Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1438 E. 2023/243 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1438
KARAR NO : 2023/243

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI : 2017/555 Esas 2018/1234 Karar
DAVA : ALACAK
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/555 Esas ve 2018/1234 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirketle yurtdışı bağlantılı bir kredi finans kuruluşundan kredi kullanmasına aracılık edeceğinden bahisle ikilşi kurduğunu ve kredi sağlayacaklarından bahisle ekte sunulu ön protokolü imzaladıklarını, davalı şirket yetkililerinin beyanlarına göre yabancı kaynaklı bu kredi kuruluşunun krediyi Türkiye’de faaliyet gösteren bir banka kanalıyla kullandıracaklarını, müvekkili şirket ile ilişkiyi davalı şirketin yetkililerini kurduğunu ve sürdürdüğünü, protokolün 6. Maddesinde iş bu belgede sunulan şartların ayrı ayrı onaylanması ve gerçekleştirilmesi üzerine kredi limiti olarak sağlandığı kabul edilen tutarın 0.001075 oranındaki 21.250,USD vekalet ücretinin ödeme onayının bir iş günü içinde … Bankası Çamkıran Şubesine … Şti’nin tayin edilen hesabına yatırılmasının ön görüldüğünü ve maddenin devamında bu meblağın ilk üç aylık dömenim sonunda mahsup edilerek geri ödeneceği veya kredinin verilememesi halinde 30 gün içinde geri ödeneceğinin yazıldığını, müvekkilinin davalı şirkete bu maddede belirtilen hesabına 09/11/2015 tarihinde 21.120.USD karşılığı olmak üzere 61.650,00-TL yatırdığını, ancak böyle bir kredinin şirkete kullandırılmadığı gibi bu vaad ile tahsil edilen paranın da bugüne kadar iade edilmediğini, iş bu paranın dava tarihi itibariyle tutarının 75.571,00-TL olduğunu, … AŞ’ye ilişkin haklarının salkı olduğunu, bu nedenlerle dava tarihi itibariyle 21.120.USD karşılığı olan 75.571,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça, davacı şirket ile dava dışı 3. Kişi olan … arasında akdedilmiş olan ön protokole dayanıldığını, dilekçe ekinde imzasız keşesiz bir sözleşme örneği sunulduğunu, sözleşmede müvekkili şirketin taraf olmadığını, böyle bir sözleşme imzalanmadığını, davacı tarafın dayanak gösterdiği sözleşmede sadece … şirketine ödenecek olan 21.250.USD’nin müvekkili şirketin hesabına gönderilecğini belirttiğini, davacı tarafça bu hükme istinaden ödemenin şirketin hesabına yapıldığını, müvekkili şirketin iş bu sözleşme ile davacı şirkete karşı hiçbir yükümlülük altına girmediğini, davacı şirkete hiçbr taahhütte bulunmulmadığını, buna rağmen davacı tarafça şirkete ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye karşı ihtarname gönderildiğini ve sözleşmenin tarafı olunmadığını, muhattabın … olduğunun ihtar edildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Önprotokol, ana sözleşme örneğıi, banka ödeme dekontu, hesap dökümü, ihtarnameler, Banka kayıt bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…davacı şirket ile dava dışı … arasında imzalanan protokolün 6. Maddesinde: İş bu belgede sunulan şartların ayrı ayrı onaylanması ve gerçekleştirilmesi üzerine kredi limiti olarak sağlandığı kabul edilen tutarın 0.001075 oranındaki 21.250.USD vekalet ücretinin ödeme onayının 1 iş günü içinde … Bankası Çamkıran Şubesinde TR… IBAN numaralı … Şti tayin edilen hesabına temin edilmesi ve kredi sağlanana başvurusunun ilk üç aylık döneminin sonunda mahsup edilerek geri ödenmesi ve SICAV ve Avrupa Birliği Davranış Kurallarının maddelerinde belirlenen hedef ülkedeki (Türkiye) mücbir sebeplerden başka herhangi bir nedenle, vekalet ücreti dahil, iş bu protokole tabi fonları toplayamaması durumunda 30 takvim günü içinde geri ödenmesi kuşulu” getirilmiştir. Davacı şirket, imzalanan ön protokol sonrasında 08/12/2015 tarihinde dava dışı firmanın Finansal Sorumlu yetkilisi …’na hitaben gönderdiği talimatta: “Kurumunuzla 04/11/2015 tarihinde imzalamış olduğumuz aracılık sözleşmesine istinaden kullanacağımız 36 ay vadeli %1.5870 faiz oranlı 5.000.000.USD yurt dışı finansmanını kısa vadeli ticari kredi olarak aşağıda bilgileri bulunan banka hesap numarasına transferinin sağlanması talebinde bulunmuştur. Protokol uyarınca 21.250.USD karşılığı 61.653,00-TL 09/11/2015 tarihinde davacı şirketin TC … Bankası … IBAN no.lu hesabından davalı … Şti’nin … Bankası Çamdibi Şubesinde TR… IBAN no.lu hesabına EFT ile İnternet Şubesi kanalı ile gönderdiği dosyaya sunulu banka dekontundan tespit edilmiştir. Davalı şirket sözleşmenin tarafı olmamasına rağmen kredi ile ilgili olarak yapılan yazışmaların davacı şirket ile davalı şirket arasında yapıldığı ve dolayısıyla dava dışı şirkete bu konuda aracılık yaptığı dosyaya sunulu e-postalardan belirlenmiştir. Davacı şirket ile davalı dışı … arasında akdedilen protokol uyarınca kredi kullandırılmaması üzerine protokolün 6. Maddesi hükmü gereğince davacı şirkete iade edilmesi gereken 21.250-USD iade edilmemiş, bu nedenle dava dışı şirkete ve davalı şirkete ihtarnameler keşide edilerek paranın iadesi talebinde bulunulmuş, ancak paranın iadesi gerçekleşmemiştir. Davacı şirketin, davalı şirket hesabına yatırdığı 21.250. USD karşılığı 61.653,00-TL’nen protokol imzalanan dava dışı … şirketine ödenip ödenmediğinin tespiti için tarafların ticari defterlerinin de incelenmesi gerektiği, uzmanlık alanı dışında olması nedeniyle taktir mahkemenindir…” şeklinde rapor sunmuştur.
