Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1743 E. 2022/2057 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1743
KARAR NO : 2022/2057
KARAR TARİHİ: 14/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019
NUMARASI : 2016/1422 Esas 2019/266 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesi ile; borçlu aleyhine ödenmeyen fatura bedellerinden dolayı İzmir 20.İcra Müdürlüğünün 2016/10529 Esas sayılı takip dosyası ile takip yaptıklarını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle borçlunun borca, faize, ferilerine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde, davalı şirketin merkezinin Çorlu olduğundan Çorlu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafın dilekçesinde belirttiği faturalarda iki taraf arasında bir mutabakat sağlanmadığını, bilirkişi incelemesi gerektiğini, davanın yetkisizlik kararı verilmediği takdirde reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE: Yapılan yargılama sonunda: ”… davalının ödemelerinin davalının defterlerinde de tam olarak yer almadığı son SMM raporuna göre, davalının … Banka hesaplarına göre 12.01.2015-17.05.2016 tarihleri arasında toplam 22.694,00 TL tutarlı bir ödemesinin mevcut olduğunun bildirildiği, davacının davalıdan talep edebileceği bir miktarın bulunmadığı, zaten davacı defterlerinin incelendiği son SMM bilirkişi raporunda da taraflar arasında ticari bir ilişkinin var olduğu, ancak takip tarihi itibari ile davalının davacıya bir borcunun bulunmadığının belirtildiği, zira davacının, davalının yaptığı ödemelerin bazılarını kayıt altına almadığı, bazılarını da her iki vergi nolu firmadan tek kalemde tahsilat yapmış gibi davalıya ait hesapları sıfırladığı, her ne kadar davalının ticari defterlerine dayanarak dava açmış ise de, davalının incelenen defterler ve kayıtları sonucu alınan rapora göre de 51.500,00 TL ödeme yaptığı da nazara alınarak ispatlanamayan davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklarının gerek fatura içerikleri gerekse yerel mahkemece aldırılan her iki bilirkişi raporunda da farklı meblağlarla da olsa sabit olması karşısında haklı davalarının yerel mahkemece kabulü gerekirken alacağın ispatlanamadığı gerekçesiyle mahkemece davalarının reddedildiğini, yerel mahkeme kararının usul ve esas bakımından bozulması gerektiğini, mutabakat farklarının tespiti ve takip çıkışı miktarı kadar borcun olup olmadığının tespiti açısından yerel mahkemece bu sefer bir başka bilirkişiden rapor aldırıldığıın, 20.11.2018 tarihli bu raporda da müvekkil firmanın ticari defter ve kayıtlarının incelendiğini, mahkemenin gerekçeli kararında davanın reddini … Banka hesaplarına yatırılarak borcun sona erdiği şeklinde gerekçelendirmişse de bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat kısmı incelendiğinde … hesaplarının da incelendiğini, tek kalemde borcun kapandığının tespit edildiğini, bu kapanışın iddia edilen tespit müvekkil şirketin muhasebecisinin şüpheli alacaklar yerine kapanış olarak kodlaması ile sehven yapılmış bir kapanma olduğunu, zira … hesap hareketlerinde böyle bir ödemenin olmadığının bilirkişi tarafından da tespit edildiğini, takip tarihi itibariyle müvekkilinin 22.859,40 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığını, istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Defterler üzerinde yapılan bilikişi incelemesi sonucu hazırlanan 25/05/2018 tarihli raporda davalı kayıtlarına göre davalının davacıya olan borcunun 7.387,00 TL olduğunun tespit edildiği, tarafların kayıtları üzerindeki inceleme sonucu hazırlanan 20/11/2018 tarihli bilirkişi raporu içeriğine göre davacı ticari kayıtlarıında, icra takibine konu olan 20 adet 30.941,00 TL bedelli faturaların 13 adetinin yani 20.315,00 TL sinin … vergi nosu ile kayıtlı …Şti adına düzenlendiği, 7 adet 10.626,00 TL bedelli faturanın ise … vergi nosu ile kayıtlı ….Şti adına düzenlendiği, icra takibinde … no ile kayıtlı ….Şti ye karşı takip yapıldığı, davalı adına kayıtlı düzenlenen toplamda 13 adet olan ve fakat 02.11.2015- 01.06.2016 tarihleri arasına tekabül eden 11 adedinin yani KDV dahil 15.673,00 TL bedelli faturaların davalının da defterlerinde kayıtlı olduğu, kalan 2 adet faturanın ise yani 01.07.2016 tarih ve 3.124,00 TL bedelli fatura ile 01.07.2016 tarih 1.518,00 TL bedelli faturalar toplamı KDV dahil 4.642,00 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, B-S formlarına göre davacı bu faturaların bildirimlerini yapmadığı, davalının da bahse konu B-A form bildirimi yapmadığı, davacının davalı tarafından yapılan tahsilatları kaydetmediği, 31/12/2016 tarihinde davalıya ait hesapları sıfırladığı, davacı tarafın iki ayrı vergi kimlik numaralı davalı tarafa düzenlediği faturalar,davalı tarafın yaptığı çek ve banka havale yoluyla yaptığı ödemelerin tamamı dikkate alındığında takip tarihi itibariyle davalının davacıya 22.859,40 TL tutarında toplam borcu olduğu, ancak bu tespitin tarafların kayıtların tam olarak kayıtlı olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf davalı defterlerine, davalı taraf her iki tarafın defterine dayanmış olup alınan bilirkişi raporunda davalı kayıtlarına göre davalının davacıya olan borcunun 7.387,00 TL olduğunun belirtildiği, davalı kayıtlarında bu borcun ödendiğine ilişkin bilgi bulunmadığı gibi ödendiğine ilişkin delil de sunulmadığı bu durumda davanın bu bedel üzerinden kısmen kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, bu yanılgının giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca hüküm kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/02/2019 tarihli, 2016/1422 Esas 2019/266 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1-Davacı vekilinin yatırmış olduğu 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davacı vekilinin yatırdığı 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri olan 4,50 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-KALDIRILAN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
İzmir 20.İcra Müdürlüğü’nün 2016/10529 esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 7.387,00 TL asıl alacak, üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacak likid olmakla, hükmedilen miktarın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 504,60 TL harçtan, başlangıçta alınan 395,56 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 109,04 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı vekili için kabul edilen bedel üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 7.387,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekili için reddedilen bedel üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 395,56 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 842,65 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesap edilen 185,38 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/12/2022