Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1812 E. 2023/226 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1812
KARAR NO : 2023/226
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2018
NUMARASI : 2016/19 Esas 2018/1150 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023

Davacı vekilinin tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ” Davacı vekili tarafından İzmir 7. Tüketici Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle: …’in kullanmış olduğu krediye karşılık olmak üzere davalı banka tarafından müvekkili …’e ait … ili … İlçesi … Mah. …. ada … parselde kayıtlı A Blok 2.kat 4 nolu mesken üzerine ipotek tesis edildiğini, kredi borcu ödenmiş olmasına rağmen davalı banka tarafından borçlu …’in bankaya doğmuş ve doğacak borçlarının teminat altına alınmış olduğu gerekçesiyle kaldırılmadığını, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4822 sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlendiğini, yasa hükümleri gereği taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesine dayanak ipotek senedinin 1. maddesi hükmünün açıklanan yasal düzenlemeler ışığında haksız şart niteliğinde olduğunu, açıklanan nedenlerle banka tarafından müvekkilin meskeni üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili tarafından İzmir 7. Tüketici Mahkemesine sunulan cevap dilekçesinde özetle: İpoteğin kaldırılmasına ilişkin bu davada Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, müvekkili banka ile davacı arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ile Tapu Müdürlüğü tarafından düzenlenen resmi senedin mevcut olduğunu, senedin 1. maddesinde taşınmaz ipoteğinin … (…) in bankada doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olduğunun imza altına alındığını, dava dışı … (…) ve … ile müvekkili banka arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden Taksitli Ticari Kredisi kullandırıldığını, cari kredi hesabı açılıp işletildiğini, Business Kart hesabı açılıp kullandırıldığını, ayrıca çek hesabı açılarak çek karnesi verildiğini, müvekkili tarafından ödenmesi garanti edilen mer’i risk nedeniyle hesaplarının kat edildiğini, İzmir 9. Noterliğinin 29/08/2014 tarih ve 10986 yevmiye numarası ile hesapların kat edildiğine dair ihtarnamenin dava dışı borçlu …(…) ile … ve ipotek maliki davacı …’e tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen kredi borçlarının ödenmemesi üzerine müvekkili bankanın alacaklarının tahsilini teminen İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2014/12220 Esas , 2014/12221 Esas ve 2014/12130 Esas sayılı dosyaları ile yasal takibe geçtiklerini, bu yasal takip dosyalarının derdest olup borçların henüz ödenmediğini, davalı tarafça İzmir 9.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/556 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını belirterek görevsizlik kararı verilmesine, davanın reddine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dosyası 30/09/2014 tarihinde İzmir 7. Tüketici Mahkemesinde 2014/117 Esas sayılı numarasıyla açılmış, İzmir 7. Tüketici Mahkemesi 15/01/2015 tarihli 2014/117 Esas 2015/28 sayılı görevsizlik kararı ile dosyayı İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kararı vermiş, davacı vekili İzmir 7. Tüketici Mahkemesi 15/01/2015 tarihli 2014/117 Esas 2015/28 sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi için temyiz dilekçesi sunmuş, dosya temyiz incelemesi için Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30/11/2015 tarihli 2015/30464 Esas 2015/34805 sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilerek dosya mahkememize tevzi olmuş, 2016/9 Esas sırasına kaydolmuştur.
Davacı vekili adına davayı takip eden Av. … ile Av. … 27/10/2016 tarihli dilekçeleri ile vekillikten istifa etmişler, Av…. -Av…. 15/05/2017 havale tarihli dilekçeleri ile vekaletname sunarak müvekkilleri davacı hakkında adli yardım talebinde bulunmuşlar, mahkememizin 22/11/2017 tarihli ara kararıyla davacı vekilinin adli yardım talebinin reddine kararı verilmiş, davacı vekili tarafından adli yardım talebinin reddine dair 23/01/2018 tarihli itiraz dilekçesi sunulmuş, adli yardım talebinin reddine dair itirazın incelenmesi için mahkememiz dosyası İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/04/2018 tarihli 2018/264 D.İş sayılı kararıyla adli yardım talebinin reddine dair itirazın kabulü ile adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … ile Özel Hukuk Alanında ipotek bilirkişisi …’ın 19/08/2016 havale tarihli raporunda özetle; taşınmazın 30.04.2015 satış tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlu … (….) …’in bankadan kullandığı ve takibe konu kredilerden dolayı borcunun tahsil edildiği ve 6.641.71-TL alacak bakiyesinin bulunduğu, ancak icra dosyalarında yapılacak kapak hesabı sonucunda yargılama masraf ve avukatlık ücretlerinin bu tutardan mahsubundan sonra kalan herhangi bir banka alacağının net olarak ortaya çıkabileceği ve ipoteğin kaldırılıp kaldırılmaması durumunun o aşamada değerlendirilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Taraf vekilleri 19/08/2016 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçeleri sunmuşlar, mahkememiz dosyası bilirkişi heyetine İcra İflas Konusunda uzman bilirkişi … de dahil edilerek, ek rapor alınmak üzere bilirkişi heyetine tevdi olunmuştur.
