Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1569 E. 2022/1768 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1569
KARAR NO : 2022/1768
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2019
NUMARASI : 2016/1336 Esas 2019/287 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket hakkında müvekkili şirkete borçlu olduğu ve ödemediği futaralara dayalı 9.299 TL borcu sebebiyle İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13073 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve davalı şirketin icra takibine borcu bulunmadığını beyan ederek itiraz ettiğini ve takibin durmasına neden olduğunu, davalı şirketin itirazının haksız ve mesnetsiz oldğunu, davalı şirketin faturalarda belirtilen satıma konu olan malların bedellerinin defalarca talep edilmiş olmasına karşın ödememesi sebebiyle hakkında İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13073 sayılı dosyasıyla icra takibinin davalı borçlu şirketin itirazı üzerine icra müdürlüğünce durdurulduğunu, davalı şirketin hiçbir ödemesi olmamasına rağmen faturalardan kaynaklanan borcuna bu miktar bir borcun bulunmadığını belirterek yaptığı itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle borca itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi istemi ile işbu davanın açılmasına sebep olduğunu, açıklanan sebeplerle davalının İzmir 26 İcra Müdürlüğünün 2016/13073 sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itarızn iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13073 sayılı dosyasından gönderilen 7 örnek numaralı ödeme emrinin müvekkili şirkete 04/10/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin belirtilen miktarda borcunun bulunmaması sebebiyle borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, takibe iki adet faturanın dayanak olarak yapıldığını, faturaların toplam tutarının 9.299,00 TL olduğunu, davacının kaşesi ile ekli makbuzlar gereği yaptığı 05/08/2015 tarihli 5.000 TL tutarında ve 24/08/2016 tarihli 3.000 TL tutarındaki iki ödemeyi dikkate almadan takibin başlatıldığını, davalı müvekkilinin bu hususta takibe itirazının haklı olduğunu, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olduğunu, tahsil ettiği alacağı icra takibi ile mükerrer şekilde tahsil etmek amacında olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMECE:
“Davacı tarafça cari hesaptan kaynaklanan alacağın ödenmediğinden bahisle davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, dava ve takip konusu alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin ara kararı oluşturulduğu, usulüne uygun tutulan ve sahibi lehine delil olma vasfına haiz taraf ticari defterleri göz önüne alındığında, davacı şirketin dava konusu dönemde tek ortak ve tek müdür tarafından temsil ve ilzam edildiği şirketi her konuda temsil ve ilzama şirket kaşesi, altına atacağı imza ile şirket ortağı ve müdürü …’ün münferiden yetkili olduğu, şirket evraklarının imzalanması hususunda şirket yönetim kurulunca iç yönerge ile herhangi bir yetkilendirme yapılmadığı, taraflar arasında cari hesap çalışmasına yönelik sözleşmenin akdedilmediği, cari hesap mutabakatının yapılmadığı, taraflar arasında mal teslimine ilişkin bir ihtilafın bulunmadığı, davacı tarafın alacak iddiasına ilişkin takip konusu yaptığı her iki faturanın davacı ve davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı taraf defterlerinde fatura bedellerine yönelik tahsilatın müşteriler cari hesabının alacağında kayıtlı olmadığı, davalı firma tarafından 8.000,00 TL ödemenin tahsilat makbuzu ile yapıldığı ve davacıya ait satıcılar cari hesabına kaydedildiği, davalı tarafın tacir olması sebebiyle 8.000,00 TL’lik ödemeyi bankalar veya finans kurumları aracılığıyla gerçekleştirmesi gerektiği, ödendiği iddia edilen faturaların bankalar veya finans kurumları aracılığıyla yapılmadığı, davacı tarafın kasa hesabında kayıtlı olmadığı, fatura ve tahsilat makbuzunda imzası bulunduğu iddia edilen dava dışı …’ın davacı çalışanı olmadığı, kaldı ki davacı şirketi temsile yetkili tek kişinin şirket ortağı ve müdürü … olduğu gözetilerek, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 9.299,00-TL alacaklı olduğu, bu miktar üzerinden davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve yersiz olduğu kanaatine varılarak davacının davasının kabulü ile, İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13073 esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, 9.299,00 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İzmir 26.İcra Müdürlüğünün 2016/13073 sayılı dosyası ile davalı aleyhine bir takip başlatıldığını, takibin iki adet faturaya dayanak yapılarak açıldığını, faturaların toplam tutarının 9.299,00.-TL olduğunu, davacının, kendi kaşesini taşıyan makbuzlar yaptığı 5.8.2015 tarihli, 5.000,00.-TL tutarında ve 24.8.2016 tarihli, 3.000,00.-TL tutarındaki iki ödemeyi dikkate almadan takip başlattığını, takibe bu nedenle itiraz edildiğini, davacının itirazın iptali talebi ile dava açtığını, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, 5.8.2015 ve 24.8.2015 tarihli ödeme makbuzları üzerindeki imzaların aynı kişiye, …’a ait olduğunu, davacının, bir yandan defterine kayıtlı ve icra takibine dayanak yaptığı faturadaki imzayı reddettiğini, diğer yandan ödemeye dair makbuzlardaki aynı kişiye ait imzayı reddettiğini, bu durumun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, fatura ve makbuzlar üzerindeki imzalar üzerinde grafolojik inceleme dahi yapılmadan karar verildiğini, davacıya makbuz karşılığı yapılan ödeme yine davalı tarafından inkar edildiğini, ancak davalıya 8.000,00.-TL, makbuz karşılığında ödendiğini, davacının, adına fatura düzenleyen ve tahsilat yapan … ile arasındaki irtibatı gizlediğini, bilirkişi ek raporu ile ortaya çıktığını belirterek, mahkeme kararına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile öncelikle icranın geri bırakılmasına, yerel mahkemenin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; takip, iki adet fatura dayanak yapılarak başlatılmış olup, faturaların toplam tutarı 9.299,00.-TL’dir. Davalı tarafından 5.8.2015 tarihli, 5.000,00.-TL tutarında ve 24.8.2016 tarihli, 3.000,00.-TL tutarındaki iki ödemeyi dikkate almadan takip başlatıldığı, icra takibine konu iki adet fatura üzerindeki imzalar ile asıllarını yerel mahkemeye sunulan, 5.8.2015 ve 24.8.2015 tarihli üzerinde şirket kaşesi bulunan ödeme makbuzları üzerindeki imzaların aynı kişiye, …’a ait olduğunu iddia edimiştir. Davalı taraf fatura asıllarının ithalat işlemleri için Ege Serbest Gümrük Müdürlüğünde olduğunu beyan etmiş olup, bu belgeler getirtilerek kısmi ödeme beyanı niteliğindeki bu iddia doğrultusunda takibe konu faturalar ile ödeme makbuzlarındaki imzaların aynı kişiye ait olup olmadığı hususunda inceleme yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/(1).a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/04/2019 tarih ve 2016/1336 Esas 2019/287 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
4-Kararın kaldırılması nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 03/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.