Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1831 E. 2023/304 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1831
KARAR NO : 2023/304
KARAR TARİHİ: 23/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI : 2018/1085 Esas 2019/610 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2023
Taraf vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında yapılan sözleşme gereğince sözleşmeye konu ürünlerin teslimi montajı devreye alınması eğitim gibi işlemleri yerine getirilmesi karşılığında davalı şirketin 70-100 gün vadeli iki eşit taksitle toplam 80.523,20 USD ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkili tarafından sözleşmenin kendisine düşen kısmı ifa edildiği halde davalı şirket taahhüdünü yerine getirmediğinden, bu nedenle verilen 300.000,00 TL’lik teminat mektubunun 05/06/2018 tarihinde paraya çevrilerek 64.701,19 USD olarak muhasebe kayıtlarına işlendiğini, bakiye 12.782,62 USD alacaklarının tahsili için İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2018/7829 Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını beyanla takibe itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmede fatura tarihindeki kurun esas alınacağının açıkça belirtildiğini ayrıca davacı tarafın kestiği faturadaki kurulum bedeli ve teknik servis kablolama hizmetlerini vermediğini dolayısıyla hizmet verilmeden fatura edildiğini, davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, tam tersine bu faturadan kaynaklı 30.747,00 TL’nin müvekkilden fazladan tahsil edildiğini ve kur farkından kaynaklı 5.260,66 TL’lik fazla ödeme olduğunu, bu nedenle davanın reddini ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE :
Dosya içerisinde mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde tarafların ticari defter ve belgelerini usulüne uygun olarak tutulduğu dolayısıyla delil niteliği bulunduğu ve takibe konu faturanın her iki tarafın ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup fatura içeriğinde ki kurulum ve hizmet bedeline konu hizmetin verilmediği her iki tarafın kabulünde olup bu hizmet için faturada belirlenen tutarın mahsubu sonucu bakiye 5.932,26 USD alacaktan davalının sorumlu olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; fatura içeriğindeki kurulum ve hizmet bedeline konu hizmetin verilmediği gerekçesi ile alacaklarının 6.850,00 USD’lik kısmı yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasındaki elektronik sistemler ve kurulum hizmetine ilişkin sözleşmenin bütün ve bölünemez olduğunu, elektronik malzemelerin davalıya teslim edildiğini, kurulum yapabilmesi için davalı şirketin talepte bulunması gerektiğini, sonrasında davalının talebi üzerine, 30/05/2019 tarihli iş kabul tutanağından fatura içeriğindeki kurulum hizmetinin davacı şirket tarafından yerine getirildiğini, alacağın tamamının hüküm altına alınması gerektiğini beyanla davanın tam kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödemenin Türk Lirası olarak yapılacağı ve fatura tarihindeki TCMB döviz satış kurunun esas alınacağı sözleşme ile sabit olduğu halde mahkemenin uyuşmazlığın özünü oluşturan bu konuda beyanlarını hiç dikkate almadığını, cevap dilekçelerindeki ana savunma bu olmasına karşın, bu savunmaya hiç yer vermediğini, sözleşmenin bu maddelerini hiç yorumlamadığını, bu yönüyle eksik inceleme ile karar verildiğini, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 18.08.2017 tarihli yazısından ödemeye esas alınacak kurun, fatura tarihindeki kur olduğunun açıkça anlaşıldığını, davaya konu alacak, kabul anlamına gelmemek kaydıyla likit olmadığı gibi müvekkil de kötüniyetli olmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kurulum bedeli 5.050,00-USD ve teknik servis kablolama işçiliği bedeli 1.800,00-USD ve ikisinin toplamı 6.850,00-USD olduğu %18 kdv eklendiğinde tutar, 8.083,00-USD olduğu, davacı talebi olan 12.782,26-USD’den, 8.083,00-USD düşüldüğünde, bakiye tutar, 4.699,26-USD olduğu halde mahkemenin, 5.932,26-USD üzerinden takibin devamına karar vermesinin hatalı olduğunu, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun 32 sayılı kararda değişiklik yapılmasına dair 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararında; döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedellerin, Türk Parası olarak taraflarca yeniden belirleneceğinin ifade edildiğini beyanla kararın kaldırılması ve davanın tümden reddini talep etmiştir

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, kur farkı alacağının tahsili için başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça; taraflar arasındaki ticari mal satımı ve montajı sözleşmesi bulunduğu, kesilen fatura bedeli ödenmediğinden teminat mektubunun paraya çevrildiği tarihteki kur üzerinden alacağın hesabı ile bakiye alacak için takip başlattıkları beyanı ile itirazın iptali talep edilmiştir.
