Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1570 E. 2022/1490 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1570
KARAR NO : 2022/1490
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2019
NUMARASI : 2016/1085 Esas 2019/275 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … Şti’ den satın almış olduğu 29/01/2015 tescil tarihli “…” marka “…” model açık kasa kamyonetinin 26/04/2016 günü davacı şirket çalışanı …’ın sevk ve idaresinde iken yanmaya başladığını, araçta çıkan yangının sebebi ve hasar miktarı tespiti amacı ile davacı talebi üzerine Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2016/24 D.iş dosyasından delil tespiti yaptırdığını, alınan tespit bilirkişi raporunda yangının gizli ayıptan kaynaklandığı ve davalı şirketlerin tam kusurlu olduğununu tespit edildiğini, davacı şirketin uğradığı zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiğini, kazadan önce aracın yeni olduğunu ve son bakımının 22 gün önce davalı … Şti. Tarafından yapıldığını, kaza esnasında araç üzerinde 11 adet “…” Marka motosiklet, 20 adet motosiklet deposu, 30 adet 12 V-7A aküsünün de yandığını, yapılan tespitte bunların bedelinin 21.872,74 TL olarak belirlendiğini, davacı şirket tarafından 685,20 TL tespit gider yapıldığını, araçta meydana gelen zararın 107,872,74TL olup kasko yapan sigorta şirketince bu zararın ödendiği bildirmiş ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşulu ile 21.872,74 TL zarar ve tespit giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketten satın alınan … marka kamyonetin gizli ayıplı olduğu, bunun sonucunda yandığı ve araç üzerinde bulunan 11 adet … marka motosiklet, 20 adet motosiklet deposu, 30 adet 12 V-7A akü bedeli olan ve Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2016/24 D.iş dosyası ile değeri tespit edilen tazminatın ve tespit masrafının talep edilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, tespit dosyasına itirazlarını sunduklarını, yokluklarında yapılan tespiti kabul etmediklerini, makina mühendisi tarafından oluşturulan raporda yangın sebebinin elektrik tesisatından kaynaklandığının belirlendiğini, bilirkişinin rapor vermeye yeterli uzmanlığının bulunmadığını, uzman kişilerin heyette bulunmaması nedeni ile raporun geçersiz olduğunu, gizli ayıp tespitinin doğru olmadığını, itfaiye raporunda dahi yangının elektrik sisteminden kaynaklandığına dair bir tespit bulunmadığını, şoförün yangını söndürmek için çaba göstermediğini, bilirkişinin sadece aracın satış faturasına bakıp aracın elektrik aksamına dışarıdan bir ilave ekipman takılmadığı sonucuna vardığını, aracın orijinalinde olmayan kullanıcısı tarafından sonradan takılan bir aksan olup olmadığı hususunda somut tespitte bulunmadığını, bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkili olup, taşındığı iddia edilen malların birbiri ile çelişkili olduğu, davalı tarafından bakım onarım servisi olup kusur aktedilmesi dayanağının anlaşılamadığını, davalı şirketin aracı imal etmediğini, yangın nedeni ile hasardan sorumlu tutulmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ. Vekili aracılığı ile sunduğu cevabında özetle; davalı şirkete yapılan tebligatın cumartesi günü muhtara bırakılmak sureti ile yapıldığı ve bu nedenle geç öğrenilmesi nedeni ile ancak cevap verilebildiğini, davalı şirket merkezinin İstanbul olup, aracın sadece ithalatcısı olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri’ nin olduğunu, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayıp ihbarının Ticaret Kanunu 23/c maddesinde belirtilen 2 ve 8 gün ihbar sürelerine uygun olması gerektiğini, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, dava şartı niteliğinde olan bu eksiklik nedeni ile davanın reddi gerektiğini, delil tespiti işleminin kanuna aykırı yapıldığını, raporun delil niteliği bulunmadığı, davalının yokluğunda yapılmış olması nedeni ile tespit