Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1446 E. 2022/2055 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1446
KARAR NO : 2022/2055
KARAR TARİHİ: 14/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2019
NUMARASI : 2018/205 Esas 2019/71 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022
Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı … A.Ş. vekilinin 15.02.2018 harç tarihli dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Torbalı şubesiyle davalılar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandıklarını, kullandıkları kredilerin ödenmemesinden dolayı Gebze 3. Noterliğinden 28.09.2017 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, yine ödeme olmayınca İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2017/13649 Esas sayılı dosyasıyla borçlular aleyhine genel haciz yoluyla takibe geçildiğini ve ödeme emri gönderildiğini, borçluların ödeme emrine alacak miktarına itiraz ettiklerini takip açılışından sonra … den 2.880.000,00 TL tahsilat yapıldığını, … den tahsil edilen miktarın da … adına takip işlemlerine devam edilmesindeki yönündeki Bakanlar Kurulu Kararı gereğince harca esas değerde dikkate alınması gerektiğini, davalılardan tahsil edilecek bedelin … nin borçlu nezdinde ki alacağı olacağı, böylece … nin borçlu için bankaya ödenen alacağı kredi veren eliyle tahsil edileceğini ,belirtilerek yetki ve diğer itirazların itirazın iptali ile takibin devamı, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekilinin 19.03.2018 tarihli cevap dilekçesinde; davanın zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı nedeniyle davanın reddini gerektiğini, alacağın likit olmadığını, hesabın kat edilmediğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEMECE: Yapılan yargılama sonunda: ”… davacı bankanın asıl alacak talebi içerisine dahil etmesi gereken işlemiş akdi faizi, asıl alacak kalemi içerisinde değil, işlemiş faiz talebi içerisinde dahil etmesi nedeniyle taleple bağlı kalınarak asıl alacak ve buna bağlı olan işlemiş faiz ve %5BSMV hesaplanması kabul edilmiş, bankanın işlemiş akdi faizi, asıl alacak içerisine dahil etmediğinden bilirkişi raporunun sonuç kısmının 4 numaralı bendinde yer alan çözüm tarzı (kat tarihine kadar ki akdi faiz ve BSMV’nin asıl alacak içerisinde olduğu şekliyle ayrıca kabul edilmesinin uygulanması halinde) kabul olunmamıştır. Davacı bankanın davasının kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı şirketin, bankalarının Torbalı Şubesi ile imzaladığı muhtelif tarihli genel kredi sözleşmeleri gereğince ticari krediler kullandığını, davalı/borçlular da belirtilen sözleşmelere müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imza attıklarını, kredi borçlarını ödemeyen borçlularının hesabının kat edildiğini ve Gebze 3.Noterliği’nin 28.09.2017 tarih ve 49117 yev.no.lu ihtarnameleri ile borçlulara bildirildiğini, temerrüde düşen davalı/borçluların ihtarnamede öngörülen süre zarfında ödeme yapmadığından yasal prosedür işletilerek öncelikle İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/816 D.İŞ sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını, İzmir 24.İcra Müdürlüğü’nün 2017/13649 sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını ve tüm borçluların borca itiraz ettiklerini, İlk Derece Mahkemesinin hükme dayanak bilirkişi raporu doğrultusunda davalarının kabulüne karar vermiş ise de faiz alacakları yönünden hatalı hesap dikkate alındığından bozmaya ilişkin karar kurulduğunu, müvekkil banka alacağının eksik hesap edildiğini, 26.11.2018 tarihli bilirkişi raporu’nda bilirkişinin asıl alacak kalemini icra takip talebinde olduğu gibi kabul ederek hesap etmesine rağmen iki ayrı hesap çıkararak tereddüte sebep olduğunu, ilk derece mahkemesinin hangi saikle eksik hesaba dayalı alacağı kabul ettiğini gerekçelendirmediğini, mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini, borçluların itirazlarının haksız olduğuna karar verilmiş ise de, faiz hesabında neden eksik hesaba itibar edildiğinin açıklanmadığını, bu hususta tereddüt var idi ise ek rapor alınabilir veya yeni bir bilirkişiden rapor istetilebileceğini, bu işlemler yapılmaksızın doğrudan hatalı faiz hesabı kabul edildiğini, neticede müvekkil bankanın mağdur edildiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davalılar vekilinin istinaf dilekçesine cevap dilekçesinin istinaf talebi niteliğinde olması nedeniyle mahkemece istinaf harç ve giderlerin yatırılması aksi halde istinaf talebinden vazgeçileceği ihtar edilmiş olup, harç ve giderlerin davalı tarafça yatırılmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin el yazısı ile yazılması zorunludur. Bu kapsamda davalıların imzaladığı kefalet sözleşmesinin yasanın aradığı tüm şekil şartlarını taşıdığı ve geçerli olduğu sabittir.
Davacı vekilince hesap kat ihtarı ve icra takip örneğinde görüldüğü üzere faiz alacak tutarı 269.313,17.-TL olup bilirkişi hesabında da bu tutar 261.578,53.-TL olarak yer aldığını, Mahkemenin bu faiz hesabını değil 52.129,70.-TL olarak yapılan hesabı kabul ederek gerekçelendirmediğini 261.578,53.-TL tutar üzerinden davanın kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Davacı tarafından gönderilen Gebze 3. Noterliğinden gönderilen 28.09.2017 tarihli kat ihtarnamesinde 3.200.000 TL ana para, 234.295,07 TL işlemiş faiz, 11.714,75 TL vergi, KKDF olmak üzere toplam borcun 3.446.009,82 TL olarak belirtildiği, icra takibinde, 3.211.005,42 TL ana para, 269.313,77 TL işlemiş faiz, 13.465,69 TL BSMV, 731,52 TL ihtarname masrafı, 440,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 3.494.956,40 TL üzerinden takip başlatıldığı; bu durumda mahkemece davacı bankanın asıl alacak talebi içerisine dahil etmesi gereken işlemiş akdi faizi, asıl alacak kalemi içerisinde değil, işlemiş faiz talebi içerisinde dahil etmesi nedeniyle taleple bağlı kalınarak bilirkişi raporu doğrultusunda asıl alacak ve buna bağlı olan işlemiş faiz ve %5BSMV hesaplanmasına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, denetime elverişli bilirkişi raporuna, göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2019 tarih ve 2018/205 Esas 2019/71 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 80,70.TL maktu ilam harcından peşin alınan 44,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.