Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1897 E. 2023/33 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1897
KARAR NO : 2023/33

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2019
NUMARASI : 2015/1083 Esas 2019/353 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2023
Taraflar arasında görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davacı ile davalı arasında 21/02/2007 tarihli Satış Noktası Sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı …’in iş bu sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, bu sözleşmenin 3 yıl süreli ve 2500 kasa koli kotalı olduğunu, sözleşmeye aykırı davranış halinde davalının 28.000,00 USD cezai şart ödeyeceğinin belirlendiğini, özel şartlar ek protokolünde davalıya 20.000,00 TL nakit para desteği verileceğinin kararlaştırıldığını, davacının sözleşme hükümlerine uygun hareket ettiği ancak davalının sözleşmede kararlaştırılan yükümlükleri yerine getirmediğini, cari hesap borcunu vadesinde ödemediğini, sözleşmesinin kotasını doldurmadan davacıdan mal alımını kestiğini, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle nakit yardımın, bir adet soğutucunun karşılığının ve cari hesap alacağının tahsili amacı ile İzmir 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/5717 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı-borçlulardan kefil …’in faize yapmış olduğu itirazın kabulü ile, kendisi hakkında asıl alacak kalemleri olan 20.000 TL nakit taviz, 313,27 TL cari hesap ve 1.011,75 TL tutarında soğutucu bedellerine takip tarihinden itibaren icra takibinde talep ettikleri şekilde faiz işletilmesine karar verilmesini, diğer davalı …’nin 313,27 TL cari hesap borcu yönünden takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden 168,75 TL tutarındaki faizden vazgeçtiklerini, nakit taviz yönünden ihtarname tebliğ tarihi olan 30.03.2011 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilimesine karar verilmesini, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, itirazın iptaline, davalı-borçluların haksız ve kötüniyetli olarak takibi sürüncemede bırakmaları nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının ödediği 20.000,00 TL nakit para desteği tanıtım, reklam ve yer bedeli olarak harcanmış davacının ödediği tüm bedelin iadesini talep etmesi de dürüstlük ilkesine aykırı olup böyle bir husus gündeme gelmesi hali edimleri ile orantılı bir iade talebinde bulunması gerektiği, davacı ile akdedilen sözleşmenin TBK 26 ve Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine aykırı olduğunun belirtildiğini, davacının sözleşmeye göre var olduğunu iddia ettiği alacağı zamanaşımına uğramış olup zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile diğer davalı arasında akdedilen sözleşmenin TBK 26 ve Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine aykırı olduğundan geçersiz olup, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalıdan alınan kefalet kaydının da hükümsüz olduğunun belirtildiğini, davacının sözleşmeye göre var olduğunu iddia ettiği alacağı zamanaşımına uğramış olduğunu, müvekkilinin ner ne kadar sözleşmede müşterek borçlu ve mütesilsil kefil sıfatı ile alınmış ve bu şekilde müvekkile imzası arttırılmış ise de müvekkilden alınan kafaletin geçersiz olduğunu, yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca kefilin kefalet limitinin açıkça belirli olması ve kefilin sorumlu olduğu miktarı açıkça yazması kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için aranan koşullar olduğunu açıklanan nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, sonrasında esastan reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
“Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça cari hesaptan kaynaklanan alacağın ödenmediğinden bahisle davalılar hakkında icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, dava ve takip konusu alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin ara kararı oluşturulduğu, usulüne uygun tutulan ve sahibi lehine delil olma vasfına haiz taraf ticari defterleri göz önüne alındığında, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 20.000,00 TL nakit bedel, 313.27 TL cari hesap bakiye bedeli, 1.011,75 TL soğutucu bedeli ve 8.875,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.200,91 TL alacaklı olduğu, bu miktar üzerinden davalıların icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve yersiz olduğu kanaatine varılarak davacının davasının kabulü ile, İzmir 1. İcra Dairesi’nin 2014/5717 esas sayılı takip dosyasına davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 20.000,00 TL nakit bedel, 313.27 TL cari hesap bakiye bedeli, 1.011,75 TL soğutucu bedeli ve 8.875,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.200,91 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likit olması sebebiyle 30.200,91 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU :
Davalı … Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin TBK 26. Maddesi ve Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine aykırı olduğundan geçersiz olduğunu, bu nedenle verilenin geri istenemeyeceğini, verilen soğutucunun da bağış niteliğinde olduğunu, eksik borç olduğunu, istenemeyeceğini, alacağın eski BK 66. Maddesine göre zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin 18/03/2011 tarihinde ihtar çekilerek feshedildiğini, 1 yıl içinde dava açılmadığını, davacının iddia ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu ve ek raporunun hukuki dayanaktan ve maddi gerçeklikten uzak olduğunu, bilirkişilerin sadece davacının 2007 defterlerini incelediğini, davalı şirketin 2007 defterlerinin incelenmediğini, sadece açılış kapanış onayına bakılarak inceleme yapıldığını, ibraz olunan belgelerin incelenmediğini, bu nedenlerle kararın hatalı olduğunu ifade ederek istinaf kanun yoluna başvurmuş, ancak davalı şirket vekiline çıkartılan muhtıraya rağmen istinaf harcının davalı şirket adına yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin TBK 26. Maddesi ve Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine aykırı olduğundan geçersiz olduğunu, bu nedenle verilenin geri istenemeyeceğini, geçersiz sözleşmeye dayalı kefaletin de hükümsüz olduğunu, kefaletin azami sınırlarının sözleşmede belirlenmediğini, kefaletin geçersiz olduğunu bu nedenlerle kararın hatalı olduğunu ifade ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; sözleşmeden kaynaklı alacak iddiasına dayalı itirazın iptali davasıdır.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf davalıların davaya konu sözleşmede kararlaştırılan yükümlükleri yerine getirmediğini, cari hesap borcunu vadesinde ödemediklerini, bu nedenle davalılar aleyhine yapılan takibe itirazın iptalini gerektiğini iddia etmektedir.
Davalı … ise sözleşmenin ve kefaletinin geçersiz olduğunu savunmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşme tek satıcılık sözleşmesi olup Rekabet Kurulu tarafından davacı şirket hakkında tek satıcılık sözleşmesi yapamayacağı yönünde herhangi bir karar alınmamış olduğu dosya kapsamındaki delillerden anlaşıldığından sözleşmenin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğuna ilişkin …’in istinafı yönünden; taraflar arasındaki Satış Noktası Sözleşmesinin 21/02/2007 tarihinde akdedildiği, dolayısıyla kefaletin geçerli olup olmadığına ilişkin 818 sayılı BK nun hükümlerinin somut olayda uygulanacağı, 818 sayılı BK nun 484. Maddesinde; kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir miktar iradesine mütevakkıftır” şeklinde düzenleme bulunduğu, somut olayda taraflar arasındaki Satış Noktası Sözlemesini de …’in müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin Özel Şartlar bölümünde sözleşmedeki hak ve yüklülüklere kesintisiz uyulması şartıyla 20.000 TL nakit para desteği verileceği, sözleşmenin hangi sebeple olursa olsun süresinden önce sona ermesi halinde özel şartlarda yazılı tüm avantaj ve imtiyazların derhal ödeneceğinin belirtildiği, nakit taviz bedelinin ve dondurucu bedelinin sözleşmede yazılı olarak belirtildiği, dolayısıyla kefaletin şekil şartlarının mevcut olduğu, kararda hatalı bir yön bulunmadığı, bu nedenle kefaletin nakit taviz bedeli ve dondurucu bedeli yönünden geçersizliğine ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında aldırılan 29/12/2016 tarihli bilirkişi … ın raporuna göre 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında toplam 901 koli ürünün davalı şirket tarafından davacıdan alındığı yani 2.500 alım şartının gerçekleşmediği, sözleşmenin feshinin bu nedenle haklı olduğu, ancak bilirkişinin kıstelyevm usulüne göre hesap yapması gerekirken yapmadığı, davalılar vekilinin 28/09/2017 tarihli dilekçesinde bu hususun özellikle belirtilerek itiraz edildiği ancak bilirkişiden ek rapor alınmasına rağmen önceki raporun tekrarı ile yetinildiği yeni