Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1753 E. 2023/15 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1753
KARAR NO : 2023/15
KARAR TARİHİ : 12/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2017
NUMARASI : 2015/1302 Esas 2017/659 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2023

Davalı … Şti. ve davalı … Şti. vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda : ” DAVA:Davacı vekili 21.05.2014 havale tarihli dava dilekçesi ile; müvekkil idareleri ile davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, dava dışı üçüncü kişi olan … tarafından İzmir 1. İş Mahkemesinin 2010/453 esas sayılı dosyası ile açılan kıdem tazminatı , yıllık ücretli izin alacağı, genel tatil ve bayram ücreti alacağı davasında 6.576,58-TL brüt kıdem tazminatı, 2.624,00-TL brüt yıllık izin ücreti ,500-TL genel tatil ücreti olmak üzere toplam 9.700,58-TL müvekkil idareden alınmasına karar verildiği, bu nedenle davalıların idareleri tarafından imzalanan hizmet alım sözleşmeleri gereğince müvekkil idarenin ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarından sorumluluklarına göre müştereken ve müteselsilen mesul olduklarını, davalıların yasal mevzuat ve sözleşmeler gereğince çalıştırdıkları işçilerin bireysel ve toplu iş hukukundan kaynaklanan tüm hak ve alacaklarını ödemekle yükümlü olduklarından iş mahkemesi kararınca ve icra takibi nedeni ile müvekkil idareleri tarafından yapılan ödemeleri talep etmiştir.
GEREKÇE:Davacı vekili duruşmalarda dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir.
Davalı … Şti.’nin savunmalarında; 6552 Sayılı Kanunun 6,8 vb maddelerinin davanın henüz karara bağlanmamış olduğu da gözetilerek huzurdaki davaya etkisinin tartışmasını, bu Kanun’un davanın reddini ileri sürdüğünü ve dava niteliği itibari ile sebepsiz zenginleşme davası olduğunu, ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık sürenin geçmesi nedeni ile zaman aşımına itirazlarının bulunduklarını savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı …’ya iş mahkemesi kararı ve başlatılan icra takibi gereğince davacı tarafından asıl iş veren sıfatı ile ödenen işçilik, alacak ve ferilerinden hizmet alın sözleşmeleri ile eki idari şartnameler gereğince davalıların sorumlu olup olmadıkları, sorumlu iseler sorumluluklarının kapsam ve tutarı ile dayanaklarının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
İzmir 1.İş Mahkemesinin 2010/453 esas sayılı dosyası,İzmir 7.İcra Müd.nün 2011/7863 esas sayılı takip dosyası,davalı şiketlere ilişkin hizmet alım sözleşmeleri dosya içersinde mevcuttur.
Davacının davalılardan talep etmekte haklı olduğu her davalı için ayrı ayrı sorumluluk miktarlarının tespiti için dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş,rapor alınmıştır.
İzmir 1.İş Mahkemesinin 2010/453 esas sayılı dosyası,İzmir 7.İcra Müd.nün 2011/7863 esas sayılı takip dosyası,davalı şirketlere ilişkin hizmet alım sözleşmeleri,bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre,dava konusu uyuşmazlık,davacı belediye tarafından davalı şirketlere alt yüklenici olarak yaptırılan temizlik hizmetleri kapsamında alt iş veren konumundaki davalı şirketlerin iş sözleşmesi ile çalıştırdığı dava dışı … tarafından asıl iş veren sıfatı ile davacı Belediye aleyhine İş mahkemesinde açılan davada verilen karar ile hükmedilen kıdem tazminatı,yıllık izin ücreti,ulusal bayram ve genel tatil ücretlerini dava dışı …’ya ödemiş olan davacı Belediye’nin bu tutarların alt iş veren sıfatı ile davalı şirketlerden rücuan tahsilini talep edip edemeyeceği,ve eğer talep edebilecek ise her bir davalı şirketin ne kadar miktardan sorumlu olduğunun tespiti noktasındadır. Bunun için öncelikle Belediye iye davalı şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmeleri incelendiğinde Ödeme yeri ve Şartları başlığı adı altındaki maddede Yüklenicinin çalıştıracağı personele ait sorumluluklar bölümünde -Yüklenici tarafından çalıştırılan Personelin her türlü sosyal güvenlik ve yasal haklarının sorumluluğu yükleniciye aittir- denilmek suretiyle davalıların dava dışı işçiyi çalıştırdıkları dönem bakımından ayrı ayrı sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.
İzmir 1.İş Mahkemesinin 2010/453 esas sayılı dosyası,İzmir 7.İcra Müd.nün 2011/7863 esas sayılı takip dosyası, incelendiğinde dava dışı İşçinin davacı Belediyeye karşı davalıların ödemediği işçilik haklarının tahsili için asıl iş veren sıfatı ile davacı Belediyeye karşı açtığı davayı kazandığı,ve takibe koyduğu buna göre 7.İcra Müdürlüğünde faizleri ile birlikte toplamda 17.582,76 TL para ödemek zorunda kaldığı,bu miktardan her bir davalı firmanın sorumlu olduğu bedelin bilirkişiler tarafından hesaplandığı buna göre,ana para ve faizi ile birlikte davalı … yönünden 1876,05 TL ;davalı … Şti yönünden 2.067,34 TL; davalı … yönünden 1.554,85 TL ;davalı … yönünden 1.965,75 TL ;davalı … yönünden 6.849,46 TL; davalı … yönünden 3269,30 TL olarak sorumluluk miktarlarının belirlendiği,davalı şirketler daha önceden temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği ,davacının yargılama safhalarında ödemek zorunda kaldığı 1247,83 TL masraftan ise iş mahkemesinde taraf olmayan tüm davalılardan müteselsilen tahsilini isteyebileceği ” kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı … Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline rücu hakkı bulunmadığını, işçiye hakları ödenerek ibralaşıldığını akdedilen ihale sözleşmesi gereği müvekkil firmanın işçi alacaklarından sorumlu olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir iş veya hizmetin alt işverene yardımcı iş olması veya asıl işin bir bölümü ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerin varlığı halinde verilebileceği, bu iki hususu gerektiren işler dışında asıl işin bölünerek alt taşerona verilemeyeceği, verilmesi durumunda işçinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi kabul edileceği, yasal düzenleme gereği işçi alacaklarından ihale sahibi asıl işverenin sorumlu olduğu beyanıyla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, rucüen tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … Şti. Vekilinin istinaf istemleri yönüyle yapılan incelemede;
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2017 tarihinden itibaren ise, bu sınır 3.110,00 Türk Lirasıdır. Davalı …. Şti.’nin istinafa konu ettiği alacak miktarının 2.067,34 TL olması nedeniyle 23/05/2017 tarihli gerekçeli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı …. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … Şti. Vekilinin istinaf istemleri yönüyle yapılan incelemede;
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; göre davalı …. Şti. vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince davalı … Şti. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın davalı … Şti.’ne iadesine,
3-Davalı … Şti. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
B-1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2017 tarih, 2015/1302 Esas ve 2017/659 Karar sayılı kararına karşı davalı … Şti. vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … Şti. taraftan alınması gereken 467,88 TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 352,97 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 114,91 TL’nin davalı … Şti. ‘ den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı …. Şti. tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi ve HMK’nın 352 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 12/01/2023