Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1726 E. 2022/1783 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1726
KARAR NO : 2022/1783
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2018
NUMARASI : 2017/1379 Esas 2018/1359 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında elektrik enerjisi tedarik ve satış sözleşmesi imzalandığını, ve davalıya elektrik tedariki sağlandığını buna ilişkin faturaların davalıya tebliğ edildiği halde bedellerinin ödenmemesi nedeniyle İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2016/17341 esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını beyanla davalının itirazı üzerine duran takipte takip öncesi işlemiş faiz hariç itirazın iptali ile , icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından davalı şirkete Kasım ayı 2016 dönemi için sunulan belgede görüleceği üzere 49548 nolu fatura ile 24.068,89 TL fatura tanzim edildiğini, davalı tarafça davacının 49548 nolu faturasına ödeme yapmak için … firmasının davalı firmaya verdiği internet online ödeme ekranı şifresi ile davacı şirkete ait internet sitesinden kredi kartı ile 49548 nolu fatura bedelinden düşülmek üzere 3.500,00 TL ödeme yaptıklarını, 49548 nolu fatura alacağı için davalı tarafa icra dairesinden ödeme emri gönderildiğini, bunun üzerine ödeme emrindeki alacak tutarının doğru olmadığı gerekçesi ile itiraz ettiklerini, dava konusu olan 49548 nolu faturaya ve icra takibine itiraz ettiklerini, böyle bir borçlarının olmadığını beyan etttikleri görülmüştür.
MAHKEMECE :
Dava konusu İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2016/17341 esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız içine alınmış, yapılan incelemede alacaklının dosyamız davacısı şirket olduğu, borçlunun dosyamız davalısı şirket olduğu, genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı şirket tarafından süresinde borca asıl alacak tutarı doğru olmadığından ve alacak dönemi bilgileri doğru olmadığından asıl alacağa, faize ve haciz ihbarnamesinin ferilerine itiraz edildiği, takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davacı ile davalı arasındaki abonelik sözleşmesi uyarınca icra takibine konu edilen dönem yönünden iddia edilen şekilde dönem borçlarının davalı tarafça takip tarihine kadar ödenip ödenmediği, takip tarihinden sonra ödeme var ise bedellerin tespiti ve nihai olarak davacı tarafın alacağının doğup doğmadığı, doğmuş ise miktarı ve ferileri yönünden inceleme ve hesaplama yapmak üzere dosyanın Elektrik Mühendisi Bilirkişiye tevdi edildiği, raporun 08/06/2018 tarihinde hazırlanarak dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; davalı tarafından asıl alacağın ödenmesi nedeni ile gecikme faizi ve KDV’nin istenebileceği, … AVM’nin kesilen faturalardan dolayı … A.ş’ye 30/12/2016 takip tarihi itibari ile borcunun 24.184,15 TL olduğu, davacının asıl alacağın tamamını davalı şirketin takipten sonra farklı tarihlerde ödediğinin defter kayıtlarında mevcut olduğu, davacının davalıdan 25 İcra Müdürlüğü’nün 2016/17341 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı bedelden sadece alacak olarak takip tarihi itibari ile gecikme cezası olan 101,07 TL’yi ve KDV 18,19 TL’yi toplamda 119,26 TL’yi talep edebileceği kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Daha sonrasında dosya hesap bilirkişisine tevdii edilmiş, bilirkişiden, teknik bilirkişi tarafından hesaplanan ve takip tarihi itibari ile var olduğu tespit edilen bedel dikkate alınarak davalı tarafından icra takip dosyasına ve davacıya yapılan ödemeler, ödeme tarihleri de göz önüne alınmak sureti ile icra takip dosyasında davalının sorumlu olduğu bedelin hesaplanarak tespiti hususlarında ayrıntılı rapor düzenlenmesi istenmiş ve rapor düzenlenerek 30/10/2018 tarihinde dosyaya sunulmuştur.
Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; davalı takip alacaklısınca icra takibine konu borca ilişkin olarak dava konusu icra takibinin ikame edildiği 07/12/2016 tarihinden sonraki aşamada 2 parça halinde yapılan kısmi ödemelerin en sonuncusunun yapıldığı 04/04/2018 tarihi itibari ile takip çıkışı asıl alacak ve takip öncesi işlemiş faiz tutarı ile icra vekalet ücreti, icra başvuru harcı ve diğer ilk masraf ile tahsil harcı ile asıl alacak tutarı üzerinden işlemiş takip sonrası faizi olmak üzere dosya borcunun 33.326,09 TL olabileceğini, bu hali ile davacı takip alacaklısınca icra takibi kapsamında Türk Borçlar Kanununun 100. Maddesi gereğince kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve diğer ferilerden mahsup esilmesinin talep edildiği de gözetilerek kısmi ödemenin öncelikle faiz ve diğer fer’ilerden mahsubu ile 04/04/2018 tarihli en son ödeme tarihi itibari ile bakiye dosya borcunun 5.731,20 TL olabileceği kanaatini bildirdiği görülmüştür.
Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, Davacı şirket ile davalı şirket arasında abonelik sözleşmesinin olduğu, bu sözleşme uyarınca 2016 yılı Ağustos-Eylül-Ekim dönemlerine ait fatura bedellerinin ödenmediği iddiası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiği, itiraz üzerine durdurulan takipte davalının itirazının iptali istemi ile iş bu davanın açıldığı, davalı tarafça davanın reddinin istendiği, gerek takip öncesi gerek takip sonrası ve gerekse dava sırasında davalı tarafça davacı şirket hesabına ödemelerin yapıldığı, buna ilişkin hesaplamaların bilirkişiler tarafından yapılarak dosyaya sunulduğu, 04/04/2018 tarihi itibari ile hesaplanan alacak tutarının 33.326,09 TL olduğu, davalı tarafından yapılan ödemelerin TBK. Md 100 gereğince öncelikle faiz ve diğer fer’ilerden mahsup edilmesinin talep edildiği, davalının 27.594,89 TL kısmi ödemede bulunduğu, hesaplanan alacaktan bu ödemenin mahsubu ile 5.731,20 TL alacak miktarının hali hazırda olduğunun tespit edildiği, dava açıldıktan sonra davalı tarafından yapılan ödemelerin de bilirkişi tarafından bu hesaplamada dikkate alındığı, buna göre davalının yargılama süresi içinde de ödemelere devam ettiği, icra takibine itiraz ederek takibin durdurulmasına dönük istemi ile duran takibe rağmen ödemelerin yapıldığı, dava tarihi itibari ile davalının 24.064,89 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, dava değerinin bu bedel üzerinden hesaplanması gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından takibe itiraz edildikten sonra ödemelere devam edildiği dikkate alındığında söz konusu borcun varlığının kabul edildiğinin kabulü gerektiği, ayrıca elektrik mühendisi bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacı şirket tarafından tahakkuk ettirilen bedellerin kayıt ve verilere uygun olduğu, dava tarihi itibari ile tespit edilen alacağın davalı tarafından yapılan ödemeler de dikkate alınmak sureti ile hesaplandığı, bu nedenle davalının itirazında haksız olduğunun kabulü gerektiği, davalı tarafından yapılan ödemelerin icra müdürlüğü tarafından dikkate alınması gerektiği, davalının takibe itirazı ve dava konusu edilen alacağın niteliği dikkate alındığında likit olduğu, bu nedenle inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, dava tarihi itibari ile tespit edilen alacak miktarı üzerinden inkar tazminatına hükmedilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda davacının davalı müvekkilinden 119,26 TL alabileceği bildirilmiş olmasına rağmen, ikinci bilirkişi raporunda bakiye dosya borcunun 33.326,09 TL olacağının bildirildiğini, mahkemece aradaki çelişkinin itirazlarına rağmen giderilmeden ikinci rapora göre karar verildiğini , 2. raporun tercih nedeninin gerekçelendirilmediğini, hükme esas alınan raporda yapılan bütün ödemelerin 04.04.2018 tarihinde yapılmış gibi, 04.04.2018 tarihine kadar asıl alacağa gecikme zammı uygulamasının hatalı olduğunu takibin yapıldığı tarihten bir hafta dahi geçmeden 3.500 TL müvekkili tarafından davacıya ödeme yapıldığını kaldı ki hesaplamanın dava dilekçesinin harçlandırdığı tarih olan 08.12.2017 tarihine kadar yapılması gerektiğini, mahkemece bilirkişi raporundaki hatanın daha sonra icra müdürlüğü tarafından giderilmesi şeklinde hüküm kurarak hatalı bir karar