini, ancak bu kararın yerine getirilmediğini, sevk irsaliyesinde hangi malların antrepoya teslim edildiğinin belli olmadığını, gümrük beyannamesinde belirtilen ürünler ile sevk irsaliyesindeki ürünlerinde birbirleri ile örtüşmediğini, bilirkişinin tarafsızlığını koruyamadığını, tarafların, malların fuarda satılamaması halinde geri getirileceği konusunda anlaşmadıklarını, ilk bilirkişi incelemesinde bilirkişi …’in bu konuda hem akademisyen hem de bu işin ticaretini yapan, teamülleri ve taşları bilen bir bilirkişi olarak raporu düzenlediğini ancak bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, davanın mahkemede yerinde görülmesi mümkün değilse kararın bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yurtdışı fuarda sergilenmek üzere davalıya teslim edilen taşların bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davalıya dava konusu malların teslim edildiğinin, ürünlerin bedelsiz alınamayacağı, olağan durumun sergilendikten sonra geri verilmesi veya bedel ödenmesi şeklinde olduğunun aksine teamülün olmadığının belirlenmesine, ödemenin bulunmamasına, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğinin anlaşılmasına göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 tarih ve 2015/1149 Esas 2019/434 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından alınması gereken 1.200,08.TL nispi karar harcından peşin olarak yatırılan 297,23.TL harcın mahsubu ile bakiye 902,85.TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.