Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1442 E. 2022/1476 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1442
KARAR NO : 2022/1476
KARAR TARİHİ: 29/09/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2017
NUMARASI : 2016/1064 Esas 2017/1119 Karar
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
BAM KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla; inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin nihai tüketici olduğunu, bankadan kendi adına 6 kez tüketici kredisi çektiğini, davalı bankanın ise müvekkilinden haksız olarak kredi tahsis ücreti kestiğini, müvekkilinin kendisinden haksız kesilen kredi tahsis ücretlerinin iadesi için İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/16514 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, bankanın itirazı üzerine takibin durduğunu davalı banka tarafından kesilen tahsis ücretlerinin toplam 3.450,00 TL olduğunu, davalı banka tarafından ticari nitelikli tüketici kredisi kullandırıldığını ve müvekkilinin ticari faizle borçlandırıldığını, davalı bankaya tüm kredi borçlarının ödendiğini, müvekkiline kredi tahsis ücretlerinin geri ödenmediğini, ticari kredilerden kesilen tahsis ücretine ticari faiz işletilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava Tüketici Mahkemesinde açılmış görevsizlikle Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, yargılamaya da bu mahkemece devam etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
MAHKEMECE :
Davacının davalıdan icra takibi tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesinde; “…davalı ve davacı … arasında akdedilen 14/02/2016 düzenleme tarihli 250.000,00.-TL limitli Kredi Genel Sözleşmesine istinaden davacıya: 28/02/2006 – 08/10/2007 tarih aralığında toplam: 256.900,00.-TL Taksitli Ticari Krediler kullandırılmış ve kredilerden 3.450,00.-TL komisyon, tahsis ücreti tahsis edildiği, tahsil edilen tutarın iadesi için davalı banka aleyphine İzmir 2.İcra Müd.nün 2014/16514 Esas sayılı dosyasına takibe başlamış ve davalı bankanın borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu,açılan iş bu itirazın iptalı davasında taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 10.4 maddesinde: “Müşteri, banka tarafından yapılan değerlendirme, istihbarat ve inceleme ücreti ile kredinin kullandırılması, taminatların değerlendirilmesi, ekspertiz yapılması ve bunun gibi işlemler için kredinin % 1 ne kadar bir miktarda ücret ödemeyi kabul eder, kredi bu ücretler kesilerek kullandırılır. Müşteri bu faiz, komisyon, ücret ve masraflara ilişkin vergiyi, fon kesintisi tahakkut etmiş veya vergi dairesin ödenmiş olup olmadığına bakılmaksızın bankaya ödemeyi kabul ve taahhüt eder” hükmü bulunduğu, Yargıtay kararlarında da diğer bankalar tarafından uygulanan komisyon oranları ile karşılaştırma yapılmak suretiyle davacı bankanın uyguladığı komisyonu oranında fahiş olup olmadığının tespiti gerektiği vurgulanmıştır.
Dava konusu olayda, yukarıda bahsi geçen Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi içtihadı esas alındığı takdirde, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon-tahkik ücret, diğer bazı emsal bankaların uyguladıkları aynı tür kredilerden alınan komisyon-tahsis ücret oranları karşılaştırılması suretiyle, davacının alacak talebi hakkında bir değerlendirme yapılması gerektiği, yukarıda yer alan hesap incelemelerine göre, davacı bankanın diğer banka ortalamalarına göre 1.415,00.-TL taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre ise fazla alınan komiusyon-tahsis ücreti tutarının ise 1.045,00.-TL olarak belirlendiği, fazla alınan tutarların alındığı tarihler dikkate alınarak avans faiz oranları üzerinden yapılan hesaplamalar sonucunda: 11/12/2014 Takip tarihi itibariyle; a) diğer banka ortalamalarının dikkate alınması halinde: 1.415,00.-TL iade edilmesi gereken komisyon tutarı asıl alacak, 2.150,31.-TL işleyen faiz, toplam: 3.565,31.-TL, b) sözleşme hükümlerinin dikkate alınması halinde: 1.045,00.-TL iade edilmesi gereken komisyon-tahsis ücreti asıl alacak, 1.550,47.-TL işleyen faiz, toplam: 2.595,47.-TL davacı alacağı tespit edildiği; mahkemece kabul edilecek asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi oranlarının talep edilebileceği takip tarihi itibariyle bu oranın yıllık% 11.75 olduğu tespit edilmiştir.
Dava, İİK’nun 67. maddesi uyarınca, Bankacılık işmemlerinden kaynaklanan İtirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, kredi sözleşmesinden dolayı davalının aldığı kredi tahsis ücretinin iadesinin gerekip gerekmediğidir.
