Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1365 E. 2022/1999 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1365
KARAR NO : 2022/1999

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2018
NUMARASI : 2016/989 Esas 2018/1009 Karar
DAVA : ALACAK
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/12/2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/989 Esas ve 2018/1009 Karar sayılı dava dosyasından yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya, Dairemize gönderilmiş olmakla HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda; ”…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı ….Şti arasında 22/12/2014 tarihli sözleşme başlıklı temizlik kimyasalları alım satımına dayalı ticrari faaliyette bulunma taahhütlerini içeren akit imzalandığını, davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan tüm vecibelerini yerine getirdiğini, davacı şirketin bu sözleşmenin 6.1 maddesinde belirtilen toplam 11.800 USD meblağlı nakit ödeme ve iskontoya ilişkin taahhüdünü yerine getirdiğini, davacı şirketin 5.1.1 maddede belirtilen iskonto uygulaması taahhüdünü harfiyen yerine getirdiğini, buna karşılık davalının sözleşmede bahsi geçen vecibelerini yerine getirmediğini ve sözleşmenin 4. Maddesine aykırı davrandığını, sözleşmenin süre başlıklı 4. Maddesinde her sözleşme yılı için 3.998 kg. Miktarında olmak üzere 3 yıllık sözleşme süresi içinde toplamda 11.994 KG miktarında sözleşme konusu ürünlerinin alımının yapılacağı yönünde taahhüdün bulunması ve iki sözleşme yıllının geçmiş olmasına karşın sözleşmenin imzalanmasından bu güne değin 7.996 kğ. Lürün alımının yapılması gerekirken sadece 1.583 kg ürün alımının yapıldığını , içinde bulunulan 3. Yılında ise sözleşme konusu tesisin kapatılması ve davalının ticari faaliyetine devam etmemesi sebebiyle hiçbir ürün alımı yapılmayarak sözleşmeye aykırı davranıldığını, davalının sözleşmeye dayalı olarak yapacağı ürün alımlarını ödeme sürelerini sözleşmenin 5.2.1 maddesinde belirtildiğini, davalının sözleşmede belirtilen ödeme sürelerinde satın almış ürünlerin bedellerini ödemediğini, davalının 6.920,50 TL cari hesap borcunun bulunduğunu, İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2015/11404 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını , davalının sözleşmeye aykırılıklarının giderilmesinin ihtar edildiğini, ancak tazminat miktarı ve cari hesap borcunun ödenmediğini, sözleşmenin 6.1 maddesinde belirtilen nakit promosyonun davalıya verildiğini bunun karşılığında davalının sözleşmenin 4. Maddesindeki ürün alımı miktarı ve 5.2.1 maddesindeki ödeme sürelerine ilişkin taahhütlerine aykırı davrandığını sözleşmenin 10. Maddesinde bu gibi durumların gerçekleşmesi halinde davalının davacı şirkete şözleşmenin 6.1 maddesinde belirtilen şekilde verdiği promosyonlar karşılığı olmak üzere 11.800 USD cezai şart ödeyeceğinin hükme bağlandığını, sözleşmeden beklenen amacı elde edemeyen davacının sözleşmenin 10.2 maddesinde belirtilen 11.800 USD cezai şartın davalıdan tahsili için bu davayı açtığını, davacı şirket ile davalı arasındaki bu sözleşme ile başlatılan ticari ilişkiden doğacak mali ve hukuki sorumlulukların 11.800 USD meblağlı kısmına diğer davalı …’ın müştereken borçlu ve müteselsil kefil olduğunu bildirerek 11.800 USD nin dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca 1 yıllık vadeli USD bazında açılmış mevduat hesaplarına uygulanan faiz oranının tatbiki suretiyle fiili ödeme günündeki döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesinde özetle; …ın kestiği faturanın promosyon bedeli olarak geçtiğini, yatırım karşılığı olmadığını ayrıca kesilen fatura ve yatırılan dekont üzerinde TL olduğunu ve