Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1704 E. 2022/1701 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1704
KARAR NO : 2022/1701
KARAR TARİHİ: 27/10/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2019
NUMARASI : 2018/433 Esas 2019/149 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilleri aleyhine 757.500,00 TL’lik senetten dolayı icra takibi yapıldığını, söz konusu senedin Avukat … isimli kişiye vekalet ücretinin teminatı olarak teslim edildiğini, söz konusu davanın kazanıldığını ve sözleşme konusu borcun müvekkileri tarafından ödendiğini, dava kazanıldıktan sonra senedin müvekkillerine iade edilmediğini, düzenleme tarihinin 17.07.2013, vade tarihinin ise 10.09.2013 olduğunu, bononun düzenlendiği tarihte 5083 sayılı Yasa’nın henüz yürürlüğe girmediğini, dolayısıyla TL’den henüz altı sıfır atılmadığını, Yargıtay ilamına göre bononun altı sıfır atılmak suretiyle takibe konulması gerektiğini, oysaki bonodan sıfır atılmadan takip yapıldığını, bu nedenle takibin dayanağı bonodan 6 sıfır atıldığı takdirde takibin 0.75-TL olarak açılması gerekirken müvekkillerine karşı 750.000,00-TL’lik bonodan dolayı işlem yapıldığını, takibin iptali için Karşıyaka 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığını, söz konusu gerekçeden kaynaklı olarak takibin 0.75-TL’yi aşan kısmının iptaline karar verildiğini, davalı tarafından temyiz edildiğini, tüm bu nedenlerden dolayı müvekkilinin davalı şahsa ve senet üzerinde yer alan cirantaya her hangi bir borcu olmaması nedeniyle söz konusu Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2463 E.s. dosyasında mevcut senetten kaynaklı olarak bir borcun olmadığının tespitine, takibin iptaline talebin kabul edilmemesi halında senetten 6 sıfır atılarak 0,75 TL’yi aşan kısım yönünden borçlu olunmadığının tespitine karar e karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın esasına dair ise; davacı tarafın dava konusu olan senedin teminat olarak verildiği, senedin karşılığı olmadan doldurulup doldurulmadığı iddiasının senedin ikinci cirantası olan müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, olan müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceği, müvekkilinin senedin ikinci cirantası olduğunu, bu nedenle müvekkili açısından davanın reddine ve müvekkili yararına % 20 tazminata karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, Davacı tarafın borçlu olmadığına dair iddiasını senedin bedelsizliği üzerine inşa ettiği görülmekle, bedelsizlik iddiasının, ancak ve ancak temel borç ilişkisinin tarafları arasında ileri sürülebileceği, davalı alacaklıya karşı böyle bir iddianın ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, zira bedelsizlik iddiasının kişisel def’i niteliğinde olduğu, hamile karşı bu iddianın ancak hamilin senedin bedelsiz olduğunu bilerek borçlunun zararına hareket ederek senedi devralması halinde bu iddianın hamile karşı da ileri sürülebileceği mümkün olmakla, davacı tarafın dosyaya sunulu olan tüm dilekçelerinde davalı alacaklı hamilin kötü niyetli olduğuna dair herhangi bir iddiasının bulunduğu görülmemekle davanın reddine dair verilen ilk karar dairemizin 12.07.2018 tarih 2017/1432-1088 sayılı kararı ile”… dava konusu bono 757.500,00-TL meblağlı olup, dava dilekçesinde iptali talep edilen takip çıkış toplamının ise 882.373,36-TL olduğu, oysa, davacılar vekili tarafından dava konusu icra takibinin de iptali talep edildiği halde sadece takip konusu bono bedeli üzerinden peşin harç yatırıldığı, yatırılması gerekli peşin harçlar yatırılmaksızın davanın görülmesinin mümkün olmadığı, harç kamu düzenine dair olup mahkemece gözetilmesi gerektiği gibi istinaf nedeni olarak ileri sürülmese bile Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da dikkate alınması gerektiği, diğer taraftan, HMK’nun 31. maddesinde yer verilen hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü gözetilerek eldeki menfi tespit davasının bono sebebiyle mi açıldığı, yoksa bononun dayanak yapıldığı dava konusu icra takibi sebebiyle mi açıldığı hususlarının davacı tarafa sorularak, şayet bono sebebi ile açılmış ise bono bedeli, bononun dayanak yapıldığı icra takibi sebebiyle açılmış ise icra takip toplamı üzerinden nisbi peşin harcın tamamlatılması gerektiği, bu durumda ilk derece mahkemesince menfi tespit ve takibin iptali istemli olarak açılan bu davada Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi