Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1848 E. 2023/292 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1848
KARAR NO : 2023/292

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2019
NUMARASI : 2016/752 Esas 2019/469 Karar
DAVA : MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2023
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/752 Esas ve 2019/469 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından açılan İzmir 7 İcra Müdürlüğünün 2015/3445 esas sayılı dosyasında, takibe konulan senette tahrifat yapıldığı ve senetteki imzanın davacıya ait olmadığını, müvekkilinin davacıya bir borcunun olmadığını beyanla İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3495 sayılı dosyasında borcunun olmadığının tespitine, maaş kesintilerinin istirdatına, davalının kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu senedin davacının huzurunda düzenleyip verdiğini, buna ilişkin kamera kayıtlarının izlenebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3495 E sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/60152 nolu soruşturma dosyası, senet aslı ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3495 E sayılı dosyası, davacının resmi kurum ve kuruluşlardan imza örnekleri, tanık ve sair hususları delil olarak bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Delillerin toplanmasından sonra mahkememizin 08/11/2018 tarihli ara kararı ile grofoloji bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişi ibraz ettiği 14/11/2018 havale tarihli raporunda dosya kapsamı hakkında beyanda bulunduktan sonra sonuç olarak, dava konusu alacaklısı “…” ödeyecek “…” olan 07/03/2014 düzenlenme ve 07/04/2014 vade tarihli 120.000 (yüzyirmibin) TL gözüken senedin; tanzim esnasında “20.000” (yirmibin Türk Lirası) değerli olarak düzenlendiği, ancak daha sonra bu değerin sol baş tarafına başka bir kalemle “1” rakamı ve “yüz” ibaresinin ilave edilmesi/eklenmesi suretiyle değerin tahrifen mevcut “120.000”(yüzyirmibin Türk Lirası) şekline yükselttiğinin anlaşıldığını, yapılan bu tahrifatı gizlemek amacıyla rakamla değer gösterilen bölümdeki rakamların tamamı üzerinden, yazıyla değer belirtilen bölümdeki “yir” harfleri üzerinden de (ilave yapılan kalemle) mükerrer olarak gidildiği sonucuna varıldığını, söz konusu alacaklısı “…” ödeyecek “…” olan 07/03/2014 düzenlenme ve 07/04/2014 vade tarihli senedin ön yüzü sağ alt tarafında … adına atılı bulunan iki adet borçlu imzasının, mevcut mukayese imzalarına atfen, … elinden çıktığını gösterir nitelik ve yeterlikte kaligrafik karakteristik bulgular tespit edilemediğini bildirmiştir.
Davalı 23/11/2018 tarihli dilekçesinde beyanlarını bildirmiş olup sonuç olarak imza tetkiki için dosyanın adli tıbba gönderilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamı itibariyle alınan rapor yeterli görüldüğünden yeni bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmedi.
Davacı taraf rapora beyan vermemiştir.
Toplanan deliller, bütün dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre; İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3495 Esas sayılı dosyasında takibe konulan 07.03.2014 tanzim tarihli, 07.04.2014 vade tarihli, 120.000-TL bedelli senetteki keşideci kısmındaki davacının ismi altındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, 6102 sayılı yasanın 776/1-g, 777. ve 779. md göre davacının senedi düzenlemediği, bu sebeple davacının senet sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığı, bono kapsamına göre keşideciden sonra lehtarın davalı … ‘un olduğu, senedin doğrudan davalıya verildiği, davalının senetteki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olduğu ve davacının imza etmediği senedi takibe koymakla haksız ve kötü niyetli olduğu, İİK 72/5 md göre kötü niyet tazminatı taktir edilmesi gerektiği… ” gerekçesi ile, Davanın KABULÜ ile, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3495 Esas sayılı dosyasında takibe konulan 07.03.2014 tanzim, 07.04.2014 vade tarihli, 120.000-TL bedelli, alacaklısı …, borçlusu … olunan senet sebebiyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine, İİK 72/5 md. gereğince menfi tespite konu miktar üzerinden % 20 (10.000-TL) kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme neticesinde haksız olarak kabul kararı verildiğini, davalı müvekkilinin ablasının damadı olan davacı …’a 07/03/2014 tarihinde …. Bankası ve … Gazi Bulvarı Şubesi’nden toplamda 50.000.TL tutarında kredi çekerek borç verip karşılığında 120.000.TL bedelli, 07/03/2014 düzenlenme tarihli, 07/04/2014 vade tarihli teminat niteliğinde bono aldığını, davacı …’un bu senedi davalı müvekkili ile oğlunun gözü önünde ayrıca … Gazi Bulvarı Şubesi önünde kameraların rahatça görebileceği bir noktada imzaladığını, davacı – borçlu tarafından süresi içerisinde yapılan icra takibine, borca itiraz edilmediği gibi senet üzerinde yer alan imzaya da itiraz edilmediğini, davacı-borçlunun senedi düzenlediğini ve senette herhangi bir tahrifatın söz konusu olmadığını, mahkemece dosya kapsamında yalnızca bilirkişi tarafından yapılan grafolojik inceleme yeterli bulunarak verilen kararın müvekkili aleyhine telafisi imkansız zararlar meydana getireceğini, Adli Tıp Kurumu’ndan yeni rapor alınması gerektiğini ayrıca mahkemece müvekkili aleyhine menfi tespite konu olan değerin % 20 si tutarında(10.000.TL) kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmiş olmasının da hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini belirtilerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine dayanak bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle takibe dayanak bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı yönünde hükme esas alınan grafoloji bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, alacaklı lehdar tarafından imzası keşideciye ait olmayan senede dayalı olarak keşideci aleyhine kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile takip yapılmasından dolayı alacaklı lehdar aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2019 tarih ve 2016/752 Esas 2019/469 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 3.415,50.TL nispi ilam harcından peşin olarak alınan 853,88.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 23/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.