Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1595 E. 2022/1538 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1595
KARAR NO : 2022/1538

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2019 (Ara karar)
NUMARASI : 2017/468 Esas
DAVA : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/10/2022

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sırasında ihtiyati tedbirin kaldırılmasına talebinin reddine ilişkin ara karara karşı yasal süresi içerisinde dahili davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sırasında verilen 23/01/2019 tarihli ara kararı ile; ”…Dahili davalı vekili 28/11/2018 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, davacının işbu davanın açıldığı hususunu tapu kaydının beyanlar hanesine yazdırarak davanın varlığından üçüncü kişilerin haberdar olmasını sağlama imkanı varken bunu talep etmediğini, müvekkilinin iyi niyetli olmadığının ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, müvekkilinin tapudaki iktisabının korunması gerektiğini bildirerek, İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz kaydı üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise tedbir için davacı tarafından yatırılan teminata İstanbul Hisar Vergi Dairesinin 25/10/2017 tarihli haczi konulduğundan, müvekkilinin haklarının korunmasını sağlayacak kayıtsız-şartsız teminat niteliği taşıyan yeni bir teminatın davacı tarafından dosyaya sunulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, ayni ihtilaflı taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle tapu kayıtlarının ve bilirkişiler raporunun değerlendirilmesi sonucunda;
Dava konusu taşınmazın aynının ihtilaflı olmasına göre, HMK 389.vd maddeleri uyarınca “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme şekliyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçede zorlanacağından ya da tamemen imkansız hale geleceğinden ve tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklindeki düzenleme de gözetilerek, – İstanbul Hisar Vergi Dairesinin 25/10/2017 tarihli haciz yazısının yargılamanın sonunda değerlendirilmesi mümkün olduğundan, yeni bir teminatın davacı tarafından dosyaya sunulması talebini de içerir- dava konusu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki dahili davalı vekilinin itirazı hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu…” gerekçesi ile dahili davalı … vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin REDDİNE, ara karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı dahili davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Dahili davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir konulurken sadece davacının değil aleyhine tedbir istenilenin de menfaatinin gözetilmesi gerektiğini, tedbir nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın her geçen gün arttığını, mahkemenin ek teminat taleplerini görmezden gelmesinin de hukuksal mantığının bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı edinen iyi niyetli 3. kişi olduğunu, müvekkilinin kötüniyetli olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacı ile davalı arasında hukuken geçerli bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını, davacının tapu iptalini isteme hakkının olmadığını ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine yönelik ara karara ilişkindir.
HMK’nın 341/1. maddesinde “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denilerek ilk derece mahkemelerince verilen kararlardan hangilerine karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği açıklanmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.03.2013 tarih ve 2013/444 Esas 2013/4848 Karar sayılı, 04.06.2013 tarih ve 2013/8345 Esas 2013/11632 Karar sayılı, 24.09.2013 tarih ve 2013/13228 Esas 2013/16450 Karar sayılı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2013 tarih ve 2013/25812 Esas 2013/20072 Karar sayılı kararları ile yerleşik diğer içtihatlarda da belirtildiği üzere; ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen kararlar ile yokluğunda ihtiyati tedbir kararı verilen kişinin itirazı üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecektir. Gerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ara kararlarına karşı kanun yoluna başvuru kabul edilmemiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir.
HMK’nın 394. maddesinde “(1)Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.(2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. (4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. (5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.” denilmek suretiyle ihtiyati tedbir kararına itirazın usulü ve itiraz uyarınca yapılacak yargılama ve verilecek kararlar açıklanmıştır.
Aynı Kanun’un 396. maddesinde “(1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. (2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiş olup bu düzenleme uyarınca talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına karar verilmesi halinde itiraza ilişkin usulün kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. Maddede, kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığı görülmektedir. HMK’nin 396. maddenin gerekçesi ise; “İhtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya ya da yeniden verilen tedbir kararına atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir.” şeklindedir. Dolayısıyla, durum ve koşulların değişmesi nedeni ile verilen kararlar hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı kararlar olduğundan, bu kararlara karşı kanun yolunun kapalı olması ön görülmüştür. Nitekim, yargılama süresince her yeni durumda talebin yinelenerek karar verilmesi halinde sürekli kanun yoluna başvuru imkanı tanınması, kanun yolundan beklenilen amaçtan uzaklaşılması sonucunu doğuracaktır. Şüphesiz, durum ve koşulların değişmesi sebebiyle yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilecektir.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu olayda, davacının talebi üzerine verilen, itiraz ve istinaf süreleri/aşamaları geçen ihtiyati tedbir kararı ile ilgili olarak yargılama sırasında dahili davalı vekilinin talebi üzerine mahkemece 23/01/2019 tarihli ara kararı ile dahili davalı … vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, verilen bu ara karara karşı dahili davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bu durum karşısında ilk derece mahkemesince 23/01/2019 tarihinde verilen ve istinaf istemine konu edilen ara karar, HMK’nın 396. ve 341. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilmiş ilk ara karar mahiyetinde olmayıp itiraz/istinaf süreleri geçirilen ve değişen durumdan dolayı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik sonraki ara karar mahiyetinde olduğundan bu ara kararlara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz.
Bu itibarla, dahili davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/468 Esas sayılı dava dosyasında verilen 23/01/2019 tarihli ARA KARAR, istinaf kanun yoluna başvurulabilen kararlardan olmadığından dahili davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle peşin alınan harcın dahili davalı …’a iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran dahili davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın mahal mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda kesin olmak üzere 07/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.