ile davacı vekili tarafından belirlenecek miktar üzerinden harcın tamamlanması için davacı tarafa süre verilmesi, süresi içinde harç yatırılmaz ise dosyanın işlemden kaldırılması, harç eksikliği tamamlanır ise yargılamaya devam edilerek esastan inceleme yapılması gerektiği, son olarak ilk derece mahkemesince davacılar vekilinin 09.05.2017 tarihli ıslah dilekçesi gerekçede tartışılıp değerlendirilmeksizin, davanın tarafları tarafından ileri sürülmeyen hususa gerekçede yer verilerek HMK’nun 25. maddesinde düzenlenen taraflarca yerine getirilme ilkesi ve aynı Yasa’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı düşecek şekilde yazılı gerekçe ile karar verildiği, öte yandan Anayasa’nın 141/3. maddesinin, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içerdiği, 6100 sayılı HMK.’nun 297. maddesinde de hükmün kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, (c) bendine göre, mahkeme kararlarında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller ve delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler açıkça gösterilmesi gerektiği, o halde, mahkemece dava hakkında anılan kanun hükmünde belirtilen hususları ve sonucu kapsayacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacılar vekilinin dava ve 09.05.2017 tarihli ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, esasen gerekçesiz olarak karar verilmesinin Anayasa’nın 141. ve HMK’nun 297. maddesi hükmüne aykırılık oluşturduğu, bu şekilde gerekçesiz karara yönelik denetim yapılmasının mümkün olmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığının ve kaldırılması gerektiğinin tespiti…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
MAHKEMECE :
Davacılar vekili 23.11.2018 tarihli dilekçesi ile, davanın yasa gereği senet metnindeki 6 sıfırın atılmasından sonra işleme girmesi gereken bononun dayanak yapıldığı icra takibi sebebi ile açıldığını ifade etmiş, eksik harcı tamamlamıştır.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 20.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda; Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2463 E.s. icra takip dosyasına dayanak 757.500,00-TL bedelli bononun 10.09.2013 vade tarihinden 18.02.2015 takip tarihine kadar işlemiş faizi 125.480,38-TL olarak hesaplanmıştır.
Dava, davacıların ıslah talebi ile birlikte incelendiğinde; 31.01.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5083 sayılı Yasa’nın 2. maddesi uyarınca Türk Lirası değerler Yeni Türk Lirasına dönüştürülürken, bir milyon Türk Lirası (1.000.000 TL) eşittir bir Yeni Türk Lirası (l YTL) değişim oranı esas alınır. Davaya konu Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2015/2463 E.s. icra takip dosyasına dayanak bononun düzenlenme tarihi 17.07.2003, vade tarihi ise 10.09.2013 tarihidir. Dolayısı ile 5083 s. Yasa, bononun 17.07.2003 düzenlenme tarihinden sonra, 10.09.2013 vade tarihinden ve 18.02.2015 takip tarihinden önce yürürlüğe girmiştir. Bu durumda uygulanması gereken 5083 s. Yasa gereği, bono bedelinden 6 sıfır atılmak sureti ile takibe konulması gerekir. 757.500,00-TL bono bedelinden 6 sıfır atıldığında 0,75-TL bono bedeli ile, 10.09.2013 vade tarihinden 18.02.2015 takip tarihine kadar 1,25-TL işlemiş faizi toplamı 2,00-TL borçlu bulunan davacıların, 882.373,36-TL toplam tutarlı takibin 882.371,36-TL bölümünden dolayı davalıya borçlu bulunmadıkları anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin ilk kararının usüli eksiklikler nedeniyle kaldırıldığından verilen karardan kanun yolu ile bozulmadan dönülemeyeceğini, önceki kararın ıslah adı altında atiye bırakma talebi de incelenerek karar verildiğini, icra mahkemesi kararının bu dosya içinde kuvvetli delil olarak niteleneceğini, davacının islah talebi altında yaptıkları atiye bırakma işlemini kabul etmediklerini, davacının ıslah ettiği usül işlemi bulunmadığını senedin vadeden hemen önce doldurulabileceğini, kendilerinin de senedin hemen azil sonrası doldurulduğunu beyan ettiklerini, senet bedelini 1000 M² arsa vererek ödediklerini beyan edip senet bedelinin 0,75 TL olduğunu ileri sürmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı tarafça öncelikle teminat senedinin karşılığının ödenmesi nedeniyle takip dosyasına konu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, takibin iptali kabul edilmemesi halinde 0,75 TL üzeri için borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir.
