Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1568 E. 2022/1814 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1568
KARAR NO : 2022/1814
KARAR TARİHİ: 10/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
NUMARASI : 2017/820 Esas 2019/195 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2022
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı şirket arasındaki ticari ilişki devam ederken davacı şirkete davalının 21.937,12TL’lik cari hesap bakiyesi borcu olması nedeniyle davalı hakkında Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2017/2430 E. Sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, davalının 20/06/2017 tarihinde borca yapmış olduğu itiraz nedeniyle davalı aleyhine yapılan takibi durdurduğunu, borçlunun davalı şirkete böyle bir borcunun olmadığını iddia etmekte ise de takibin dayanağının defter kayıtlarında görüleceği üzere davalı ile ticari ilişki sırasında gönderilen mallar karşılığı davalının davacı şirkete 21.937,12TL cari hesap bakiyesi borcunun mevcut olduğunu bu nedenle davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talepce dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın delil olarak ticari defterlere dayanmış ise de kendisinin tacir olmadığını, davacı yanın ticari defterlerinin davacı yan lehine, kendisinin aleyhine delil teşkil etmeyeceğini, davacının delil dilekçesinde cari hesap bakiyesinden bahsetmiş ise de cari hesap sözleşmesinin taraflar arasında yazılı olarak yapılması gerektiğini, kendisinin davacı ile aralarında yazılı cari hesap sözleşmesi olmadığı gibi tacir olmaması sebebi ile herhangi bir ticaretinin de olmadığını, haksız, hukuka aykırı davanın reddi ile, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI :
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “… Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2017/2430 E. Sayılı dosyası, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, Vergi Dairesi müzekkere cevapları, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafça cari hesap bakiyesi borcunun ödenmediğinden bahisle davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava ve takip konusu alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak bilirkişi raporu içeriği davacının ticari defter incelemesinden noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde olduğu ve usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olmaya haiz bulunduğu, kayıtlara göre davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 21.937,12TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca tarafların davalının itirazlarının aksine 2014 yılından beri ticari ilişkilerinin devam ettiği, ancak mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelenmesi için yalnızca bir kısım defterlerini ibraz ettiği, davalının yargılama boyunca çelişkili beyanlarda bulunduğu, öncelikle tacir olmadığını, ticari defterinin de bulunmadığını belirtmesine rağmen, gelen yazı cevaplarına göre 06/11/2017 tarihinden itibaren Tire Vergi Dairesi’ne kayıtlı olarak çelik döküm faaliyetinde bulunduğu, 2017 Gayrisafi Hasılatının 317.848,06-TL olduğu, İşletme Hesabı Gayrisafi Hasılatının 232.841,43-TL olduğu, anlaşılmakla davalının tacir olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce çıkarılan isticvap davetiyesi ile 10/04/2018 tarihli celsede; davacı ile aralarındaki sevk irsaliyelerindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmekle, aradaki ticari ilişkiyi ve teslimin gerçekleştiğini de kabul ettiği, bu nedenle itirazlarının haksız ve yersiz olduğu kanaatine varılarak takip miktarı üzerinden davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile davacının davasının kabulüne, Torbalı İcra Müdürlüğünün 2017/2430 Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin 21.937,12 TL üzerinden devamına, bu miktar üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ticari defterlerin delil olabilmesi için her iki tarafın aynı şartlarda tutulmuş ticari defterlere tabi olması gerektiğini, müvekkilinin basit usule göre vergilendirildiğini, o nedenle tacir olmadığından defter tutma zorunluluğunun da bulunmadığını, ticari defterlerin davalı yanca tutulmadığını, mevcut davada davacının ticari defterlerinin delil olabilmesi için müvekkilinin davacı yanın ticari defterlerini kabul etmesi gerektiğini, dosyada buna dair kabul olmadığını, açıklanan nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında satıma dayalı ticari ilişki kapsamında bakiye alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, bakiye alacığın tahsili için başlattığı takibin devamını talep ederek, dava açmış, davalı taraf ise, aralarında yazılı cari hesap sözleşmesi olmadığı gibi tacir olmadığını, davacı ticari defterlerinin kendisinin aleyhine delil teşkil etmeyeceğini, borcu bulunmadığının ve davanın reddine savunmuştur.
Mahkemece açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu SMMM bilirkişisinden alınan rapora göre; davacı tarafın inceleme için ibraz ettiği 2015, 2016 ve 2017 yılları ticari defter kayıtlarına göre, davalı taraftan takip tarihi itibariyle 21.937,12TL alacaklı gözüktüğünü, davacı şirket defter kayıtlarında davacının davalıya 164.006,12TL bedelli mal satışı gözükmekte iken, buna karşın davalıdan da 142.069,00TL net tahsilat kaydı olduğunun anlaşıldığını, davalı tarafın ise incelemeye 2014 ve 2015 yılları işletme defterlerini ibraz ettiğini, davalı işletme defterlerinde, davacının mal satışlarından sadece 6 adet faturaya bağlı, sadece 102.225,40TL bedelli kısmının kayıtlı olduğu bildirilmişir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; davalının sevk irsaliyesindeki imzaları kabul etmesini, buna göre borcun ödendiğine ilişkin ödeme belgesi sunmamasına göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2019 tarih, 2017/820 Esas ve 2019/195 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 1.498,52 TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 374,63‬ TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 1.123,89 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 10/11/2022