sözleşmeye aykırı bir şey olsa da USD üzerinden talep edilmesinin mevzuata uygun olmadığını sözleşmede USD üzerinden ödendiği ve USD kuru üzerinden geri alınacaktır ibaresinin bulunmadığını, davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan hiçbir vecibeyi yerine getirmediğini, ürün siparişi verildiği halde ürünün firmalarına teslim edilmediğini, 25/05/2015 tarih 292890 fatura nolu ürün alımından sonra ürün sipariş verildikten sonra davacı tarafça teslim edilmediğini, sözleşme gereği 5 gün içinde teslim edileceğini zorlama ile ürün alınamayacağını, sözleşmenin 7.1 maddesinin davalı tarafça yerine getirildiğini, davacı beyanları ile 6. Ay sonunda alınması gereken 1.999s KG ürünün 5 aylık sürede 1.583 kg olarak alındığının anlaşıldığını, davacıdan defalarca ürün istendiğini, ancak ürün teslimini yapmayacaklarını beyan ettiklerini, bu nedenle çalıştıkları firmalara karşı mağdur olduklarını, sözleşme feshi nedeni ile davalı firmanın mağdur edildiğini, cezai şart talep etme hakkının bulunmadığını, davacı şirkete hiçbir ticari borcun bulunmadığını, davalı firmanın ticari faaliyetine devam ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davaya dayanak sözleşmenin taraflarının satıcı olarak belirtilen … A.Ş ile alıcı olarak belirtilen … Şti olduğu, sözleşme konusunun alıcının işletmekte olduğu … Mah./Semt … sokak … … … … adresinde bulunan … ünvanlı tesislerde temizlik işlerinde kullanılmak üzere …e ait taraflarca kabul edilmiş ürün listelerindeki ürünlerin münhasıran …’den satın almanın kullanmanın ve ürünlerin üçüncü bir kişiye satılmamasının kabul ve taahüt edildiği, süre başlıklı 4 maddesinde 1 -2 ve 3 yıllar için 3.998 Kg. Olmak üzere toplam 11.994 Kg miktarında ürün alımına kadar geçen 3 yıllık süre için yapıldığının, ödeme başlıklı 5.2.1 maddesinde alıcının satın alınan ürünler ile ilgili ödemeleri fatura tarihinden itibaren 60 gün içinde ödeyeceği bu süre içinde yapılmayan ödemeler için %2 oranında vade farkının uygulanacağı düzenlemesinin bulunduğu, 6.1 maddesinde …in veya yetkilendirdiği bayisinin alıcıya KDV dahil 11.800 USD meblağı alıcının düzenleyeceği sözleşme karşılığı yatırım bedeli faturası karşılığında ödeyeceği, 7 maddesinde siparişlerin alıcı tarafından …e yazılı, faks, e-mail olarak bildirileceği hususunun, fesih ve sonuçları başlıklı 10.1 maddesinde alıcının sözleşmede yüklendiği yükümlülüklerini kısmen veya hiç yerine getirmemesi halinde alıcıya ihtarname çekmekle yükümlü olduğu, alıcının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde taahhütlerine karşılık aykırılıklarını gidermediği taktirde sözleşmenin … tarafından feshedilebileceği 10.2 maddesinde sözleşmenin … tarafından haklı nedenlerle feshi halinde veya alcı tarafından haksız herhangi bir nedenle 4. Maddede öngörülen süreden önce feshedilmesi halinde …’in 6.1 maddede belirtilen promosyonların karşılığı olan 11.800 USD meblağı sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içinde gerçekleşen alım miktarı dikkate alınmaksızın alıcıdan talep hakkına sahip olduğu düzenlemesinin bulunduğu belirlenmiştir. 22.12.2014 tarihli Kefalet taahhüdünün … tarafından imzalandığı ve … A.Ş. İle … Şti. Arasında 21/11/2014 tarihinde düzenlenen sözleşme nedeniyle … Şti. adına doğacak 11.800 USD miktarı ile sınırlı borçların tamamına yönelik müşterek borçlu ve müteselsilen kefil olduğuna ilişkin düzenlendiği belirlenmiştir.
İncelenen İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2015/11404 sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağına ilişkin olarak 6.920,57 TL asıla alacak, 366,45 TL işlemiş faiz toplamı 7.287,02 TL üzerinden ilamsız takip yolu ile 03/08/2015 tarihinde başlatıldığı belirlenmiştir.