verildiğini, hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunda tahsil harcının asıl alacak üzerinden %4,55 oranında hesapladığını, müvekkilinin ödemeyi alacaklıya yapması nedeniyle tahsil harcının yarısı olarak %4,55/2=%2,27 oranında hesaplanması gerektiğini, bunun yanında hesaplama yapılırken icra vekalet ücretinin, peşin, tahsil harçlarının ve takip giderlerinin hesaplanmasının da hatalı olduğunu, davacı tarafın işlemiş faiz alacağı ve işlemiş faiz talebi bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, elektrik enerjisi tedarik ve satım sözleşmesine istinaden kesilen fatura alacağının tahsili için başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün 2016/17341 esas sayılı dosyasında alacaklı davacı şirket tarafından, davalı borçlu aleyhine 24.064,89 TL asıl alacak 99,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.164,58 TL alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı borçlunun süresinde borca faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu alacaklının takipte 30/11/2016 tanzim 21/12/2016 vadeli 2016 yılı kasım dönemi elektrik faturasına dayandığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket ile davalı şirket arasında abonelik sözleşmesinin olduğu, bu sözleşme uyarınca ödenmeyen 2016 yılı Kasım dönemine ait fatura bedelinin tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının cevap dilekçesinde bildirdiği bir kısım ödemelerin taraflar arasında daha önceden yapılmış bulunan İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2016/15969 esas sayılı dosyasına yapıldığının kabulü ile takip tarihi itibariyle davalının 24.064,89 TL kasım 2016 tarihli faturadan kaynaklı asıl alacak borcunun bulunduğunun anlaşıldığı, davacı vekilinin dosyaya sunduğu beyanıyla davalının 04/04/2018 tarihi itibariyle 24.064,89 TL haricen ödemede bulunduğu anlaşılmıştır.
Borçlunun dava açıldıktan sonra yaptığı ödemeler veya borcu kabul beyanı ise mahkemenin davayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına, takibe yapılan itirazdan haksızlık durumuna göre inkar tazminatına hükmetmesini engel teşkil etmez. Ancak verilecek kararda sonradan yapılan ödemelerin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla infazda nazara alınması belirtilmelidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09/12/2015 tarihli 2014/19-525 Esas 2015/2838 Karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Buna göre davanın açıldığı tarihte davacı talebinde haklı olduğundan dava tarihinden sonra yapılan ödemenin icra müdürlüğünce infaz sırasında değerlendirileceği gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de davacı vekilince dava dilekçesinde asıl alacak olan 24.064,89 TL alacak için itirazın iptali talep edildiği halde mahkemece “davalının 25. İcra Müdürlüğünün 2016/17341 Esas sayılı takip dosyasında itirazının iptaline” denilmek suretiyle talepten fazlasına hükmedildiğinden kararın bu yönden kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.
Bu durumda; yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2018 tarih, 2017/1379 Esas ve 2018/1359 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
1-Davalı tarafın yatırmış olduğu 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davalı tarafın yatırmış olduğu 411,00 TL istinaf nispi karar harcın istek halinde kendisine ödenmesine,
3-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 4,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
İlk Derece Mahkemesi Yerine Kurulan Hüküm:
Davanın KABULÜNE,
Davalının 25. İcra Müdürlüğünün 2016/17341 esas sayılı takip dosyasında itirazın 24.064,89 TL asıl alacak için iptaline,
Davadan sonra 04/04/2018 tarihinde yapılan 24.064,89 TL ödemenin İcra Müdürlüğünce dikkate alınmasına,
Dava tarihi itibari ile alacaklı olduğu tespit edilen 24.064,89 TL bedel üzerinden hesaplanacak %20 oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 1.643,87 TL harçtan,peşin alınan 290,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.353,18 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 2.880,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 326,69 TL başvuru harcı, 550,00 TL Bilirkişi ücreti, 202,70 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.079,390 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/11/2022