Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1436 E. 2023/242 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1436
KARAR NO : 2023/242

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2017
NUMARASI : 2016/1078 Esas 2017/1126 Karar
DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1078 Esas ve 2017/1126 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…dava dilekçesi ile ve özetle; müvekkil şirket davalı şirketin İzmir şubesi ve yetkili bayii olan … otodan 18/029/2013 tarihinde … marka 2013 model … araba alındığını, aracın aldıktan bir süre sonra özellikle klimasında çok sık arıza vermeye başladığını, müvekkil şirket yetkilisi … aracın klimasının onarımı için birçok kereler aracı davalı şirketin yetkili servisine götürdüğünü, servisin kısa süreli çözümü sonrası araç müteaddit kereler klimasında arazı vermeye devam ettiğini, aracın klimasında zaman zaman soğukta sıcağa geçiyor, bazı dönemlerde ise ısıtma sistemi devreden çıktığını, söz konusu arıza sebebi ile aracı 11/08/2015-29/04/2016-09/08/2016 tarihinde ve tarihini hatırlamadığı zamanlarda yetkili servise götürüldüğünü ve kalıcı bir çözüm bulunamadığını, tamiri için gereken azami sürenin aşıldığını, müvekkil şirket yetkili 09/08/2016 tarihinde klimadaki arızanın tekrar meyana gelmesi sebebi ile yine davalı şirketin yetikli servisine başvurduğunu ve başvuru sırasında “araçtaki klima arızasının kalıcı bir çözümünün bulunamaması sebebi ile klimanın yenisi ile değiştirilmesini” talep ettiğini, ancak davalı … yetkili servisin bu talebi kabul etmediğini, aracın 3 yıllık parça ve bakım Garanti Süresinin 18/09/2016 tarihinde dolacağını, bu tarihe kadar yada bu tarihten sonra da aynı arızanın tekrar edebileceğini, Garanti süresinin bitimi halinde arızanın tekrarlanması sebebi ile aracın klimasının olası yenisi ile değiştirmesi karşılığında müvekkilden 6.500.-TL ücret talebi olacağının söylendiğini, bu nedenlerle müvekkil şirkete ait … plaka sayılı aracın klimasında süreklilik arz eden arıza talebi ile yeterli hizmet alınamadığından aracın klimasının yenisi ile değiştirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar ve talep etmiştir.
II- Davalı vekili, verdiği cevap dilekçesi ile ve özetle; müvekkil şirketin dava konusu aracın ne üreticisi, ne ithalatçısı, nede satıcısı olduğunu, müvekkil şirketin ithalatçısı … A.Ş.nin yetkili ana bayisi ve servis hizmeti verdiğini, söz konusu aracın, müvekkil şirketten satın alınmamış olduğunu, müvekkil şirketin satım akdinin tarafı olmadığını, davanın müvekkil şirket yönünden husumet bakımından ve zaman aşımı bakımından reddi gerektiğini, davacının aracın üçüncü el kullanılıcısı olduğunu, davacı söz konusu aracın klimasının soğutmadığı iddiası ile 11/08/2015 tarihinde, ithalatçı … A.Ş.nin yetkili ana bayisi olan müvekkil şirkete başvurarak servis hizmeti almak istediğini, müvekkil şirket tarafından yapılan kontroller sonucu klimanın, sağ ön ayak bölgesi hava sıcaklık sensörü soket bağlantı pirimin geri kayması sonucu söz konusu şikayetin oluştuğunun tespit edildiğini, soketin onarılarak arızanın giderildiğini ve aracın aynı gün sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini, 8 ay sonra 29/04/2016 tarihinde aracın ısıtma sistemindeki arıza için başvurulduğunu, aracın kalorifer sistem kutusu yazılımı güncellenerek aracın aynı gün davacıya teslim edildiğini, aracın son olarak 09/08/2016 tarihinde klima arızasından dolayı getirildiğini ve aracın ısıtma-soğutma kontrolü ve gaz kontrolünün yapılarak aracın sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini, müvekkil şirket tarafından farklı tarihlerde getirilen araç üzerinde yapılan tüm testler sonucunda her defasında aracın sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini, bu nedenlerle gerek husumet, gerek davanın ihbarı, gerek zaman aşımı ve gerekse esas bakımından hatalı ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine, davanın … A.Ş. ve … A.Ş.ne ihbar edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
III- … plaka sayılı aracın trafik kaydı, servis kaydı, servis formları ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
IV- Dava, ayıp nedeniyle ticari satımdan kaynaklanan alacak davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının aracında ayıp olup olmadığı, ayıbın gizli olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıbın klima sisteminin değiştirilmesi suretiyle ücretsiz onarımının gerekip gerekmediği, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığıdır.
