Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1635 E. 2022/1771 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1635
KARAR NO : 2022/1771
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018
NUMARASI : 2016/147 Esas 2018/1304 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı idarenin ihale ile iş aldığını, davalı şirketin de posta tekeli dışında kalan gönderilerin ayrımı, işleme ve dağıtım hizmetinin yaptırılması konusunda hizmet ifa ettiğini,davalı şirket bünyesinde çalışan işçilerin son işvereni olan davalı firma tarafından sözleşmelerinin feshedildiğini,işçiler tarafından açılan davalar neticesinde ödenen meblağlardan 91.357,90 TL sinin davalı şirkete ait olduğunun tespit edildiğini, ancak bazı davaların daha sonuçlanmadığını veya kesinleşmediğini,müvekkilinin asıl işveren olarak ödeme yaptığını, Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2014/6539 Esas ve 2015/116 Karar sayalı kararına göre işçilerle ilgili hukuki sorumluluğun davacı idarenin ödemek zorunda kaldığı meblağın rücuan tahsilinin gerektiğini,bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 91.357,90 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 2.maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı tarafın, hangi işçinin hangi tarihler arasındaki dönemde, hangi hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırılmış olduğunu açık ve net biçimde açıklaması gerektiğini ve ilgili hizmet alım sözleşmelerinin tamamını işçi listeleri ile birlikte ortaya koyması gerektiğini, davacının 91.357,00-TL ‘lik alacak iddiasına dayanak gösterdiği 43 işçiye ödenen alacak kalemlerinin neler olduğunun açık olmayıp, iş akdinin feshine bağlık haklardan; davalı müvekkili şirketten değil, iş akdini kendi kusurlu eylem ve davranışları ile feshetmiş olan asıl işveren davacının sorumlu olduğunu, henüz kesinleşmediği belli olan bazı işçilik alacaklarının işbu davaya konu edilmesinin hatalı ve haksız bir talep mahiyetinde olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEMECE:
“Bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre,davalı yanında çalışan 49 adet işçi yönünden ayrı ayrı yapılan incelemede,40 dava dosyasına konu işçi alacakları bakımından davalı firma yanında çalıştıkları ve son işveren sıfatı ile işçi alacakları bakımından sorumluluklarının bulunduğu,40 işçi bakımından davalının sorumlu olduğu toplam miktarın 88.515,99 TL olduğu,bu alacağın 52.500,00 TL sinin teminat mektubunun paraya çevrilerek tahsil edildiği,davacının bakiye alacağının 36.015,99 TL olduğu, belirlenmiştir. Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve ekindeki şartname hükümlerine göre işçi alacakları ile ilgili nihai sorumluluğun davalı alt işverene ait olduğu sözleşmenin 24.3 maddesinde açıkça belirtildiğinden davacının 36.015,99 TL yi davalıdan rücuan tahsil edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini, bu sebeple kararın öncelikle bu yön üzerinden bozulması gerektiğini, davada hükme esas alınan bilirkişi raporu işçilik alacaklarının hesaplanması ve davalı şirkete paylaşımından genel ilkesel bir takım hatalar yapıldığını ve bu hatalar üzerine hazarlanan raporun esas alınarak hüküm ittihaz ettiğini, kıdem tazminatı olarak ödenen meblağların işçinin çalıştığı sürelere göre dönemsel olarak zimmet kayıtlanması, ihbar tazminatı feshe bağlı alacak kalemlerinden olduğundan işçinin son olarak çalıştığı firmaya zimmet kayıtlanması, yıllık izin ücretinin de rücu edilecek şirketin çalıştırdığı süre ile orantılı şekilde hesaplanması, fazla mesai, genel tatil ücreti ve diğer işçilik alacaklarının da işçinin çalıştığı şirketlerden hangisi sorumlu ise o şirkete zimmet kayıtlanması yönünde paylaştırılması, işe iade davalarında ödenen ücretlerinde gene işçinin son çalıştığı şirkete rücu edilecek şekilde belirtilmesi gerekeceğinden bilirkişi raporunun yukarıda izah edilen ve Yargıtay kararları ile çelişen işbu bir kısım hesaplama biçimine göre hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.

Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen 36.015,99 TL bedel üzerinden kısmen kabul kararı verilmesine göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2018 tarih ve 2016/147 Esas 2018/1304 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 03/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.