Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1738 E. 2022/1985 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1738
KARAR NO : 2022/1985
KARAR TARİHİ: 30/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2019
NUMARASI : 2018/20 Esas 2019/223 Karar
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … T.A.O müşterisi …. Şti. Tarafından davacıya ait çeki teminat olarak kendilerine verildiğinden bahisle davacı müvekkil şirket aleyhine Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2015/3979 esas sayılı takip dosyasınndan … A.Ş İzmir Çambidi Şubesinin keşidecisi … Şti olan 15/08/2014 keşide tarihli …. Şti adına düzenlenmiş 24.000 TL tutarlı çeki takibe koymuş takip nedeniyle davacı müvekkil şirket davalı bankaya icra dısyasının toplamı olan 36.301,22 TL yi icra tehdidi altında ödediğini, Antalya 3 İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/424 esas 2016/133 karar sayılı dosyası ile takip dayanağı çekin sahte üretildiğinden ve çek altındaki imzanın şirket yetkilisi ve keşirecesi olan kişiye ait olmadğıından bahisle açılan takibin iptali sonunda mahkeme takip dayanağı çek üzerinde atılı imzanın keşireciye ait olmadığndan davanın kabulüne karar verilmiş, karar Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2016/12504 esas 2017/4326 karar ve 23.03.2017 tarihli ilamiı ile davalı bankasının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usül ve yasaya olan kararın onanmasına karar verilmiş olup, davalı banka Yargıtay ilamının karar düzeltme yoluna götürmemiş bu suretle anılan Antalya 3 İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/424 esas, 2016/133 sayılı kararının kesinleştiğini, Kararın kesinleşmesine takiben İzmir 21 İcra Müdürlüğünün 27/5219 esas sayılı takip dosyasından 7 örnek ilamsız takip yoluyla davalı bankaya Türkeyi … Bankası T.A.O icra tehdidi altında ödemek zorunda kalınan 36.301,22 TL ‘lik alacağın reeskont faiziyle birlikte tahsii için 27/04/2017 tarihinde icra takibi başlatılmış takibe karşı davalı banka 09/05/2017 tarihli itiraz dilekçesinde yetki itirazı ile birlikte borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin yapıldığı icra dairesi 15/05/2017 tarihli kararıyla itirazın sürmesi içerisinde olması halinde borçlu yönünden takibin durdurulmasını kararı verildiğini, Davalı bankanın itirazının hiçbir hukuki değer taşımadığını aldığı parayı iade etmeyen davalı bankanın itirazının iptali ile İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/5219 esas sayılı dosya ile takibin ldevamına karar verilmesini, alacak miktarı, likit ve belirli olduğundan ve alacaklının alacağına kavuşamaması hiçbir hukuki dayanağı olmayan itirazı nedeniyle İİK hükümleri gerğince %20 icra inkar tazminetına hükmolunmasına karar verilmesini masraf ve ücret vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil banka tarafından bankamız borçlusu fırmanın teminatında bulunan keşidecisi davacı şirket olan 24.000,00 TL beelli çeke ilişkin olarak Antalya 9. İcra kDairesinin 2015/3979 e sayılı takibi başlatıldığını, takip kapsamında keşideci firma 17/03/2016 tarihinde herhangi bir ihtirazi kayıt öne sürmeksizin dozyaya ödemede bulunduğunu, davacı şirket tarafından müvekkil banka aleyhine 27.04.2017 tarihli İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2017/5219 e sayılı takip başlatıldığını, taraflarına tebliğ olunan ödeme emrinin 4 nolu senet ve tarihi senet yoksa borcun sabebi başlığında müvekkil banka tarafından başlatılan Antalya icra Daireleri olması gerektiğini, yetkisiz icra müdürlüğünün öncelikle yetkisine ve ihtirazı kayıt sunulmaksızın yapılan ödeme nedeni ile başlatılan takibin ödeme emrinde yer alan borca faize ve ferilerine süresinde itiraz edildiğini ve ilgili takibin durdurulduğunu, yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibe itirazı nedeni ile açılan iş bu davanın İİK 67 madde gereği geçerli bir ilamsız takip bulunması dava koşulunu sağlamaması nedeni ile usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esasa ilişkin olarak ihtirazi kayıt olmaksızın ödeme yapan davacı şirketin açmış olduğu davanın esastan reddine karar verilmesini, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
” Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2015/3979 takip sayılı dosyasında, icra takibine konu keşidecisi …. Şti. olan 15/08/2014 keşide tarihli, lehdarı … Şti. ve 24.000,00 TL bedelli çekin icra takibi sonunda davalıya ödeyen davacının, ödemiş olduğu bedeli davalıdan isteyip isteyemeyeceği ve icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı noktalarında uyuşamadıkları görüldü.