raporunun geçersiz olduğunu, bilirkişinin uzman olmadığını, makina mühendisi bilirkişinin yangın sebebinin elektrik tesisatı kaynaklı olduğunu belirttiği rapora itiraz edildiğini, satın alınan kamyonetin üreticisinin davalı olmadığını, doğrudan satan şirkette bulunmadığını, itfaiye raporunda yangının elektrik sisteminden kaynaklandığına dair tespit olmadığını, muhtemel yangın sebebinin uygun olmayan yakıt kullanıldığını, araç şoförünün kusurlu olmadığı yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, yangının söndürülmesi için yeterli çabanın gösterilmediği, itfaiye raporu ve bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu, davacının davaya konu hasar nedeni ile sigortadan tazminat aldığını, miktarının sigorta şirketinden sorulmasını, davacının haklı görülmesi halinde kabul anlamına gelmemek üzere hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
“Emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 2018/160 Esas 5548 Karar sayılı ilamında “…davalının üretici firma olmadığı da nazara alınarak ona yöneltilen husumetin yerinde olmadığı…” şeklinde tespit ve dosyamızdaki davalı savunmaları birlikte değerlendirildiğinde alınan bilirkişi raporu, saptanan değerler, olayın oluş şekli, kusur durumu, Aydın Büyükşehir Belediyesi’ nin itfaiye raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı zararının … Sigortanın hasar dosyası ile karşılandığı hususuna da itibarla davacı talebinin haklı ve yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının gerekçelendirilmemiş olduğunu, bilirkişi raporuna atıfta bulunulduğunu ve bu sebeple bozulması gerektiğini, dava konusu 29.01.2015 tescil tarihli … marka … model açık kasa kamyonet davacı müvekkili şirket tarafından … Şti.’nden satın alındığını, 26.04.2016 günü müvekkil şirket çalışanlarından …’ın sevk ve idaresinde iken aniden yanmaya başladığını, şirket çalışanı …’ın olayda kusuru bulunmadığından ihtilafa yer bulunmadığını, dolayısıyla garanti süresi içinde yanarak telef olan aracın gizli ayıplı mal olduğunun kabulünün gerektiğini, bu nedenle aracın iki yıllık garanti süresi içerisinde olduğundan aracın üreticisi olan … A.Ş. ve … Şti. aracın gizli ayıplı olmasından ve dolayısıyla aracın gizli ayıplı olması nedeniyle ortaya çıkan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/24 D.iş sayılı dosyasından delil tespiti yaptırıldığını, bu dosyada tanzim edilen raporda “yangının gizli ayıptan kaynaklandığını ve davalı şirketlerin işbu olayda tam kusurlu olduğu”nun açıklandığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının eksik inceleme ve hatalı değerlendirme neticesinde usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden işbu kararın istinafen tetkiki ile yargılama sonuna kadar tehiri icra kararı verilmesini, kararın kaldırılarak davanın kabulü yönünde yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmesini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Dava, ayıplı araç satımı iddiasından kaynaklanan tazminat istemine i
TBK’nın ayıptan sorumluluğuna ilişkin 219.maddesinde,“ Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur .”hükmü yer almaktadır.
Aydın Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 26/04/2016 tarihli raporda yangın sebebinin “bilinmiyor” olarak kayda geçirildiği ve aracın komple yandığının belirtildiği görülmüştür.
Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2016/24 D.iş dosyasından alınan 20/05/2016 tarihli tespit raporuna yangının aracın imalatı sırasında kullanılan elektrik entelasyon kablolarının imal, tadil, montaj yönetmeliğine uygun standartta olmaması nedeniyle plastik kablo koruyucusunun araç motor sıcaklığına dayanamayıp yanması neticesinde meydana geldiği, aracın gizli ayıplı olarak imal edildiği, aracın kontrolünü, bakımını ve onarımını gerektiği şekilde yapılmadığı tespitine yer verilmiştir. Tespit raporuna davalılar tarafından itiraz edilmiştir.
