Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1718 E. 2023/20 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1718
KARAR NO : 2023/20
KARAR TARİHİ: 12/01/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2019
NUMARASI : 2016/85 Esas 2019/269 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 12/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2023
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya hafriyat işi yaptığını, ayrıca 20.08.2012 tarihli 11715 nolu … Bankası çeki ile 25.000,00-TL borç para aldığını, bu hizmetlere karşılık müvekkili şirkete toplam 4 adet çek ile 140.000,00-TL ödeme yaptığını, bakiye 220.040,00-TL borcun ise ödenmediğini, bu alacağın tahsili için Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1741 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve yersiz itirazı üzerine takibin durdurulduğunu bildirerek, sözü edilen icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; takip konusu faturalardan müvekkili defter kayıtlarında mevcut olanların bedelinin ödendiğini, ayrıca davacı şirketin hafriyat işlemini işin gereklerine göre yapmaması ve kusuru ile hafriyat yapılan araziye büyük zarar verdiğini, davacı şirketin müvekkili şirketin hafriyat işini yapan değil, müvekkili şirketten hafriyat malzemesi temin etmek içni fiyat veren ve hafriyat dahil giderleri ile işi üstlenen firma olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirkete hafriyat öncesi “patlatma” işlemleri için, bu işi yapacak firmaya ödenmesi amacıyla da 20.08.2012 ödeme tarihli, 11715 seri numaralı 25.000,00-TL tutarlı bir adet çeki verdiğini, bu çekin davalı tarafından patlatmayı yapacak olan … Şti’ye ciro edildiğini ve ödendiğini, işin seyri sırasında müvekkilinin davacıya … Banka ait 15.10.2012, 15.11.2012, 15.12.2012, 15.01.2013 ödeme tarihli ve her biri 35.000,00-TL bedelli 4 adet çeki verdiğini, ayrıca bir adet daireyi verdiğini, dairenin davacı şirket sahibi …’e devrolduğunu, ayrıca yine anlaşmada olmayan patlatmada hafriyat işini yapan … firmasının bakiye ödemelerinin davalı firma tarafından karşılanmak zorunda kalındığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
MAHKEMECE: ” … Dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davacının davalıya yapılacak inşaat için arsa üzerinden hafriyat alımına dair işi üstlendiği, davalının bu iş kapsamında 08/03/2019 havale tarihli bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere 25.000,00-TL miktarlı çek verdiği, ayrıca 140.000,00-TL ödediği davacının kesmiş olduğu 4 adet faturanın bedelinin 335.040,94-TL olup, fatura kaydının davalı defterlerind bulunduğu, hafriyatın hatalı olarak alındığı, bu nedenle zarara uğranıldığı, fatura alacağına hak kazanılmadığı yönündeki davalı iddiasına dair ise hafriyatın alım öncesindeki dinamitle patlatma işinin davacı tarafından üstlenilmediği tespit edilmiş olmakla, bu iddianın davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, davalı yanın iş bedeline ilişkin …. ili … ilçesinde … Mahallesi … ada … parselde bulunan … arsa paylı …. Blok …. nolu bağımsız bölümün davacı yetkililerine verildiği yönündeki iddiasını ispata yarar yeterli delil sunulmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davalı defterlerindeki kayıtlar da gözetilerek, davalının Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/1741 Esas sayılı icra takip dosyasında bu miktara yapmış olduğu itirazın iptali gerektiği, iptal edilen miktar üzerinden alacak likit olduğundan İİK.nun 67.maddesi uyarınca %20 tazminat verilmesi ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin, dava dilekçesinde müvekkil şirketin inşaata başlayacağı yerde anlaşma ile hafriyat işi yaptığını ve bu işten doğan bir kısım alacağının ödenmediğini iddia ettiğini, alacağın tahsili için Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğünün 2016/1741 Esas sayılı dosyasından 220.040.-TL alacak üzerinden icra takibi başlattığını ancak itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açtığını beyanla, bir yazılı sözleşme ibraz etmediğini, ticari defter kayıt ve çeklere dayandığını, mahkeme kararında hata ve çelişki olduğunu, davacının yaptığı işte ayıp olduğunun tespitinin yapıldığını ancak davalı müvekkilin zararının tespit edilmemiş olduğunu, bilirkişi raporlarında, yanlış hukuki ve teknik değerlendirmeler yapıldığını, bilirkişi raporundaki hesap hatası olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararında, hatalı ve eksik inceleme, tanık dinlenmeme, mevcut ayıba ilişkin zarar meblağının tespit edilmemiş olması nedeni ile, re’sen tespit edilecek sebeplerle kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davacının davasının reddine karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
TMK’nın 6. maddesinde ”Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denmektedir. İspat yükü başlıklı HMK’nın 190. maddesi ” (1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Yemin delili, HMK’nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden başvurulacak son bir ispat vasıtasıdır. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; Hakim, ispat yükü üzerine düşen tarafın, iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, ispat yükü üzerine düşen tarafa, dava ya da cevap dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, ispat yükü üzerine düşen tarafın tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olacağından, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez. Bununla birlikte iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için yemin deliline açıkça dayanılmış olması zorunludur.
Davacı taraf hafriyat işi yaptığını, kısmi ödeme yapıldığından bahisle bakiye alacak için icra takibi başlatmış olup, davalı işin ayıplı yapıldığını, bedelin ödendiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarına göre 335.040,94 TL tutarındaki 4 adet faturanın davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalı tarafın cevap dilekçesinde hafriyat öncesi patlatma işlemlerini yapacak firmaya ödenmesi amacıyla davacı tarafından 25.000 TL tutarında çekin davalıya verildiği ve tahsil edildiğinin belirtildiği, davacı tarafından bakiye 220.040,00-TL yönünden icra takibi yapılmış olup, davalı tarafından yapılan işin ayıplı yapıldığı, ödemenin yapıldığı hususlarının kanıtlanamadığı görülmektedir.
Bu açıklamalar uyarınca mahkemece; davalı vekilince cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanıldığı, ispat yükü kendisinde olan davalının ödeme iddiasını yazılı delille ispat edemediği gözetilerek, davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksi uygulama ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek derecede önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2019 tarih ve 2016/85 Esas 2019/269 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.