bir hesaplama yapılmadığı, o halde, sözleşmeye aykırılık halinde ödenen katkı payının iadesinin, sözleşmenin karşılıksız kalan süresi bakımından hesaplanması gerekir. Davacı, sözleşmenin sözleşme yapıldıktan sonra 3 yıl süreceği inancıyla katkı payı ödemesi yapmıştır. Sözleşme süresinden önce sona erdiğinden ve davalı taraf 2.500 koli asgari alım miktarını tamamlamadığından davacının iade talep edebileceği tutarın oranlama yapılarak hesaplanması gerekir. Çünkü davacı, sözleşmenin hayatta kaldığı dönemde istediği iktisadi menfaati elde etmiş; sözleşmenin bakiye süresi için elde edememiştir. Bu durumda oranlama yapılması, tarafların sözleşmeye yansıyan gerçek iradelerine uygun olacaktır. Bu uygulama, denkleştirici adalet prensibinin bir gereği olup, sözleşmenin bu ilke ışığında yorumlanması gerekir. Aksinin kabulü davacı yararına haksız kazanç oluşturacaktır. ( Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2020/8117 esas 2022/1097 karar sayılı kararı aynı yöndedir.)
İlk derece mahkemesince yukarıda belirtildiği üzere oranlama yapılmaması yerinde bulunmamıştır. Ancak dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre Dairemizce yapılan hesaplamada sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içerisinde davalının 901 koli ürün alımının sözleşmede belirtilen 2.500 koli ürün alımına oranlandığında %36.04 lük bir oranda katkı bedeli karşılığının yerine getirildiği, dolayısıyla davacının talep edebileceği katkı miktarının 20.000*%36,04= 12.792 TL olacağı, dolayıyla istinaf yoluna başvuran davalı … yönünden katkı bedeline ilişkin hükmün 12.792 TL olarak düzeltilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Kabule göre de; her ne kadar ilk derece mahkemesince her iki davalı yönünden aynı miktarlar üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş ise de; davacı vekili dava dilekçesinde ; davalı … yönünden faize yapmış olduğu itirazın kabulü ile … hakkında 20.000 TL nakit Taviz, 313,27 TL cari hesap, 1.011,75 TL soğutucu bedeli üzerinden itirazın iptalini talep etmiş olmasına rağmen mahkemece talep aşılarak karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, ayrıca …’in cari hesap borcundan da sorumlu tutulmasının yerinde olmadığı, kefaletin cari hesabı kapsamadığı, dolayısıyla davalı …’in istinaf itirazının bu yönüyle de yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Ancak, bu yanılgının giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca hüküm kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiş, davalı şirketinde ilk derece mahkemesince usulüne uygun çıkartılan muhtıraya rağmen istinaf harçlarını yatırmaması nedeniyle davalı şirket hakkındaki istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/04/2019 tarih, 2015/1083 Esas 2019/353 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1-Davalı … vekilinin yatırmış olduğu 515,76 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davalı … vekilinin yatırdığı 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
3-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı şirket hakkındaki istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına
B-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
İzmir 1. İcra Dairesi’nin 2014/5717 esas sayılı takip dosyasına davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile; davalı-borçlu … Ltd Şti yönünden takibin; 20.000,00 TL nakit bedel, 313,27 TL cari hesap bakiye bedeli, 1.011,75 TL soğutucu bedeli ve 8.875,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.200,91 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı-borçlu … yönünden takibin; 12.792,00 TL ve 1.011,75 TL soğutucu bedeli olmak üzere toplam 13.803,75 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-30.200,91 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında hesaplanan 6.040,18 TL icra inkar tazminatının (davalı … bu bedelin 2.760,75 TL sinden müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.063,02 TL harçtan, başlangıçta alınan 369,24 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.693,78 TL harcın davalılardan (davalı … bu bedelin 774,16 TL’sinden müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.509,90 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesap edilen 2.474,01 TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … bu bedelin 1.130,78 TL’sinden müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/01/2023