Başlatılan icra takibine karşı yetki itirazında bulunulması durumunda, mahkemenin öncelikle takibin başlatıldığı icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığını incelemesi ve bu konuda bir karar verilmesi zorunludur. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazı olmasa dahi itirazın iptâli davasına bakan mahkemenin öncelikle takip dosyasında icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekir. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesi usulen mümkün değildir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde Davacının İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5219 E. Sayılı dosyasının borcun sebebi olarak, Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün 2015/3979 E. Sayılı dosyasına icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan dosya kapanma bedeli olarak gösterildiği anlaşılmakla bu talebin icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdadı niteliğinde olduğunun kabulü gerekmiştir. Davanın İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5219 E. Sayılı dosyası ile yapılan takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu dikkate alındığında icra müdürlüğünün yetkisininde İstirdat davası kapsamında değerlendirilmesi gerekmiştir. İ.İ.K md. 72/son “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” hükmünü içermektedir. Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir, (aynı yönde Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Karar). Davalı İcra takibine yapmış olduğu yetki itirazında Antalya İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuştur. Buna göre istirdattan kaynaklanan eldeki davada yetkili icra dairesi ile mahkemelerin Antalya icra dairleri ve mahkemeleridir.
Davacı yetkili icra dairesinde takip başlatmadığından usulüne uygun bir takip olmadığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davalarında usulüne uygun bir takip olması dava şartı olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin, ticaret merkezinin İzmir olup, hakkında Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2015/3979 E. sayılı takip dosyasıyla, kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeniyle, davalı bankaya icra tehdidi altında 36.301,22-TL’ yi ödediğini, icra tehdidi altında ödemek zorunda kalınan paranın, istirdatı için İzmir İcra Dairesinde takip yapıldığını, davalının yetki itirazında bulunduğunu, yasada itirazın iptali davalarında özel bir yetki kuralı konulmadığını, bu davaların, icra takibinin bulunduğu yer mahkemesinde açılacağını, davalı yan, cevap dilekçesinde, takibe karşı yetki itirazında bulunduklarını, yetkili İcra Müdürlüğünün Antalya İcra Daireleri olduğunu bildirdiğini, davalının, icra takibinde yetki itirazında bulunduğunu ve yetkili icra dairesini Antalya İcra daireleri olduğunu gösterdiğini, davalı, karar yerinde de gösterildiği üzere, … T.A.O. olup, gösterildiği üzere İstanbul olduğunu, davalı yanın icra takibinde, davalı bankanın Genel Müdürlüğünün bulunduğu İstanbul İcra Dairelerini yetkili göstermediğini sadece yetkili olarak Antalya İcra Müdürlüklerini gösterdiğini, somut uyuşmazlığın icra takibi nedeniyle, davalı bankanın Genel Müdürlüğünün İzmir’deki takibe karşı yetki itirazı nedeniyle açılmış bulunan, itirazın iptali ve istirdat davası niteliğinde olduğunu, mahkemenin, kamu düzenine ilişkin kesin bir yetki hali bulunmadığını ve davalının da yetki itirazında Genel Müdürlüğü bulunduğunu, İstanbul İcra dairelerini yetkili göstermediğinden, takibin yapıldığı İzmir icra daireleri ve davanın açıldığı İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri bu davada yetkili olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra tehdidi altında yapılan ödemenin istirdatından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2015/3979 takip sayılı dosyasında, icra takibine konu keşidecisi …. Şti. olan 15/08/2014 keşide tarihli, lehdarı … Şti. ve 24.000,00 TL bedelli çekin icra takibi sonunda davalıya ödeyen davacının, ödemiş olduğu bedeli davalıdan tahsili için İzmir İcra Müdürlüğünün 2017/5219 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış olup yetkiye ve borca itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmıştır.
Davalı icra takibine itirazında, icra takibine konu alacağa dayanak yapılan Antalya İcra Dairesi takibi nedeniyle açıkça “Antalya İcra Dairelerinin” yetkili olduğunu beyan etmiştir.
İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
İtirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisinine itiraz edilmiş olması durumunda Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2016/8922 esas 2019/4987 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. İcra takip dosyasında icra dairesinin yetkisine usulüne uygun olarak itiraz edildiğinden, mahkemece icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varıldığı takdirde dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK’nın 50. maddesinin yollaması ile HMK’nın genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. İİK’nın 72/son maddesi ise “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir..” hükmünü içermektedir. Davacı genel yetkili olan davalının yerleşim yerinde takip başlatmadığı gibi, icra takibine konu alacağa dayanak yapılan Antalya İcra Dairesinde de başlatmamıştır. İlk derece mahkemesinin kararında belirtildiği üzere icra takibi istirdat talebine ilişkin olduğundan yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığı gerekçesi ile verilen davanın usulden reddi kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2019 tarih ve 2018/20 Esas 2019/223 Karar
sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından başlangıçta alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 30/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.