Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1880 E. 2023/449 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1880
KARAR NO : 2023/449

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI : 2014/603 Esas 2019/369 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2023
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/603 Esas ve 2019/369 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…İTİRAZ; İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün 2009/16541 sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında 39.360,80-TL’si asıl alacak ve 7.669,59-TL’si işlemiş faiz ve BSMV, 253,77-TL’si ihtarname gideri olmak üzere toplam 47.284,16-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Davalı-borçlu yasal süre içerisinde vekili aracılığıyla verdiği dilekçesi ile; alacaklı olduğu ileri sürülen şirket ile yazılı ve imzalı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, hesap mutabakatının da olmadığını ileri sürerek, borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz etmiştir.
İDDİA ;
Davacı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davalıların, müvekkili ile dava dışı borçlu … Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bu sözleşmelere dayalı olarak 6002645468 numaralı işletme, … numaralı bankomat ve … numaralı SKA kredisinin kullanıldığını, bu sözleşmelerde banka defter ve belgelerinin kanıt olacağının kararlaştırıldığını, 29/06/2009 tarihi itibariyle müvekkilinin ihtiyati haciz vs. dahil olmak üzere alacağının 47.284,16-TL olduğunu, kredi borçlarının zamanında ödenmemesi nedeniyle davalılara ihtarname gönderildiğini, ve İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün 2009/16541 sayılı dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini, itirazın haksız olduğunu belirterek, davalıların itirazlarının iptaline, müvekkili yararına % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin adresinin Nazilli’de olduğunu, kredi sözleşmesinin Nazilli … Şubesi’nde düzenlendiğini, genel yetkiye aykırı sözleşme yapılamayacağını, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, Nazilli’de Tüketici Mahkemesi bulunmadığı için Nazilli Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, davanın alacak davası olmadığını, dava açma süresinin 1 yıl olduğunu, bu sürenin geçirildiğini, müvekkilinin müteselsil borçlu değil “adi kefil” olduğunu, davacı bankanın alacağının tarafları aynı olan İzmir 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/263 Esas sayılı dosyasında tahsil edilmesinin mümkün olduğunu, müvekkilinin adi kefil olması nedeniyle asıl borçlu ile birlikte kefile başvurunun söz konusu olamayacağını, asıl borçlu haciz yolu ile sonuna kadar takip edilip kesin aciz belgesi alındıktan sonra kefile başvurunun yapılabileceğini belirterek, davanın öncelikle yetki, görev ve zaman aşımı yönünden, bu olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesi diğer davalı …’a usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak bu davalı tarafından yasal süre içinde davaya cevap verilmemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce 06/05/2014 tarihli, 2012/263 Esas sayılı karar ile “davalı … hakkındaki davanın 1086 sayılı HUMK’nın 46. maddesi uyarınca ayrılmasına, bu davalı hakkındaki davanın mahkememizin yeni esasına kaydedilmesine” karar verilmiştir.
Diğer kefil (ayrılan dosyada) … hakkındaki dava ise İzmir kapatılan 11. ATM’nin 2012/263 Esas ve 2014/160 Karar sayılı dava dosyasında görülerek karara bağlanmıştır.
Açıldığında 2014/177 Esas numarasını alan eldeki bu dava, HSYK 1. Dairesi’nin 26/08/2014 tarihli ve 1876 sayılı kararı gereğince faaliyetinin dondurulmasından dolayı İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyalarının İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devrine karar verildiğinden, 2014/603 Esas numarasını almıştır.
İleri sürülen dava konusu alacağın ticari nitelikte genel kredi sözleşmesine dayalı bir alacak olması nedeniyle TTK’nın 4. maddesi gereğince mahkememiz görevli olduğundan, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu arasında düzenlenen genel kredi sözleşmenin 41. maddesinde “bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde İzmir Mahkemelerinin yetkili olacağı” kararlaştırıldığından, davalı vekilinin yetki itirazının da reddine karar verilmiştir.
Kredi sözleşmesinde imzanın inkar edilmesi sebebiyle davalının imzalarını içeren belge asılları getirtilmiş ve imza örnekleri alınarak dava dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Grafoloji, sahtecilik ve balistik uzmanı … 17/05/2016 tarihli raporunda özetle; incelemenin belge aslı üzerinde yapılmasının esas olduğunu, raporu hazırlayabilmesi için davacı bankaya ait 18/03/2008 ve 11/07/2008 tarihli iki adet genel kredi sözleşmesi asıllarının temin edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkememizce, davacı bankaya ait 18/03/2008 ve 11/07/2008 tarihli genel kredi sözleşmesi asılları temin edilerek İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan “sözleşmelerdeki kefil imzasının davalı …eli ürünü olup olmadığı” konusunda bilirkişi raporu aldırılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda; incelemeye konu 18/03/2008 ve 11/07/2008 tarihli genel kredi sözleşmesi asılları üzerindeki imzanın davalı …’ın eli ürünü olduğu bildirilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı …. Şti. arasında 18/03/2008 tarihinde 37.500,00 TL limitli ve 11/07/2008 tarihinde 87.500,00 TL limitli iki adet genel kredi sözleşmesi düzenlenmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Daire Başkanlığı’nın raporuna göre davalı, bu sözleşmelerde her bir sözleşme için 37.500,00 TL’den olmak üzere toplam 75.000,00 TL limitli olarak müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla yer almıştır.
