Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1523 E. 2022/1472 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1523
KARAR NO : 2022/1472
KARAR TARİHİ: 22/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2019
NUMARASI : 2017/609 Esas 2019/245 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı … Şti.deki alacağına karşılık keşidecisi … Şti. ve cirantaları … Şti. ile davalı ve dava dışı …Şti. olan… İstanbul Kavacık şubesinin 20.08.2016 keşide tarihli, … hesap no.lu, B-8775099 çek no.lu, 53.000-TL bedelli çeki teslim aldığını, 15 Temmuz 2016 tarihindeki askeri darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hal uygulaması kapsamında çıkartılan KHK ile… AŞ.nin bankacılık faaliyetlerinin durdurulması nedeniyle müvekkilinin belirtilen çeki hiçbir banka ve kuruma ibraz edemediğini, çekin arkasına karşılıksız ibaresini yazdıramadığını, bu nedenle davalı ve diğer cirantalar ile çek borçlusuna keşide edilen İzmir 4. Noterliği’nin 31.08.2016 tarihli ve 5225 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile… İstanbul Kavacık şubesinin 20.08.2016 keşide tarihli, 3917679-13 hesap no.lu, B-8775099 çek no.lu, 53.000-TL bedelli çekin yedinde olduğunu ve çek bedelinin ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine davalı ve diğer borçlular aleyhine İzmir 10 İcra Dairesinin 2016/12524 esas sayılı dosyası ile örnek yedi ödeme emrini havi icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafından, yapılan icra takibine süresi içerisinde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak için takip tarihinden itibaren TCMB’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı yıllık % 10,50 oranından az olmamak üzere değişen oranlardaki avans faizi ile davalının sorumlu olmasına, davalı aleyhinde %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMECE:
“Dava konusu çek, süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmediği için kambiyo senedi vasfını yitirmiş ise de, davacı temel ilişkiye dayalı olarak alacağını kanıtlayarak davalıdan talepte bulunabilir. Ancak, davacı tarafından mahkememize sunulan delillerin alacağını ispata elverişli olmadığı alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki diğer delillerden anlaşılmıştır. Ayrıca, davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 19/07/2018 tarihli beyan dilekçesinde de, dava konusu çekin arkasındaki ciroların geçerli olduğunu, herhangi bir ticari defter ve kayıt incelemesine gerek bulunmadığını, davalı tarafın imzaya itirazının olmadığını belirtmiş olup, bu nedenle mahkememizce taraflarca getirilme ilkesinin uygulandığı, resen araştırma ilkesini uygulama zorunluluğunun bulunmadığı iş bu davada davacının ve dava dışı … Bağlantı uygulama zorunluluğunun bulunmadığı iş bu davada davacının ve dava dışı … Şirketinin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi yoluna gidilmemiştir.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Eldeki davada, davacının kambiyo senedi olma özelliğini yitiren çeke dayalı olarak başlatmış olduğu icra takibine konu alacağını ispat edemediği kanaatine varılmış olup, davacı tarafça açıkça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediği için kambiyo senedi vasfının yitirildiğinden dolayı hüküm tesis edilmediğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında esas aldığı 02/07/2018 tarihli bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ” gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptaline ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res’en gözetilerek yapılmıştır.
20/08/2016 keşide tarihli dava konusu çekin, keşidecisi dava dışı … Şti, lehtarı ve ilk cirantası dava dışı … Şti., ikinci cirantası davalı şirket, üçüncü cirantası dava dışı … şirketi olup, davacı ise en son hamili konumundadır.
TTK.’nun 782/1. maddesine göre ;”Türkiye’de ödenecek çeklerde muhatap ancak bir banka olabilir.” Bu düzenleme nedeniyle banka dışında bir gerçek veya tüzel kişi muhatap yazılmak suretiyle çek düzenlenemez. Eğer böyle bir çek yazılmışsa, bu senet çek değil, havale sayılacaktır.
Somut olayda; takibe konu çekin keşide tarihi, 20/08/2016 olup muhatap banka… (… Bankası Aş.) Bağcılar Şubesidir. BDDK Hukuk İşleri Daire Başkanlığı’nın 28.12.2018 tarih ve …E.16691 sayılı yazısına göre anılan bankanın faaliyet izninin 23/07/2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kurul’un 22/07/2016 gün ve 6947 sayılı kararı ile 5411 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin son fıkrası uyarınca kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda , keşide tarihinde muhatap bankanın faaliyet izni kaldırılmış olduğundan, çekte TTK.’nun 782/1. Maddesindeki şartları taşıyan bir muhatap yoktur. Dolayısıyla takip dayanağı belge çek değil havaledir.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunmamakta olup, yerel mahkemenin eldeki davada, davacının kambiyo senedi olma özelliğini yitiren çeke dayalı olarak başlatmış olduğu icra takibine konu alacağını ispat edemediği, davacı tarafça açıkça yemin deliline de dayanılmadığından ispatlanamayan davanın reddine yönündeki kararı yerinde görülmüştür.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2019 tarih ve 2017/609 Esas 2019/245 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.