Dava murisin vasiyetin göre göre düzenlenen veraset ilamındaki mirasçıları tarafından açılmıştır.
Davacılar vekili 23.11.2018 tarihli dilekçesi ile, davanın yasa gereği senet metnindeki 6 sıfırın atılmasından sonra işleme girmesi gereken bononun dayanak yapıldığı icra takibi sebebi ile açıldığını ifade etmiş, eksik harcı tamamlamıştır.
Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğünün 2015/2463 sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlularının …, …, …, … ve … olduğu, 757.500,00 TL asıl alacak, 124.873,36 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 882.373,36 TL için takip başlatıldığı, takip dayanağının 17.07.2003 tanzim, 10.09.2013 vade tarihli, 757.500,00 TL bedelli bono olarak gösterildiği görülmüştür.
Karşıyaka 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/253 E.s. dosyasında; davacılar …, …, … ve … tarafından davalı … aleyhine takibin taliki ve iptali istemli açılan davanın mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davacı … yönünden davanın süre aşımı nedeni ile reddine, diğer davacılar yönünden kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 08.10.2015 tarihli kararı il, 18.02.2015 takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 5083 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca senet bedelinden altı sıfır atılması gerektiğini, borçlunun senet miktarına yönelik bir itirazının bulunmadığı, senedin sonradan doldurulduğunu ileri sürdüğü, davacının borca itirazlarını ispatlayamaması nedeni ile istemin tümden reddi gerekirken, senet bedelinin 750.000,00 eski Türk Lirası’nın olduğunun kabülü ile borçlunun talebi dışında 0,75-TL yi aşan kısmının iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine ilişkin verilen kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nce 06.03.2017 tarihinde onandığı görülmüştür.
Davacılar vekili 09.05.2017 tarihli dilekçesi ile; davasını ıslah ettiğini bildirmiş, senedin düzenlendiği tarihte 5083 s. Kanun’un yürürlüğe girmediğini, altı sıfır atılmadığını, bu durumda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 04.07.2013 tarihli kararında belirttiği üzere 18.02.2015 takip tarihi itibari ile 5083 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu gözetilerek dayanak bononun altı sıfır atılmak sureti ile takibe konulması gerektiğini, oysa dayanak bonoda altı sıfır atılmadan takibe konduğunu, takip dayanağı bonodan altı sıfır atıldığı taktirde takibin 0,75-TL olarak açılması gerekirken, 750.000,00-TL bonodan işlem yapıldığını, 0,75-TL’nı aşan kısımla ilgili borcun olmadığına karar verilmesi gerektiğini, diğer taleplerini atiye bıraktığını bildirmiştir.
Somut olayda icra takibine konu yapılan dava konusu bono üzerindeki vade tarihi 10/09/2013, düzenleme tarihi ise 11/07/2003 olup senet bedeli 757.500 TL’dir.
31.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca 01.01.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Türk Lirasından altı sıfır atılmış bulunmaktadır. Dolayısıyla takibe konu senedin tanzim tarihi anılan yasanın yürürlüğünden önce olup, senede dayanılarak takip tarihi itibariyle talep edilebilecek miktar, senet bedeli olan “757.500” TL’den altı sıfır atılmak suretiyle bulunan rakama tekabül eder.
Bu nedenle 757.500,00-TL bono bedelinden 6 sıfır atıldığında 0,75-TL bono bedeli ile, 10.09.2013 vade tarihinden 18.02.2015 takip tarihine kadar 1,25-TL işlemiş faizi toplamı 2,00-TL borçlu bulunan davacıların, 882.373,36-TL toplam tutarlı takibin 882.371,36-TL bölümünden dolayı davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesinde bir usülsüzlük yoktur.
Sonuç olarak, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerel mahkeme kararına karşı yerinde olmayan istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2019 tarih, 2018/433 Esas ve 2019/149 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 60.316,38 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 15.068,70 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 45.247,68 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022