Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1572 E. 2022/1720 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1572
KARAR NO : 2022/1720

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI : 2017/1143 Esas 2019/251 Karar
DAVA : ALACAK
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1143 Esas ve 2019/251 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin internet üzerinden beyaz eşya, elektronik eşya ve pazarlama işi ile uğraştığını, müvekkil şirketin yaptığı satışlara istinaden müşteri bilgileri, teslim tarihi ve takip numaraları belirtilen ürünlerin davalı şirket tarafından yapılan taşıma sırasında hasar gördüğünü, hasar gören zayi olan ürünlerin bedelinden taşımacılık sözleşmesi ve 6102 sayılı TTK. 875 mad. uyarınca davalı kargo şirketinin sorumlu olduğundan İzmir 7.Noterliğinin 08/08/2017 nolu ihtarının keşide edilerek tazmin talebinde bulunulduğunu, davalı kargo şirketinin müvekkil şirketin zararını gidermemesi nedeni ile İzmir 8.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/134 D.İş sayılı dosyası ile delil tespit talebinde bulunulduğunu, hasar/zarar miktarının toplam 17.414,00TL olarak hesaplandığını, davalı kargo şirketinin taşıması sırasında meydana gelen zarar ve taşıma giderlerine karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 17.414,00TL maddi tazminatın 08/08/2017 tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile tespit giderlerinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşıma faaliyetinde bulunan kargo firmalarının sigorta şirketi olmadıklarını, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 882. Maddesinde taşıma işlerinde kargo firmalarının sorumluk sınırlarını belirlediğini, kargo içeriğinin kayıp ya da hasarlı olarak kabul edilmesi halinde bile sadece SDR miktarının ödenebileceğini, TTK 882. Maddesi uyarınca kaybolan kargonun ağırlığına göre SDR hesaplaması yapılarak tazmin yoluna gidilmesi gerektiğini, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan delil tespiti davasında taraflarına hiçbir şekilde tebligat yapılmadığından ve tüm incelemeler gıyaplarında yapıldığından bu tespiti kabul etmediklerini, usul ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İzmir 8.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/134 D. İş sayılı tespit dosyası getirtilmiş, bu dosyadan aldırılan 15/09/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; nakliye sırasında oluşan hasar sebebiyle tespit isteyen şirketin toplam zararının (KDV dahil) 17.414,00TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya üzerinde elektrik mühendisi ve taşıma konusunda uzman bilirkişi heyetinden 10/10/2018 tarihli rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti raporunda özetle; SDR cinsinden davalının sorumluluk sınırları belirlenmesi cihetine gidildiğinde, piyasa araştırmalarına göre de eşyanın toplam brüt ağırlığı azami 327 kg. olduğu, her bir eşyanın davalı taşıyıcıya teslim tarihi itibariyle TCMB gösterge niteliğindeki döviz kurları dikkate alındığında 13.278TL ve hasarlı eşyanın onarım gideri 900TL ilavesiyle 14.178TL olduğu, bu durumda SDR cinsinden yapılan hesaplamalar üzerinden ticari temerrüt faizi uygulanmasının mümkün görüldüğünü belirtmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun davaya konu tazminat taleplerinden davalı tarafın sorumluluğu olup olmadığı varsa miktarı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu edilen davaya konu tazminat taleplerinden davalı tarafın sorumluluğu olup olmadığı varsa miktarı hususuna yönelik olarak iddia, savunma, dosyaya ibraz edilen tüm belgeler ile denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu, tespit dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; taşıyıcı, kural olarak eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde meydana gelen kayıp ve hasardan sorumlu olup, bu kusur sorumluluğu kapsamında kendisinden beklenilen tüm özen yükünü gereği gibi ifa etmediği tespit edildiğinden SDR (Özel Çekme Hakkı) kapsamında 14.178,00 TL’nin 17/08/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddi… ” gerekçesi davanın KISMEN KABULÜ ile 14.178,00.TL’nin 17/08/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hukuki işlemin değeri itibariyle davanın kesin delillerle ispatının zorunlu olduğunu, yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm tesisinin HMK’nın 199 ve 200. Maddesine açıkça aykırı olduğunu, TTK’nun 882. Maddesine göre kargo içeriğinin kayıp yada hasarlı olarak kabul edilmesi halinde bile sadece SDR miktarının ödenmesi gerektiğini, delil tespitinin yokluklarında yapılıp tebliğde edilmediğinden bu tespiti kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, kargo taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesi gereğince davalı taşıyana teslim edilen malların davalının kusuru nedeniyle kaybolmasına, hasara uğramasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, zarar hesabının TTK’nun 882. maddesine uygun olarak SDR (özel çekme hakkı) dikkate alınarak yapılmasına, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 tarih ve 2017/1143 Esas 2019/251 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 1.189,55.TL nispi ilam harcından peşin olarak alınan 242,12.TL harcın mahsubu ile bakiye 947,43.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 27/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.