Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1574 E. 2022/1977 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1574
KARAR NO : 2022/1977

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
NUMARASI : 2016/1347 Esas 2019/107 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Taraflar arasında görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 352. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçluya karşı İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2016/13256 E sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini ödeme emrine borçlu davalı tarafından haksız itiraz edildiğini, itirazın takibi sürüncemede bırakma kastı taşıdığını, davalı ile davacı firma arasında ticari iş ilişkisinden kaynaklı ticari hesap yürütüldüğünü, cari hesap dökümünde davalının 35.486,25 TL borcu göründüğünü icra takibi yapılıncaya kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, icra takibi açıldıktan sonra davalı tarafından 27/01/2017 tarihinde 5735,51 TL bedelli müşteri çekinin davacı şirkete gönderildiğini, yapılan takibe dayanaksız itiraz edildiğini, davacının alacağını tahsil edemediği için mağdur olduğu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 29.750,74 TL asıl alacak ve işleyecek faiz ve ferileri yönünden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınmasına vekalet ücretinin icra takibinin açıldığında mevcut borç miktarı olan 35.486,25 TL üzerinden hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
MAHKEMECE :
Davacı vekili 05/04/2017 tarihli celsede anlaşma ihtimali bulunduğunu bildirerek süre talep etmiştir. Fethiye 3. Asliye Hukuk 2018/23 Talimat dosyasından davalı defterlerinin incelenmesi için yazılan talimatta defter ve belge ibraz edilmemesi nedeni ile rapor alınamamıştır. Davacı defterleri üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 19/11/2018 tarihli raporda davacının takip tarihi itibarı ile 35.486,25 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Yapılan kısmı ödemeler sonrasında en son ödeme tarihi 30/09/2017 tarihi itibarı ile 6483,61 TL asıl alacağın bulunduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili, dava açıldıktan sonra 30.000 TL ödeme yapıldığını faiz, masraf ve vekalet ücreti yönünden dosya borcunun kapanmadığını bildirmiş bilahare 22/01/2019 tarihinde icra dosya borcunun kapatıldığını ancak haksız yere dava açıldığını sebebiyet verdiğinden icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti yönünden davanın karara bağlanmasını istediklerini talep etmişlerdir.
Yapılan incelemede dosya borcunun ödenmiş olduğu alınan beyan ve sunulan belgelerden anlaşılmakta, bilirkişi raporunda belirlenen bakiye borç nazara alınarak dava açılmasına sebebiyet verildiği, borcun ödenmesi ile davanın konusuz kaldığı saptanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına uygun görülerek icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin esas hakkındaki kararına bir diyecekleri olmadığını ancak müvekkil şirket hakkında “dava açılmısına sebebiyet vermesi” sebebiyle %20 icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve aleyhe vekalet ücretine karar verilmesi yerinde olmadığını beyanla kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2 fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 Türk Lirasıdır. 6100 Sayılı HMK’nın ek 1. maddesi uyarınca 01/01/2019 tarihinden itibaren ise, bu sınır 4.560,00 Türk Lirasıdır. Davalı tarafın istinafa konu ettiği alacak miktarının 1.296,00 TL icra inkar tazminatı ve 2.725,00 TL vekalet ücreti alacağının kesinlik sınırının altında olması nedeniyle 14/02/2019 tarihli gerekçeli karar bu yönü ile kesin niteliktedir.(Yargıtay 19. HD. 2019/2829 E ve 2019/4446 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
Somut olayda; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar, ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının taraflardan tahsiline yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerden HMK’nın 352. maddesindeki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/11/2022