Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1406 E. 2023/212 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1406
KARAR NO : 2023/212

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2019
NUMARASI : 2018/700 Esas 2019/227 Karar
DAVA : MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/700 Esas ve 2019/227 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafından müvekkili hakkında Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğünün 2016/10280 E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı olarak gösterilen her biri 06.01.2016 keşide tarihli ve 6.250,00 TL bedelli sırasıyla 25.02.2016, 25.03.2016, 25.04.2016 ve 25.05.2016 vade tarihli 4 adet bononun borçlusu veya alacaklısı ile ve kendisinden sonraki lehtar ile hiçbir ticari alışverişi olmadığını, müvekkilini … ciro eden olarak görülüyor ise de bonolordaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin sadece senedin ciro kısmında imzası bulunduğunu bildirerek, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğünün 2016/10280 E.sayılı icra takibine konu bonolardan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, senetlerin hükümsüz olduğunun tespitine, icra takibinin iptaline, %20 tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dava dilekçesinin 3.bendinde davacı-borçlunun imzasını ikrar ettiğini, müvekkilinin sadece senedin ciro kısmında imzası olduğunu beyan ettiğini, davacının imzasını ikrar etmesinin davanın konusuz kaldığını gösterdiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacı-borçlunun müvekkili alacaklı bankaya, menfi tespit talebine konu bonolara müstenit olan Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğünün 2016/10280 E.sayılı icra takip dosyasından başka aynı müdürlüğünden 2016/10281 E.sayılı icra dosyasından da borcu bulunduğunu, davacı-borçlu adına kayıtlı menkul gayrimenkul hacizlerinin her iki dosyadan aynı zamanda işlendiğini, sözü edilen 2016/10281 E.sayılı icra takibine konu bonoların davacı-borçlu … (…) ve dava dışı … tarafından keşide edilerek dava dışı borçlu müflis … A.Ş.’ye olan borçlarına mahsuben verilmiş müşteri bonoları olduğunu, sözü edilen dosyada … tarafından 12.04.2017 tarihinde 26.252,83 TL ödeme yapıldığını ve ihtirazi kayıt ileri sürülmediğini, her iki dosyada bonolardaki imza ve yazı stillerinin çok benzer olduğunu bildirerek, davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delil ve belgelerin ibraz etmişler, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10280 E.sayılı dosyası celbedilmiştir.
Dava, İİK.’nun 72/3.madde hükmüne göre açılmış dava ve takip konusu 4 adet bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10280 E.sayılı dosyası ile davalı-alacaklı …bankası vekili tarafından davacı-borçlu … ile dava dışı borçlular … , … ve …A.Ş.aleyhine dava bölümünde belirtilen 4 adet bonoya dayalı olarak 25.000,00 TL asıl olmak üzere toplam 27.491,18 TL alacağın tahsili konusunda kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı, takibin kesinleştiği ve devam ettiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşulmayan noktalar ve çözülmesi gereken sorun; dava dilekçesinde yer alan “müvekkilin sadece senedin ciro kısmında imzası vardır” beyanının ikrar niteliğinde olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının dava ve takip konusu senetlerden dolayı davalıya borçlu olup olmadığı noktalarındadır.
Dava ve takip konusu 4 adet bonoda davacı …’nin ciranta olarak isim ve imzası bulunmakta olup, bu duruma ilişkin davacının beyanı ikrar niteliğindedir. Zira, davacı taraf dava dilekçesinde “müvekkilin sadece senedin ciro kısmında imzası vardır” şeklinde beyanda bulunmakla, karşı tarafın ileri sürdüğü bir vakıanın (bonolardaki …’ye ait ciranta imzasının) doğru olduğunu bildirmiştir.
İkrar olunan vakıalar çekişmeli sayılmaz ve ispatı gerekmez. İkrar, ikrar eden taraf aleyhine kesin delil teşkil eder.
Maddi ve hukuki olgular ışığında, “imzaların istiklali ilkesi” de gözetildiğinde, dava ve takip dayanağı 4 adet bonoda ciranta olarak imzası bulunan davacı …’nin bu bonolardan dolayı sorumluluğunun bulunduğu ve davacıya borçlu olduğu anlaşıldığından, haklı görülmeyen menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce tesis edilen ihtiyati tedbir kararının uygulanmamış olması nedeni ile davalı lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmemiş…” gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik ve yetersiz inceleme ile hüküm kurulduğunu, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10280 Esas sayılı dosyasına konu bonolardaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bonolardaki ciro kısmındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ispat etmek için teknik inceleme yapılmasını talep etmelerine rağmen; imzayı ikrar ettikleri iddiası ile davanın reddine karar verilmesinin hukuk mantığı ile bağdaşmadığını, imzaların müvekkiline ait olmadığını ısrarla ileri sürmelerine rağmen dar ve kısıtlı yapılan yorum ile hakkaniyet ve adalet anlayışının zedelendiğini, bilirkişi incelemesi ile imzaların müvekkiline ait olmadığının tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin yasaya, usule, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine dayanak kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle dava dilekçesinde takibe dayanak bonoda ciranta olarak davacının imzasının bulunduğunun beyan edilmesine, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2019 tarih ve 2018/700 Esas 2019/227 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90.TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50.TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadan karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 02/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.