Davacı ile davalı banka arasında Genel Kredi sözleşmesi yapıldığı, davacının kullandığı kredi nedeni ile dosya masrafı aldığı ihtilafsızdır. Hem davacının hem de davalının tacir olması, tacirin yaptığı iş nedeni ile masraf talep hakkı bulunması ve taraflar arasındaki GKS ve ödeme planında alınan ücretin açıkça yazılı olması nedeni ile esasen davalının bu ücreti almasında hukuka uygunluk yoktur. Ne var ki tacir olan bankanın da bu ücreti isterken sınırsız bir belirleme yetkisi yoktur.
Yargıtay kararlarında da, bankanın bu tür ücretler almasının tacir olmanın gereği olarak mümkün olduğu ancak bu hakkın kötüye kullanımasına sebebiyet verilmemesi gerektiği belirtilmiştir.(“…Diğer yandan Türk Ticaret Kanunu’nun 22. (6102 sayılı TTK’nın 20. ) maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin münasip bir ücret isteyebileceği düzenlenmiş olup, davalı banka tacir ve dava konusu kredi ticari işletmesiyle ilgili işlemlerdendir. Bu durumda davalı banka tarfaından verilen hizmet gereği münasip bir ücret istemeye hakkı olduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamında bulunan kredi sözleşmesinin 7. maddesi “… bankanın tayin edeceği oranlarda faiz, komisyon, fon ve gider vergisi uygulanacaktır” şeklinde düzenleme içerdiği, ancak, hangi oranlar üzerinden kesinti yapıldığının tespit edilemediği, bankalara faiz dışı gelir elde etme imkanı tanınmış ise de bu hakkın kötüye kullanılmaması gerektiği, bu nedenle diğer bankaların benzer işlemlerdeki emsal uygulamalarının da araştırılarak, davalının tahsil ettiği tutarların uygun olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi…” Yargıtay 11. HD. 6.4.2016 tarih, 2015/8648 E. 2016/3751 K.)
Bu açıklamalar doğrultusunda emsal banka araştırmaları araştırılarak bilirkişiden rapor alınmış, ayrıntısı yukarıda açıklanan raporda belirtildiği üzere diğer banka ortalamalarına göre davalı bankanın 1.415,00 TL fazla dosya masrafı alındığı tespit edilmiş olup, bu bedelin faizi ile birlikte iadesine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalara göre, davanın kısmen kabulüne, iade edilmesi gereken bedelin yargılamayı gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya Kredi Genel Sözleşmesi imzalanarak kullandırılan ticari krediler nedeniyle davacıdan 3.450,00 TL’lık kredi tahsis ücreti, masraf kesintisi yapıldığını, sözleşme hükümlerine göre müvekkili bankanın davacıdan kredilere ilişkin masrafları aldığını, kredilere ilişkin olarak alınan masraf ve ücretlerin tamamen yasal ve mevzuata uygun olduğunu, bilirkişi raporunun tüm sözleşme hükümlerinin değil sadece sözleşmenin 10.4 maddesinin ilk fıkrası esas alınarak düzenlendiğini, 2.fıkrasının değerlendirme konusu yapılmadığını, davacıya kullandırılan kredi ticari taksitli krediye ilişkin hükümlerin sözleşmenin 36. maddesinde yer aldığını, 36/3. maddede düzenlenen bankaca alınacak masraf ve ücretlerin raporda değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda müvekkili banka dışında 3 ayrı bankanın aldığı masraf ve komisyonlar dikkate alınarak sonuca ulaşılmaya çalışılmış olup, söz konusu bankaların neye göre belirlendiği ve neden sadece 3 banka olarak belirlendiğinin belli olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, kredi tahsis ücretlerinin iadesi için başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir.
İzmir 2.İcra Müdürlüğü’nün 2014/16514 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı … tarafından davalı T…. Bankası T.A.O. şirket aleyhine 3.450,00.-TL asıl alacak, 3.251,36.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.701,36.-TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı bankanın borca faize ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davacı ile davalı banka arasında Genel Kredi sözleşmeleri imzalandığı ve bu ticari krediler nedeniyle davacıdan 3.450,00 TL’lik kredi tahsis ücreti, masraf kesintisi yapıldığı hususunda ihtilaf yoktur.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına; tarafların tacir olmasına, tacirin yaptığı iş nedeni ile masraf talep hakkı bulunmasına GKS ve ödeme planında alınan ücretin açıkça yazılı olmasına, bilirkişi mağrifetiyle bazı emsal bankaların uyguladıkları aynı tür kredilerden alınan komisyon-tahsis ücret oranları karşılaştırılması suretiyle, davacının alacak talebi hakkında bir değerlendirme yapılmış olmasına göre davalı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK m. 353/1,b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/10/2017 tarih, 2016/1064 Esas ve 2017/1119 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 243,54 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta alınan 61,00 TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 182,54 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 29/09/2022