Davalı tarafça; sözleşmede fatura tarihindeki kurun esas alınacağının kararlaştırıldığını, bu kur üzerinden teminat mektubunun alacağı karşıladığını, montajın yapılmadığını beyanla davanın reddi talep edilmiştir.
Uyuşmazlık davacının davalıdan kur farkından kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Kur farkı faturası kesilebilmesi için ya taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşmenin bulunması yada bu konuda teamül halini almış bir uygulamanın bulunması gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen 7/2/2018 tarihli 80.523,20 USD bedelli sözleşmede; kurulumun müşterinin talebi üzerine 2-3 haftada tamamlanacağı, bedelin ürün teslimlerinde kesilen faturaları 70-100 gün vadeli iki eşit taksitte ödeneceği, fatura tarihindeki TCMB döviz satış kuru esas olacağı, bütün ödeme işlemleri kur farkı tahsilatı faturalaşmaları vb ödeme konuları 25/7/2018 tarihinde biteceği bundan sonra teminat mektubunun iade edileceği kararlaştırılmıştır.
Bilirkişi … davacının ticari defter ve belgelerinin birbiri ile uyumlu olup kendi lehine delil olabileceği davalının ticari defter ve belgelerininde birbiri ile uyumlu olup kendi lehine delil olacağını takibe dayanak faturaların her iki tarafın yasal defterlerinde kayıtlı olduğunu takibe dayanak fatura üzerinde yazılı olan kurulum bedeli hizmetiyle teknik servis kablolama hizmetinin davacı tarafça verilmediğinin her iki tarafında kabulünde olduğunu bu hizmetin kimin kusuru nedeni ile verilmediğinin belli olmadığını bu kurulum ve hizmet bedelinden davacının sorumlu olduğu kabul edilmesi durumunda kalan fatura borcunun 5.932,26 USD olacağını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında akdedilen 07/02/2018 tarihli 80.523,20 USD bedelli sözleşmede; bedelin ürün teslimlerinde kesilen faturaları 70-100 gün vadeli iki eşit taksitte ödeneceğinin, fatura tarihindeki TCMB döviz satış kuru esas olacağının kararlaştırıldığı, fatura tarihindeki döviz kurunun esas alınacağı ibaresi ile kurun fatura tarihi itibariyle sabitleneceğinin kast edildiği, kur farkı alacağı talep edilemeyeceği, 07/03/2018 fatura tarihi itibariyle TCMB USD kurunun 3.8039 olmasına göre sözleşmede belirlenen meblağın davalı tarafından verilen teminat mektubunun para çevrilmesi suretiyle tahsil edildiği, buna göre davalı taraftan kur farkı alacağı talep edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf istemlerinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, davalı vekilinin istinaf istemlerinin HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- İzmir 6. Tüketici Mahkemesi’nin 22/04/2022 tarih, 2019/565 Esas ve 2022/371 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
B- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarih, 2018/1085 Esas ve 2019/610 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davalı vekilinin yatırmış olduğu 620,00 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
Davalı vekilinin yatırdığı 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri olmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
İlk Derece Mahkemesi Yerine Kurulan Hüküm :
Davacının davasının REDDİNE,
Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 1.082,18 TL harçtan mahsubu ile bakiye 902,28 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT ye göre takdir ve tespit olunan 12.946,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/02/2023