Elektrik Mühendisi, Makina Mühendisi ve Sigorta Hukuk uzmanından alınan 12/02/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; … plaka sayılı araçta yangın çıkış nedeni konusunda değerlendirme ve görüş oluşturulması mümkün olamayacağı kanaatine, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halindeyken meydana gelen olayın sürücü hatasından kaynaklanmadığının kanaatine, … plaka sayılı araç yaklaşık olarak 105.000 km ve 15 ay bir süre kullanılması sebebiyle araçta üretimden kaynaklı gizli bir ayıp olamayacağının kanaatine, … plaka sayılı aracın bakım ve onarımının marka ve standartlarına uygun olarak yapıldığından davalı ….Şti’nin yapmış olduğu bakımla ilgili olmayacağından kanaatine, … plaka sayılı aracın vaki yangın öncesindeki 2.el piyasa rayiç değerinin 85.000,00-TL, sovtaj bedelinin 1.000,00-TL olabileceğinin kanaatine, … plaka sayılı aracın kasasında yanma sonucu hurdaya çıkan malzemelerdeki zarar tutarının KDV dahil 25.509,50-TL olacağının kanaatine hususundaki ortak görüş, tespit ve kanaatlerini içeren hukuki değerlendirme ve nihai karar mahkemesine sunulmuştur.
2 Elektrik Mühendisi ve 1 Makina Mühendisinden alınan 26/09/2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda aynı yönde beyanda bulunulmuştur.
Davaya konu aracın diğer davalının bayisi olan … şirketinden satın alındığı, bakımlarının da bu şirket tarafından yapıldığı, araçta meydana gelen yangın sonrası sigorta şirketi tarafından araç bedelinin ödendiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık aracın ayıplı olup olmadığı ve bakımının ayıplı olmadığı hususunda olup,; Davacı davalı … şirketinden ayıplı araç üretmesi, diğer davalı … şirketinden yetkili satıcı olması ve araç bakımını usulüne uygun yapmamasından dolayı yanan aracın üzerinde bulunan malların zarar gördüğü iddiasıyla Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2016/24 D.iş dosyasında alınan tespit raporuna dayanarak davayı açmıştır.
Somut olayda, tespit raporunda aracın imalatı sırasında kullanılan elektrik entelasyon kablolarının imal, tadil, montaj yönetmeliğine uygun standartta olmaması nedeniyle plastik kablo koruyucusunun araç motor sıcaklığına dayanamayıp yanması neticesinde meydana geldiği kanaati bildirilmiş ise de, tespit raporu, itfaiye raporu ve araca ait fotoğraflara göre araçtaki plastik koruyucu ve kabloların bulunduğu aracın ön kısmının tamamen yandığı, araçta kullanılan malzemenin imal, tadil, montaj yönetmeliğinin hangi maddesine hangi sebeple uygun olmadığı hususunda her hangi bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunda ve ek raporda; yangının çıkış nedeninin aracın motor kısmında bulunan bir alıcıdan, bir cisimden, yolda rüzgar ile havalanan naylon poşet vb malzemelerin bir şekilde eksoz sistemi üzerine yapışarak yanması sonucu elektrik kablolarının yanabileceği belirtilerek, araçta çıkış nedeni konusunda değerlendirme ve görüş oluşturulması mümkün olamayacağı, araç yaklaşık olarak 105.000 km ve 15 ay bir süre kullanılması sebebiyle araçta üretimden kaynaklı gizli bir ayıp olamayacağının, aracın bakım ve onarımının marka ve standartlarına uygun olarak yapıldığı kanaatinin bildirildiği, aracın ayıplı olduğu veya davalı … şirketince yapılan bakım hizmetinin ayıplı yapıldığı hususu kanıtlamadığından yerel mahkemenin davanın reddi yönündeki kararının sonucu itibariyle yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Vekalet ücreti bakımından yapılan incelemede; AAÜT’nin 3/2. maddesindeki “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklindeki düzenlemeye göre ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi de uygun görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/04/2019 tarih ve 2016/1085 Esas 2019/275 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 29/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.