Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1817 E. 2023/29 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1817
KARAR NO : 2023/29

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2019
NUMARASI : 2015/945 Esas 2019/544 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2023
Taraflar arasında görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı yasal süresi içerisinde asıl dosyada davalı birleşen dosyada davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında …. Soğuk Hava Fabrika İnşaatı, …. Çiftliği ve … Köyü Çiftlik Şantiyelerinde hafriyat, kazı, nakil, dolgu, Baypass temini nakli, serme, sıkıştırma, sulama işleri ile iş makinası-kamyon çalışması yaptığını ve belirlenen sürede işler yaparak teslim ettiğini, fatura kestiğini davalının 03/08/2015 tarihli 87.440,60 TL bedelli fatura bedelini kabul edip bir miktar ödeme yaptıktan sonra 30/08/2015 tarihli 39.884 TL tutarlı faturayı önce kabul edip daha önce bir kısmını ödediği 03/08/2015 tarihli fatura ile birlikte müvekkiline iade ettiğini ve çektikleri ihtara davalının birim fiyatları üzerinde faturalandırma yapıldığından bahisle cevap verdiğini bu nedenle alacağın tahsili için İzmir 14. İcra müd. 2015/14189 esas sayılı dosyası ile yapmış oldukları takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini bu nedenle daha önce ki faturaları kabul ederek ödeyen ve birim fiyatın fahiş olduğu yönünde herhangi bir iddiası olmayan davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVA CEVAP: Davacının sadece …’da bulunan fabrika inşaatını hafriyat, kazı ve dolgu işlerini yaptığını ve kendisine verilen süre içerisinde edimini yerine getirmediğini kesmiş olduğu faturaların bir kısmının davacıya ödendiğini ancak yapılan toplam 521.000 TL lik ödemeden davacının yapmış olduğu ve hak ettiği 404.268 TL düşüldüğünde müvekkilinin 116.732 TL fazla ödeme yaptığını bu nedenle davanın reddini ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen davada davacı, asıl davada davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında müvekkilinin … da bulunan fabrika inşaatının kazı ve dolgu işleri için anlaşıldığını davalının belirlenen sürelerde işi bitirmediğini edimini eksik ifa ettiğini bu hususta Urla SHM nin 2015/42 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını müvekkilinin bu işler nedeni ile 521.000 TL ödeme yaptığını ancak yapılan tespit sonucu müvekkilinin 116.732 TL fazla ödeme yaptığını bu ödemenin iadesi için İzmir 8. İcra müd. 2016/11287 Esas sayılı dosyası ile yapmış oldukları takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini bu nedenle davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP: müvekkil davalı şirketin üstlendiği ve yaptığı işin dava dilekçesinde belirtildiği gibi sadece davacı şirketin … soğuk hava fabrika inşaatının hafriyat, kazı ve dolgu işleri olmadığını, müvekkili davalı şirketin, bu işlerin yanında ayrıca, anılan şantiye ile birlikte … çiftliği ve … çiftlik şantiyelerinde teklif birim fiyatlar doğrultusunda hafriyat, kazı, dolgu, by-pass temini nakli, serme, sıkıştırma ve iş makinası-kamyon çalışması yaptığını, anılan işler yapılıp tamamlandıkça ve hangi iş tamamlandıysa o işin faturası düzenlenerek, davacıya gönderildiğini, davacı şirkete tebliğ edilen 15.04.2015 — 08.05.2015- 21.07.2015 — 25.07.2015 – 30.07.2015- tarihli faturaların itirazsız kabul edilerek, taraf defterlerine işlendiğini ve ödemesinin de yapıldığını, iş bedellerine karşılık düzenlenen bir diğer fatura olan 03.08.2015 tarihli 87.440,60 TL.bedelli faturanın tebliğ edilip, itirazsız kabulü ile bu fatura bedeline mahsuben de bir kısım ödeme yapıldığını, 30.08.2015 tarihli, 39.884,00 TL.meblağlı faturanın ise davacıya tebliğ edilmesine rağmen ödenmediğini, davacı şirketin tek taraflı olarak yaptırdığı ve davalı müvekkil şirketi taraf olarak dahi göstermediği Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/42 D.İş.sayılı tesbit dosyasının hiçbir delil mahiyeti bulunmadığını, dolayısıyla, müvekkili davalının yokluğunda ve taraf olarak gösterilmediği, davacının gerçek dışı beyanlarına dayalı tesbit raporunun içeriğinin kabulu ve davaya dayanak alınmasının mümkün olmadığını, itirazın iptaline konu icra takibi davalı müvekkilin davacıdan olan bakiye alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olup, haksız ve kötüniyetli olduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile davacı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan dava değerinin “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere müvekkil davalı lehine tazminata hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