V- 1- Davacının, dava konusu aracı dava dışı üçüncü kişiden satın aldığı, dava dışı üçüncü kişinin de aracı …/… A.Ş’den satın aldığı, davalının … A.Ş.nin yetkili servis bayisi olduğu ve dava konusu araca servis hizmeti verdiği, satıcı olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.
2- Aracın ayıplı olup olmadığı irdelenmeden, sadece servis hizmeti veren davalının bu ayıptan sorumlu olup olmadığı, diğer bir deyişle pasif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı incelenmelidir.
3- Gerek 6102 s. TTK.nın 23. Maddesinde gerekse 6098 s. TBK.nın 219 vd. Maddelerinde satım nedeniyle ayıp hükümlerinde ayıptan satıcının sorumluluğu düzenlenmiş olup, servisler yönünden sorumluluğa ilişkin bir yükümlülük getirilmemiştir. Taraflar arasında, ayıptan sorumluluğa ilişkin bir sözleşme de mevcut değildir. Benzer bir olayda Yargıtay 19. HD. 26.10.2016 tarih 2016/5568 E. 2016/13992 K. Sayılı ilamında; yerel mahkemenin “davalı … A.Ş. ‘nin servis görevini üstlendiği, üretici olmadığı gerekçesiyle davalı …A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan…” reddine veriği kararı onayarak servis görevi üstlenenin ayıptan sorumlu olmadığına karar vermiştir.
VI- Tüm bu açıklamalara göre, davalının sadece servis hizmeti vermesi nedeni ile kendisine husumet yöneltilemeyeceği…” gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verdikleri 21/06/2017 tarihli dilekçe ile mahkemece husumet yokluğu sebebi ile davanın reddine karar vermesi halinde dava dilekçesinin temsilde hata kabul edilerek davanın … A.Ş’ye yöneltilmesini talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece bu yönde hiçbir inceleme yapılmadığını, davaya konusu olayda müvekkili şirkete ait … marka aracın … A.Ş’nin yetkili bayii ve acentası olan ve servis hizmetleri veren (Yargıtay’ın aradığı oranda aralarında sıkı ilişki ve bağ olan) davalı şirkete klimadaki arıza sebebi ile müteadit kereler götürüldüğünü ancak arızanın davalı şirket tarafından bir türlü kesin bir şekilde giderilememesi üzerine aracın 3 yıllık garanti süresinin dolacağı düşüncesi ile giderilemeyen arıza sebebi ile iş bu davanın … adına bakım ve servis hizmetleri veren şirketin taraflarınca hasım olarak gösterilerek açıldığını, mahkemenin açılmış olunan davada dilekçenin temsilde hata olarak kabul edilerek davanın üretici ve ithalatçı firma … A.Ş’ye yöneltilmesi için taraflarına süre verilmesi gerekir iken husumet yokluğu sebebi ile davayı usul yönünden red etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, ayıplı araç klimasının değiştirilmesi ve bunun mümkün olmaması halinde zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Bilindiği üzere maddi hukuk alanında dava şartlarından olan husumet (sıfat) ehliyeti, davanın tarafları arasındaki ilişki ile ilgili olup, dava konusu hakkında bir karar verilebilmesi için bu kişilerin gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına haiz olmaları gerekir. Husumet ehliyeti maddi hukuk dava şartı olup mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacının araçtaki klimanın ayıplı olduğunu ileri sürmesine ve servis hizmetinin ayıplı sunulduğunun ileri sürülmemesinden dolayı ayıplı klimanın misli ile değişimi ve bunun mümkün olmaması nedeniyle maddi zararın tazmini isteminde sadece servis hizmeti veren davalı şirketin davada pasif husumet ehliyetinin bulunmamasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2017 tarih ve 2016/1078 Esas 2017/1126 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.