Bilirkişi heyetinin 07/03/2018 havale tarihli ek raporunda özetle; 21.04.2015 tarihi itibarı ile davalının davacıdan, 491,95.-TL si nakdi krediden + 3.851,95-TL si gayrinakdi krediden olmak üzere 3.851,95-TL alacağı bulunduğu, fakat davaya konu ipotek limit ipoteği olduğu için alacaklı ipotekli taşınmazdan, faiz+fer’iler dahil olmak üzere 90.000,00-TL nin üzerinde para alamayacağı, bir an için davalıya icra dairesince 100,00-TL (90.100,00-TL satış bedeli – 100,00-TL ipotek bedeli) fazla para ödendiği düşünülse dahi, taşınmazın satış bedelinden taşınmazın vergi borcu için 600,00-TL ödenmiş olduğundan alacaklı fiilen 89.500,00-TL (90.120,00-TL – 600,00-TL) para tahsil etmiş olduğu, davacıya iade edilmesi gereken para kalmadığı, davacının davalıdan alacak talep edemeyeceği tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davalı banka ile dava dışı … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca davacıya ait taşınmaz üzerinde söz konusu kredi borçlarının teminat altına alınması sebebiyle ipotek tesis edildiği, eldeki davanın önce ipoteğin kaldırılması amacıyla açıldığı, ancak yargılamanın devamı sırasında ipotekli taşınmazın cebri icra yolu ile satılması nedeniyle ipotek bedelinin davalı bankadan tahsili istemine dönüştüğü, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taşınmazın 30.04.2015 satış tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlu … (…) …’in davalı bankadan kullandığı ve takibe konu kredilerden dolayı borcunun tahsil edildiği ve 6.641.71-TL alacak bakiyesinin bulunduğu, ancak 21.04.2015 tarihi itibarı ile davalının davacıdan, 491,95.-TL si nakdi krediden + 3.851,95-TL si gayrinakdi krediden olmak üzere 3.851,95-TL alacağı bulunduğu, fakat davaya konu ipotek limit ipoteği olduğu için alacaklı ipotekli taşınmazdan, faiz+fer’iler dahil olmak üzere 90.000,00-TL nin üzerinde para alamayacağı, bir an için davalıya icra dairesince 100,00-TL (90.100,00-TL satış bedeli – 100,00-TL ipotek bedeli) fazla para ödendiği düşünülse dahi, taşınmazın satış bedelinden taşınmazın vergi borcu için 600,00-TL ödenmiş olduğundan alacaklı fiilen 89.500,00-TL (90.120,00-TL – 600,00-TL) para tahsil etmiş olduğu, davacıya iade edilmesi gereken paranın kalmadığı, davacının davalıdan alacak talep edemeyeceği tespit edildiğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiş, iş bu dava sebebiyle yapılan yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış, davalı yararına nispi vekalet ücreti takdir olunmuş, ayrıca koşulları oluşmadığından taraflar leh ve aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmemiştir. ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalarını ıslah etmelerine rağmen yeni davaları ile ilgili araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini, müvekkilinin okuma yazma bilmediğini geçerli bir imzası da bulunmadığını, ipoteğin zorunlu şekil şartı yoksunluğundan hukuken yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin bilgisizliği ve tecrübesizliğinden yararlanan banka personeli ve tapu dairesi çalışanlarınca müvekkilin imza atamadığı ve okuma yazma bilmediği göz ardı edilerek, kötü niyetle 20.000 TL ‘lik borç için ipotek verdirildiğine ikna edildiğini, müvekkilinin hazır bulunduğu 2. ve 4.celsede açıkça okur yazar olmadığını ve ipotek tesisinde yanıltıldığını beyan ettiğini karşı yanca da işbu iddialara ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığını, karşı yan tarafından müvekkilinin ileri sürdüğü sebeplere muvafakat verilmediği belirtilmediğinden dava bu iddialar bakımından da incele yapılması gerektiğini, davaya temel dayanak olan okur yazarlık ve işlemin geçersiz şekilde yapılmış olması hakkında gerekli incelemelerin yapılması ve bu hususta yeniden rapor alınmak üzere dosyanın Mahkemenizce bilirkişilere teslimini talep ettiklerini, mahkemenin ıslah dilekçesi yokmuş gibi eski dava dilekçesi ve bilirkişi raporuna dayanarak verdiği kararın usüle aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
Davacı vekilince ipoteğin haksız şartlar taşıması nedeniyle geçersiz olduğu, 30/05/2018 tarihli dilekçesi ile de ipoteğin, zorunlu şekil şartlarını taşımaması müvekkilinin iradesi sakatlanması nedeniyle geçersiz olduğu, satış bedelinin faizi ile ödenmesi talep edilmiştir.
Davalı vekilince davanın reddini talep edilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; davacının okuma yazma bilmediğini iddia etmiş ise de ipotek işlemini yaptığını bilmesine, irade sakatlığına ilişkin ıslah dilekçesini yasal hak düşürücü süreden vermiş olmasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/11/2018 tarih, 2016/19 Esas ve 2018/1150 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı tarafça yatırılması gereken 179,90 TL karar harcının başlangıçta yatırılmadığından davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf masrafı olarak yapılan 49,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/02/2023