İddia ve savunmaların tespiti yönünden tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davacı kayıtlarını inceleyen mali müşavir bilirkişi 02/10/2017 tarihli raporunda davacı şirkete ait ticari defterlerin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğunu, davalı tarafın mal alımlarının dönemsel bazda incelendiğini, son faturanın 25/05/2015 tarihinde düzenlendiği buna göre sözleşmenin akdedildiği dönem ile mal alımının son bulduğu dönem arasında sadece bir altı aylık dönemden bahsedilebileceği, davalı şirketin bu süreçte gerçekleşen alımlarının toplam 19.922,79 TL ve 2.497,30 KG olduğunun görüldüğünü, davalı şirketin davacı şirkete 6.920,57 TL borç bakiyesinin bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre fatura tarihinden itibaren 60 gün vade ile fatura bedelinin ödenmesi hususunda anlaşma yapıldığını, davalı tarafın bakiye bedel için vade tarihi dolmasına rağmen ödeme yapmadığını, ödemeleri taahhüde uygun vadelerde yapmadığını 25/05/2015 tarihinden itibaren alım yapmadığı gerekçeleri ile talep edilen tazminatın ödenmesi gerektiğine dair taktirin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Davalı kayıtlarını inceleyen mali müşavir bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki çalışmanın 2015 Mayıs ayında sona erdiği söz konusu tarih itibari ile davalının davacı yana yasal defter ve dayanağı belgelerinde yer aldığı şekli ile 6.920,57 TL bakiye borcunun bulunduğu, davacının davalıdan talep ettiği 11.800 USD tutarındaki alacak bedeline esas meblağın sözleşmenin imzalanmasını takiben 27/01/2015 tarihinde 117.150 seri nolu KDV dahil 27.258 TL lik promosyon bedeli açıklamalı fatura mukabili davalı yana ödendiği bu hususta bir ihtilaf bulunmadığı, dava tarihinde tarafların birbirinden cari hesaba mahsuben borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, davalının davacı tarafından talep edilmesine rağmen kendisine verilmediği, temin edilmediği bu nedenle mağduriyet yaşadığı iddialarına ilişkin yazılı belge sunmadığı buna karşılık davacı tarafından davalı yana sözleşmede yer alan mal alım bedelleri tutarında mal talep etmediği, ürün alım kotasının doldurmadığı, ödemelerin belirtilen sürelerde yapmadığı, bu durumun düzeltilmediği halde sözleşmenin tek taraflı fesih edileceği ihtarında bulunulduğu, davacının haklı sebeple sözleşmeyi fesih ettiği yönünde kanaat halinde promosyon bedelleri karşılığı olan 11.800 USD tutarındaki meblağın davalıdan talep edebileceği görüşüne varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 14/02/2018 tarihli beyanında davalı taraftan 11.800 USD bedelli senet alındığını bildirmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde davacı ile davalı şirket arasında 22/12/2014 tarihli sözleşme ile davalı şirketin, davacı şirketten sözleşme konusu temizlik ürünleri 3 yıllık süre için satın almayı üstlendiği,sözleşmenin 6.1 maddesi gereğince 11.800 USD meblağlı sözleşme karşılığı yatırım bedeli faturası karşılığındaki bedelin davacı tarafça davalı şirkete ödeyeceğinin kararlaştırıldığı ve 27.01/2015 tarihinde promosyon bedeli açıklaması ile 27.258 TL nin davacı tarafça davalı yana ödendiği , davalı tarafça alınacak ürünün her yıl 3.998 KG olmak üzere toplam 11.994 kg olacağı ve ürün alım miktarına ulaşılması halinde sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği hususunun kararlaştırıldığı, sözleşmenin 12.1 maddesi gereğince davacının davalı taraftan 11.800 USD meblağlı senet aldığı, söz konusu senedin davacı uhdesinde bulunduğu, davacı tarafça davalının cari hesap borcu bulunduğu ve ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğinin davalıya ihtar edildiği ve İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2015/11404 sayılı dosyası ile cari hesap alacağına ilişkin 18/05/2015 tarihinde takip başlatıldığı, taraf defterlerinde taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin 2015 yılı Mayıs içinde sona erdiği bu tarihten sonra davalı tarafça ürün alınmadığı, sözleşmenin 7 maddesinde siparişlerin …e yazılı olarak bildireceği düzenlemesi karşısında davalının davacı tarafça ürün teslim edilmediğine ilişkin savunmalarının subut bulmadığı, davalı …’ın davacı ve davalı şirketler arasında düzenlenen sözleşme nedeniyle 11.800 USD miktarı yönünden müşterek borçlu ve müteselsil kefaletinin bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 4,5.2 made kapsamına göre davacının sözleşmenin 10.3 maddesi gereğince cezai şart talep koşullarının oluştuğu, ancak cezai şartın USD bazında belirlenmiş olması paranın satın alma gücü nazara alındığında %40 oranında tenkisinin hakkaniyete uygun olduğu…” gerekçesi ile davanın KISMEN KABULÜ ile, 1-7.080.USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki T.C Merkez Bankası Efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 2-Davacı tarafın da 31/12/2014 keşide tarihli vade tarihi bulunmayan 11.800 USD bedelli senedin davalılara iadesine, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usule, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, savunma dilekçeleri ve delillerin bilirkişi tarafından tam olarak incelenmediğini ve rapora yansıtılmadığını, davacı şirketin sözleşme maddelerine aykırı davranarak müvekkili firmayı mağdur ettiğini, davacının sözleşmeyi tek taraflı feshinin haksız olduğunu ayrıca alınan ürün bedeli olarak ödenen miktarın kotadan düşülmesi gerektiğini ve promosyon bedel iadesi faturası kesilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:

Dava, sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle promosyon olarak ödenen bedelin cezai şart olarak iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedilmesine ve sözleşme uyarınca ödediği bedelinin iadesini cezai şart olarak isteyebileceğine, hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, yargılamada eksiklik bulunmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2018 tarih ve 2016/989 Esas 2018/1009 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 1.465,41.TL nispi karar harcından peşin olarak alınan 755,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 709,51.TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 06/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.