Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1815 E. 2023/21 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1815
KARAR NO : 2023/21
KARAR TARİHİ: 12/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2019
NUMARASI : 2018/926 Esas 2019/577 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2023
Davacı vekili ile davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikinci el araç satım ile uğraştığını davalıya ait pert halinde ki … plakalı aracın 34.000 TL ye satın aldığını ve davalı ile daha önceden de aynı şekilde alışverişleri oludğu için aracın satışını vereceği kanaatiyle müvekkilinin aracı … isimli özel bir serviste tamir ettirdiğini ancak daha sonra aracın üzerinde Ankara 12. AHM nin 2016/472 esas sayılı dosyasıyla tedbir bulunması ve satışın verilememesi nedeniyle aralarında uyuşmazlık çıktığını davalının tahaahütünü yerine getiremediğini müvekkilinin davalının satışını vermemesi nedeniyle satış bedeli, tamir masrafı ve yoksun kaldığı kardan dolayı İzmir 23. İcra Müd. 2018/9273 esas sayılı dosyasıyla yapmış olduğu takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini bu nedenle davalının itirazının iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş olup son celsede 34.000 TL lik hasarlı araç bedelinin dava açıldıktan sonra davalı tarafından kendilerine ödendiğini bildirmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; aracın satış bedeli olan 34.000 TL nin davacıya iade edildiğini ve aracı teslim aldıklarını davacının araç ücretini istemeden direk takibe geçtiğini oysa aracın iade edilmesi koşulu ile ücretini ödemeye hazır oldukların ve araç tamir masrafının makul olması şartı ile ödemeye hazır olduklarını ancak dosyaya sunulan faturaların fahiş olduğunu ve kabul etmidiklerini aracın devrinin Ankara 12 AHM nin 2016/472 esas sayılı dosyasında konulan tedbir nedeni ile sağlanamadığını müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını ayrıca davacının basiretli bir tacir gibi davranarak aracı devir almadan tamir ettirmemesi gerektiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: “davacının perte ayrılan araçları satın alarak tamir edip tekrar satmak sureti ile ticaret yaptığı ve bu amaçla daha önceden davalıdan araçlar aldığı yine bu aralarında ki ticari ilişki nedeniyle perte ayrılan … plakalı aracı davalıdan satın aldığı satış bedeli 34.000 TL yi havale yolu ile gönderdiği ve bu bedelin dava açıldıktan sonra iade edildiği çekişme konusu değildir. Taraflrda arasında ki çekişme onarım bedelinin tutarı ve davacının bu onarım bedelini davalıdan isteyip isteyemeyeceği davacının yoksun kaldığı karı davalıdan talep edip edemeyeceği noktasındadır. Taraflar arasında önceden de aynı şekilde alışveriş olduğu nazara alındığında davacının yaptırmış olduğu tamiratın vekaletsiz iş görme olarak değerlendirilmesi gerektiği bu nedenle davalıdan tamirat bedelini talep edebilceği alınan bilirkişi raporuna görede fatura içeriğide yapılan tamiratın uyumlu olduğu bu nedenle 11.752,80 TL araç tamir bedelininde davalıdan tahsili gerektiği anlaşılmış olup TBK hükümlerine göre davacı taraf davalının eylemi nedeniyle ya menfi zararını ya da müspet zararını talep edebilir. Olayımızda satış bedeli ve tamir masrafı menfi zarar olup davacının bu talepleri yerinde görülmüş ancak sözleşme sonlandığı için davacı müspet zarar talebinde bulunamayacğaından mahrum kalının kar yönünden talebin reddi gerekitği satış bedeli dava açıldıktan sonra ödendiğinden bu bedel yönüden dava her ne kadar konusuz kalmış ise de hesaplanacak icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bu bedelin davaya dahil edilmesi gerektiği, davalının temerrüde düşürülmediği bu nedenle faiz isteminin yerinde olmadğı kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari faaliyeti kapsamında aldığı aracın bedelinin ödenmesine rağmen satışının gerçekleştirilmemesi üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında mahkemece davadan sonra ödenen 34.000,00 TL araç bedeli yönünden davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, araç tamir bedeli olan 11.752,80 TL yönünden davanın kabulüne, faiz taleplerinin reddine, 4.000,00 TL mahrum kalınan kar talebinin reddine karar verildiğini, mahrum kalınan kar taleplerinin, menfi ve müspet zararın birlikte istenemeyeceği gerekçesi ile reddedildiğini, yoksun kalınan kârın, bazı durumlarda menfi, bazı durumlarda ise müspet zarar içerisinde yer alabileceğini, somut olayda da aracın tamir bedelinin taraflar arasında daha önce de süregelen ticari alışverişe dayanarak vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca taraflarına verilmekte olduğunu, ayrıca ilk derece mahkemesince faiz isteminin yerinde görülmediğini, davalının temerrüde düşürülmediğinin belirtildiğini, diğer yandan konusuz kalan 34.000,00 TL’nin tahsil harcı ve icra vekalet ücreti hususunda olduğunu, icra vekalet ücreti ve tahsil harcı yönünden ise hüküm kurulmadığını, her ne kadar icra müdürlüğü tarafından konusuz kalan kısım açısından vekalet ücreti ve harç hesap edilebilecekse de, infazda tereddüt yaratmamak adına takibin feri niteliğindeki bu alacaklar açısından da bir karar verilmesinin daha yerinde olacağını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkilin onayı olmaksızın aracı tamir ettirdiğini, somut uyuşmazlıkta hukuken geçerli bir araç satış sözleşmesinin bulunmadığını, geçersiz sözleşmelerin taraflara hak ve borç yükleyemeyeceğini, dolayısıyla davacının müvekkil şirketten hiçbir alacağının kalmadığını, dosyada görevlendirilen bilirkişinin kendisinden gerekli özen ve tarafsız davranma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davada görevsizlik itirazlarına rağmen davacı tarafı tacir olarak kabul ettiğini ve buna göre hüküm kurduğunu, ancak mahkemece davacı tarafın bir tacir olarak basiretli davranması gerektiği konusunda herhangi bir değerlendirmede bulunmayarak hukuka ve hakkaniyete aykırı karar verdiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, araç satımından kaynaklı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekillerinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafından davalıdan pert halindeki aracı çekme belgeli olarak 34.000 TL bedel ile haricen satın alındığı, üzerinde bir kısım onarımlar yaptırmaya başlandığı, aracın üzerinde ihtiyati tedbir bulunması nedeniyle resmi devir işleminin yapılamadığı, aracın tekrar davalıya teslim edildiği, araç bedeli, yapılan tamir işlemleri ve mahrum kalınan karın tahsili için icra takibine başlandığı, dava açıldıktan sonra 10/08/2018 tarihinde 34.000 TL bedelin davacıya iade edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, uyuşmazlığın tüketici işleminden kayaklanmaması nedeniyle görev itirazının yerinde olmamasına, konusuz kalan kısım ile ilgili olarak icra vekalet ve icra harçlarının icra dosyasının infazı sırasında göz önüne alınacak olmasına, icra takibine konu 2 adet faturanın bilirkişi raporuna göre tamir bedeli tutarında olmasına, icra takibinden önce temerrütün bulunmamasına, resmi şekilde yapılmayan ve sona erdirilen sözleşme nedeniyle mahrum kalınan kar talebinde bulunulamayacağının anlaşılmasına, icra inkar tazminatının dava tarihi itibariyle % 20 olarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamasına davacı ve davalı vekillerinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2019 tarih ve 2018/926 Esas 2019/577 Karar
sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı ve davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı taraftan alınması gereken 802,83 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 200,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 602,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.