Bu sözleşmeler kapsamında dava dışı şirkete kredi kullandıran davacı banka, dava dışı borçlu şirkete ve kefillere İzmir 1. Noterliği’nden gönderdiği 06744 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile “kredi hesabını 09/03/2009 tarihi itibariyle kat ettiğini” bildirerek, “toplam 39.363,80 TL borcu ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 1 gün içerisinde ödemelerini” bildirmiştir. İhtarname dava dışı kefil …’ya 18/03/2009 tarihinde, diğer kefillere ve asıl borçluya ise 17/03/2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarnamede verilen 1 günlük sürenin eklenmesi sonucunda davalının temerrütü 19/03/2009 tarihinde oluşmuştur.
Mahkememizce uyuşmazlık konularında dava dosyası ve davacı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi … hazırlayıp sunduğu raporunda özetle; davacı banka ile dava dışı … Şti. arasında 18/03/2008 tarihli 37.500,00 TL limitli ve 11/07/2008 tarihli 87.500,00 TL limitli iki adet genel kredi sözleşmesinin düzenlendiğini, bu sözleşmeleri davalının her bir sözleşmede 37.500,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL limitli olarak müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşmelere dayalı olarak dava dışı şirkete krediler kullandırıldığını, ödenmediği için kredi hesaplarının kat edildiğini, kat ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, davalının 19/03/2009 tarihinde temerrüte düştüğünü, davalının davacı bankaya İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün 2009/16541 sayılı dosyası çerçevesinde 39.121,75 TL’si asıl alacak, 7.006,81 TL’si işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 350,35 TL’si BSMV ve 253,77 TL’si ihtarname gideri olmak üzere toplam 46.732,68 TL borcunun bulunduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 19. maddesinde en yüksek faiz oranının % 50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacağı yönünde hüküm bulunduğundan banka genelgesine göre en yüksek cari faizin % 40, temerrüt faizinin cari oranının % 50 fazlasına tekabül eden % 60 olduğunu ve davacı bankanın 29/06/2009 takip tarihinden itibaren alacak aslına tamamen tahsil ve tasfiyesine kadar yıllık % 60 temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisini uygulama ve isteme yetkisinin bulunduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporu açıklayıcı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Tüm dosya içeriğine göre; davacı banka ile dava dışı … Şti. arasında düzenlenen 18/03/2008 tarihli 37.500,00 TL limitli ve 11/07/2008 tarihli 87.500,00 TL limitli iki adet genel kredi sözleşmesini her bir sözleşme yönünden ayrı ayrı 35.000,00 TL kefalet limiti imzalayan davalının, bu sözleşme nedeniyle davacı bankaya icra takip tarihi itibariyle 39.121,75 TL’si asıl alacak, 7.006,81 TL’si işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 350,35 TL’si BSMV ve 253,77 TL’si ihtarname gideri olmak üzere toplam 46.732,68 TL borcunun bulunduğu, bu miktar borca itirazında haksız olduğu, davacı banka tarafından uygulanan faizin sözleşmenin 19. maddesine uygun olduğu…” gerekçesi ile, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 2-İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün 2009/16541 sayılı dosyasında davalının (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) 39.121,75 TL’si asıl alacak, 7.006,81 TL’si işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 350,35 TL’si BSMV, 253,77 TL’si ihtarname gideri olmak üzere toplam 46.732,68 TL borca itirazının iptaline, 3-Takibin 39.121,75 TL asıl alacağa 29/06/2009 takip tarihinden itibaren alacak aslının tamamen tahsili ve tasfiyesine kadar yıllık % 60 oranda temerrüt faizi ve bu faizin % 5’i oranında BSMV uygulanmak suretiyle devamına, 4-Davacının fazlaya ilişkin isteğinin REDDİNE, 5-Toplam 46.732,68 TL alacağın % 40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın Nazilli Tüketici Mahkemesi’nde açılması gerektiğini, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, müvekkili davalının yasaya uygun şekilde ihtarname tebliğ edilmediğinden temerrüde düşürülmediğini, davacı bankaya borçlular tarafından yapılan ödemelerin tamamının araştırılmadığını, davacı ile dava dışı diğer borçluların kötüniyetli ve danışıklı işlemlerinin araştırılmadığını, kredi verilirken asıl borçludan alınan ipoteğin akıbetinin araştırılmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine kefilin yaptığı vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, genel kredi sözleşmelerindeki imzanın davalı kefilin eli ürünü olmasına, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkemenin yetkili ve görevli olmasına, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olmasına, kefil olarak imzaladığı sözleşmeden dolayı doğmuş ve doğacak borçlardan dolayı kefalet limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olmasına, somut uyuşmazlıkta takip konusu alacağın likit ve belirlenebilir olmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 tarih ve 2014/603 Esas 2019/369 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 3.229,98.TL nispi ilam harcından peşin olarak alınan 798,10.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.431,88.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.