“Dosya içerisnide mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında ki uyuşmazlık davacının aralarında yaptıkları sözlü sözleşme gereği edimini yerine getirip getirmediği ve yapmış olduğu iş bedelinin birim fiyatının fahiş olup olmadığı noktasında toplamaktadır. Toplanan deliller neticesi davacının … fabrika inşaatı dışında … çirtliğinde ve … iskelesi yol bakımında da hafriyat ve benzeri işleri yaptığı davalının davacının sadece … Soğuk Hava Deposunda çalıştığı iddiasını gerçeği yansıtmadğı alınan bilirkişi raporuna göre davacının faturada belirlenen miktarda hafriyat kazı ve dolgu işi yaptığı bu nedenle daha önceden kesilen fatura bedellerininde fahiş olduğu yönünde herhangi bir itiraz ileri sürmeksizin ödediği ve defterine kaydettiği anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Asıl dosyada Davalı birleşen dosyada Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada mübrez Urla Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/42 D.İş dosyası tespit raporlarındaki değerlendirmenin aksine davacı tarafından dava konusu işlerin yarım bırakılmış olduğunu, yapılan eksik işlerin tamamlatılmasına yönelik … ve … isimli dava dışı firmalara fazladan ödeme yapıldığını bu ödemelere ilişkin faturaların taraflarınca dosyaya ibraz edilmesine rağmen dikkate alınmadığını, eksik işler dava dışı firmalara tamamlattırıldıktan sonra yerel mahkeme tarafından aldırılan 02/02/2017 ve 14/04/2017 tarihli bilirkişi raporlarında, sanki Urla Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/42 D.İş dosyasından yapılan tespit tarihinden sonra davacı firma inşaat sahasında çalışmaya devam etmiş ve işi bitirmiş gibi kanaate varıldığını, bu durumun başlı başına hata ve yanlış değerlendirme olduğunu, davacı … firması tarafından yarım bırakılan işlerin hangi firmalara ve ne kadar ücret ödenmesi mukabilinde tamamlatıldığı konusunda taraflarınca dosyaya sunulan evraklar hiç dikkate alınmadan, davacı tarafından tamamlanmış gibi hesaplama yapılmış olmasının da başlı başına hukuki hata olduğunu, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/90 Tal. Sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu ve aynı mahiyetteki İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/55 Tal. Sayılı dosyası üzerinden alınan ek raporda da müvekkilinin … firmasından 116.732,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, eğer sırf davacı … firmasının keşide ettiği faturaların teslim alınmasına rağmen süresi içinde itiraz edilmediği gibi bir yanılgı oluşmuşsa (ki karar gerekçesinde bu husus hükme dayanak yapılmadığını) bu hususun içtihatlara da aykırı olduğunu, zira faturaya itiraz edilmemiş olmasının faturadaki mal ve hizmetin tamamının teslim alındığı ya da ifası anlamına gelmeyeceğini, birim fiyatlar ve yapılan işin tanımı hususlarının kesinleşmesi anlamı taşıyacağını, ki, bu hususta da taraflar arasında ihtilaf olmadığını, dosyada mübrez tüm beyan ve itirazlarını tekrarla öncelikle davacı tarafça eksik yapılan işlerin tamamlatılması için müvekkili şirket tarafından dava dışı firmalara yapılan ödemelerin dikkate alınarak yeniden yargılama yapılmasını, müvekkili tarafından karşı tarafa; 60.000,00-TL – 341.000,00-TL – 20.000,00-TL – 100.000,00-TL şeklinde yapılan EFT’ler ile yapılan ödemeler toplamının 521.000,00-TL olması ve ticari kayıtlarda bulunan A-02613 ve A-02616 seri numaralı 129.420,98-TL ve 274.847,02-TL bedelli faturaları toplamının 404.268,00-TL olduğu açıkça tespit edildiğinden; aradaki fark olan 116.732,00-TL’nin fazla ödeme olduğu da açıkça tespit edildiğinden istinaf talebinin kabulü ile İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.05.2019 tarih ve 2015/945 E.- 2019/544 K. Sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, davacının davasının reddine, Birleşen davanın kabulü ile davacı-birleşen dosya davalısı … firmasının İzmir 8.İcra Müdürlüğü’nün 2016/11287 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, talep ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Asıl Dava: eser sözleşmesinden kaynaklı cari hesaba dayalı itirazın iptali davasıdır.