GEREKÇE: Dava, sözleşme nedeniyle ödenen paranın iadesi için İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılmış icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile dava dışı üçüncü şirket arasında yapılan yurt dışı kredi teminine ilişkin aracılık sözleşmesi kapsamında davalı şirkete gönderilen paranın iadesinin gerekip gerekmediği, davalının dava dışı şirketin acentesi olup olmadığı, davalının pasif husumet ehliyeti olup olmadığıdır.
Davacı ile dava dışı şirket arasında yurt dışı kredi teminine ilişkin aracılık sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşme hükümleri uyarınca davalıya 09/11/2015 tarihinde 21.120.USD karşılığı olmak üzere 61.650,00-TL’yi davalının hesabına gönderdiği sabittir. Davalının bu konulara itirazı yoktur. Sözleşmeye göre; kredi miktarınından belli bir oranda hesaplanan 21.120,00 USD vekalet ücretinin davalının belirtilen hesabına havale edileceği, kredi sağlanamaz ise 30 gün içerisinde geri ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Kredinin sağlanamadığı da dosya kapsamında sabittir.
Davalı ile dava dışı şirket arasındaki ilişki incelendiğinde; sözleşmede davalının imzasının olmadığı, 6. Maddede vekalet ücretinin davalının hesabına gönderileceğinin hüküm altına alındığı, “sözleşme vekalet ücretinin” davalıya ödendiği, sözleşmenin dava dışı taraf şirketi adına mail yazışmalarının davalı şirketin e-mail hesabı üzerinden yapıldığı, davalı ile dava dışı şirket arasında acente sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmıştır. 6102 s. TTK.nın 102. Maddesine göre acentenin bir sözleşmeye dayanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Buna göre davalının dava dışı şirketin acentesi olabilmesi için aralarında bir acentelik sözleşmesi bulunması gerekir. Böyle bir sözleşme olmadığından davalının acente hükümlerine göre husumet itirazında bulunması yerinde değildir.
Davalı dava dışı şirketin acentesi olmadığına göre davalının dava dışı şirkete bir sözleşme olmadan aracılık ettiği, sözleşme kapsamında “vekalet ücreti” adı altında tahsil ettiği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacı ile davalı arasında bir sözleşme bulunmadığı, dava dışı üçüncü kişi ile yapılan sözleşme gereğince davalı adına dava konusu paranın gönderildiği, sözleşmenin kurulması ve içeriği hakkında davacı ile davalı şirket arasında e-mail yazışmaları yapıldığı, bu durumda davalının bu paranın ne için gönderildiğini, hangi durumlarda iade edilmesi gerektiğini bildiği, sözleşme doğrultusunda davacıya kredi sağlanamadığına göre davalının sebepsiz zenginleştiği anlaşıldığından davalının bu parayı iade etmesi gerektiği…” gerekçesi ile davanın KABULÜ ile; 75.571,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece kurulan hükmün yerinde olmadığını, hukuki sebebin tayininde hatalı değerlendirmede bulunulduğunu, yapılan tahkikatın eksik ve yetersiz olduğunu, davacı ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşmede davalı müvekkilinin sadece sözleşmenin kurulmasında aracı olduğunu ve imzalanan sözleşmede imzasının olmadığını ve sözleşmedeki işin gerçekleşmesinde herhangi bir görevi ve aracılığının olmadığını, davacı tarafından sözleşmeye istinaden yapılan ödemenin iadesinin müvekkili şirketten değil ancak sözleşmenin tarafı olan dava dışı şirketten istenebileceğini, müvekkili davalı şirketin yaptığı işin simsarlık olduğunu ve akdin kurulması nedeniyle ücrete hak kazandığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, sözleşme gereğince üçüncü kişiye ödenen bedelin sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacı tarafından sözleşme gereğince üçüncü kişi davalıya yapılan ödemenin sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle üzerinde bulundurması nedeniyle zenginleşmiş olan davalı tarafından iade edilmesinin gerekmesine, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2018 tarih ve 2017/555 Esas 2018/1234 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 5.162,25.TL nispi ilam harcından peşin olarak alınan 1.290,60.TL harcın mahsubu ile bakiye 3.871,65.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.