Birleşen dava ise; eser sözleşmesinden kaynaklı fazla yapılan ödemeye ilişkin itirazın iptali davasıdır.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı – birleşen dosyada davalı taraf; davalı ile aralarında yapılan sözlü eser sözleşmesine ilişkin cari hesaba konu faturaların bir kısmının ödendiğini bir kısmının ise ödenmediğini iddia etmektedir.
Davalı – birleşen dosyada davacı taraf ise; davacı ile sadece … da bulunan soğuk hava fabrikası işinin davacıya verildiğini, davacının işi yarım bıraktığını, davacıya fazla ödeme yaptığını iddia etmektedir.
TBK nun 470. Maddesinde; ” Eser sözlesmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
TBK nun 475 maddesinde ise; ” Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1.Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözlesme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3.Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
İş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Eser, issahibinin tasınmazı üzerinde yapılmıs olup, sökülüp kaldırılması asırı zarar doguracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.
Eser sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak sözleşme ilişkisi davalı tarafça inkar edildiğinde eser sözleşmesinin yazılı delillerle ispatı gerekmektedir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan,yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.(Yargıtay 15. DH nin 2016/4681 esas, 2018/6 karar sayılı ilamı)
Eser sözleşmesinin varlığı ayrıca tarafların usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerine göre de ispatlanabilir.
Somut olayımızda; taraflar arasında … Soğuk Hava Fabrikası işlerinin yapımı hususunda sözlü eser sözleşmesi kurulduğu her iki tarafında kabulündedir. Bu sözleşmeye ilişkin uyuşmazlık işin tamamen yapılıp yapılmadığı, eksiksiz teslim edilip edilmediği, davalı tarafça, yapılan işe göre fazla ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarıdır. Davacının iddia ettiği … Çiftliği ve … Çiftliği işlerine ilişkin davalı sözleşmeyi inkar ettiğinden bu işlere ilişkin ispat yükü asıl dosyada davacı-birleşen dosyada davalı taraftadır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince keşif yapılıp bilirkişilerden rapor alınmış ise de; alınan raporlar ve mahkemece toplanan deliller taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yeterli görülmemiştir. Şöyle ki; asıl dosyada davacı tarafın ticari defterlerinde davalı adına düzenlenen 7 adet fatura bulunmaktadır. Bu faturalardan 15.04.2015 tarihli ve 08.05.2015 tarihli toplam 404.268,00 TL bedelli faturalar davalı defterlerinde kayıtlı olup, diğer 5 adet fatura davalı defterlerinde kayıtlı değildir. İlk derece mahkemesince aldırılan 27/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda ; davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 5 adet faturadan 21.05.2015 tarihli, 25.07.2015 tarihli ve 30.07.2015 tarihli toplam 87.440,60 TL bedelli faturaların irsaliyelerinin, davalı-birleşen dosyada davacı tarafa teslim edildiği, irsaliyelerin imzalandığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Ancak hangi irsaliyelerin hangi faturalara ilişkin düzenlendiği, davalı-birleşen dosya davacısının kabulünde olmayan işlerle ilgili davacının sunmuş olduğu irsaliyelerin ve faturaların bu işleri kapsayıp kapsamadığının bilirkişi raporlarından anlaşılamadığı, bu nedenlerle, mahkemece davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı-birleşen dosyada davacı defterinde kayıtlı olmayan faturalarla ilgili tüm sevk irsaliyeleri de karşılaştırılmak suretiyle bilirkişilerden denetime elverişli ve açık bir şekilde rapor alınması, imzalı sevk irsaliyelerinde, teslim alan olarak imzası bulunan kişilerin veya sadece imza bulunan sevk irsaliyeleri hususunda imzası bulunanların davalı-birleşen dosyada davacı çalışanı olup olmadığı hususunda davalı-birleşen dosyada davacı şirketin isticvabına karar verilmesi, yine irsaliyelerde isim ve soy ismi yazan kişilerin davalı-birleşen dosyada davacı çalışanı olup olmadıklarının tespiti için SGK ya müzekkere yazılması, bu şekilde davalı defterinde kayıtlı olan faturalara ilişkin işin yapıldığı ispatlanamazsa bu kez asıl dosyada davacı-birleşen dosyada davalı tarafın yemin deliline dayanmış olması nedeniyle yemin teklif etme hakkı da hatırlatılarak karar verilmesi gerekirken bu deliller toplanmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek derecede önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması nedeniyle, asıl dosyada davalı birleşen dosyada davacının istinaf itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dosyada davalı birleşen dosyada davacının istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/05/2019 tarih ve 2015/945 Esas 2019/544 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi asıl dosyada davalı birleşen dosyada davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi asıl dosyada davalı birleşen dosyada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.